Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde “KKTC Seçimlerinin Anlattıkları ve Kıbrıs’ın Geleceği” başlıklı panel düzenlendi. Oturum başkanlığını SDE Başkan Yardımcısı Alper Tan’ın yaptığı panelde; SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü Kd. Albay (E) Mithat Işık, Korgeneral (E) Erdoğan Karakuş, Dr. Ahmet Zeki Bulunç, Prof. Dr. Soyalp Tamçelik ve Optimar Başkanı Hilmi Daşdemir konuşmacı olarak yer aldı. KKTC seçimlerinin çok boyutlu olarak değerlendirildiği programda KKTC’nin sosyolojik yapısından, jeopolitik önemine kadar seçim sonuçlarının gölgesinde değerlendirildiği program, Alper Tan’ın sunumunun akabinde Korgeneral Erdoğan Karakuş’un konuşmasıyla başladı.
Korgeneral Erdoğan Karakuş devletlerin, hava sahası üzerinde yetki elde etmesi durumunda Münhasır Ekonomik Bölge ( MEB ) üzerinde yetki almalarının daha kolay olacağını söyledi. KKTC’nin bir an evvel diğer devletler tarafından tanınmasının sağlanması gerektiğini ve bu şekilde KKTC’ye ait Hava Sahası ilan edilmesinin önemine vurgu yaptı. Bu şekilde Doğu Akdeniz’deki mücadelemizi güçlendirmemiz gerektiğini vurguladı.
“Hava Sahasını elde ederseniz, Hava Sahasını elde ettikten sonra MEB elde etmek çok kolay tabi ki BM’ye gidiliyor zaten buranın hava sahası bu devlete ait ve doğal olarak altında kıta sahanlığı iddia ediyoruz. Burada birinci öncelik bir an evvel KKTC’nin tanınıp ondan sonra ilan edilen Hava Sahası alanı genişletilmeli ve KKTC’nin Hava Sahası hiç olmazsa Meis ile Kıbrıs arasındaki bölgeyi de kapsamalı ki Doğu Akdeniz’deki mücadelenizi kazanalım.”
Dr. Ahmet Zeki Bulunç, KKTC seçimlerine dair çok çarpıcı analizlerde bulundu. CB Adayı Akıncının seçilmesi durumunda vermek istediği bölgelerde daha yüksek oy aldığını ve bu durumun daha detaylı bir şekilde analiz edilmesi gerektiğini dile getirdi.
“ Akıncının kesinlikle vermek istediği bölgelerde oy oranı daha yüksek olmuştur. Örneğin, Güzelyurt bölgesi. Yani bu seçimleri çok farklı yönleriyle ayrıca analiz etmek gerekecek. Mesele sadece toprağın verilip verilmemesinden öte çeşitli durumlarında etkili olduğunu dikkate almamız gerekiyor.”
Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, KKTC’de yeni yetişen genç jenerasyonun siyasal, sosyal yönelimlerine dikkat çekti ve gençlerin manevi değerler konusunda daha sorgulayıcı olduğunu vurguladı. Eski kuşakların kutsal bulduğu değerlere karşın gençlerin daha seküler veya daha liberal baktığını dile getirdi. Kıbrıs seçimlerine sosyolojik ölçütleri dikkate alarak değerlendirmelerde bulundu.
“ Özellikle KKTC’de yetişen genç bir jenerasyon var. Malum Türkiye’de de var. Z kuşağı diye bilinen bir kuşak geliyor. Baba tanımaz anne bilmez. Manevi değerler konusunda daha sorgulayıcı ve daha relax davranıcı. Sizin kutsamış olduğunuz değerleri onlar daha seküler veya daha liberal bakıyor olabilirler.”
SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü Kd. Albay (E) Mithat Işık, KKTC’nin bugün geldiği noktada iç sızlatıcı bir durumun olduğunu belirten Işık, bölgede mücadele veren bir gazi olarak bugün gelinen noktanın sebebini, yaşanan zorlukların ve verilen mücadelenin KKTC halkına iyi anlatılmadığına bağlı olduğunu dile getirdi.
“ Bir gazi ve vücudundaki mermi ile 26 saat giden biri olarak şunu söylüyorum ki KKTC hiçbir zaman Türkiye’ye düşman olan bir yönetime bırakılmamalıdır.Ben bir gazi olarak bunu kabul edemem.”
Optimar Başkanı Hilmi Daşdemir, KKTC seçimlerini referanduma benzeterek Kıbrıs’ı doğru anlamanın önemine değindi.Demografik yapısının iyi okunması gerektiğini ve ilerleyen süreçte Kıbrıs’a dair daha detaylı araştırmaların yapılması gerektiğini belirten Daşdemir bu konuya Türkiye’nin daha çok yönelmesi gerektiğini vurguladı.
“KKTC’deki seçim, gerçekten referandumdu. Ben bundan üç hafta önce star ‘Açık Görüş’te’ Kıbrıs için kader seçimi diye bir yazı kaleme aldım.Bu hafta sonu da Kıbrıs seçimlerini değerlendirdiğim bir yazı daha kaleme aldım. Sonuç itibariyle Kıbrıs’ı doğru anlamak ve seçime üç ay kala Kıbrıs ile ilgili çalışmak yerine bir sonraki seçim için çalışmak gerekiyor.”