Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
Kolektif Çaresizlik: Münih Güvenlik Konferansı’nın Çöküşü
SDE Başkanı Doç. Dr. Güray Alpar “Münih Güvenlik Konferansı”nın analizini yaptı.
25 Şubat 2022 10:30

Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Doç. Dr. Güray Alpar, “Kolektif Çaresizlik: Münih güvenlik Konferansı’nın Çöküşü” başlıklı bir sunumla, Münih Güvenlik Konferansı’nın dünü ve bugününü ayrıntılı bir şekilde anlattı.

İlk Münih Güvenlik Konferansı’nın toplanış tarihine dikkat çeken Alpar, konferansın tarihinden, liderlerin sarfettiği sözlere, konferans raporlarına kadar bilgi paylaşımında bulundu.

“Münih Güvenlik Konferansı ilk kez “Küba Krizi”nin ardından toplanma kararı aldı. Neydi o kriz, ABD İbrahim füzelerini Türkiye’de konuşlandıracağını açıklamış, Rusya ise buna karşılık “Sen Türkiye’ye nükleer füze konuşlandırırsan ben de Küba’ya füze yerleştiririm” misillemesinde bulunmuş ve Küba krizi patlak vermişti. Bu durum ABD’ye bir tehdit oluşturmuştu ve Münih Güvenlik Konferansı’nın düzenlenmesinde inisiyatif almıştı. 2 milyar dolar üzerinde bütçesi olan bu konferansın ilk ismi ‘Küresel Güvenlik Politikaları-Uluslararası Askeri Bilimler Buluşması’ idi. Ve bu konferanslardan alınan raporlar bütün dünyada güvenlik alanında başvurulan bir referans haline geldi. Bu raporlar uygulanması zorunlu değil ancak güvenlik çevrelerinde dikkate alınan bir referanstır.”

Doç. Dr. Güray Alpar, 1963’ten bu yana yapılan konferansta atılan adımlardan bahsetti. Ve Münih Güvenlik Konferansı’na Rusya’nın da katılmasıyla yaşanan kırılma noktalarına işaret etti. Alpar, Rusya Devlet Başkanı Putin’in 2007’de katıldığı Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmayı hatırlattı.

“Bana göre 5 büyük kırılma yaşandı Münih Güvenlik Konferansı’nda. İlki Rusya’nın 1999’da konferansa dahil edilmesiyle başlamıştır. 2007 yılında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin katıldığı Münih Güvenlik Konferansı’nda ‘Batı’nın içinin boş olduğunu, artık bir güç olmadıklarını’ deklare eden bir konuşma yapmıştı. Birinci kırılma 2007 idi. Ardından 2008 yılında Münih Güvenlik Konferansı adını aldı. O dönemlerde Rusya Gürcistan’a, Kırım’a girdi. 2015 yılına gelindiğinde Münih Güvenlik Konferansı’nın hazırladığı uzmanlar raporunun başlığı “Çökmekte Olan Düzen: Gönülsüz Korucular”. Aslında bu başlıkla da bazı ipuçlarını alıyoruz. “Kimse kimse için ölmeyecek” diyorlar. 2019’da ise konferans raporu “Düzen Dağılıyor: Parçaları Kim Toplayacak” başlıklıydı. Kimse kimsenin parçasını toplamaycak. Avrupa ülkeleri dururken ABD Askeri gidip savaşmayacak. Ve 2020’de ‘Batısızlık’ raporunu yayınladılar. Bu sene ise “Kollektif Çaresizlik”… Konferansın sürecini yayınlanan raporların isimlerinden de anlayabiliriz.”

SDE Başkanı Alpar, Rusya Devlet Başkanı’nın 2007’de yaptığı Münih Güvenlik Konferansı konuşmasından bir parçayı paylaştı. Putin şöyle demişti;

 “Tek taraflı ve çoğu kez gayri meşru olan eylemlerin hiçbir soruna çare olmamıştır. Üstelik  yeni gerilim noktaları yaratmıştır. Uluslararası hukukun temel ilkelerinin her geçen gün artan bir şekilde küçümsendiğini görüyoruz. Ve aslına bakılacak olursa, bağımsız yasal normlar, gittikçe bir devletin hukuk sistemine benzemektedir. Bu tek devlet, en önemlisi ve en başta ABD, her yönden ulusal sınırlarının ötesine geçmiştir. Diğer uluslara dayattığı ekonomik, siyasi, kültürel ve eğitimsel politikalar bunun kanıtıdır. Peki, bundan kim hoşnut? Kim bundan memnun kalıyor? Tek kutuplu dünya nedir? Bunu ne kadar süslerseniz süsleyin, netice itibariyle tek tip durum, tek erk, tek güç merkezi, tek efendi anlamına gelir. Tek egemenin, tek efendinin olduğu bir dünya demektir. Sonuç olarak, bu durum sadece sistemin içindekiler için değil, aynı zamanda egemenliği elinde bulunduran için de ölümcüldür, çünkü onu içeriden yıkar. Bundan daha önemlisi model bizatihi kendisi kusurludur çünkü, esas itibariyle ahlaki bir temel yoktur ve olamaz.”

 

Peki Putin’e bu konuşmayı yaptıran neydi?

“Bunların ilki Rusya’nın özellikle enerji kaynaklarından elde ettiği gelirle ekonomik yönden güçlenmesi ve bunu iç politikaya yansıtması, reform başlatması ve bu gücü dış politikaya yansıtmasıydı. İkincisi ise o dönemde ABD’nin de Avrupa ülkelerinin de Doğu Avrupa ülkelerinde füze radar sistemleri oluşturmasıydı.”

Günümüzde ise Avrupa’da savunma ve güvenlik eksikliğinden bahseden Güray Alpar, Avrupa halkında büyük bir güvenlik endişesi yaşadığını belirtti. Rusya’nın da bunun farkında olduğunu ve Ukrayna’ya müdahalesinin arkasında da bu gerçeğin olduğunu söyledi.

“Maalesef Batı irade göstermemiştir. Ukrayna’yı Rusya’ya karşı kışkırtmıştır. Boş vaatlerde bulunmuştur. Şimdi de terk edip gitti. ABD müdahale öncesi açıklama yaptı. ‘Biz asker göndermeyeceğiz’ dedi. ABD tüm Avrupa’yı yarı yolda bırakacak. Ukrayna’da olduğu gibi. Yunanistan’a da bunu yapacak, Polonya’ya da bunu yapacak… Münih Güvenlik Konferansı’nda Ukrayna’ya destek çıkacak bir tane söz yoktu. Yaptırımlar yapacağız diyorlar. Başka bir destek yok… Şu coğrafya’da Letonya, Estonya,Polonya, Slovakya, Litvanya, Bulgaristan, Ukrayna. Bunların güvenlik şemsiyesi yok. Eğer ciddi bir güvenlik yapılanmasına girmezlerse Rusya’nın etkisinin bu bölgeye daha hızlı kayacağını düşünüyorum…”

Amerika Birleşik Devletleri’nin savunma ve güvenlik yaklaşımını da değerlendiren Alpar şöyle konuştu:

“ABD Başkanı Joe Biden, son Münih Güvenlik Konferansı’nda Rusya’ya çattı, ‘Siber saldırı yapıyor Rusya’ diye. Yaptırmasaydın. Koskoca ABD. Tek gücüm, süper gücüm diyordu. Senin ne işin var Afganistan’da halkla savaştın, İslam’la savaştın. “Medeniyetler Çatışması” dedin. Dinle savaşmaya kalktın. O kadar paranı harcadın, gitmeseydin. Senin güvenlik uzmanların yok mu? Sen güvenlik sıralaması yapamıyor musun? Sen bunu yapamıyorsan eğer gidip gereksiz yerlerde gereksiz savaşlara girersen eğer, gücünü adama böyle kaybettirirler, içinde de çöktürürler. Bunun sorumlusu Rusya mı sen mi? Sonra çıkmış “Putin NATO’yu zayıflatmak istiyor. Niye şimdi söylüyorsun bunu? Gidiyorsun Afganistan’a elinde kaleşnikofu olan insanlara yeniliyorsun, kaçıyorsun, kaybediyorsun sonra böyle diyorsun? Bu çok acı bir durumdur. Böyle bir hatayı Dünyanın süper gücü denen bir ülke yapıyorsa başına gelecek herşeye razı olmalıdır. ABD kandırılmıştır, durup dururken İslam coğrafyasının içine sokulup, milyonlarca insanın hayatına mal olan gereksiz savaşlar içine girmiştir. Sonra da çıkarsın 2021 yılında tehdit değerlendirmenin başına böyle bir cümle koyarsın.”

SDE Başkanı Güray Alpar Münih Güvenlik Konferansı’nın artık eski etkisini kaybettiğini söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

“Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından şunu değerlendirebiliriz ki geçtiğimiz haftalarda düzenlenen son Münih Güvenlik Konferansı konuşmalarına baktığımızda ne ABD, ne İngiltere ne de AB ülkeleri askerlerini Ukrayna için feda etmeye hazır değil. Her şey, hiçbir riski olmayan yaptırımlarla uzun vadede Rusya’nın zayıflatılması üzerine kurgulanmış ve daha da önemlisi bunu Ukrayna’nın bütünlüğünü ne oranda taahhüt edeceği ve geleceğe yönelik Avrupa’nın güvenliğini sağlayacağı şüpheli gözüküyor. Daha da önemlisi giderek etkisizleşen konferansın, bundan sonraki yıllarda devam etse bile ne kadar saygın olacağı merak konusu.”