Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
Küresel Çevre Sorunları Ve İklim Değişikliği
20 Şubat 2020 17:28

Stratejik Düşünce Enstitüsü “Küresel Çevre Sorunları ve İklim Değişikliği” başlıklı panel düzenledi.  Panelde Danimarka Ankara Büyükelçisi Svend Olling, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Mehrali Ecer, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oktay Tanrısever, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yeşilata, Amerika Birleşik Devletleri/ Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Mustafa Aral’ın kıymetli değerlendirmelerini paylaştığı panelin Oturum Başkanı ise SDE Enerji ve Çevre Kurulu Başkanı Öner Gülyeşil’di.

Panelin açış konuşmasını yapan SDE Başkanı Muhammet Savaş Kafkasyalı, Dünya’da iklim değişikliğinin müsebbibinin insan olduğunu söyledi. Son olarak Avustralya’da su kalmadığı için develerin öldürülmesini eleştiren Kafkasyalı şöyle konuştu:

“Aydınlanma sonrası modernite denilen dönemde dünyanın her meselesine ters tarafından bakıldı sorun denilen şeyi böyle görürseniz çözmek için de develeri öldürürseniz daha fazla sorun üretirsiniz. Görülen tablo da bu. Kocaman bir dünya ve bütün bir insanlık suç işlemek ve bunları meşrulaştırmak için çaba sarfediyor. Bizim bu yanlıştan dönmemiz lazım. Dünyayı bu hale biz getirdik… Uluslararası sistemin ise bunun meşrulaştırma kaynağı olduğunu düşünüyoruz.”

Oturum Başkanı SDE Enerji ve Çevre Kurulu Başkanı Öner Gülyeşil, “Sağlıklı çevre koşullarında yaşamak sadece insanların değil tüm canlıların hakkıdır. Canlılara yaşanabilir ortam sağlanması başta devletlerin sonra da tüm toplumların sorunlarıdır” dedi ve herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesinin önemli olduğunu vurguladı.

Danimarka’nın Ankara Büyükelçisi Svend Olling yaptığı konuşmada Danimarka hükümetinin küresel ısınma ve iklim değişikliği ile ilgili yaptığı çalışmaları anlattı. Karbon emisyonunun azaltılması için gerekli önlemlerin alındığını belirtti. Oliing, çalışmalar sayesinde 20 -25 sene sonra Kopenhag şehrinin karbonsuz bölge olacağına işaret etti. Danimarka yönetiminin bu çalışmalar için 52 milyar dolar yatırım yaptığını ifade eden Büyükelçi Svend Olling, sadece Danimarka’nın değil tüm ülkelerin gerekli önlemleri almasını söyledi. Türkiye’nin fosil yakıt tüketimini azaltmasını tavsiye eden Olling, bölgesel ısıtmanın hem ülke ekonomisi hem de çevre için daha verimli olacağını paylaştı. Olling, “Merkezdeki sıcak suyun evlere dağıtımıyla ısınma sağlanabilir, böylece yüzde 30 tasarruf sağlanabilir, bu Türkiye’nin ithal yakıtlara bağımlılığını da azaltabilir” diye konuştu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Avrupa Birliği Dış İlişkiler Genel Müdürü Mehrali Ecer ise yaptığı konuşmada iklim değişikliğinin dünya için küresel risklerin başında geldiğini vurguladı.

“Sorun ortak çözüm de ortak olmalı. Tek bir ülkenin mücadelesi yeterli olmaz. Tüm dünyanın elini taşın altına koyması lazım. Paris Anlaşmasını imzalamamıza rağmen taraf olmadık. “Biz gelişmekte olan ülkeyiz” diyoruz, bize “Karbon emisyonunuzu azaltın” diyorlar. Gelişmekte olan endüstriyel, sanayi faaliyetleri olan bir ülke olarak bunu yapmamız bizim açımızdan mümkün değil… Paris Anlaşmasına taraf olmasak da üzerimize düşen görevi yapıyoruz.”

ÖDTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Oktay Tanrısever ise iklim değişikliği ile mücadele için gelişmekte olan ülkelere yardım etmesi gerektiğini belirtti. “Danimarka’daki teknoloji birçok ülkede yok. Diyorlarki fosil yakıt tüketmeyin ancak gelişmekte olan ülkeler için bu tercih değil zorunluluk…” diyen Tanrısever “Endüstri Devriminden sonra sanayileşen ülkeler, sorunu üreten ülkeler olarak gelişmekte olan ülkelere teknoloji transferi ve maddi kaynak sağlamalı” ifadelerini kullandı.

ABD Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Mustafa Aral ise iklim değişikliğine neden olan yönlendiricilere dair teknik bilgiler verdi. Tüm okyanus ve denizler için deniz seviyesinin yükselmesi ile kar karşıya olunduğunu ancak Akdeniz için deniz suyunun ısınmasının bir sorun olarak görüldüğünün altını çizdi. Deniz seviyesinin yükselmesi durumunda birçok ülkenin sular altında kalabileceğini belirten Aral, bu ülkelerden bazılarının, Danimarka, İngiltere, Belçika ve Brüksel olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Mustafa Aral Akdeniz’in hali hazırda sıcaklılığının Ocak Ayında yapılan ölçümlerde 1 derece ölçüldüğünü ve bu sıcaklığın Akdeniz’in tarihindeki en yüksek Ocak Ayı sıcaklığı olduğunu belirtti. Aral, Yapılan araştırmalara göre 2100 yılına gelindiğinde Akdeniz’de deniz suyunun ısısının 4 derece ölçülebileceğini söyledi.

Mustafa Aral’ın dikkat çektiği bir diğer konu ise buzulların eskiden önden parçalanarak denize taşındığı ancak son yapılan araştırmalarda ısınan suyun buzulları alttan eritmeye başladığı yönünde.

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yeşilata panelde yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:

“İklim değişikliği ile mücadelede enerji sektörüne yönelik doğru stratejiler aynı zamanda bir kalkınma aracı olarak da kullanılabilir. Karbon-Nötr ekonomiye geçiş için yenilikçi stratejilerle 5 yıllık ulusal eylem planı hazırlanması faydalı olacaktır. KAUSS yazılımındaki yaklaşım ulusal ölçeğe genişletilerek, karbon salım azaltım stratejilerinin etkisini sürekli izlemek faydalı olacaktır.”