Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde “Nijerya ve Afrika-Türkiye İlişkileri” başlıklı konferans düzenlendi. Konferansın konuşmacısı Nijerya Ankara Büyükelçisi İsmail Yusuf Abba konu hakkında bilgiler verdi.
İsmail Yusuf Abba, Afrika’da 54 ülkenin bulunduğunu, bu 54 ülkenin tamamının Afrika Birliği’ne dahil olduğunu, bu ülkelerin aralarında çoklu ilişkiler olduğu gibi hemen hemen bütün ülkelerin ikili ilişkilerinin de olduğunu dile getirdi.
Geçtiğimiz 20 yıla baktığımız zaman Türkiye, Çin, Avrupa Birliği gibi farklı coğrafyalardan gelen ülkelerin Afrika’ya özel ilgi duyduklarını, çoklu ilişkilerde olduğu gibi birebir ilişkilerin de ivme kazandığını söyleyebileceğini ifade eden Abba, “Ülkeler bunu yapıyorlar. Çünkü pek çok önemli hususta, örneğin kalkınma, güvenlik gibi meselelerde çoklu istişarenin büyük önemi var. Bundan dolayı da ülkeler bu tür iletişim kanallarını açık tutmaya çalışıyorlar.” dedi.
Türkiye ile ilişkiler konusunda da değerlendirmelerde bulunan Abba, Türkiye’nin 54 Afrika ülkesinin tamamı ile çeşitli seviyelerde ilişkilerinin bulunduğunu, 2002 yılından itibaren ise Recep Tayyip Erdoğan liderliğiyle ilişkilerin ivme kazandığını, Erdoğan’ın göreve gelir gelmez Afrika politikasını açıklayıp dış politikadaki Afrika açılımına devam ettiğini, 2005 yılının ise Türkiye’de Afrika’ya adanmış bir yıl olarak tahsis edildiğini ifade etti ve “Bu ilişkilerin yanı sıra barışın ve güvenliğin tesisinin sağlanması açısından da Somali ve Güney Sudan gibi ülkelerde de bu barışın sürdürülebilmesi için destek oldular. Bunlardan dolayı da 2005 yılında Afrika Birliği’nde Türkiye’ye özel ortaklık statüsü verildi ve Türkiye Afrika Birliği’nde özel ortak olarak diplomatik ilişkilerine devam ediyor.” dedi.
Süreç içerisinde Türkiye ve Afrika arasında gerçekleştirilen zirveler ve deklarasyonların sonucunda genel bir değerlendirme yapıldığında iki tarafın da birbirini daha iyi ve sağlıklı bir şekilde anladığı, olan kapasitenin en üst seviyeye çıkarıldığı sonucunun çıktığını belirten Abba, siyasi olarak Türkiye’nin genel manzarasına bakıldığında Avrupa Birliği aday ülkesi ve bir NATO üyesi olarak sahip olduğu mevcut kapasitenin Türkiye’yi çoklu dış ilişkilere mecbur bıraktığını da sözlerine ekledi.
“ ‘Türkiye Afrika’da neler yapıyor?’ diye baktığımızda teknoloji transferi, hammaddeye ihtiyaç ve özellikle de Türkiye’nin, o bölgenin ihtiyaç duyduğu altyapı faaliyetlerindeki teknik, fenni mühendislik bilgisi, süratle yapıların tamamlanması( altyapı ve üstyapı) ve yapıların kalitesi açısından değerlendirildiğinde dünyada mühendislik anlamında en iyilerden bir tanesi olarak karşımıza çıkıyor.” diyen Abba, Türkiye-Afrika ilişkilerini özel kılan ortak tarih, Osmanlı döneminden bu yana yapılmış olan iş birlikleri, coğrafi olarak yakın mesafeler gibi unsurların Afrika ülkelerindeki gerek kamuoyu gerekse hükümetler bazında Türkiye’nin imajını olumlu yönde etkileyerek diğer ülkelerden çok daha farklı, çok daha pozitif bir imaj olarak karşımıza çıktığını ifade etti.