Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa YILDIZ, 'Hoca Ahmet Yesevi ve Türk Dünyası' başlığıyla gerçekleştirdiği konferanstaki konuşmasına Hoca Ahmet Yesevi’nin “Bismillah deyip beyan ederek hikmet söyleyip, Taleb edenlere inci, cevher saçtım ben işte. Riyazeti sıkı çekip, kanlar yutup,’İkinci defter’ sözlerini açtım ben işte.” dizeleriyle başladı. Konferansın devamında ‘Türk Dünyasının’ coğrafi ve kültürel sınırlarını çizen Yıldız, Türk kültür ve değerlerinin dünyanın hemen hemen her noktasına ulaştığını, bu noktada tarihten gelen birikimlerimizin etkisinin arttırılması gerektiğini vurguladı. Bunun için de bu değerlerin özümsenmesinin ve içselleştirilmesinin elzem olduğu hususlarına dikkat çekti.
‘Türk Dünyasını’ tanımlarken dikkat edilmesi gereken hususları da katılımcılar ile paylaşan Yıldız, yaygın tabiriyle literatürde ‘Orta Asya’ bölgesi olarak geçen sahanın ‘Türkistan’ olarak adlandırılmasının değerlerin muhafazasında ve kimliğin unutulmaması hususları açısından önemli olduğuna dikkat çekti ve kavramların önemini vurguladı.
Hoca Ahmet Yesevi ile ilgili konuşmaların gerçekleştirildiği bir noktada kamuoyuna yönelik ilk ‘farkındalığı’ sağlayan ve de bir nevi Hoca Ahmet Yesevi’nin ‘keşfini’ sağlayan Ordinaryüs Prof. Dr. Fuat Köprülü’nün çalışmaları ve eserleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Sunumunun devamında Hoca Ahmet Yesevi’nin doğumundan, yaşadığı coğrafyadan etkilendiği ve de etkilediği şahsiyetlerden bahseden Yıldız, Ahmet Yesevi’nin ilim yolculuğu hakkında geniş bir eksenden değerlendirmelerde bulundu. Hoca Ahmet Yesevi’nin hayat düsturlarına da değinen Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Yıldız, “Hoca Ahmet Yesevî hazretleri vakitlerini üçe ayırırdı. Üçte birlik kısmında ibâdet ve zikirle meşgul olurdu. İkinci kısmında talebelerine zâhirî ve bâtınî ilimleri öğretirdi. Üçüncü kısmında ise alın teri ile geçimini sağlamak üzere tahta kaşık ve kepçe yaparak bunları satardı” dedi.
Ahmet Yesevi’nin şiirlerinde Türkçe vurgusu yaptığına da dikkat çeken Yıldız, “Sevmiyorlar bilginler sizin Türkçe dilini/Bilgelerden işitsen açar gönül ilini/Ayet Hadis anlamı Türkçe olsa duyarlar/Anlamına erenler başı eğip uyarlar./Miskin Kul Hoca Ahmet, yedi atana rahmet/Fars dilini bilir de, sevip söyler Türkçeyi” şiirini örnek vererek; “Türkçe konusundaki derin hassasiyetini görmekteyiz. Zira bu büyük ruhun Dîvân-ı Hikmet’i Türkçemizin değerli ilk eserlerindendir.” diye konuştu.
<
Diğer İçerikler