Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde ‘Toplu Vahşet Suçları Sonrası Geçiş Dönemi Adaleti: Arjantin Örneği’ başlıklı konferans gerçekleştirildi. Konferansın konuşmacısı Arjantin Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Hukuk Müşaviri Tomas K. MANGUEL, konu hakkında bilgiler verdi.
Sözlerine soykırıma maruz kaldığımızda yapabileceğimiz hamlelerden ve bu travmaları nasıl restore edeceğimizden bahsederek başlayan Manguel, 2. Dünya Savaşı sürecinde işlenen soykırımlardan katliamlardan ve vahşet suçlarından daha sonrasında ise 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesi ile birlikte Uluslararası bir mahkeme heyeti oluşturulduğundan söz etti.
Uluslararası mahkemenin kurulmasıyla ortaya çıkan sorunlardan bahseden Manguel, Uluslararası mahkeme olduğu için siyasi yönden tesir altında kalınıp kalınmamama sorunlarına, mahkeme sonuçlarının nasıl sonuçlandığına ve savaşta kazanan ülkelere göre mi mahkeme kararı alındığından bahsetti. Bu sorunlara çözüm olarak ise tarafsız 3 ülkeden yargıçlar atandığını ve olabildiğince daha da tarafsız bir konuma kavuşması sağlandığını dile getirdi.
Manguel, “Mahkeme süreçlerindeki en önemli hususlardan bir tanesi de yargı ve metodolojisi açısından yargı makamının ya da yargıçların bir yargıç olarak sanık tarafından da kabulü olduğunu, bu durumun psikolojik de bir süreç olduğunu ve failin ‘Sen kimsin beni yargılıyorsun?’ sorularıyla karşılaştıklarını dile getirdi.
Büyük katliamlarda Uluslararası mahkeme süreçlerinin nasıl olduğunu anlatan Manguel, “Arjantin’in istisnai bir örnek ki bu türden bir vahşet suçu karşısında Uluslararası mahkemelerde aslında farklı ülkelere ait olan yargıçlar bulunurken Arjantin böyle bir ağır travma karşısında kendi yargılama ve çözüm sürecinde ilk defa kendisi baş etti. “dedi.
Manguel “Cunta döneminde cuntanın kendisi ve terörist saldırılar vardı. Yeni Cumhurbaşkanı seçilince iki grubu da yargılayıp iki tarafın içerisindeki kimler suçlu kimler suçsuz ortaya çıkarmak istedi ve bu vesileyle kalıcı bir barış ortamına girileceğine inandı. Oluşturulan gerçeklik Komisyonuna pek çok üye katıldı bunlar arasında yazarlar, sanatçılar, önde gelenler aydınlar, akademisyenler ve sivil toplum temsilcileri vardı. Burada gerçekten kimler nasıl mağdur oldu bunlardan toplu ifadeleri alındı. Burada tabii cunta liderleri konuşturuldu aynı zamanda 709 farklı dosya buralardan açıldı farklı suçları işleyenlerin liderleri bu kapsamda değerlendirilip konuşturmaları gerçekleştirildi. Nazilerin yargılamalarından sonra belki de insanlık tarihinin gördüğü en net ve somut yargılamalardan bir tanesiydi. “dedi.
Manguel, 2003 yılına kadar olan süreçte bunların gerçekleştiğini, 2003 yılında bazı davalar için yeniden yargılanmaların gerçekleştiğini ve toplumdaki mağduriyetleri bir nebze de olsa geçirdiklerini söyleyerek konuşmasını bitirdi.