Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde “Tük Dış Politikasının Tarihsel-Sosyal Motivasyon Kaynakları” başlıklı konferans düzenlendi.
Konferansın konuşmacısı Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu Üyesi Doç. Dr. İsmail Safi, konu hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünya beşten büyüktür” söylemine dikkat çeken Safi, Karabağ savaşında Türkiye’nin Azerbaycan'ın yanında olarak Karabağ’ın tekrar Türk toprağı haline getirildiğini hatırlatarak Afganistan'da, Kosova'da, Bosna'da, Irak'ta, Suriye'de, Katar'da, Sudan'da, Somali'de Libya'da Türkiye'nin ya askeri üsleri olduğunu ya da koruma misyonları olduğunu ve bunun bir anlamı olması gerektiğini söyleyerek “Her devlet bunu yapamaz, Türkiye bunu neden yapıyor? Yani ekonomimiz çok büyük veya Birleşmiş Milletler’in verdiği bir görev mi? Bundan dolayı mı bunu yapıyoruz? Kıt kaynaklar var. Biz bunun farkındayız ama bunu yapmak zorundayız.” dedi.
Suriye'de, Irak'ta, Afganistan'da Türkiye’nin ihtiyacı olan ülkelere yardım konusunda üçüncü sırada, GSMH’e göre baktığımızda ise birinci sırada olduğunu, bunun nedenlerini anlamaya çalıştığımızda ve siyasal-sosyal nedenlerine baktığımızda bunun kökeninin çok daha derinlere gittiğini görebileceğimizi ifade eden Safi, “Birincisi atalarımızın yaşadığı coğrafyaya baktığımızda bütün medeniyetlerin yeşerdiği bir coğrafyadır burası. Aslında kültürlerin ve medeniyetlerin katmanlaştığı yerdir. Kadim medeniyetlerin bizlere bıraktığı miras, medeniyetin beşiği bir coğrafya. Sümerler bizim Mezopotamya dediğimiz Anadolu'nun hemen altı. Yazıdan tutun tüm teknolojik, astrolojik gelişmeler buradan çıkıyor. Sümerler bugünkü medeniyeti ilk ortaya çıkaran topluluktur. Bu topluluk bizim coğrafyamızda yaşamış ve atalarımızla karışmışlar ve oradaki DNA'nın bizde olma ihtimali çok yüksek. Bunların hepsi katman katman. Ancak başka türlü Selçuklular ortaya çıkmazdı ya da başka türlü Osmanlı gibi büyük bir medeniyet ortaya çıkmazdı. Altında çok ciddi zengin birikimin olması lazım. Türk dediğiniz zaman Sümerler Hititler ve benzeri gibi Anadolu uygarlıklarının hepsini bunun altına koymanız gerekir. Daha sonraki karışımları da üzerine koyarsak Bizans, Roma, Pers gibi imparatorlukların da etkisini ortaya koyarak bir bütünden bahsediyoruz. Örneğin Selçuklu'nun yönetim kademesinde büyük bir Pers etkisi var. Osmanlı'da ise Arapların etkisinin olduğunu görüyoruz. Bu yüzden bunları sadece tek bir kavim olarak değil tek bir topluluk olarak düşünmemiz gerekir. Örneğin Türkiye'deki Müslümanlara Türk dendi. Bunun ardında başka bir kavim kan ırk aramaya gerek yoktur.” dedi.
Bir memleketi harekete geçirmek için yüce bir fikir ve davanın olması gerektiğini söyleyen Safi, Türk topluluklarında Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresinin İslam’dan önce de var olduğunu, İslâmiyet'in kabulünün Türklere yeni bir ruh verdiğini ve Büyük Medeniyetlere ve Büyük İmparatorluklara kapı açtığını dile getirdi.
Safi, “Bizim medeniyetimizin değerleri dünya insanın vicdanıdır. Bizlerin bu coğrafyada hak, adalet ve merhameti yaymamız lazım” dedi.