Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
Uluslararası “Gençlerin Gözüyle: Geçmişten Geleceğe Balkanlar” Kongresi Açılış Konuşması
Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde Uluslararası “Gençlerin Gözüyle: Geçmişten Geleceğe Balkanlar” adlı bir kongre gerçekleştirildi.
07 Aralık 2022 14:29

Stratejik Düşünce Enstitüsü’nde Uluslararası “Gençlerin Gözüyle: Geçmişten Geleceğe Balkanlar” adlı bir kongre gerçekleştirildi.

Kongrenin açılış konuşmasında SDE Başkanı Doç. Dr. Güray Alpar, Balkanlarda en çok konuşulan dilin 12 milyon kişiyle Türkçe olduğunu vurgularken bölgeyle ilgili bilinmeyen birçok ayrıntı olduğunu ve bu kongrede Balkanlarla ilgili bilinmeyen yönlere de ışık tutulacağını ifade etti.

Balkanların stratejik bir bölge olduğunu söyleyen Alpar, “Ukrayna’daki savaş bu bölgenin yakınında. 2 ila 5 milyon nüfuslu ülkelerin kendi başına burada bir güç olması ve kendi güvenliğini sağlaması mümkün değil. Dolayısıyla Estonya, Letonya gibi ülkelerde ne kadar Rus tehdidi hissediliyorsa aynı güvenlik ihtiyacı Balkanlar için de geçerli. Bu insanlar NATO’ya, AB’ye girmeye çalışıyorlar. Hem ekonomik hem de askeri anlamda bir güvenlik ihtiyacı söz konusu ve bunları da karşılayacak şekilde tedbirlerin alınması gerekiyor.” dedi ve kongrede aranacak olan şeyin Balkanlarla aramızdaki ortak ve farklı noktalar olduğunu da sözlerine ekledi.

Tunceli Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ ise kongrenin açılışında yaptığı konuşmada SDE Başkanı Doç. Dr. Güray Alpar’ın konuşmasına atıfta bulundu ve şöyle söyledi: “Balkanlarda birleşme zamanı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bugün ulaştığı bu entelektüel birikimle, ekonomik, askeri ve teknolojik bilgi birikimiyle bu birleşmeyi yapabilecek kapasitede görüyorum. Yani tekrardan 1300’lü yıllardan itibaren Pir-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevi, Pir-i Hünkar Hacı Bektaş Veli felsefesi ile oraların tekrar Türklerle entegrasyonu olacak diye düşünüyorum.”

SDE İç Politika ve Hukuk Koordinatörü Prof. Dr. Tevfik Erdem, balkanlar denince hem düşünsel hem duygu hem de coğrafya olarak çok uzak bir bölgeden bahsediliyormuş gibi bir algı oluştuğunu ancak gerçeğin bu şekilde olmadığını ve balkanları yakından tanımamız gerektiğini ifade etti.

Uluslararası ilişkilerdeki  “Balkanizasyon” kavramına değinen Prof. Dr. Tevfik Erdem, Balkanların karmaşanın, etnik, dini, kültürel çatışmanın olduğu bir yer gibi gösterildiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Misha Glenny diyor ki büyük güçlerin çatışma alanıdır Balkanlar. Eğer Balkanlar bir barut fıçısıysa, bu Balkanların kendi içinden kaynaklanan bir problem değil, büyük güçlerin Balkanlar üzerinde oynadığı stratejilerden dolayı gelişen bir problemdir. Balkanları biz üzerine yapıştırılan bu “Balkanlaşma” ya da “Balkanizasyon” kavramları üzerinden tanımlamamalıyız. Umarım bu tür toplantılar Balkan tarihini ve Balkan halklarını bize çok daha farklı bir yönle tanıtır."

SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü E. Kd. Albay Mithat IŞIK ise “Balkanlar, tarihte birçok ülkenin ilgi alanına girmiştir ve bu durum balkanlara kan ve gözyaşı getirmiştir ta ki Osmanlı’nın 15. yüzyılın ortalarında bölgeye hakim olmasına kadar. Osmanlı bölgeye hakim olması ile birlikte bölgede ekonomik, siyasi ve güvenlik anlamında çok başarılı bir yönetim icra etmiştir. Orda bulunan her grup kendi kültürünü, dini inancını yaşayabilmiştir ve incelediğimizde en huzurlu dönemidir Balkanların Osmanlı dönemi.” dedi.

Mithat Işık, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şuanda bölgede gerek ekonomik gerek siyasi gerekse kültürel anlamda bir takım başarılı çalışmaları olduğunu ve Balkanlarda gelecekteki huzur ortamını yaratacak olan şeyin de Türkiye’nin bu çalışmaları olduğunu sözlerine ekledi.

SDE Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika Uzmanı Dr. Gökberk Durmaz, Balkanlar’ın yıllarca bu coğrafya ve Avrupa arasında sıkışmış olarak yorumlandığını ancak Balkanların bizatihi kendisinin çok stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Son dönemde de soğuk savaşta demir perdenin altında kalan Balkanlara özellikle Batı tarafından Sovyetler üzerine ya da yeni Rusya üzerine pompalanan bir tehdit algısı konumlandırıldığını ifade eden Dr. Gökberk Durmaz, “Ancak içerideki Batılı sivil toplum kuruluşlarının, Batılı organizasyonların faaliyetleri, bunlarla birlikte kendi güvenlik paktını alma süreçleri vs. gibi konulara bir arada bakarsak aslında tehdit algısının sadece bir taraftan gelmediğini görüyoruz. Bu da Balkanların geleceği için tehdidin tek taraflı, çözümün de onun karşı tarafında olmadığını bize gösteriyor.” diyen Dr. Gökberk Durmaz, esas olanın Balkandaki halkların, milletlerin o bölgedeki diğer güçlerle birlikte kendi geleceklerini kendi egemenlikleri doğrultusunda tesis etmeleri olduğunu da sözlerine ekledi.