Körfez’de Çin Arabuluculuğu ve Çin'in Küresel Güvenlik İnisiyatifi Konsept Belgesi’nin Önemi
Bu yazı 26/07/2023 tarihinde yayınlanmıştır.
*Sinan TAVUKÇU/SDAV BAŞKANI
Konuyla ilgili bir önceki “Körfez’de ABD Aleyhine Değişen Statüko Çin Hamlesine Bağlanabilir mi?”[i] yazımızda, İran-KİK üyesi devletler arasında normalleşmenin sağlanmasında Çin’in arabuluculuk rolünün önemli olduğunu ancak, 1980’den bugüne ABD’nin Orta Doğu’da uyguladığı güven vermeyen politikaların rakip bölge ülkelerini ilişkilerini normalleştirmeye, ABD hegemonyası dışına çıkmaya ve çok taraflı siyasi, ekonomik ve askeri ilişkiler, ittifaklar arayışına yönelttiğinden bahsedilmişti.
Deng Xiaoping dönemiyle başlayan ekonomik kalkınma ve büyüme, dünyanın en büyük üretim merkezi olma, küresel ekonomik çıkarlarını ilerletme politikaları çerçevesinde ÇHC, diğer ülkeler arasındaki çatışmalara karışmaktan kaçınmayı ve uzak durmayı tercih etmişti. Şimdiye kadar, ÇHC’nin Orta Doğu politikası yalnızca kalkınmaya ve “kazan-kazan işbirliğine” odaklanmıştı.
Ancak, yeterli büyüklüğe ve güce ulaştığını düşünen Xi Jinping yönetimi, küresel ekonomik güç olmanın yanı sıra küresel bir siyasi aktör olarak da sahneye çıkması gerektiğine karar verdi. Bu rolünü öne çıkarmak için barış sempozyumları düzenleyerek, kriz bölgelerine özel elçiler görevlendirerek “büyük güç diplomasisi" sergilemeye başladı.
Benzer girişimleri başka devletler de yapıyordu. Çin, bunlardan farklı olarak, 21 Şubat 2023 tarihinde yayınladığı “Küresel Güvenlik İnisiyatifi Konsept Belgesi” (The Global Security Initiative Concept Paper);[ii] ile, küresel diplomasi hedeflerini ilkeler ve kavramlar üzerine inşa etmeye, söylem gücünü ve standart belirleme kapasitesini dünyaya göstermeye yöneldi.
Küresel Güvenlik İnisiyatifi (GSI), Devlet Başkanı Xi'nin "insanlık için ortak bir gelecek topluluğu inşa etme" vizyonu olarak sunulan Çin çıkarlarını destekleyen yeni bir uluslararası düzen inşa etme stratejisinin parçası olarak, küresel diplomaside rolünü öne çıkarma ve büyük rol almasını sağlamaya hizmet etmek üzere oluşturulmuştu.
Uzun süre kriz ve çatışmalara karışmaktan uzak duran Çin, şimdi uluslararası krizleri fırsat olarak görüp kendisini küresel krizleri çözücü, küresel barış sağlayıcı diplomatik bir güç olarak takdim etmeye yönelmiş durumda. Körfez’de İran-KİK üyesi devletler arasındaki ilişkileri normalleştirme, Ukrayna-Rusya savaşını sona erdirme, İsrail-Filistin arasındaki çatışmaları bitirme ve iki devletli modeli destekleme girişimleri ile arabulucu rolünü ilerletmeye çalışıyor.
Pekin yönetimi, Küresel Güvenlik İnisiyatifi (GSI) belgesinin yayınlanmasından hemen sonra Mart ayında başlattığı Pekin Diyalogu ile Suudi Arabistan ve İran’ın yeniden diplomatik ilişki kurmalarının sağlanmasını GSI konseptinin başarısının kanıtı olarak dünyaya sunuyor.
“ABD Hegemonyası ve Tehlikeleri Bildirisi”
Çin Küresel Güvenlik İnisiyatifi Konsept Belgesi yayımlanmadan bir gün önce, 20 Şubat 2023'te Çin resmi haber ajansı Xinhua "ABD Hegemonyası ve Tehlikeleri” (U.S. Hegemony and Its Perils) hakkında bir bildiri yayınladı.[iii]
Bildiri; ABD'nin siyasi, askeri, ekonomik, finansal, teknolojik ve kültürel alanlardaki hegemonyasını kötüye kullanmasını teşhir etmeyi ve ABD uygulamalarının dünya barışı ve istikrarı ile tüm halkların refahı üzerindeki tehlikelerine daha fazla uluslararası dikkat çekmeyi amaçlıyor, ABD'yi "Soğuk Savaş zihniyetine sarılmak", "blok siyasetini" yoğunlaştırmak ve "çatışmak ve çatışmayı körüklemekle" suçluyordu.
Bildirinin Çözüm bölümü şöyle bitiyordu: “Ülkelerin birbirine saygı duyması ve birbirine eşit davranması gerekir. Büyük ülkeler kendi statülerine uygun davranmalı ve çatışma ya da ittifak değil, diyalog ve ortaklık içeren yeni bir devletlerarası ilişkiler modelinin izlenmesinde başı çekmelidir. Çin, her türlü hegemonyacılığa ve güç politikasına karşıdır ve diğer ülkelerin içişlerine müdahaleyi reddeder. Birleşik Devletler ciddi bir vicdan muhasebesi yapmalıdır. Yaptıklarını eleştirel bir gözle incelemeli, kibir ve ön yargılarından sıyrılmalı, hegemonik, otoriter ve zorbalık uygulamalarından vazgeçmelidir.”
Bildiriden, Çin’in kurguladığı devletlerarası yeni modelde rakibinin, çok sert şekilde eleştirdiği, ABD olduğu, diğer büyük devletler ile işbirliği içinde ABD hegemonyasına alternatif The Global Security Initiative (GSI) adını verdikleri modeli hayata geçirmek istediği anlaşılıyordu. Büyük güç rekabeti, her şeyden önce kuralları ve düzeni kimin belirleyeceği mücadelesi olduğundan ÇHC ortaya koyduğu Küresel Güvenlik İnisiyatifi ile sahaya çıkıyordu.
ABD Hegemonyası ve Tehlikeleri Bildirisi aynı zamanda, 2022 yılı Şubat ayında yeniden yayınlanan, ABD’nin Hint-Pasifik Strateji Belgesine de bir cevap mahiyetindeydi.
GSI Konsepti esas olarak, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in 2022 Nisan ayında Boao Forum'da açıkladığı 6 taahhüte dayanıyordu. Bu 6 taahhüt Konsept Belgesi’nin ikinci bölümünde sayılmıştır.
Çin Küresel Güvenlik İnisiyatifi Konsept Belgesi
21 Şubat 2023 tarihinde yayımlanan Çin Küresel Güvenlik İnisiyatifi Konsept Belgesi; (I) Arka plan, (II) Temel kavramlar ve ilkeler, (III) iş birliğinin öncelikleri ve (IV) İş birliği platformları ve mekanizmaları başlıklarıyla 4 bölümden oluşmaktadır.
Belgenin ilk bölümünde; Bugün dünyanın daha önce hiç olmadığı kadar değiştiği, uluslararası toplumun daha önce nadiren görülen çok sayıda iç içe geçmiş riskler, zorluklar, kısıtlamalar, trübülans, geleneksel ve geleneksel olmayan güvenlik tehditleri, çatışmalarla karşı karşıya olduğu, barış, kalkınma, güvenlik ve yönetişimdeki açıkların büyüdüğü zorluklarla dolu bir dönemden geçildiği anlatılarak Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Küresel Güvenlik Girişimi (GSI) teklifinin bu zorluklar karşısında dünya için bir umut vaad ettiği belirtiliyor.
Dünya barışını ve güvenliğini korumak ve küresel kalkınma ve refahı desteklemenin tüm ülkelerin ortak amacı olması gerektiğinden bahisle, GSİ’nin ülkeleri derinden değişen uluslararası manzaraya dayanışma ruhu içinde uyum sağlamaya, karmaşık ve iç içe geçmiş güvenlik sorunlarını kazan-kazan zihniyetiyle ele almaya çağırdığı, uluslararası çatışmaların temel nedenlerini ortadan kaldırmayı, küresel güvenlik yönetişimini iyileştirmeyi, değişken ve değişen bir çağa daha fazla istikrar ve kesinlik getirmek için ortak uluslararası çabaları ve dünyada kalıcı barış ve kalkınmayı teşvik etmeyi amaçladığı ifade ediliyor.
İkinci bölümde, Birbiriyle bağlantılı ve bir bütün olduğundan bahsedilerek altı temel kavram ve ilkeler sayılmış ve bunların taahhüt edilmesi gerektiği belirtilmiştir:
- Ortak, kapsamlı, iş birliğine dayalı ve sürdürülebilir güvenlik vizyonuna bağlı kalma,
- Tüm ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterme,
- BM Şartı'nın amaç ve ilkelerine uymada kararlı olma,
- Tüm ülkelerin meşru güvenlik endişelerini ciddiye almada kararlılık,
- Ülkeler arasındaki farklılıkları ve anlaşmazlıkları diyalog ve istişare yoluyla barışçıl bir şekilde çözme taahhüdünü sürdürme,
- Hem geleneksel hem de geleneksel olmayan alanlarda güvenliği sağlamaya kararlı olma.
Üçüncü bölümde; İş birliğinin öncelikleri başlığı altında küresel barış ve istikrarın sağlanması için GSI çerçevesinde Çin’in tüm ülkeler, uluslararası ve bölgesel kuruluşlarla ikili ve çok taraflı güvenlik iş birliğini yürütmeye ve güvenlik kavramlarının koordinasyonunu, çıkarların yakınlaşmasını aktif olarak teşvik etmeye hazır olduğu belirtiliyor. ÇHC, dünya barışını ve huzurunu ortaklaşa geliştirmek için uluslararası güvenlik iş birliğine yönelik 20 öncelikli maddede sayılanlar dahil tüm tarafları ve bunlarla sınırlı olmamak üzere tek veya çoklu iş birliğini yürütmeye çağırıyor.
İlgili ülkeleri samimi diyalog ve iletişim yoluyla farklılıkların üstesinden gelmeye, diyalog ve müzakere yoluyla uluslararası ve bölgesel sorunların siyasi olarak çözülmesini desteklemeye teşvik ediyor.
Konsept Çin'i, Asya, Afrika, Avrupa, Latin Amerika ve Pasifik Ada Ülkelerinde kapsayıcı güvenliğin hem garantörü hem de sağlayıcısı olarak hizmet etmeye hazır bir tür dürüst arabulucu olarak gösteriyor.
Son bölümde; İş birliği, güvenlik platformları ve mekanizmalarından söz edilerek tüm tarafları açıklık ve kapsayıcılık ilkesi çerçevesinde uluslararası platform ve mekanizmalar oluşturmaya davet ediyor. Şangay İşbirliği Örgütü, BRICS iş birliği, Asya'da Etkileşim ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı, “Çin+Orta Asya” mekanizması, Doğu Asya işbirliğinin ilgili mekanizmaları, Çin-Afrika Barış ve Güvenlik Forumu, Orta Doğu Güvenlik Forumu, Pekin Xiangshan Forumu, Küresel Kamu Güvenliği İş birliği Forumu (Lianyungang) gibi büyük ölçüde Çin'in son yirmi yılda oluşturduğu Çin merkezli çok taraflı örgütler ağından yararlanmayı, bunları model almayı teklif ediyor.
BMGK daimi üyesi Çin, GSİ mimarisinin merkezine Birleşmiş Milletleri yerleştiriyor, BM’yi uluslararası sistemin "çekirdeği" ve "küresel güvenlik yönetişimi için ana platform" olarak kabul ediyor.
En son olarak Çin’in, barış meşalesinin nesilden nesile aktarılması ve tüm dünyada parlaması için geleneksel ve geleneksel olmayan her türlü güvenlik sorununu çözmek, dünyanın barış ve huzurunu korumak ve insanlık için birlikte daha iyi bir gelecek yaratmak için barışı seven ve mutluluğa talip olan tüm ülke ve halklarla birlikte çalışmaya hazır olduğunu bildiriyor.
GSI Concept Paper'ın yayınlanmasından sonra, 21 Şubat’ta devlete ait Global Times, "Tüm ülkeler Global Security Initiative'e katılmaya davetlidir" başlıklı İngilizce bir başyazı yayınladı.[iv] Kavram belgesinin uluslararası toplumun evrensel beklentilerini karşıladığını, uluslararası toplumun Çin'in küresel güvenlik meselelerine ilişkin ilkelerini ve kavramlarını tam olarak anlamasına yardımcı olduğunu ve ilgili taraflara güvenlik anlaşmazlıklarını ele almaları ve güvenlik ikilemlerini ele almaları için bir yol haritası sağladığını iddia etti.[v]
Modeli hayata geçirme girişimleri
Konsept belgesinin yayımlanmasından hemen sonra 24 Şubat'ta, ÇHC Dışişleri Bakanlığı, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın siyasi çözümü için düşmanlıkların durdurulması çağrısında bulunan on iki maddelik bir tutum belgesi yayınladı. 26 Nisan 2023’te Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski doğrudan telefon görüşmesi yaptı. Çin’in küresel bir barış arabulucusu pozisyonu kazanmaya çalışan hamlesi, ihtilafın tarafı olan küresel hegemonyanın sahibi ABD ve Avrupa ülkelerini rahatsız etti. Her ne kadar başarıya ulaşmasa da Çin’in bu girişimleri, sonu öngörülemez bu savaşa sürüklenen AB ile ABD arasını açma, AB ülkelerini çözüm konusunda Çin’e yaklaştırmayı da hedefliyordu.
Çin, KİK üyesi Arap devletleri ile İran arasında devam etmekte olan kriz ve çatışmada da arabuluculuk yapmaya girişti. 13 Şubat 2023'te İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'yi resmi bir ziyaret için Pekin’de ağırladı. 6-10 Mart 2023 tarihleri arasında İran ve Suudi heyetlerini Pekin'de buluşturdu. Çin’in ev sahipliğinde yapılan görüşmelerde; Suudi Arabistan Krallığı ile İran İslam Cumhuriyeti aralarındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması ve iki ayı aşmayan bir süre içinde büyükelçiliklerinin ve misyonlarının yeniden açılması için anlaşmaya varıldığına dair ÇHC, İran ve Suudi Arabistan üçlü bir açıklama yaptılar.
29 Mart’ta Suudi Arabistan'ın Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) diyalog ortağı olma kararı Kral Selman tarafından onaylandı. İran 17 Eylül 2021’de bu örgüte tam üye olmuştu.
6 Nisan günü iki ülkenin dışişleri bakanları Pekin'de ilk kez bir araya gelerek ÇHC’nin arabuluculuğunda Suudi Arabistan ile İran’ın diplomatik bağlarının resmen yeniden kurulması konusunda anlaştılar. 6 Haziran'da İran'ın Riyad Büyükelçiliği 7 yıl sonra yeniden açıldı. Aynı gün, ÇHC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin düzenlediği basın toplantısında, Çin'in bölgede barış ve istikrarı teşvik etmede olumlu ve yapıcı bir rol oynamaya olan bağlılığını vurguladı.[vi]
Çin, İsrail-Filistin sorununda da arabuluculuk yapmaya soyundu. ÇHC Dışişleri Bakanı Qin Gang, 18 Nisan 2023’te Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ve İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen ile gerçekleştirdiği telefon görüşmelerinde, ülkesinin iki ülke arasındaki barış görüşmelerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu söyledi. ÇHC Dışişleri Bakanı, Cohen ile görüşmesinde Xi Jinping’in Küresel Güvenlik İnistiyafi’ni ortaya koyduğunu hatırlatarak İsrail-Filistin sorununun çözülmesinin püf noktasının ortak güvenlik anlayışının benimsenmesi olduğunu, Çin’in bu konuda herhangi bir bencil menfaati olmadığını ve sadece ilgili tarafların barış içinde bulunarak bölgenin barış ve istikrarını korumalarını beklediklerini belirtti.
Çin’in yeni dış politika konsepti çerçevesinde, Kuzey Kore’nin dahil olduğu bölgesel ve küresel ihtilaflarda da arabuluculuk yapmaya hazırlandığı bilinmektedir.
Çin, Körfez’deki İran-KİK devletleri normalleşmesini GSI’nin başarısı olarak takdim ediyor
ÇHC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin 14 Mart 2023’te yaptığı basın açıklamasında, Suudi Arabistan-İran arasında Çin arabuluculuğu ile kurulan diyalogu, Wang Yi'nin ifadesiyle, “uluslararası kalıcı barış için bir zafer” olarak tanımladı.
Suudi Arabistan-İran ilişkilerinin normalleşmesinin Ortadoğu'da barış ve istikrarın sağlanmasının yolunu açtığı, ülkeler arasındaki sorunların ve anlaşmazlıkların diyalog ve istişare yoluyla çözülmesine güzel bir örnek teşkil ettiğine vurgu yapılan açıklamada, “Pekin diyaloğu, Küresel Güvenlik Girişimi'ni (GSI) uygulamaya koymak için sağlam ve başarılı bir çabadır.” İfadesiyle alınan sonuç bir GSI başarısı olarak takdim edildi.
Açıklamada, “Çin bu süreçte sorumlu bir büyük ülke olarak rolünü oynamaya devam edecektir. Kalıcı barışı ve evrensel güvenliği gerçekleştirmek için GSI'ın uygulanmasında giderek daha fazla ülkenin bize katılmasını umuyoruz.”[vii] denildi.
Sonuç
Devlet başkanı Xi'nin "insanlık için ortak bir gelecek topluluğu inşa etme" vizyonu çerçevesinde kaleme alınan Küresel Güvenlik İnsiyatifi Belgesi’nde eleştirilecek bir takım hususlar mevcut.
Bir defa Çin, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra soğuk savaş şartlarında inşa edilen Birleşmiş Milletler yapılanmasını ve ilkelerine sahiplenerek bunu yeni küresel dünya modeli GİS’in merkezine yerleştiriyor. Böylece, uluslararası statükoyu sahipleniyor ve muhafaza ediyor. Halbuki, küresel pek çok problemin kaynağı, Türkiye’nin her fırsatta dile getirdiği gibi, Birleşmiş Milletler düzeninin bizzat kendisi. Haklarını savunmak isteyen diğer ülkeler bir BMGK daimi üyesi etrafında kümelenmek zorunda bırakılıyor. Bu düzen, ÇHC’nin de aralarında yer aldığı BMGK daimi üyesi devletlere ekstra güç ve menfaat temin etme aracına dönüşmüş durumda.
Bir diğer eleştirilecek husus, belgede dünya ülkelerinin büyük ülkeler/önde gelen ülkeler ve küçük ülkeler/önemsiz ülkeler olarak tasnife tabi tutuluyor olması. Halbuki, bu önemli devletlerin bir çoğunun geçmişi kanlı sömürgecilikle lekeli ve bugün yaşanmakta olan haksızlıkların birçoğu onların eseri. Belgenin III/2 maddesinde önemli ülkelere verilen rol şöyle ifade ediliyor, “Büyük ülkeler arasında koordinasyonu ve sağlam etkileşimi teşvik edin ve barış içinde bir arada yaşama, genel istikrar ve dengeli kalkınma özelliklerine sahip büyük bir ülke ilişkisi kurun. Başlıca ülkeler, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması konusunda özellikle önemli sorumluluklar üstlenmektedir. Önde gelen ülkeleri eşitlik, iyi niyet, iş birliği ve hukukun üstünlüğünü onurlandırmada ve BM Şartı ve uluslararası hukuka uymada örnek teşkil etmeye çağırın. Karşılıklı saygıya, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan iş birliğine bağlı kalın, çatışma ve çatışma olmaması esasına bağlı kalın, farklılıkları korurken ortak zemin arayın ve farklılıkları yönetin.”
Büyük ülkelerden kastedilen BMGK’nın daimi üyeleri (Almanya, Kanada, Hindistan, Japonya vb. de ilave edilebilir) olmalıdır. Çin konsept belgesinde, önemli ülkeler "sorumlu büyük güç" olarak davranmamakla eleştiriliyor ve diğer devletlerden bu ülkeleri sorumluluklarına uygun davranmaya zorlamaları talep ediliyor. Eskinin sömürgecisi bu devletlerin statülerinin korunmasına özen gösteriliyor ve eşitler (!) arasında ön sıraya konuyor.
Konsept belgesinde dikkat çeken hususlardan birisi de, Çin’in öncülük yaptığı yada içinde yer aldığı iş birliği, diyalog kuruluşlarını GSI’ye katılacaklara model göstermesi. Bu organizasyonlar ister istemez Çin’i diğer ülkelere göre üstün hale getirecektir.
GSI’nın geleceği bakımından, Batılı ülkelerin kısa vadede Çin’in küresel düzenine katılmasının mümkün olmayacağı, Küresel Güney'deki bir dizi orta ve daha küçük devletlerin sisteme katılabileceği tahmin edilebilir. ÇHC’nin siyasi rolünü ilerletmesiyle devletler, Washington ve Pekin arasında taraf seçmeye mecbur bırakılabilir.
Çin ile diğer ülkelerin birbirleri ile ilgili bilgi ve karşılıklı güven eksikliği de Çin’in ilk başlarda rolünü yükseltmesi önünde engel teşkil edebilir.
Kısaca, ABD hegemonyasından kurtulmak isteyen devletler için bir alternatif olma iddiası GSI’yi cazip hale getiriyor. Ancak, Çin inisiyatifinin küresel statükoyu, kurumlarını ve büyük devletlerin gücünü muhafaza ederek onlarla iş birliği yapma iradesi, küresel adil bir düzen kuracağı iddiasını şüpheli hale getiriyor. ÇHC’nin asıl hedefinin ABD hegemonyasını zayıflatarak kendisine daha geniş yer açmak olduğu inancını besliyor.
Dipnotlar
[i] Sinan TAVUKCU, Körfez’de ABD Aleyhine Değişen Statüko Çin Hamlesine Bağlanabilir mi?
[ii]The Global Security Initiative Concept Paper
https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/wjbxw/202302/t20230221_11028348.html
[iii] U.S. Hegemony and Its Perils
https://english.news.cn/20230220/d3a4291d44f2499ea20710ae272ece72/c.html
[iv] All countries are welcomed to join Global Security Initiative: Global Times editorial
https://www.globaltimes.cn/page/202302/1285970.shtml
[v] Bkz. The Global Security Initiative: China Outlines a New Security Architecture
[vi] Bkz. Sinan TAVUKCU, “Çin Devlet Başkanının Arap Dünyasını Ziyareti ve Küresel Değişime Dair İşaretler”
[vii] Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin'in 14 Mart 2023 tarihli Olağan Basın Toplantısı
http://pl.china-embassy.gov.cn/pol/zgyw/202303/t20230314_11041208.htm
Kelime Ara
Konular
- Uluslararası İlişkiler
- Savunma-Güvenlik
- Teknoloji-Siber Güvenlik
- Enerji
- Ekonomi
- İklim-Çevre
- Sağlık
- Toplum
- İnsan Hakları
- Çatışma
Bölgeler
- Asya
- Afrika
- Avrupa
- Amerika
- Okyanusya
- Orta Doğu ve Mağrib
- Türkiye
- Rusya
- Körfez Ülkeleri
- Avustralya
- Kuzey Amerika
- Batı Afrika
- Batı Avrupa
- Kafkasya
- Merkez Asya
- Doğu Avrupa
- Doğu Afrika
- Latin Amerika ve Karayipler
- Yeni Zelanda
- Levant Bölgesi
- Kuzey Afrika (Mağrib)
- Diğer Okyanusya Ülkeleri
- Orta Afrika
- Balkanlar
- Doğu Asya
- Güney Afrika
- Çin
- Güney Asya
- İskandinav-Baltık Ülkeleri
- Güney Doğu Asya