Korku, Öfke ve Yozlaşma Sarmalında Avrupa
Bu yazı 20/01/2022 tarihinde yayınlanmıştır.
*Alper TAN/ SDE Başkan Yardımcısı
Rönesans, Reform, Coğrafi Keşifler ve nihayetinde Sanayi Devrimi ile birlikte kendi kalkınmasını mazlum milletler üzerinden sağlayan Avrupa; ilerleyen süreçte hem sömürdüğü halkların bir bedeli olarak hem de dünya düzeninde değişen güç dengelerinin aleyhine cereyan etmesi realitesi ile boğuşmaktadır. Bunların ötesinde kendi içinde sosyolojik ve sosyal psikolojik travmalar da Avrupa’nın gerçek gündemidir.
Peki, Fransız İhtilalinden bu yana devam Avrupa’nın yükseliş serüveni acaba ne durumda? İlerleme devam edebilecek mi? Devam edemeyecekse Avrupalıları nasıl bir süreç bekliyor? Avrupa toplumu, aile kurumu, dini inançlar ve diğer moral değerler açısından ne vaziyette? Kiliselerdeki sapkınlıklar ne düzeyde? On binlerce göçmen çocuğu nasıl kayboluyor(!)? Ülkelerindeki Müslümanları nasıl görüyorlar? Nelerden korkuyorlar? Niçin Hristiyanlıktan hızla uzaklaşıyorlar? Müslümanların oransal artışı Avrupa için ne anlama geliyor? 2050 ve sonrası…
Bütün bu sorulara cevap bulmak için genişçe bir fotoğraf çekmeye çalıştık. Batılı resmî kurumlar ve saygın uluslararası araştırma kuruluşlarının, istatistik, anket, rapor ve araştırmalarını inceledik. Ortaya çıkan tablo, Avrupa açısından son derece tehlikeli bir süreci işaret ediyor. Küresel güç dengelerinin hızla değişmeye başladığı, uluslararası sistemin kurumları, kuralları, aktörleri ve figüranlarıyla topyekûn değişeceği şu eşiğinde olduğumuz süreçte Avrupa’nın durumunu gösteren bu tabloyu meraklıların dikkatine sunuyoruz.
Bu çalışmayı SDE (Stratejik Düşünce Enstitüsü) araştırmacılarından Kaan Bilge ile birlikte yaptık. Konuları 7 başlık altında değerlendirdik.
Avrupalılar En Çok Nelerden Korkuyor?
Korku ve kaygı, en genel tanımı itibariyle yaşamı tehdit eden, var olan tehlikeler karşısında hiçbir somut tehlike ve herhangi bir sebep olmaksızın kişilerin tedirginlik ve huzursuzluk yaşadığı temel duygulardır. Bu iki temel duygu, Avrupa toplumu içerisinde yirmibirinci yüzyılın ilk çeyreğinin bitmekte olduğu günümüz itibariyle güçlü bir şekilde dolaşmaktadır. Peki Avrupa halkını bu kadar huzursuz ve tedirgin eden ne olabilir?
İngiliz siyaset bilimci ve Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Direktörü olan Mark Leonard’ın Mayıs 2019 yılında Avrupa Parlementosu seçimlerinden önce Politico dergisinde “Fear Save the EU” (Korku AB’yi Kurtaracak) başlıklı makalesinde AB genelinde çok sayıda kişinin birliğin önümüzdeki on yıllarda çökebileceğinden korktuğunu ortaya koydu.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi ve YouGov tarafından düzenlenen 14 AB üyesi ülkede 60.000'den fazla kişinin katıldığı ankete göre, göçmen karşıtlığının artması sonucundaki gelişmeler ve popülizmin öne çıkmasıyla birlikte 14 ülkenin 11'inde çoğunluk, AB'nin önümüzdeki 20 yıl içinde çökebileceğine inanıyor. AB’nin 20 içinde çökeceğine inananların ülkelere göre oranı şöyle: Fransa (%58), Almanya (%51), İtalya (%58), Hollanda (% 52), Polonya (% 58), Romanya (%58) ve Slovakya (%66).
Avrupa halkı kendi geleceğinden endişeli
Ayrıca Fransa'da (% 36), Çek Cumhuriyeti'nde (% 35) ve Slovakya'da (% 31) büyük azınlık seçmenleri, AB'nin geleceği hakkında endişe duyduklarını itiraf ediyor. Yunanistan ve İtalya gibi siyasi olarak değişken ve ekonomik olarak kırılgan ülkelerde, ankete katılanların yüzde 30 ila yüzde 50'si kendilerini bu konuda “kaygılı” olarak tanımlıyor. Nitekim makalede “AB'nin çöküşü büyük çoğunluğun hoş karşılayacağı bir şey değil: Ankete katılan 10 kişiden dokuzu, AB dağılırsa durumlarının daha kötü olacağını düşünüyor.”[i] ifadeleri durumun boyutu ortaya koymakta.
Bazı AB ülkeleri ekonomik adaletsizlik yaşadığını düşünüyor
Bununla birlikte Avrupa basınında makale hakkında yapılan haberlerde, Avrupa'da gençler başta olmak üzere pek çok kişinin mali beklentileri konusunda iyimser olmadıklarını gösterdi. Yunanistan'da insanların yüzde 70'inden fazlası diğer Avrupa ülkelerindeki insanlardan daha az ekonomik fırsatları olduğunu düşünürken, Romanya, İspanya ve İtalya'daki katılımcıların yarısından fazlası AB içerisinde ekonomik bir dezavantajın olduğuna inanıyor.[ii]
Göçmenlerin terör riskini arttırdığı düşünülüyor
Öte yandan Pew Araştırma Merkezi’nin 19 Mart 2019 tarihli anket raporuna göre bazı Avrupa ülkelerinde göçmenlik konusunda da güçlü endişeler söz konusu. Birçok AB ülkesinde çoğunluk, ülkelerine daha az göçmen girmesini istiyor. Birçoğu, göçmenlerin daha geniş kültürden ayrı kalma eğiliminde olduğuna ve göçün terör riskini artırdığına inanmakta. Göçle ilgili duyulan kamu endişeleri, genellikle kültür ve terörizmle algılanan bir çatı etrafında toplanmakta. Ankete katılan 10 ülke genelinde, ortalama %51'lik bir kesim göçmenlerin toplumun genelinden ayrı kalmak istediğini düşünürken, %38'i kendi uluslarının geleneklerini ve yaşam biçimini benimsemek istediklerini düşünmekte. Yüzde 57'lik bir kesim ise, göçün ülkelerinde terör riskini artırdığını söylerken, yüzde 38'i bunun söz konusu olmadığına inanmakta. Aşağıdaki tabloda Avrupalıların ülkelerindeki göçmenlere karşı düşünceleri incelenmiştir.
Tablo 1: Avrupalılarn Ülkelerindeki Göçmenlere Karşı Düşünceleri
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi[iii]
Görüldüğü üzere her ne kadar Avrupa, göçmenlerin ülkelerini daha güçlü kıldıkları düşüncesine sahip olsa bile terör riskini attırarak kendi güvenliği için onları birer tehdit olarak görme çelişkisiyle karşı karşıyadır.
Avrupa genelinde İslam karşıtlığı artıyor
Norveçli sosyolog Katrine Fangen’in 9 Temmuz 2021 tarihinde ele aldığı “Norveç ve Avrupa'da Müslümanlar Neden Yeni Düşman Oldu?” başlıklı yazısında Müslüman karşıtı görüşlerlerin son 30 yılda Avrupa'da daha yaygın hale geldiğini ifade ediyor. Yazıda İslam karşıtı görüşlere sahip insanlar İslam’ın, batı medeniyetini tehdit eden homojen, totaliter bir yapıya sahip olduğuna inandıkları belirtiliyor. Çeşitli ülkelerden yapılan araştırmaların çeşitli kritik olaylarla bağlantılı olarak Müslümanlara yönelik karşıt görüşlerin arttığını ortaya koyduğundan söz edilmekte. Avrupa genelinde İslam karşıtı fikirlerin hem ılımlılar hem de aşırıcılar tarafından yaygınlaşması söz konusu. Yazıda Eurabia teorisinin buna bir örnek olarak gösterilmekte. Bu teoriye göre Avrupa'daki Müslümanların, Avrupa'da kademeli olarak iktidarı ele geçirecekleri gizli bir planın var olduğuna inanılmakta. Bu tür kavramlarla birlikte İslam'ın Avrupa toplumlarında yavaş ama emin adımlarla yerleştiğini ve bu toplumların dayandığı laik ve Hıristiyan değerlerin yerini aldığını düşünülmekte. Korkular arasında, Müslümanların daha geniş ailelere sahip olma eğilimi nedeniyle demografik savaş olarak bilinen bir süreçle Avrupalı nüfusun yavaş yavaş yok olacağı fikri yer almakta.[iv]
ABD, müttefiğini uyarıyor
Amerika Birleşik Devletleri Kongresi'nin kamu politikaları araştırma enstitüsü olan Kongre Araştırmaları Servisi’nin 28 Kasım 2021 tarihinde Avrupa Birliği ile ilgili yayımladığı raporda uzmanlar, popülizm ve birliğe karşı duyulan şüpheci duyguların Avrupa'da etkili olmaya devam ettiği konusunda uyarıyor. COVID-19'un ekonomik zorluklarının önümüzdeki yıllarda AB ve düzen karşıtı aşırı sağ partilere verilen desteğin artmasına yol açabileceğine bunun da birlik için çok ciddi bir tehlike olduğuna dikkat çekiliyor.[v] Peki Avrupa’da, AB’ye karşı şüpheci davranarak düzen karşıtı olarak görülen aşırı sağ partilere geçmişten bu zamana kadar Avrupa halkı tarafından verilen desteğin boyutundaki değişim nedir bir bakalım. Aşağıdaki tabloda Avrupa Parlementosu’nda yıllara göre siyasi parti gruplarını dağılımları incelenmiştir.
Tablo 2: Yıllara Göre Avrupa Parlementosu’nda Siyasi Parti Gruplarının Dağılımı
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi[vi]
Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere, 1979- 2014 yılları arasında Avrupa Parlamentosu'ndaki siyasi ağırlığın merkezi sağa doğru kayma eğiliminde. Tarihsel olarak, merkez sol, merkez sağ ve merkezci liberalleri temsil eden üç ana grup, koltukların dörtte üçünü veya daha fazlasını elinde tutuyordu, ancak 2009 seçimlerinde kolektif payları %73'e ve 2014'te daha da azalarak %64'e düştü. Şu anda aşırı sağ olarak sınıflandırılan partiler, yirmi yıl önceki paylarının iki katından fazla olarak Avrupa Parlamentosu sandalyelerinin beşte birine sahiptirler. Kısacası bu tablo bizlere Avrupa’nın gelecek akıbeti ile ilgili ipuçlarını ortaya koymaktadır.
Avrupa’da Aile Kurumu Dağılıyor
Birlik içinde ekonomik zorluklar, popülizm ve düzen karşıtı aşırı sağ partilere desteğin artması gibi tehlikelerin yanı sıra Avrupa, toplumun en temel yapısını oluşturan aile kurumunun dağılmasıyla karşı karşıyadır. Tüm AB ülkeleri için mevcut olan en son verilere göre, 2019 yılında AB'de yaklaşık 1,9 milyon evlilik ve tahmini 0,8 milyon boşanma gerçekleşmiştir. Bu rakamlar her 1000 kişi için 4,3 evlilik, her 1000 kişi için 1,8 boşanma olarak ifade edilebilir. 1964'ten beri, AB'deki evlilik oranı göreceli olarak %50'ye yakın düşmüştür. (1964'te 1.000 kişi başına 8,0'dan 2019'da 4,3'e). Aynı zamanda, boşanma oranı 1964'te 1000 kişi başına 0,8'den 2019'da 1,8'e yükselerek iki katından fazla artmıştır. Aşağıdaki tabloda 1964- 2019 yılları arasında AB’de evlilik ve boşanmalar incelenmiştir.
Tablo 3: Avrupa Birliği’nde Evlilik ve Boşanma
Kaynak: Avrupa İstatistik Ofisi[vii]
Kuruluşunun ilk yıllarından bu yana AB içerisinde evlenmeler sürekli olarak azalmıştır. Boşanmalar ise, belirli bir seviyede arttıktan sonra evlenme oranının azalmasına bağlı olarak sabit bir seyir izlemiştir. Aşağıdaki tabloda 1964-2018 yılları arasında AB’de evlenme oranları incelenmiştir.
Tablo 4: AB’de Evlenme Oranları 1964 – 2018 (1 000 kişi başına)
Kaynak: Avrupa İstatistik Ofisi[viii]
1964 yılında AB Genelinde 1 000 kişi başına 8.0 olan evlenme oranı, 2019 yılına gelindiğinde 4.3’e gerileyerek ciddi bir şekilde düşmüştür. Aşağıdaki tabloda ise aynı yıllar içinde AB’de boşanma oranları incelenmiştir.
Tablo 5: AB’de Boşanma Oranları 1964 – 2018 (1 000 kişi başına)
Kaynak: Avrupa İstatistik Ofisi[ix]
1964 yılında AB genelinde nüfusuna oranla 1 000 kişi başına 0,8 olan boşanma oranı, 2019 yılında yarısından fazla bir artışla 1.8’e yükselmiştir. Bu tablolar AB içinde dil, din ve kültür gibi değer miraslarından oluşan, toplumun en temel yapısı olan aile gibi bir mihenk taşın köhnediğinin somut kanıtlarıdır.
Avrupa Birliği Ülkelerinde Evlilik Dışı Doğan Çocuklar
Birey ve ait olduğu toplum için mihenk taşı özelliği barındıran aile yapısının bozulması ile birlikte akabinde ortaya çıkan yozlaşma tablosu AB içinde bir domino etkisi yarattığını ifade etmemiz mümkün. Bu etkiye maruz kalan bir diğer konu ise AB içinde gayrimeşru çocukların oranı. Avrupa Komisyonu’na bağlı ve Avrupa Birliği’ne istatiksel bilgi sağlayan Avrupa İstatistik Ofisi’nin 2018-2019 yıllarını kapsayan aşağıdaki grafik ve haritasında Avrupa’da gayrimeşru doğumların oranı gösterilmektedir. Aşağıdaki tabloda evlilik dışı doğumların oranı Avrupa haritası üzerinde incelenmiştir.
Tablo 6: Avrupa’da Evlilik Dışı Doğumların Oranı Haritası
Kaynak: Avrupa İstatistik Ofisi[x]
Kuzey Avrupa’nın %50’den fazla oranı ifade eden yeşil göstergeyle gösterilmesi ortaya çıkan yozlaşma tablosunun gözler önüne sermekte. AB üyesi olmayan fakat Avrupa ülkeleriden İzlanda’da %70.5’lik oran oldukça dikkat çekici. Aşağıdaki tabloda ise 1960-2019 yılları arasında Avrupa Birliği’nde gayrimeşru doğumların oranı incelenmiştir.
Tablo 7: Avrupa’da 1960-2019 Yılları Arasında Gayrimeşru Doğum Oranları (Yüzdelik Oranda)
Kaynak: Avrupa İstatistik Ofisi[xi]
2000 yılında AB genelinde evlilik dışı doğumların nüfusa oranı %25.4 iken, 2018'de bu oran 17 basamak artarak %42'ye yükselmiştir. Fransa, nüfusa oranla evlilik dışı doğan çocukların en çok olduğu ülke olarak %60 ile ilk sırada yer alıyor. Fransa’yı takip eden ilk 10 ülke sırasıyla %58,5 oranla Bulgaristan, %57,7 ile Slovenya, %55,9 ile Portekiz, %54,5 oranla İsveç, %54,2 ile Danimarka, %54,1 ile Estonya, %51,9 ile Hollanda, %49,0 ile Belçika, %48,5 ile Çek Cumhuriyeti.
“2019'da Fransa'da dünyaya gelen 753.000 bebek arasındaki her 10 bebekten 6'sı evli olmayan ebeveynlerden doğdu. 1970'de bu oran sadece %6'ydı. Ancak norm değişti ve evlilik dışında doğan bebeklerin sayısı evlilik içinde doğanlardan daha fazla. 1970'de evlilik dışı doğumlar nadirdi ve sosyal normlara aykırıydı.”[xii] Bu ifadeler Fransa Ulusal Demografik Araştırmalar Enstitüsü’ne ait. Ortaya çıkan vahamet sahnesinin somut bir itirafı olması bakımından bu açıklama oldukça önemlidir.
Avrupa’da Onbinlerce Çocuk Kayıp
Var olan bu yozlaşma çukurlarıyla birlikte ele alınması gereken bir diğer mesele Avrupa’da, günden güne artış gösteren akıbeti bilinmeyen çocuklardır. Genellikle savaş, yoksulluk neticesinde mülteci olarak Avrupa’ya sığınan bu çocukların genelinin akıbeti bilinmemekle birlikte bir çoğu sömürü, şiddet ve cinsel istismar gibi olaylara maruz kalmaktadır.
SDE yazarlarımızdan Dr. Abdulkadir İnaltekin’in “Almanya’da Kaybolan Mülteci Çocuklar” adlı makalesinde Avrupa’da kaybolan çocukların yabancı dil bilmemeleri ve kimliklerine dair ellerinde belge olmamasının, velilerinin bulunmasını zorlaştırdığı ifade ediyor. Böylece kaybolduğu ülkede yetimhaneye veya özel ailelerin himayesine verilen çocuklar ruhsal bunalımlar yaşıyor. 2016 yılı itibariyle Almanya’da kaybolan 9000’den fazla Müslüman mülteci çocuğun akıbeti bilinmiyor. Makalede, bu durumu fırsata çeviren misyonerlerin, faaliyetlerini bu çocuklar üzerinde sistemli şekilde yoğunlaştırdıklarına dikkat çekiliyor. Velilerini kaybetmiş yetim çocuklar dilini, kültürünü, iklimini tanımadığı ülkelerde küçük gruplara bölünerek Hristiyan vakıf kuruluşlarına ya da önceden belirlenmiş Alman ailelere teslim edilmektedirler. Bu şekilde çocukların birbirleriyle olan sosyal ilişkileri kesilmekte ve yaşadıkları şartlara mahkum edilmektedir.
Avrupa’da en az 10.000 refakatçisiz mülteci çocuk kayboldu
“Alman Federal Kriminal Dairesi’nin (BKA- Bundeskriminalam) raporuna göre “2016 yılı itibariyle Almanya’da reşit olmayan 9000 refakatsiz mülteci çocuk kayboldu.” [xiii]“Avrupa Polis Teşkilatı Europol’ün bildirdiğine göre, İtalya’da 5000’den fazla, reşit olmayan mülteci çocuk kayboldu. Pek çoğu, özellikle genç erkekler, Avrupa’daki akrabalarını görmek için kendi yollarını çiziyor. Ancak yardım kuruluşları, birçok çocuğun ve gencin şantaj, insan ticareti ve sömürü kurbanı olmasından korkuyor. “Çocukları Kurtarın” kuruluşu özellikle Nijeryalı kızlar ve Mısırlı gençler için köleleştirilme riskinin yüksek olduğunu tespit etmiştir.”[xiv]
Sadece Almanya’da kaybolan mülteci çocuk sayısı 16806
“Yalnızca İtalya’da 5.000, İsveç’te yaklaşık 1.000 ve diğer AB ülkelerinde daha binlerce kayıp mülteci çocuk var: Europol’ün rakamlarına göre Avrupa’da en az 10.000 refakatçisiz mülteci çocuk kayboldu.”[xv] “Federal Kriminal Dairesi’nin (BKA-Bundeskriminalam) başka bir raporuna göre, sadece 2018-2020 yılları arasında Almanya’da toplam 7806 refakatçisiz küçük çocuğun kayıp olduğu bildirildi.[xvi] Bu verilere, 2016 yılı itibariyle Almanya’da kaybolan 9000 çocuğun sayısı eklendiğinde sadece Almanya’da kaybolan reşit olmamış refakatçisiz mülteci çocuk sayısı 16806 olarak karşımıza çıkmaktadır.”
Avrupa Polis Teşkilatı Europol kayıp çocukların akıbetini bilmiyor
“Europol Genelkurmay Başkanı Brian Donald, haftalık İngiliz The Observer'e yaptığı açıklamada "Nerede olduklarını, ne yaptıklarını veya kiminle olduklarını bilmiyoruz" dedi. Donald, tespit edilemeyen bazı çocukların, suç örgütlerinin eline düşmüş olabileceği konusunda uyarıyor. “Suç örgütlerinin elinde birçok mülteci çocuk ve gencin çeteler tarafından cinsel olarak sömürüldüğü ve köleleştirildiğine dair elimizde kanıtlar var. Ayrıca, birçok Avrupa ülkesinde çok sayıda göçmenden yararlanan bir suç altyapısı gelişmiştir".[xvii]”
Çocuklar reşit olmadıkları için kimliklerine dair yanlarında resmî belge bulunmamakta. Bu durum da onların rahat şekilde başka bir kimliğe geçirilmesi ve böylece izlerini kaybettirmeleri kolaylaşmaktadır. Bu bağlamda Avrupa ülkelerinde kaybolan mülteci çocukların sayıları tam olarak bilinmemektedir.
Kayıp çocukların sayısı Avrupa genelinde sanılandan çok daha yüksek
“RBB'ye göre (Rundfunk Berlin-Brandenburg), araştırma ağının Avrupa çapındaki analizi, ulusal istatistiklerde açık farklılıklar olduğunu ortaya koymaktadır: Fransa, Danimarka ve Romanya bu nedenle refakatçisiz mülteci çocuklar hakkında herhangi bir veri toplamamakta, Bulgaristan yetişkin ve reşit olmamış refakatçisiz mülteciler arasında veri ayrımı yapmamaktadır.”[xviii] “Mültecilerin, ulaştığı ülkede sığınma başvuruları kayıt altına alındığına göre kaybolan mülteci çocukların sayıları ilgili ülkenin birimlerinde bilinmektedir. Buna rağmen kaybolan çocukların sayılarının bilinmezliği rakamların daha yüksek olduğu şüphesini doğurmaktadır.”
“2016 Ocak ayı başında kayıp raporlarına geçen mülteci çocuk sayısı 4750 civarındaydı. Federal İçişleri Bakanlığı'na göre 1 Nisan itibariyle yüzlercesi 14 yaşın altında olmak üzere 8.600'den fazla kayıp vakası oldu. Bildirilen kayıp kişilerin sayısı 2015'in başından bu yana on kat arttı. Bu sonuç, Yeşiller Partisi Milletvekili Luise Amtsberg'in verdiği gensoruya İçişleri Bakanlığı'nın verdiği cevapla ortaya çıktı. Nerede oldukları bilinmeyen reşit olmamış refakatçisiz mülteci (UMF) çocukların çoğu Afganistan, Suriye, Somali, Eritre, Fas ve Cezayir'den geliyor.” [xix]
“Avrupa'da 2018–2020 yılları arasında toplam 18.292 refakatçisiz reşit olmayan mülteci çocuğun kayıp olduğu bildirildi. Bu, diğerlerinin yanı sıra Guardian ve Hollandalı yayıncı VPRO ile ortak bir veri analizine atıfta bulunarak yayıncı RBB (Rundfunk Berlin-Brandenburg) tarafından bildirildi. Kayıp çocukların çoğu Fas, Cezayir ve Eritre'den geliyor.” [xx]
Mülteci çocukların Avrupa ülkelerinde karşılaştıkları insanlık dışı olaylar
Mültecilerin Avrupa ülkelerinde karşılaştıkları insanlık dışı olayların çok azı uluslararası medyada yer almaktadır. Bilinenlerin yanında bilinmeyenler mukayese edilemeyecek boyuttadır.
“1 Ekim 2015 tarihinde, Berlin’deki Federal Sağlık ve Sosyal Yardım Dairesi (LaGeSo; Landesamt für Gesundheit und Soziales) mülteci çadırından kaçırılan Boşnak ailenin 4 yaşındaki çocuğu Muhammed, Silvio S. adındaki sapık Alman tarafından cinsel istismara maruz bırakıldıktan sonra hunharca öldürüldü.”[xxi]
Hıristiyan misyonerler müslüman mültecilere asimilasyon uyguluyor
“Misyonerlik faaliyetlerinin birinci adımında Müslüman mülteciler tek aile veya tek kişi olarak önceden belirlenen Alman ailelerin veya kilise vakıflarının himayesine verilmektedir. Bu yöntemle mültecilerin kendi aralarındaki sosyal, fiziki ve manevi bağlar kesilmektedir. İkinci aşamada, eşlerini kaybetmiş dul kadınlar, yetim çocuklar, gençler “uyum”, “sosyal aktivite”, “psikolojik destek” gibi çeşitli programlar içine çekilerek bir yandan sığındıkları aileler tarafından, diğer yandan misyonerlik faaliyetleriyle yavaş yavaş asimile ediliyorlar. Hristiyanlık propagandası için hazırlanan ücretsiz Arapça, Farsça, Türkçe ve Kürtçe İnciller, tanıtım ilanları kendi dillerinde konuşan misyonerler tarafından mültecilere dağıtılıyor.”[xxii]
Hıristiyan misyoner kuruluşların propagandaları için farklı dillere çevirdikleri İnciller[xxiii]
Avrupa’daki Kliselerde Cinsel İstismar
Peki savaş mağduru mazlum insanları Hıristiyanlaştırarak asimile etmeye çalışan misyonerler ve din adamlarının durumu nedir? 29 Temmuz 2021 tarihinde yayımladığımız “Batı Toplumu Ahlaken Çöktü”[xxiv] adlı SDE yazımızdan alıntı yapmakla birlikte İsviçre merkezli araştırma merkezi olan Justiceinfo.net[xxv]’in 8 Eylül 2020 tarihinde “Dünya Çapında Kliselerde Cinsel İstismar” başlıklı geniş kapsamlı raporunda AB ve ABD’de Kliselerde meydana gelen cinsel istismarları ülke bazında detaylı bir şekilde ele alıyor.
Almanya’daki Kiliselerde 3 677 çocuk istismar edildi
Ağustos 2013'te, Alman Katolik Kilisesi Piskoposlar Konferansı, bağımsız akademisyenleri, 1946 ve 2014 yılları arasında Almanya'nın 27 piskoposluğunda rahipler, diyakozlar ve erkek tarikat üyeleri tarafından reşit olmayanların cinsel istismarı hakkında rapor vermeleri için görevlendirdi. Görevlendirilen araştırmacılar 2018'de, 350 sayfalık bir raporla, 1.670 Kilise üyesinin bu dönemde 3.677 küçük çocuğu cinsel olarak taciz ettiğini ortaya koydu. Kurbanların %70'i 14 yaşın altındaki erkek çocuklardı ve istismarların 6'da 1'i tecavüzdü.[xxvi]
Fransa’da 216 bin çocuk kiliselerde istismar edildi
Şubat 2019'da, Fransa Piskoposlar Konferansı ve Fransa Rahipler ve Rahibeler Konferansı (CORREF), 1950'den beri Katolik Kilisesi'nde reşit olmayanların cinsel istismarına ışık tutmak için resmi olarak bağımsız bir komisyon (CIASE) kurdu. 5.000'den fazla kurban bu konuda ifade vermek istedi. Kiliselerde Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu (CIASE) Başkanı Jean-Marc Sauve, yaklaşık 2,5 yıl boyunca yaptıkları çalışmanın ardından hazırladıkları raporu kamuoyuna açıkladı. Jean-Marc Sauve, kiliselerde 1950'den bu yana 216 bin çocuğun cinsel istismar mağduru olduğu sonucuna vardıklarını söyledi. Sauve, bu rakamın, Katolik Kilisesi'ne bağlı çeşitli kurumlardaki mağduriyetler de hesaba katıldığında 330 bine çıkmış olabileceğini belirtti.[xxvii]
Belçika’daki Kiliselerde 1046 çocuk istismar edildi
Şubat 2016'da Belçika Katolik Kilisesi, 2012 ve 2015 yılları arasında cinsel istismar mağduru olduğu iddia edilen 1.046 kişi tarafından 400'den fazla şikayette bulunulduğunu belirten bir rapor yayınladı.
Hollanda’da Halkın %10’u cinsel istismar yaşadı
Mart 2010'da Hollanda’da Katolik Kilisesi ve kurumları içinde 1945'ten bu yana maruz kalınan cinsel istismar konusunda bağımsız bir komisyonun kurulması, Piskoposlar Konferansı ve Hollanda Din Düzenleri Konferansı tarafından talep edildi. Aralık 2011'de, Hollanda halkının yaklaşık yüzde 10'unun 18 yaşından önce tecavüz de dahil olmak üzere cinsel şiddetle karşı karşıya kaldığı ortaya çıktı. Hollanda Katolik Kilisesi içinde yaklaşık 800 cinsel istismar faili tespit edildi. 39 Hollandalı kardinal, piskopos ve yardımcı piskopostan 20'si 1945 ve 2010 yılları arasında Katolik Kilisesi'ndeki taciz vakalarına karışmıştı.
İngiltere’de, kiliselerde 3000’den fazla çocuk istismar edildi
Çocuklara Yönelik Cinsel İstismar Bağımsız Soruşturması (IICSA) raporuna göre, İngiltere ve Galler’de Katolik Kilisesi ile bağlantısı olan 3 binden fazla çocuk istismarı şikayeti olduğu tespit edildi. Rapor, 1970 ile 2015 yılları arasında kilise ile bağlantılı 1750’den fazla mağdur ve şikayetçi olduğunu, 2016 yılından bu yana her yıl 100’den fazla istismar iddiasının bildirildiğini ortaya koydu.[xxviii]
İrlanda’da da durum farklı değil!
İrlanda hükümetinin hazırladığı, 1975-2004 arası dönemi kapsayan raporda, "rahiplerin büyük çoğunluğunun çocukların maruz bırakıldığı kötü muameleye göz yumduğu, çocukların iyiliğinin, kilisenin itibarının korunmasına dair endişelerin gerisinde kaldığını, kilisenin yapısı ve kuralları kadar, devletin kiliseyle ilgili meseleleri yasaların kapsamı dışında tutmasının da bu tür olayların gizli kalmasını kolaylaştırdığı" belirtilmişti. Tacizle suçlanan 46 rahibe yönelik 320 şikayetin incelendiği ve 700 sayfayı geçen raporda, İrlanda polisi de cinsel taciz şikayetlerini görmezden gelmek, olayları soruşturmak yerine sadece din otoritelerine bildirmekle itham ediliyor
Yunanistan kilise skandalıyla çalkalanmıştı
Yunanistan, 2005 yılında Ortadoks Kilisesi’nde ortaya çıkan skandallarla çalkalanmıştı. Basına yansıyan seks ve rüşvet skandalları anayasal niteliğe sahip olan kilisenin devlet işlerinden ayrılması gerektiği yönünde talepler yükselmişti. Yunanistan Anayasası, Ortodoksluğu ülkenin egemen dini olarak kabul ediyor. Din adamlarının maaşları devlet tarafından ödeniyor ve kilise vergi vermiyor. Dolayısıyla Yunanistan’da Ortodoks Kilisesi, anayasal niteliğe sahip dini bir kurum. İşbaşına gelen her hükümet de Başpiskopos’un huzuruna çıkıp and içmek zorunda. Bu nedenle papaz cübbelerinin altında olup bitenler, aynı zamanda bir devlet skandalı sayılıyor.
Kiliseye güven sarsıldı
Bu olayların ardından Yunanistan’da kiliseye duyulan güven sarsıldı, kiliseye sadık vatandaşların oranı yüzde 90’dan yüzde 45’e indi. Ruhani Meclis’in o dönem hiç durmadan oturum düzenlediği ve hükümetin sert önlemler almasını talep ettiğine dair haberler çıktı. Bu arada, 2005 yılında Yunanistan Ortodoks Kilisesi’nin en yüksek temsilcisi Başpiskopos Kristodulos’un da töhmet altında olduğuna dair haberler çıktı. Başpiskopos’un yıllar önce, sıradan bir Piskoposken, hüküm giymiş bir uyuşturucu madde satıcısının serbest bırakılması için yargıca başvurmuştu. Kiliseden rüşvet aldıkları iddia edilen yargıçlar hakkında da soruşturma açıldı.
Vatikan 50 din adamından birinin pedofil olduğunu itiraf etti
Avrupa’daki kiliselerinde meydana gelen cinsel istismar hadiselerinin bir çoğunda din adamlarının korunmaya yönelik adımların atıldığı, yaşanılan hadiselerinin üstünün kapatılmaya çalışıldığı var olan iddialar arasında. 2014’te Katolik dünyasının lideri Papa , İtalyan La Repubblica gazetesine verdiği röportajda bazı din adamlarının meydana gelen çocuk istismarında parmağı olduğunu ikrar etti. Franciscus, Katolik Kilisesi'ndeki her 50 din adamından birinin pedofil olduğunu ifade etmişti. Genel çerçevede dünyada kiliseyle ilişiği bulunan yaklaşık olarak 414 bin din adamı bulunuyor. Papa’nın ifade ettiği yüzde 2'lik oran 8 bin kişiye tekabül etmekte.[xxix]
Benzer bir şekilde, Vatikan'ın BM Temsilcisi Başpiskopos Silvano Tomasi Katolik Kilisesi'ne bağlı din adamlarının da içinde bulunduğu cinsel istismar hadiselerini kabul etmişti. 2004 ile 2014 yılları içinde Vatikan'a 3 400 çocuk istismarı vakasının rapor edildiğini belirten Tomasi, olayların cereyan etmesinden sonra Vatikan'ın 848 din adamını görevinden men ettiğini, 2572 din adamını da ömür boyu kefaret cezası verildiğini beyan etmişti.[xxx]
Avrupa’da Dini Manzara Değişiyor
Ortaya çıkan bu yozlaşma ve sapkınlıklarla birlikte Avrupa halkı temel değerlerinden biri olan Hıristiyanlığa karşı güven ve inancını yitirmekte. Aşağıdaki tabloda Avrupa’da Hıristiyanlığı terk etme oranları incelenmiştir.
Tablo 8: Avrupa’da Hıristiyanlığı Terk Etme Oranı
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi[xxxi]
Tablo 8’de görüldüğü üzere Batı Avrupa'da kendini Hıristiyan olarak tanımlayan kişilerin oranı azalmış görünüyor. Çocukluğunda Hristiyan olarak yetiştirildiklerini söyleyen insanlar, yetişkinliğe geldiklerinde kendilerini Hristiyan olarak tanımlamamakta.
Avrupa’da İnançsızların Oranı Artıyor
Hıristiyanlıktan uzaklaşan Avrupa halkı belirli bir inanca sahip olmayı da terk etmekte. Aşağıdaki tabloda Avrupa’da belirli bir inanca sahip olmayanların oranı incelenmiştir.
Tablo 9: Avrupa’da Belirli Bir İnanca Sahip Olmayanların Oranı
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi[xxxii]
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi Yıllardır batı Avrupa ülkeleri (Avusturya, Finlandiya, İrlanda, Hollanda, Portekiz ve İsviçre) tarafından din üzerine toplanan nüfus sayımı verileri Hıristiyan olarak tanımlanan nüfusun oranının 1960'lardan bu yana çok ciddi ölçüde düştüğünü göstermektedir. Bunula birlikte, Avrupa toplumu giderek aidiyet barındıran dini inanç, duygu ve değerlerinden uzaklaşmaktadır.
Avrupa’da Müslümanlaşma Oranı
Hıristiyan inancın azalması ve dinsizliğe yönelimin artmasının yanı sıra Avrupa’da Müslümanların oranında ise dikkat çeken bir artış söz konusudur. Yine Pew Araştırma Merkezi’nin 29 Kasım 2017 tarihli “Avrupa’nın Artan Müslüman Nüfusu” başlıklı raporuna göre 30 yıl içerisinde herhangi bir göç hadisesi yaşanmasa bile Avrupa’daki Müslüman nüfusu %4,6 ila %7,4 arasında artış göstereceği tahmin edilmektedir. Bununla birlikte doğum oranlarındaki azalma ile Hristiyan nüfus da gittikçe düşmektedir. Aşağıdaki tabloda Avrupa’daki Müslümanların oranı haritada incelenmiştir.
Tablo 10: Avrupa’daki Müslümanların Oranı Haritası
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi (Selim Vatandaş)[xxxiii]
Görüldüğü gibi Avrupa toplumunun tehdit olarak gördüğü Müslüman nüfusunun Avrupa içinde oranı sadece %4,9’dur. Bununla birlikte Müslüman nüfus daha çok Orta ve Kuzey Avrupa’da yoğunlaşmaktadır. Gelecekte bu bölgelerde Müslümanların oranının artmasıyla birlikte demografik yapının değişimi ile Müslümanların toplum içinde etkileri de artacaktır. Aşağıdaki tabloda Avrupa’da Müslümanların gelecekteki tahmini oranı grafiği incelenmiştir.
Tablo 11: Avrupa’da Gelecekte Tahmini Müslüman Oranı
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi (Selim Vatandaş)[xxxiv]
Hiç göç yaşanmama durumu, orta seviyeli göç durumu ve yüksek seviyeli göç durumu senaryolarına göre ele alınan grafikte, Avrupa içinde gittikçe artış gösteren Müslüman nüfusunun geleceğinin etkisini incelenmekte. Bununla birlikte araştırmaya göre, Avrupa’daki Müslüman nüfusun oranının artacak olmasının en büyük sebebinin Müslüman genç ve doğurganlığın yüksekliğinden kaynaklanacağı ifade edilmekte. Analizin ikinci durumuna göre, Avrupa’ya orta seviyede göçün devam etmesi kıtadaki Müslüman nüfusun önümüzdeki 30 yıl içinde %11,2 oranında artış yaşanacağını düşünülmektedir. Üçüncü durumda ise, 2014-2016 yılları arasındaki gerçekleşen yoğun göçe benzer bir hadisenin gerçekleşmesi halinde Avrupa’da Müslüman nüfusu 2050 yılına kadar %14’e kadar artacağı ön görülmektedir. Sadece Almanya’da %6 olan Müslüman nüfusunun 2050’ye kadar %20’yi bulması edinilen tahminler arasında. Bu bağlamda önümüzdeki yıllarda Almanya’da her beş kişiden birinin Müslüman olabileceği tahmin edilmektedir.[xxxv]
Bir topluma ait nüfusun göç almadan yenilenip varlığını sürdürebilmesi için nüfus doğurganlık oranın en az %2,1 olması gerekmektedir.[xxxvi] Avrupa’daki Müslümanların doğurganlık oranı %2,6’dır.[xxxvii] Dahası, yapılan araştırmaya göre 2010- 2017 yılları içinde Avrupa’ya 3,7 milyon Müslüman göç etmiştir.[xxxviii] Öte yandan Avrupa %1,6 doğurganlık oranıyla nüfusunda düşüş yaşamaya devam etmektedir. Bu çerçevede Avrupa doğurganlığın azalışı ile var olan mevcut nüfusu yaşlanmakla birlikte emeklilik giderleri artmakta, böylece üretim ve istihdam azalmakta, istihdam için genç nüfusa ihtiyaç artmaktadır.[xxxix] Aşağıdaki tabloda Avrupalıların Müslümanlara bakışı incelenmiştir.
Tablo 12: Avrupa’nın Müslümanlara Bakışı
Kaynak: Pew Araştırma Merkezi (Selim Vatandaş)[xl]
Haritada görüldüğü üzere Müslümanların az olduğu Doğu ve Güvey Avrupa ülkelerinde Müslümanlara karşı görüş daha olumsuz olurken, Müslümanların yoğun bir biçimde yaşadığı Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinde bakışın daha ılımlı olduğu görülmektedir. Dahası, mevcut durum içerisinde Müslümanlar, Avrupa’daki ikinci en büyük dinî grubu oluşturmaktadır. Avrupa nüfusu, 30 yıl sonra 495 milyondan 463 milyona düşüş gösterecekken 25 milyon olan Müslüman nüfus üç katına çıkarak 75 milyona yükseleceği tahmin edilmektedir.[xli]
Böylece Avrupa, Müslüman nüfusun etkisi ile karşı karşıya kalması kaçınılmaz olacaktır. Dolayısıyla Müslüman nüfus önümüzdeki yıllarda nüfuzunun artışıyla Avrupa toplumu için var olan ve görmezden gelinemeyecek bir gerçeklik halini alacaktır.
SONUÇ
Coğrafi Keşifler, Rönesans, Reform ve nihayetinde Sanayi Devrimi ile birlikte kendi yükselişini mazlum milletlerin üzerinden sağlamış olan Avrupa, her ne kadar değişen küresel güç dengeleri içerisinde yerini korumaya çalışsa da kendini inşa eden kurucu değerlerinden uzaklaşarak, derin kırılmalar geçirdiği şüphesiz bir gerçektir. İçerisinde yaşadığı derin çatlaklarla ile birlikte Avrupa, varlığını küresel düzeyde sürdürmek için zorlu bir süreçle karşı karşıyadır. Bu durum, Avrupa’nın var olan gerçek gündemidir. Bazı AB ülkelerinin halkları, birliğin içinde büyük bir adaletsizliğin olduğu inanmakla birlikte Müslümanların varlığı karşısında gelecek yıllarda birliğin yıkılmasının korku ve endişesi içindedirler. Görünen o ki temel değerlerinden uzaklaşarak korku, yozlaşma ve sapkınlığın kuyusuna düşen Avrupa’yı kalkınmasını üzerinden sağladığı mazlum milletlerin halkları tarafından imtihan edileceği bir süreç beklemektedir.
[i] Politico https://www.politico.eu/article/fear-will-save-the-eu/ 22 Mayıs 2019
[ii] Express https://www.express.co.uk/news/world/1402540/eu-news-europeans-bloc-fall-apart-20-years-eurozone-italy-france-spt 25 Şubat 2021
[iii] https://www.pewresearch.org/global/2019/03/19/europeans-credit-eu-with-promoting-peace-and-prosperity-but-say-brussels-is-out-of-touch-with-its-citizens/ 19 Mart 2019
[iv] https://blogs.prio.org/2021/07/why-did-muslims-become-the-new-enemy-in-norway-and-europe/ 9 Temmuz 2021
[v] ABD Kongre Araştırmaları Servisi (Congressional Research Service) https://sgp.fas.org/crs/row/RS21372.pdf, s.13, 28 Kasım 2021
[vi] Desilver Drew, “Euroskeptics are a bigger presence in the European Parliament than in past”, Pew Araştırma Merkezi, https://www.pewresearch.org/fact-tank/2019/05/22/euroskeptics-are-a-bigger-presence-in-the-european-parliament-than-in-past/, 22 Mayıs 2019
[vii] Avrupa İstatistik Ofisi, https://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php?title=File:Crude_marriage_and_divorce_rates_in_the_EU,_1965%E2%80%932019_(per_1_000_inhabitants)_May_2021.
png Mayıs 2021
[viii] https://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php?title=File:Crude_marriage_rate,_selected_years,_1964-2019_(per_1_000_persons)_May_2021.png Mayıs 2021
[ix] https://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php?title=File:Crude_divorce_rate,_selected_years,_1960-2019_(per_1_000_persons)_May_2021.png Mayıs 2021
[x] https://mapsontheweb.zoom-maps.com/post/643280884306477056/number-of-births-outside-marriage 16 Şubat 2021
[xi] https://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php?title=File:Live_births_outside_marriage,_selected_years,_1960-2018_(share_of_total_live_births,_%25).png 12 Mayıs 2021
[xii] Fransa Ulusal Demografik Araştırmalar Enstitüsü https://www.ined.fr/en/everything_about_population/demographic-facts-sheets/faq/half-of-all-babies-france-to-unmarried-parents/ 4 Ağustos 2020
[xiii] Der Spigel, Sayı 35, https://www.spiegel.de/politik/deutschland/fluechtlinge-fast-9000-kinder-in-deutschland-vermisst-a-1109863.html 26 Ağustos 2016
[xiv] Deutchlandfunk, https://www.deutschlandfunk.de/italien-die-verschwundenen-fluechtlinge-100.html 2 Ocak 2016
[xv] Süddeutchle Zeitung (Gazete), https://www.sueddeutsche.de/politik/migration-10-000-minderjaehrige-fluechtlinge-sollen-verschwunden-sein-1.2842717 31 Ocak 2016
[xvi] Berliner Zeitung (Gazete), https://www.berliner-zeitung.de/news/mehr-als-18000-gefluechtete-kinder-in-europa-spurlos-verschwunden-li.153434 18 Nisan 2021
[xvii] Süddeutche Zeitung (Gazete), https://www.sueddeutsche.de/politik/migration-10-000-minderjaehrige-fluechtlinge-sollen-verschwunden-sein-1.2842717 31 Ocak 2016
[xviii] Berliner Zeitung (Gazete), https://www.berliner-zeitung.de/news/mehr-als-18000-gefluechtete-kinder-in-europa-spurlos-verschwunden-li.153434 18 Nisan 2021
[xix] Der Spiegel, Sayı 45, ayrıca bkz: https://www.spiegel.de/politik/deutschland/vermisste-minderjaehrige-fluechtlinge-wo-sind-sie-geblieben-a-1086509.html 04 Kasım 2016
[xx] Berliner Zeitung (Gazete), https://www.berliner-zeitung.de/news/mehr-als-18000-gefluechtete-kinder-in-europa-spurlos-verschwunden-li.153434 18 Nisan 2021
[xxi] Der Spiegel, Makale: Ansgar SİEMENS, Benjamin SCHULZ, “Prozess am Landgericht Potsdam Elias und Mohamed, entführt und getötet “, (Kaçırıldıktan Sonra Öldürülen, Elias ve Mohamed’in Potsdam Bölge Mahkemesi ‘ndeki Davası haberi), http://www.spiegel.de/panorama/justiz/potsdam-elias-undmohamed-entfuehrt-und-getoetet-a-1096896-druck.html 13 Haziran 2016
[xxii] İnaltekin Abdulkadir “Almanya’da Kaybolan Mülteci Çocuklar”, Uluslararası Savaş Çalışmaları Sempozyumu, Stratejik Düşünce Enstitüsü, Ankara 29-30 Ekim 2021
[xxiii] İnaltekin Abdulkadir “Almanya’da Kaybolan Mülteci Çocuklar”, Uluslararası Savaş Çalışmaları Sempozyumu, Stratejik Düşünce Enstitüsü, Ankara 29-30 Ekim 2021
[xxiv] Tan Alper, “Batı Toplumu Ahlaken Çöktü” Stratejik Düşünce Enstitüsü https://www.sde.org.tr/alper-tan/genel/bati-toplumu-ahlaken-coktu-kose-yazisi-23094, 29 Temmuz 2021
[xxv] Justiceinfo.net https://www.justiceinfo.net/en/45133-sexual-abuse-church-map-justice-worldwide.html 8 Ekim 2020
[xxvi] Justiceinfo.net (https://www.justiceinfo.net/en/45133-sexual-abuse-church-map-justice-worldwide.html) 8 Ekim 2020
[xxvii] BBC (https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58802407) 5 Ekim 2021
[xxviii] Independent Inquiry Child Sexual Abuse (Bağımsız Çocuk Cinsel İstismarı Araştırmaları) https://www.iicsa.org.uk/news/inquiry-report-finds-anglican-church-failed-protect-children-sexual-abuse 6 Ekim 2020
[xxix] https://www.npr.org/sections/thetwo-way/2014/07/13/331166102/pope-reportedly-says-that-1-in-50-clergy-are-pedophiles 14 Temmuz 2014
[xxx] https://www.coloradoindependent.com/2009/10/01/vatican-defense-only-5-of-clergy-sex-abusers-and-most-of-those-gay/ 1 Ekim 2009
[xxxi] https://www.pewforum.org/2018/05/29/being-christian-in-western-europe/#europes-changing-religious-landscape-declines-for-christians-gains-for-unaffiliated 29 Mayıs 2018
[xxxii] https://www.pewforum.org/2018/05/29/being-christian-in-western-europe/#europes-changing-religious-landscape-declines-for-christians-gains-for-unaffiliated 29 Mayıs 2018
[xxxiii] Pew Araştırma Merkezi’nden aktaran Vatandaş Selim, “Avrupa’da Müslüman Nüfusun Yükselişi Üzerine”, İNSAMER, Ocak 2019 https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/analiz-avrupa-da-musluman-nufusun-yukselisi-uzerine.pdf https://www.pewforum.org/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/ 29 Kasım 2017
[xxxiv] Pew Araştırma Merkezi’nden aktaran Vatandaş Selim, “Avrupa’da Müslüman Nüfusun Yükselişi Üzerine”, İNSAMER, Ocak 2019 https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/analiz-avrupa-da-musluman-nufusun-yukselisi-uzerine.pdf https://www.pewforum.org/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/ 29 Kasım 2017
[xxxv] Pew Araştırma Merkezi’nden aktaran Vatandaş Selim, “Avrupa’da Müslüman Nüfusun Yükselişi Üzerine”, İNSAMER, Ocak 2019 https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/analiz-avrupa-da-musluman-nufusun-yukselisi-uzerine.pdf https://www.pewforum.org/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/ 29 Kasım 2017
[xxxvi] Smoak Natalie, “Fertility Rate”, Encyclopedia Britannica https://www.britannica.com/topic/fertility-rate, 12 Mayıs 2016
[xxxvii] Pew Araştırma Merkezi’nden aktaran Vatandaş Selim, “Avrupa’da Müslüman Nüfusun Yükselişi Üzerine”, İNSAMER, Ocak 2019 https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/analiz-avrupa-da-musluman-nufusun-yukselisi-uzerine.pdf https://www.pewforum.org/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/ 29 Kasım 2017
[xxxviii] Pew Araştırma Merkezi’nden aktaran Vatandaş Selim, “Avrupa’da Müslüman Nüfusun Yükselişi Üzerine”, İNSAMER, Ocak 2019 https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/analiz-avrupa-da-musluman-nufusun-yukselisi-uzerine.pdf https://www.pewforum.org/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/ 29 Kasım 2017
[xxxix] Pew Araştırma Merkezi’nden aktaran Vatandaş Selim, “Avrupa’da Müslüman Nüfusun Yükselişi Üzerine”, İNSAMER, Ocak 2019 https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/analiz-avrupa-da-musluman-nufusun-yukselisi-uzerine.pdf https://www.pewforum.org/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/ 29 Kasım 2017
[xl] Pew Araştırma Merkezi’nden aktaran Vatandaş Selim, “Avrupa’da Müslüman Nüfusun Yükselişi Üzerine”, İNSAMER, Ocak 2019 https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/analiz-avrupa-da-musluman-nufusun-yukselisi-uzerine.pdf https://www.pewforum.org/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/ 29 Kasım 2017
[xli] Pew Araştırma Merkezi’nden aktaran Vatandaş Selim, “Avrupa’da Müslüman Nüfusun Yükselişi Üzerine”, İNSAMER, Ocak 2019 https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/analiz-avrupa-da-musluman-nufusun-yukselisi-uzerine.pdf https://www.pewforum.org/2017/11/29/europes-growing-muslim-population/ 29 Kasım 2017
Kelime Ara
Konular
- Uluslararası İlişkiler
- Savunma-Güvenlik
- Teknoloji-Siber Güvenlik
- Enerji
- Ekonomi
- İklim-Çevre
- Sağlık
- Toplum
- İnsan Hakları
- Çatışma
Bölgeler
- Asya
- Afrika
- Avrupa
- Amerika
- Okyanusya
- Orta Doğu ve Mağrib
- Türkiye
- Rusya
- Körfez Ülkeleri
- Avustralya
- Kuzey Amerika
- Batı Afrika
- Batı Avrupa
- Kafkasya
- Merkez Asya
- Doğu Avrupa
- Doğu Afrika
- Latin Amerika ve Karayipler
- Yeni Zelanda
- Levant Bölgesi
- Kuzey Afrika (Mağrib)
- Diğer Okyanusya Ülkeleri
- Orta Afrika
- Balkanlar
- Doğu Asya
- Güney Afrika
- Çin
- Güney Asya
- İskandinav-Baltık Ülkeleri
- Güney Doğu Asya