Dr. Saad S. Khan’ın liderliğinde oluşan içlerinde Pakistan’ın çeşitli birimlerinde görevli 12 kişilik bir heyet Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’ne ziyaret etti.
Gerçekleştirilen ziyarette ikili ilişkiler konuşulurken Stratejik Düşünce Enstitüsü faaliyetleri ve işleyişi hakkında da sorular soruldu.
Hindistan ve Pakistan arasındaki ilişkilere dair önemli açıklamalarda bulunan Khan, düşmanlık ve çatışmanın olmasa da iki ülke arasındaki sorunun devam ettiğini belirtti. Hindistan’ın medya bakımından çok ileride olduğunu ve bunun da Dünya’yı etkilediğini söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Batı, Hindistan’daki zulümleri yansıtmamaktadır. Batı, Keşmir’de olanları önemsemiyor. Ama biz Türkiye’ye çok teşekkür ediyoruz. Türkiye her zaman Keşmir halkının yanında olmuştur.”
Pencap eyaletinden Afzaal Ahmad ise Türkiye’nin bu ekonomik sıkıntıdan nasıl kurtulabileceğini ve bu hususta bir düşünce kuruluşu olarak enstitünün fikirlerini sordu.
Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi ve Finans Koordinatörü Abuzer Pınar da soruya şu şekilde cevap verdi: “Şu anda dünyada hiçbir ülke tek başına yeterli değildir. Bazıları enerji eksikliği yaşar bazıları da tarım. Ben Uluslararası ilişkiler açısından Türkiye’nin zamanında doğru ilişkiler kurmadığı için sorun yaşadığını düşünüyorum. Bu bir günde çözülemez ancak zamanla ilişkilerle çözülebilir.”
“Türkçe konuşan ülkeler, Türk toplulukları hakkında ne gibi çalışmalar yapılıyor?” sorusunu da İç Politika ve Hukuk Koordinatörü Tevfik Erdem şu şekilde yanıtladı: “Türkiye’de etnik çeşitlilik fazladır. Ancak İslam, milli kimliği ve milliyetçiliği etkilemektedir. 1950’li yıllarda çok partili hayattan sonra Türkiye’de milliyetçilik sol görüşe karşı İslam’ı savunan bir görüş olarak ortaya çıktı. Özal’dan sonra da İslam milliyetçilikle harmanlanmaya başladı. Soğuk savaş sonrası Türk Devletleri ortaya çıktı. Yeni oluşan devletlerin ilişkileri sadece ulusal bağımsızlığı tanıyan bir yapıdaydı. AK Parti İslami kimliği ağır basmakla birlikte Türk kimliğinden bağımsız bir politikada geliştirmiyor. Bu politika kaçınılmaz çünkü uluslararası sistemin adaletsizliği var. Şu anki politika Türk Devletleri’nin bağımsızlığını koruması ve kimliklerini koruması üzerinedir.”
Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti’nin bundan sonraki politikasının sadece Orta Asya değil tüm bölge ülkelerini kapsayacağını belirten Erdem, bunun Türk kimliğini reddetmek değil, tarih boyunca eşitlik ve adaleti savunan bir politika devam ettirmek olduğunu söyledi. SDE olarak da Küresel sistemin adil olmadığını yeni bir sistemin gerekli olduğunu vurgulayarak adil ve eşit bir sistemin gelmesini istediklerini belirtti.
Enstitü’nün faaliyetleri ve işleyişi hakkında bilgiler edinmek isteyen heyet yabancı öğrenciler ve stajyerlerle de sohbet gerçekleştirdikten sonra hatıra fotoğrafı çekildiler.
Diğer İçerikler