Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

“Mavi Bayrak” (Blue Flag) Çok Uluslu Hava Tatbikatı ve Ötesi

Bu yazı 02/11/2021 tarihinde yayınlanmıştır.

*Emekli Kurmay Albay İlyas SÜPÜRGECİ/Araştırmacı-Yazar

 

17-28 Ekim 2021 Çok uluslu “ Mavi Bayrak" Hava Tatbikatı; İsrail'in ev sahipliğinde ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa, Yunanistan, Hindistan fiilen ve BAE ise gözlemci olarak katılımı ile icra edilmiştir.  Katılan ülkeler,  tatbikatın zamanlaması, tatbikata ev sahipliği yapan ülkenin durumu ve konumu ve kamuoyuna açıklanan gaye bakımından; söz konusu tatbikat sadece uluslararası bir tatbikat mıdır? Bir tatbikattan daha öte anlamları var mıdır? Bu yazının gayesi; yabancı açık kaynaklarda yer alan tatbikata ilişkin bazı bilgiler ve yetkililerin yaptığı beyanlar ışığında bunları ortaya çıkarmak ve dikkate sunmaktır.

ÖNCESİNDE DİKKAT ÇEKEN ÖNEMLİ BAZI GELİŞMELER VE OLGULAR

Türkiye'nin F-35 programından çıkarılmış olması ve BATI tarafından siyasi, ekonomik ve askeri yönden baskılara, yaptırımlara ve ambargolara maruz bırakılması,

Trump döneminde yapılan NATO Zirvesinde, Trump tarafından NATO'nun Ortadoğu Bölgesinde daha fazla rol üstlenmesi ve daha etkin olması gerektiğini vurgulamış olması,

Biden’ın başkan seçildikten sonraki ilk Avrupa turunda, Batılı Müttefiklerini tekrar ABD etrafında kenetlenmeye çağırması ve üstü kapalı tehdit etmesi,

ABD'nin Afganistan'dan çekilmiş olması,

İran ile Çin arasında uzun vadeli stratejik işbirliği anlaşmasının yapılmış olması ve İran'ın Şangay İşbirliği Örgütü’ne kabul edileceği (tarih verilmemiş olmakla birlikte) cevabının İran Devleti’ne iletilmiş olması. Bunların yanında, İran ile Biden yönetimi arasındaki nükleer anlaşmaya geri dönme müzakerelerinde herhangi bir ilerleme kaydedilemezken; İran'ın nükleer programını sürdürdüğü iddialarının arttığı bir dönemde bu tatbikat gerçekleştirilmiştir.

Suriye ve Irak'taki gelişmeler ve ABD'nin PKK/PYD Terör Örgütüne olan desteğini arttırarak sürdürmesi,

Ekonomik ve finansman açısından aslında batmış olan Yunanistan'a günümüzde herkes (İsrail, Fransa, İngiltere ve ABD) silah satma ve/veya kiralama yarışına girmiştir. Türk Boğazları ile Adalar Denizi arasında bir denklem kurma çabaları dikkat çekicidir,

Avustralya’nın Fransa'dan denizaltı tedarik etme anlaşmasını, ABD ve İngiltere ikilisi çöpe dönüştürüp Avusturalya’yı kendi yanlarına çektikten sonra ve buna rağmen Fransa'nın İsrail'deki hava tatbikatına katılmış olması,

Asya-Pasifik bölgesinde ABD liderliğindeki ülkeler ile Çin arasında Tayvan üzerinden gerilimin tırmandığı ve bölgede tarafların güç gösterisi ve tatbikatlar icra ettiği bir dönemde bu hava tatbikatının icra edilmesi,

Tatbikattan hemen önce, Almanya şansölyesi Merkel'in İsrail ziyareti ve verdiği mesajlar. Merkel döneminde İsrail'in genel olarak AB ile ve daha çok Almanya ile ilişkilerinin siyasi, ekonomik, askerî ve güvenlik alanında önemli ilerlemeler kaydetmiş olması. İsrail'deki bu tatbikattan bir yıl kadar önce İsrail Hava Kuvvetlerinin Almanya'daki bir tatbikat için orada konuşlanması ve tatbikata katılmış olması,

İtalya’da F-35 uçaklarına sahip ülkeler (ABD, Britanya, İsrail ve İtalya)’in katıldığı hava eğitim ve tatbikatının daha önce icra edilmiş olması,

ABD’nin desteği ile yapılan İbrahim Anlaşmaları bu tatbikat öncesindeki siyasî tabloyu oluşturmaya yönelik jeopolitik bir adımdır. Benzer şekilde İsrail'in bir Doğu Akdeniz ülkesi olma vizyonu doğrultusunda kendisini merkeze koyan ve Türkiye’yi dışlayan, Doğu Akdeniz Bölgesel Çok Yönlü Stratejik İşbirliği Platformu oluşturması,

İsrail'in AB ve Avrupa kurumlarına ekonomik, bilimsel ve teknolojik çalışmalar bağlamında entegre olma çabalarında önemli ilerlemeler kaydettiğine dair bazı bilgilerin açık kaynaklarda yer alması. Merkezi Avrupa ülkeleri (Almanya, Fransa ve İtalya) ile müttefiklik ilişkisi kurma konusunda tarafların birbirini yoklamaları,

Ülkemizde Batılı on büyükelçinin (ABD Ankara Büyükelçisi elebaşılığında) bağımsız Türk mahkemelerinde devam etmekte olan bir davaya müdahil olma girişiminde bulunmaya cüret etmeleri, tatbikat ile aynı dönemde gerçekleşmesi,

Bu tatbikat devam ederken İsrail Başbakanı Naftali Bennet ile Rusya Federasyonu Başkanı Putin arasında Soçi'de bir zirve gerçekleşmiş olması ve reel politik yaklaşım sergilemesi,

Tatbikat devam ederken, Hindistan Dışişleri Bakanı'nın İsrail ziyareti ve İsrail başbakanı Bennet'in Hindistan'a bir resmi ziyaret için davet iletmesi. İki ülke ilişkilerinin bir çok alanda (Hint Denizi dâhil) geliştirilmesi bağlamında tarafların istekliliğinin dikkati çekmesi.

TATBİKAT HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER VE YAPILAN AÇIKLAMALAR

Tatbikata ABD, Britanya ve İsrail F-35 Savaş uçaklarından oluşan filo, Fransa, Rafael uçaklarından oluşan filo, Hindistan Mirage uçaklarından oluşan bir filoyla, Almanya ise Eurofighter uçaklarından oluşan bir filo ile katıldılar.

Kurulduğundan bugüne kadar ilk defa İsrail'de bir savaş uçak filosu ile konuşlanan ülkeler; Britanya, Fransa ve Hindistan olmuştur.

●Tatbikatın Maksadı: Stratejik ve uluslararası işbirliğini güçlendirmek, dördüncü ve beşinci nesil savaş uçaklarının kombinasyonundan oluşan bir hava gücünün kendisine karşı meydan okuyan bir tehdit ortamında hava harekâtı icra edebilme yeteneğini derinliğine öğrenmek ve geliştirmek.

Hava tatbikatı şimdiye kadarki en gelişmiş ve en büyük hava tatbikatı olarak nitelendirilmiştir. Tatbikatta Hava-Hava senaryoları, Hava-Yer senaryoları, Yerden Havaya Hava Savunma Füzelerine Karşı Savunma, Düşman Bölgesi İçinde Muharebe Taktik ve Teknikleri kapsamında çalışmalar yapıldığı ve özellikle besinci nesil uçak olan F-35'in yeteneklerinden faydalanılarak diğer dördüncü nesil savaş uçaklarının etkinliğinin arttırılması çabaları doğrultusunda yeni uygulamalar (beşinci nesil uçaklar ile dördüncü nesil uçaklar arasında eş zamanlı bilgi aktarımı gibi) üzerinde durulduğu haberleri açık kaynaklarda -askeri kaynaklara dayandırılarak- verilmiştir.

●Hava Kuvvetleri Komutanı Tümg. Amiram Norkin söz konusu tatbikatın İsrail açısından önemini şu sözlerle ifade etmiştir: “... Bütün sektörlerde açık ve örtülü operasyonlar devam ederken, gerçekleştirilen bu uluslararası tatbikatın Hava Kuvvetleri, IDF ve İsrail Devleti için büyük bir stratejik önemi ve büyük bir etkisi vardır... Tatbikata önümüzdeki yıllarda daha çok ülke katılacaktır. ”

Çok uluslu Hava Tatbikatının ilk günü, İsrail ve Alman hava kuvvetleri komutanları tarafından Kudüs'te Knesset üzerinden F-15, F-35 ve Eurofihter ile dostluk uçuşu gerçekleştirilmiştir ve geçiş yapan uçakların İsrail ve Alman bayraklarının rengine boyandığı medyaya servis edilen fotoğraflarla ilan edilmiştir. Ayrıca İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı’na Tel Aviv'deki Alman Büyükelçisi tarafından Alman Devlet Madalyası takılmıştır.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Genel bir bakış açısıyla ve İsrail odaklı bakış açısıyla konuyu değerlendirmek önem arz ediyor:

Söz konusu tatbikat zamanlama, mekân ve kuvvet boyutları bakımından stratejik seviyede bir olaydır. Planlayan ve icra eden aktörlerin niyet ve maksadı bakımından da stratejik ve hattâ jeopolitik önemi vardır. Bu tür çok uluslu askeri tatbikatlar; devletlerin ve/veya ittifakların ortak çıkarları doğrultusunda daha önceden belirlemiş oldukları siyasi hedefe hizmet edecek şekilde yeteri kadar önceden yapılan ortak planlama ve hazırlığı müteakip icra edilirler.  

Peki, bu tatbikata iştirak eden ülkelerin ortak gayesi ve/veya siyasi hedefi nedir?

İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı'na göre; bu sorunun cevabı; bu ülkeler arasında stratejik işbirliğini güçlendirmek ve bölgedeki istikrarın korunmasına katkı sağlamaktır. Yeni bir ittifakın oluşumu yolunda atılmış bir adım olabilir mi? Eğer öyleyse; bu ülkeler hangi tehditlere veya ülkelere karşı bu ittifakı oluşturmaktadırlar? Bu kritik soruların cevabını küresel güç mücadelesi ve küresel güç mücadelesinin Doğu Akdeniz merkezli Büyük Ortadoğu Bölgesindeki durumu perspektifinden bakarak vermek mümkündür. Küresel güç mücadelesinin en önemli iki aktörü ABD ve Çin’dir. Söz konusu tatbikata katılan ülkelerin lideri ABD'dir. ABD ile birlikte Britanya ve İsrail üçlüsü bu stratejik işbirliğinin merkezindeki ülkelerdir ve kendi aralarında çok özel ilişkilere sahiptirler.

Almanya, Fransa, İtalya ve Yunanistan ise AB ve NATO üyesi ülkelerdir. Hindistan bu tatbikata katılan tek Asya ülkesidir ve NATO üyesi değildir. İsrail de Hindistan gibi doğrudan bir NATO üyesi olmamakla birlikte ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı ile doğrudan irtibatlı ve yakın işbirliği içerisindedir. İsrail ayrıca ABD beşinci filosu ile Kızıldeniz bölgesinde birlikte hareket etmektedir. ABD liderliğindeki Batılı güçlere Hindistan'ın eklemlenmiş olduğu bu tatbikat vesilesiyle çok açık bir şekilde görülmüştür.

Yani Hindistan küresel güç mücadelesinde Çin'e karşı ABD liderliğindeki Batı yanında tarafını seçmiş görünüyor. “Mavi Bayrak” hava tatbikatı olayı küresel güç mücadelesi açısından değerlendirildiğinde; Çin ve Rusya'ya karşı yeni bir caydırıcı ve sınırlandırıcı güç ittifakı oluşturmak niyet ve maksadı doğrultusunda atılmış ve jeopolitik değere sahip ciddi bir adım olarak nitelendirilebilir.

İSRAİL ODAKLI BAKIŞ AÇISIYLA KONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Tatbikatta ev sahibi olarak İsrail'in belirlenmiş olmasında rol oynayan önemli faktörleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

Tatbikatın gerektirdiği taktik ve teknik alt yapı bakımından İsrail'in uygun koşulları sağlayabilmesi,

Tatbikat merkezinin coğrafi konum bakımından katılımcı ülkelere ve/veya katılımcı ülkelerin üslerine uygun mesafede ve merkezi konumda olması,

Küresel güç mücadelesinin yaşandığı düğüm noktalarından biri olan Doğu Akdeniz merkezli Büyük Ortadoğu bölgesinin ortasında yer alması,

Tatbikat merkezinin Hava Harekâtı bakımından hem kara hem deniz boyutlarına elverişli olması,

Siyasi hedef doğrultusunda Tel Aviv/Kudüs üzerinden siyasi ve psikolojik bir mesaj (İsrail’in Batı'yı Asya'ya ve Asya'yı Batı’ya bağlayan yeni köprü ve/veya yeni jeopolitik merkez ülke olduğu) verilmesi. Böylece yeni bir rol verilerek İsrail'in bölgesel ve küresel ölçekte statüsünün yükseltilmesi.

Siyonistlerin, Filistin Halkının topraklarında işgalci konumu ve Filistin Halkı üzerinde tatbik ettiği adeta terör devleti uygulamaları sürerken; bazı körfez ülkeleri tarafından İsrail ile ilişkilerin normalleştirilmesi adımlarının atılmış olması (İbrahimî Anlaşmalar) ile Siyonist proje bir nevi meşrulaştırılarak bu jeopolitik dönüşümün önü açılmıştır. BAE Hava Kuvvetleri Komutanı “Mavi Bayrak” hava tatbikatına izleyici olarak katılmıştır. Aslında başta BAE olmak üzere İbrahim Anlaşmalarına imza atan ülkeler sadece figüran ve hattâ tribünden izleyen durumuna düşmüştür. Fakat dikkat çeken bir diğer önemli husus; Mısır'ın söz konusu hava tatbikatına katılmamış olmasıdır. Eğer Mısır bu tatbikata iştirak etmiş olsaydı, İsrail'in yeni rolü ve yeni statüsü gölgelenmiş olurdu. Katılan ülkelere bakıldığında (halkı Müslüman olan bir ülke yoktur);  bunun Büyük Ortadoğu bölgesinde yer alan ülkelere ve halklara karşı olduğu, İslâm karşıtı ve Siyonizm destekçisi bir oluşum olduğu dikkati çekmektedir.  

SONUÇ OLARAK; 17-28 EKİM 2021 ÇOK ULUSLU “MAVİ BAYRAK" HAVA TATBİKATININ ÜÇ ÖNEMLİ ANLAMI VARDIR

1. Küresel güç mücadelesinde Batı’nın, Çin ve Rusya'ya karşı ABD liderliği etrafında tekrar bir araya gelebileceklerini (kendi aralarındaki birçok soruna rağmen) ve bir Asya ülkesi olan Hindistan'ı da kendi yanlarına alabileceklerini göstermiş olması. Böylece güç mücadelesinde Batı'nın Doğu Akdeniz merkezli Büyük Ortadoğu Bölgesi’nde caydırıcı ve sınırlandırıcı bir güç oluşturma iradesini jeopolitik olarak ortaya koymuş olması.

2. Batı'nın, Siyonizm’in hukuk dışı ve gayri meşru işgal politikalarını, uygulamalarını ve Filistin Halkı'na yönelik zulmünü görmezden gelerek meşrulaştırma çabası sergilemesi, bölgenin jeopolitik dönüşümü anlamına gelebilecek şekilde İsrail’e yeni bir merkezi rol verilerek bölgedeki statüsünün ve öneminin yükseltilmek istenmesi.

3. Katılan ülkelere bakıldığında (halkı Müslüman olan bir ülke yoktur); bunun Büyük Ortadoğu bölgesinde yer alan ülkelerin ve halkların çıkarlarına karşı olması ve İslâm karşıtı ve Siyonizm destekçisi bir oluşum olmasıdır. Bölge ülkelerinin çıkarlarını ve güvenliğini doğrudan ve dolaylı olarak tehdit ediyor olmasıdır.