Rusya’nın Şeker ve Tahıl İthalatını Askıya Almasının Gıda Güvenliği Bakımından Kazakistan ve Kırgızistan’a Etkileri
Rusya’nın 24 Ocak 2022 tarihinde Ukrayna’ya saldırısı ile başlayan ve bir işgal harekatı şeklinde devam eden savaş, Rusya ve Ukrayna’nın dünya piyasasına sunulan buğdayın en önemli tedarikçilerinden olması nedeniyle en başından beri gıda güvenliği konusunu ön plana çıkarmıştır. Kovid-19 veya diğer adıyla Çin virüsü salgının neden olduğu iktisadi dalgalanmanın ardından geleceği ifade edilen gıda krizi öngörüleri, dünyanın çeşitli bölgelerinde 2020-2021 yıllarında ortaya çıkan kuraklıkla pekişmiştir. Halihazırda, her ne kadar Ukrayna savaşında tarafsız kalsalar da Rusya’nın müttefik ve gümrük birliği içinde olduğu Kazakistan ve Kırgızistan, Rusya ekonomisinin yaptırımlardan aldığı darbelerden etkilendikleri gibi, Rusya’dan önemli miktarlarda buğday temin eden ülkeler olarak gıda güvenliği bakımından da risk ile karşı karşıyadır.
Gıda güvenliği, küresel iklim değişikliği ve artan nüfus ile git gide daha çok önem kazanan bir kavramdır. “1996 Dünya Gıda Zirvesi” sonunda kabul edilen “Roma Deklerasyonu” belgesinin “Eylem Planı” bölümünde; tüm insanların kendi ihtiyaç ve tercihleri doğrultusunda, her zaman, yeterli miktarda güvenli ve besleyici gıdaya fiziksel ve iktisadi olarak erişim sahibi olması olarak tanımlanmaktadır[1]. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gıda güvenliğinin dört boyutunu tanımlamıştır; fiziksel mevcudiyet, erişilebilirlik, tüketim ve istikrarlılık [2].
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile 24 Şubat 2022’den beri ardı ardına gelen iktisadi yaptırımlar karşısında, kendi karşı yaptırımlarını uygulamaya ve iç piyasasındaki arzı korumaya çalışan Rusya, bu kapsamda belirli (200 kadar çeşit olduğu ifade edilen) malların ülkeden ihracını durdurma ve yaptırımların başını çeken ülkelere karşı tedbirler alma yoluna giderken Avrasya Gümrük Birliği kapsamında iktisadi birlik içinde olduğu Kazakistan ve Kırgızistan’ın da aralarında bulunduğu müttefik ülkelerini bu gibi tedbirlerin dışında tutmuş, ancak bu ülkelere tahıl ve şeker ithalatını da gelecek Ağustos ayına kadar askıya almıştır.
Rusya’nın İhracatı Askıya Almasıyla Büyüyen Buğday Krizi
Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte dünyada bir buğday krizi doğmakta olduğu ifade edilmektedir. Dünya piyasalarına arz edilen buğdayın %25’ini sağlayan Ukrayna ve Rusya’nın ihracatı durdurmasının ardından, daha küçük ölçekli ihracat yapan ülkeler de yükselen fiyatlar nedeniyle iç piyasayı zora sokabilecek miktarlarda buğdayın yurt dışına çıkmasını engellemek için ihracat yasaklarına başvurmaktadır. Tedarikteki bu büyük daralma, dünya piyasalarında buğday fiyatlarının rekor kırmasını sağlamıştır ve fiyatlardaki artış eğiliminin nereye kadar tırmanacağı halihazırda belirsizdir.[3]
Rusya İktisadi Kalkınma Bakanlığı tarafından 10 Mart 2022 akşam saatlerinde açıklanan ilgili kararla, Rusya’nın gümrük birliği içinde olduğu Beyaz Rusya, Ermenistan, Kazakistan ve Kırgızistan’a buğday, çavdar, arpa, mısır ve şeker ihracının 15 Mart 2022 tarihinden itibaren gelecek Ağustos ayına kadar askıya alındığı ilan edilmiştir. Karar ile ilgili olarak Rusya makamları, ilgili ülkelerin ihtiyacını karşılayacak miktarın halihazırda gümrükten muaf olarak teslimatının tamamlandığını, üçüncü ülkelere ihracı (reexport) önlemek ve iç piyasayı dengede tutmak için daha fazla ihracın askıya alındığını ifade etmiştir.[4]
Karar kapsamındaki ülkelerden Kırgızistan’ın tarım sektörünün durumu, Kazakistan’ın ise iktisadi tercihleri bakımından Rusya’dan buğday ve şeker ithaline bağımlı olduğu, devam eden kuraklık nedeniye 2021 yılında ithal edilen miktarın kayda değer ölçüde yükseldiği, bu yıl da kuraklığa bağlı olarak fazla miktarda ithalat yapılmasına ihtiyaç duyulabileceği kaydedilmektedir[5]. Kararın açıklamasının hemen ardından, 11 Mart’ta Kazakistan Tarım Bakanlığı tarafından Kazakistan’da gıda stokları bakımından bir açık ve olumsuzluk bulunmadığı, yeterli miktarların stokta mevcut olduğu şeklinde bir açıklama yapılmıştır[6]. Kazakistan özel sektörü ise, Kazakistan’ın hâlihazırda buğday fazlası olduğunu, bu nedenle (iç piyasayı korumak gerekçesiyle) ihracat kısıtlamasına gerek olmadığı iddia etmektedir. Dünyada geçmiş yıllarda önemli buğday ihracatçılarından olan Kazakistan, kuraklık nedeniyle geçen yıl Rusya’dan aldığı buğday miktarını %77 arttırmış, bununla birlikte Kazakistan’da yetişen yüksek kaliteli buğdayları da ihraç etmiştir[7].
Kırgızistan’ın tarım sektörüne bakıldığında, ülkedeki hayvancılık sektörüne nazaran tarım sektörünün geniş alanlara rağmen daha geri kaldığı söylenebilir. Kırgızistan tarım bakımından ilerleme kaydetmek istemektedir. Bu bakımdan atılan adımlara örnek olarak, buğday üretiminin iyileştirilmesi bakımından 2022 yılı Mart ayı içinde 1000 ton özel nitelikli tohumluk buğday Kazakistan’dan Kırgızistan’a ulaştırılmıştır[8]. Kırgızistan, Rusya’nın yanında Kazakistan’dan da buğday ithal etmektedir ve bu iki ülke Kırgızistan’ın buğday ithalatının %90’ını sağlamaktadır. Rusya’nın söz konusu açıklamasını takip eden gün Kırgızistan’da şeker fiyatları %12,5 artmıştır.[9]
Değerlendirme
Küresel bir kriz olarak git gide büyümekte olan gıda krizinin ve bunun bir parçası olarak buğday krizinin yoksul ve gelişmekte olan ülkeler üzerinde daha büyük etki yapması beklenmektedir. Bu bakımdan mevcut kriz Orta Asya’nın çok ötesinde, Afrika başta olmak üzere dünya çapında hissedilir etkiye ulaşacak gibi görünmektedir. Rusya ile hem askeri müttefik, hem de gümrük birliği içinde olan ülkelere tahıl ve şeker ihracatını durdurması, söz konusu tedariğin gümrüksüz ve uluslararası piyasalara göre uygun fiyatlardan sağlandığı da göz önünde bulundurulduğunda bu ülkelerde belirli gıda fiyatlarının yükselmesini getireceği kesindir. Bu ülkelerde süregelen gelir dağılımındaki adaletsizlik ve geniş yoksul kitleler mevcut seyirden en çok etkilenecek kesimler olacaktır.
Buğday tedariği bakımından hem ihracatçı, hem de ithalatçı olan Kazakistan, Rusya’nın buğday satışını durdurmasının ardından, dünyada yükselen fiyatların da etkisiyle ülkenin fazla satış yaparak kendi iç piyasasının talebini karşılayamayacak duruma gelme riski taşımaktadır. Bu nedenle, her ne kadar ilgili tüccarlar aksini savunsa da, ülkenin ihracat kısıtlamasına gitmesinin yararlı olabileceği değerlendirilmektedir. Kırgızistan bakımından, ülkenin tarım sektörünün geliştirilmesine yönelik çabaların kısa vadede büyük gelişme sağlaması mümkün görünmemektedir. Ancak orta vadede meyve verebilecek bu çabalar, halihazırdaki krizde eğer hala (Rusya’nın yeterli tedariği sağlandığı şeklindeki açıklamasına rağmen) tahıl ve şeker açığı varsa Kırgızistan’ı farklı ülkelerden tedariğe yönlendirecektir.
Tahıl ve şeker ihracatını askıya alma kararı, her ne kadar Beyaz Rusya dışındaki müttefiklerinin Ukrayna krizinde Rusya’yı desteklemeyip tarafsız kalmayı tercih etmesi ile ilişkilendirilerek bir siyasi gündem dayandığı öne sürülebilirse de, çok büyük yaptırımlar karşısında iç piyasasında en azından temel gıda fiyatlarını kontrol altında tutabilmek için Rusya’nın arzı yükseltmek istemesi de makul bir gerekçedir. Aynı şekilde, Rusya’nın tahıl tedarikçisi olarak gücünü kullanıp dünya pazarını etkileme, böylece yaptırımların yansımalarını tüm ülkelerin temel gıda piyasasına yayarak bir tür bedel ödetme ve caydırma gayesi olduğu kabul edilirse, üçüncü ülkelere ihraç ile bu tedbirlerin delinmesini, örneğin Kazakistan üzerinden diğer ülkelere satışını engellemeyi amaçladığı değerlendirilebilir.
Çok uzun zamandır görülmemiş bir “Avrupa savaşı” olarak Rusya-Ukrayna savaşının gıda güvenliği ve diğer bakımlardan dünya çapında tesirleri olması, bir bakıma mevcut dünya sisteminin merkezine yakın (Wallerstein’ın ifadesi ile yarı çevre) ülkelerindeki savaşın uzak ülkelerde milyonların hayatını kaybettiği savaşlardan çok daha büyük çarpanı olduğunu göstermektedir. Öte yandan, 21. yüzyılın değişen güvenlik kavramları içinde siber güvenlik gibi daha yeni kavramlarla birlikte, gıda güvenliği gibi kadim ihtiyaçlara dayanan konuların da öneminin korunduğu hatta yükseldiği söylenebilir. Bu manzara karşısında, Kazakistan ve Kırgızistan’ın hatta Türkiye gibi gerekli coğrafi şartlara sahip olan tüm ülkelerin gıda bakımından kendine yeterliliğe (tekrar) sahip olmak için tarım politikalarını yalnızca ekonomik bir perspektiften değil, aynı zamanda milli güvenlik perspektifinden de ele almaları bir zorunluluk olmaktadır. Elbette Kırgızistan gibi büyük mali sorunlar, yolsuzluk ve yetersiz kaynaklarla boğuşan bir ülkenin tarım alanında gerekli girişimleri ne ölçüde gerçekleştirebileceği sorusu önemlidir. Kazakistan her ne kadar Orta Asya’da zengin bir ülke olsa da, tarım sektörü ile bağlantılı olarak kırsal kalkınma konusunda çok iyi bir geçmişe sahip değildir.
[2] https://www.fao.org/3/al936e/al936e.pdf
[3] https://www.bloomberg.com/news/newsletters/2022-03-11/supply-chain-latest-food-protectionism-threat-to-crop-trading
[4] https://tass.ru/ekonomika/14030973
[5] https://eurasianet.org/central-asia-frets-as-russia-suspends-grain-sugar-exports
[6] https://www.gov.kz/memleket/entities/moa/press/news/details/339512?lang=ru
[7] https://eurasianet.org/central-asia-frets-as-russia-suspends-grain-sugar-exports
[8] https://24.kg/english/227037_Wheat_seeds_donated_by_Kazakhstan_delivered_to_Kyrgyzstan_/
[9] https://eurasianet.org/central-asia-frets-as-russia-suspends-grain-sugar-exports