Trump dünyadaki ABD varlığına ve menfaatlerine ticari olarak bakıyor. 2017'de Suudi Arabistan'a yaptığı ziyarette 350 milyar doları bulan ikili anlaşmalara imza attı. Bunun 100 milyar dolarlık bölümünü silah, mühimmat ve askeri malzeme oluşturuyordu. ABD Katar, Kuveyt, Bahreyn ve Umman'a da milyarlarca dolar değerinde silah satışı yapıyor.
Trump'ın yeniden başkan seçilmesi bu durumu değiştirmeyecektir. Körfez ülkeleri bu silahları İran tehdidine karşı alıyor. İran-İsrail arasındaki gerilim İsrail'in Gazze’de uyguladığı soykırım ve Lübnan’da Hizbullah'a saldırması nedeniyle artarak devam ediyor.
İran'ın silahlanması, silah sistemlerini geliştirmesi ve askeri olarak güçlenmesi Körfez ülkelerinin de silahlanmasına neden oluyor. İran ve Körfez ülkeleri arasında işbirliğinin gelişmesi bu ülkelerin silahlanmaya yapacağı harcamaları azaltacaktır. Ancak Trump bunu istemeyecektir. Bu nedenle İran-İsrail ve İran-Körfez ülkeleri arasındaki kontrollü gerilim devam edecektir. Bu bölgede petrolden kazanılan trilyonlarca dolar değerinde bir gelir var.
ABD'nin bölgedeki en büyük askeri üstü Katar'da. Bahreyn'deki deniz üssünü de geliştirerek bölgedeki etkinliğini artırıyor. Trump, Çin'in Körfez bölgesindeki etkinliğini kırmaya çalışacaktır. Bu nedenle Çin'e karşı ekonomik olarak saldırgan bir tavır takınacaktır. Bunu da ilan etti.
Jeopolitik olarak Tayvan konusunda nasıl bir tavır alacağı tam belli değil. Güney Kore ve Japonya'ya ‘sizi koruyoruz parasını ödeyin’ derse Biden yönetiminin bölgede kurmaya çalıştığı güvenlik ittifaklarını zedeler diye değerlendiriyorum.
Suudi Arabistan'da 2029'da Kış Olimpiyatları, yine 2034'te Futbol Şampiyonası için milyarlarca dolar değerinde ihaleler yapacaktır. Trump bölgedeki askeri gücüne nedeniyle silah satışı başta olmak üzere değişik alanlardaki ticaretini artırmaya çalışacaktır.
Bizi en çok ilgilendiren konular ise Suriye'nin kuzeyindeki askerlerini çekip çekmeyeceği ve PKK/YPG'ye verdiği destek.
PKK/YPG Suriye'nin topraklarının üçte birinde etkinliğini sürdürüyor. Türkiye, PKK/YPG terör örgütünün bölgeden temizlenmesini istiyor. Trump yönetimi de Biden yönetimi gibi teröristlere Suriye'de koruma kalkanı olmaya devam ederse Türkiye ve ABD arasındaki sıkıntılar devam edecektir.
Trump yönetiminde ABD'nin Suriye politikasında Türkiye'nin arzu ettiği bazı değişiklikler olabileceğini değerlendiriyorum. Ancak ABD'nin sivil ve askeri bürokrasisinin Trump’ı etkileyeceğini de düşünmeliyiz. Bu nedenle Türkiye'nin sivil ve askeri bürokratlarının gelişen durumlara karşı çok hazırlıklı olmaları önemlidir.
Trump’ın sözde Ermeni soykırımı iddiası
-F-35'lerin satışına yönelik kısıtlama
-S-400'ler konusunda uyguladığı yaptırımlar
-Kıbrıs sorunu
-FETÖ yanlılarının iadesi
-Rusya-Ukrayna Savaşı'nı bitirmeye yönelik söylemleri
-İsrail'e yönelik ABD'nin verdiği destek
-Doğu Akdeniz'de yeni bir denge vs. gibi konular Ankara'nın dikkatle izleyeceği konulardır.