Mithat IŞIK - SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü
İdlib konusunda müzakereler devam ediyor. Ancak Rusya tarafının iddiasına göre ABD ve müttefikleri İdlib bölgesinde yeni kimyasal silah provakasyonu hazırlıyorlar. Bu iddia Ruslara ait. Ancak ABD, İngiltere, Fransa Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı takdirde müdahale edeceğiz açıklaması yaptılar. Özellikle Klor gazı kullanımı açısından Esat’ın sicili epey kabarık. Kimyasal silahları yasaklama örgütü 4 Şubat’ta İdlib’te Klor gazının kullanıldığını doğrulamıştı. Acaba ABD, Kasım seçimleri öncesi daha önce yaptığı gibi Suriye’ye elinden mevcut olan TOMAHAWK’larla müdahale ederek iç kamuoyuna kimyasal silah kullanımına Dünyanın hiçbir yerinde müdahale etmeyeceğim mesajını vermek istiyor. Tersi düşünüldüğünde Esat bu bölgede Klor gazı kullanarak ihaleyi ABD ve İngiltere’ye bırakmak istiyor. Bu güne kadar Irak ve Suriye’de olanlara baktığımızda iki olasılıkta mümkün.
İDLİB'İN TÜRKİYE İÇİN ÖNEMİ
İdlib Türkiye için öncelikle coğrafi konum nedeni ile önemli. Hatay’a bağlı Yayladağ ilçemizin en güneyinde yer alan sınır noktasından başlayarak Reyhanlı ilçemizin sınırına kadar uzanıyor. Suriye ile olan sınırımızın yaklaşık 100 km’lik kısmını oluşturuyor. Diğer bir önemli özelliği de ASTANA görüşmelerinde kararlaştırdığı gibi bu bölgede İdlib’i çevreleyecek şekilde on iki gözlem noktası oluşturmuş durumdayız. TSK unsurları bu gözlem noktalarında gerginliği azaltma gücü olarak görev yapıyorlar. Ayrıca İdlib, Zeytin Dalı Harekâtı ile TSK tarafından PKK/PYD ‘den temizlenen Afrin bölgesini güneyden emniyete alınıyor. Suriye’nin kuzeyinde sınırımız boyunca oluşturulmaya çalışılan PKK/PYD terör koridorunun Akdeniz’e ulaşmasını engelliyor. İdlib’te çatışmaların başlaması ve yoğunlaşması nedeni ile bu bölgeden Türkiye’ye önemli bir göç dalgasının başlama ihtimali İdlib’te yaklaşık üç milyon insan yaşıyor. Buradan Türkiye’ye 700-800 bin mültecinin geçme olasılığı var.
Türkiye bütün zorluklarına rağmen İdlib’teki sorunun silahlı bir çatışmaya gerek kalmadan çözülmesi yönünde büyük çaba harcıyor. İdlib’te değişik gruplara mensup yaklaşık yüzbin silahlı terörist bulunuyor. Şuanda İdlib Suriye’nin en kalabalık şehirlerinden birisi. İdlib bölgesine düzenlenecek kapsamlı bir operasyon büyük felaketlere sebep olabilir. Silahlı rejim güçleri ile teröristler arasında kalacak olan halkın kayıpları çok büyük rakamlara ulaşabilir.
İDLİB’İN RUSYA İÇİN ÖNEMİ
Rusya şu anda İran ile birlikte Suriye’nin en önemli müttefiki. Rusya’nın Suriye’de iki önemli üssü ve 2000’den fazla askeri mevcut. Hilmeymim hava üssünde Rus ordusuna ait uçak, helikopter, tank ve savunma füzeleri S-400’ler bulunuyor. Tartus Deniz Üssü ise Rusların önemli bir lojistik merkezi. Rusya Suriye’de bulunan radikal terör örgütlerini kendisi için bir tehdit olarak görüyor. Ayrıca Rusya İdlib bölgesinde bulunan Çeçen ve benzeri radikal terör örgüt mensuplarını bu bölgede etkisiz hale getirmek istiyor.
İDLİB’İN İRAN İÇİN ÖNEMİ
İran Suriye’nin önemli müttefiklerinden Lübnan arasında Suriye’li muhaliflerden ve radikal gruplardan temizlenmiş güvenli bir koridor oluşturmak. İdlib ise oluşturulmak istenen bu güvenli bölgenin önemli bir halkasını teşkil ediyor.
PKK/PYD/YPG’nin HESABI
TSK’nın yaptığı Zeytin Dalı Harekâtı ile Afrin’i kaybeden terör örgütü yeniden Afrin sınırına yerleşmek istiyor. Afrin’i yeniden ele geçirmenin hesabını yapıyor. Suriye demokratik güçleri rejim ile bir dizi görüşmeler yaparak olası İdlib operasyonuna katılmak istiyorlar. SDG’lerinin omurgasını PKK/PYD/YPG ABD’nin teşviki ile rejimle yakınlaşmak istiyor. Amaç Suriye’nin geleceğinde söz sahibi olmak, müzakere masasına güçlü oturmak. Diğer bir neden de DEAŞ ve DEAŞ türevi radikal örgütlerle mücadele eden bir güç olduğu imajını yaratarak uluslararası kamuoyunun desteğini almaya devam etmek. PKK/YPG terör örgütünün İdlib operasyonuna dâhil olma isteğinin Esat tarafından kabul görmeyeceği çünkü Esat rejimi PKK/PYD’nin Fırat’ın batısına daha fazla kaymasını istemiyor. PKK/PYD’nin İdlib operasyonuna katılması bu bölgedeki karmaşık durumu daha da kötüleştirecektir.
Rusya’nın izni ve Türkiye’nin mutabakatı olmadan Esat İdlib operasyonunu başlatamaz. Zira Türkiye, Rusya Dış İşleri ve Savunma bakanları ile birlikte Milli İstihbarat Teşkilatımızın temasları devam ediyor. Rusya ve Türkiye terör örgütü olarak kabul ettikleri silahlı grupları son bir koz daha silahlarından arındırmak üzere girişimlerde bulunacaktılar ve bunların muhalif haline gelmelerini sağlamaya çalışacaklardır. Daha mimli olarak görülen silahlı grupları ikna ederek siyasal muhalif haline getirecekler. Bu yönde iki ülkenin de çabaları devam ediyor. Rusya’nın desteği olmadan Esat rejiminin İdlib’e operasyon düzenlemesi büyük riskleri ve maliyetleri de beraberinde getirecektir. İdlib’teki en güçlü devlet olan HTŞ (Heyet Tahrir Şam)’ın yerleşim yerlerinde konuşlanmış olması, meskûn mahal operasyonlarındaki sivil zaiyatı artıracaktır. Bu durumda Türkiye’ye olası göçü önlemek için sınırın Suriye tarafında tutulacak güvenlik riski azaltılacaktır. HTŞ 2017’ de birçok silahlı grubun kendilerini feshederek Şam’ın Fethi Cephesi öncülüğünde HTŞ’yi oluşturdular. HTŞ’nin İdlib’te 20 bin silahlı gücü bulunuyor. Bunlar aileleriyle birlikte daha da fazla bir mevcut oluşturuyor. İdlib’te diğer bir örgüt eski NUSRA gruplarının HTŞ’den ayrılması sonunda kurulan Dinin Muhafızları Örgütü. Bu örgüt İdlib’te oluşturulan gerginliği azaltma bölgelerini tanımıyor. Rejim yanlısı milislere karşı saldırılar düzenliyor. Aynı zamanda Türkiye’yi düşman olarak görüyor. Sahada yer alan diğer bir örgüt CTS( Cephe Tahrir Suriye) bölgede önemli bir güce sahip zaman zaman HTŞ ile çatışıyor. İdlib’te diğer örgütlere göre daha büyük bir askeri gücü bulunan Ahrar’uş Şam Örgütü irili ufaklı grupları kendi çatısı altında birleştirme gücüne sahip. Mayıs 2018’de kurulan Ulusal Özgürleştirme Cephesi (UÖC) on bir farklı grubun birleşmesi ile kurulmuştur. Yeni kurulan bu yapı birlikte hareket etmeyi başarabilirse önemli bir güç olarak bölgedeki yerini alabilir.
Türk İslam Partisi (TİP) bu örgüt Çin’in dikkatle izlediği bir örgüttür. Dört bin kişilik silahlı bir güce sahiptir. TİP’in asıl amacı Suriye iç savaşında edindiği tecrübeyi Doğu Türkistan’ın Çin işgalinden kurtarılması yönünde kullanmak. Çin bu örgüt nedeni ile İdlib ile ilgilenmeye başlamıştır. Ayrıca bölgede İdlib’e girmesine izin verilen DEAŞ terör örgütü de hücre yapılanmasına başlamıştır. Birçok örgütün bulunduğu İdlib’te şu hareket tarzlarının uygulanması muhtemeldir:
- Türkiye karşı çıkmasın rağmen rejim güçleri İdlib’e bir operasyon düzenleyebilir.
- Suriye rejim güçlerinin operasyonuna ABD’nin desteği ile PKK/PYD terör örgütü de katılabilir.
- HTŞ ve yabancı teröristlerin ikna edilerek silahlarını bırakması İdlib’i terk ederek ÖSO kontrolündeki bölgelere tahliye edilmesi
- Ilımlı muhaliflerin Rusya öncülüğünde Suriye rejimi ile anlaşmaya varmalarının sağlanması
- HTŞ ikna edilemez ise bölgeden çıkarılması için diğer muhaliflerin HTŞ ile çatışması ve ılımlı muhaliflerin rejim ile anlaşması.
- Suriye rejiminin mahdut hedefli bir operasyon düzenlemesi, HTŞ’nin ikna edilerek silah bırakması ve Suriye dışına çıkarılması.
ASTANA sürecinin devamı Rusya, İran, Türkiye arasındaki işbirliği Suriye’deki ve İdlib’teki durumun çözümüne en büyük katkıyı sağlayacaktır. Aksi durumda bölge içerisinden çıkılamayacak şekilde kavuşacak ve Türkiye büyük bir göç dalgası ile karşı karşıya kalacaktır.
03.09.2018