Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Tanınması

Doğu Akdeniz'de bulunan Kıbrıs Adası, tarih boyunca pek çok güçlü devlet tarafından yönetildi. 16. yüzyılda Venedik yönetiminde ilk kez Osmanlı İmparatorluğu donanması tarafından kuşatıldı ve Osmanlı İmparatorluğu 1571 yılında Kıbrıs'ı fethederek 1489 yılından beri devam eden Venedik hakimiyetine son verdi. Kıbrıs Adası 1878 yılına kadar 370 yıl Osmanlı hakimiyetinde kaldı. 4 Haziran 1878'de İngilizlere geçici olarak devredildi.

Ada, 1878'den 1960 yılında imzalanan Londra Zürih Anlaşması'na kadar 82 yıl İngiliz hakimiyetinde kaldı. 15-16 Ağustos 1960 yılında imzalanan Londra Zürih Anlaşması ile bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Kıbrıs Cumhuriyeti Rum ve Yunanlıların Enosis hayalleri nedeniyle adaya beklenen huzuru getiremedi. 1963 yılında EOKA tethiş örgütü, Rum polisi ve Jandarması Türklere saldırdı. 1963'ten itibaren Türkler ve Rumlar kendi kontrollerindeki bölgelerde ayrı ayrı yaşamaya başladılar. Makarios yönetimindeki Kıbrıs yönetimi Türklerin adayı terk etmesi için her türlü ambargo ve zulmü uyguladı.

15 Temmuz 1974'te Nikos Sampson ve taraftarları ihtilal yaparak Makarios yönetimini devirdi. Makarios adayı terk ederek İngiltere'ye sığındı. Cumhurbaşkanı olan EOKA’cı Nikos Sampson, Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’ni ilan etti. Bu hareket üstü kapalı Enosis’ti. Yani adanın Yunanistan'a bağlanması idi.

Türkiye, Ada’da yaşayan Türkleri korumak, Ada’da barışı sağlamak için Londra ve Zürih Anlaşması’nın kendisine tanıdığı garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleştirerek Türkleri imha olmaktan kurtardı ve Ada’ya barışı getirdi. Böylece Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlanmaktan kurtardı.

Kıbrıs Türkleri 13 Şubat 1975'te kendi federe devletlerini ilan ettiler. Kıbrıs'ta çözümün olmayacağını anlayan Türkler, 15 Kasım 1983 günü kendi Devletlerini KKTC(Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti)’yi kurdular ve dünyaya ilan ettiler.

Kıbrıs'ta Türkler ve Rumlar olmak üzere iki ayrı millet vardır. Bu iki halkın bir arada yaşama imkanı kalmamıştır. Aradan geçen 60 yıldır bu mümkün olmamıştır. Bunun sebebi de Rum ve Yunanlıların Ada’yı Yunanistan'a bağlama emelleridir.

BM(Birleşmiş Milletler), AB(Avrupa Birliği) ve diğer uluslararası aktörler artık gerçekleri görmeli ve rüyadan uyanmalıdır. Kıbrıs'ta artık bir federal Cumhuriyet olması mümkün değildir. Doğrusu iki devletli çözümdür. 60 yıldır ayrı olan iki farklı halkı tek devlet çatısı altında birleştirmek mümkün değildir.

Kıbrıs Türkleri ayrı bir millettir. KKTC'nin kendi bayrağı, meclisi, kültürü, dili, ordusu, devlet kurumları ve otoritesi vardır. KKTC devlet olma şartlarının tamamına sahiptir. KKTC bağımsız bir devlettir.

Bu gerçeği zamanla bütün dünya görecek ve anlayacaktır. Türk askeri Türkleri katliamdan kurtarmak, Ada’nın Yunanistan'a bağlanmasını önlemek ve barışı korumak için adaya gelmiştir. Türk askeri sayesinde Ada’da huzur vardır. Kan ve gözyaşı Türk askerinin adaya çıkması ile son bulmuştur. Kıbrıs Türk halkı Türkiye'nin garantörlüğü ve Türk askerinin Ada’da bulunmasından asla taviz vermeyecektir. Türkiye Ada’da yapılacak herhangi bir anlaşmanın mutlaka tarafı olmalıdır. Kıbrıs Türk halkı Ada’da sunulan tüm çözüm önerilerine olumlu yaklaştı. Rumlar hep karşı çıktı. 2004 yılında oylanan Annan Planı’na Türkler evet, Rumlar hayır dediği halde GKRK(Güney Kıbrıs Rum Kesimi) mükafat olarak AB'ye alındı. Türklere karşı ise haksız ambargo ve engellemeler devam ediyor.

Kıbrıs Türkiye'ye 40 mil, Yunanistan'a 700 mil, Avrupa'ya 2000 mil uzaktadır. Kıbrıs Türk halkı 60 yıl sabrettİ, mücadele etti, devletini kurdu. Mücadelesine devam edecektir. Türkiye Ada’da deniz ve hava üslerine mutlaka kurmalıdır. KKTC güvenlik güçlerini, ordusunu güçlendirmelidir.

Kıbrıs'ta tek çözüm vardır. KKTC'nin tanınması, KKTC’ye uygulanan tüm ambargoların kalkmasıdır. Kıbrıs Türk'ü ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatacaktır.