Türkiye'nin güney sınırları boyunca oluşturulmak istenen terör koridoru İran sınırında kandil Dağından başlayıp Irak'ın kuzeyinden geçen ve Suriye sınırı boyunca devam ederek Akdeniz'e ulaşan geniş bir bölgeyi kapsıyor. Terör koridorunun 320 Km. si Irak sınırı içerisinde, 920 km.si Suriye sınırı içerisinde bulunuyor
Bu koridor boyunca oluşturulmak istenen Devletimsi terörist yapının amacı:
* Türkiye'nin güney komşuları ile olan irtibatını kesmek,
* Sınır vilayetlerimizi beklenmedik zamanda elinde mevcut roket, havan, top gibi uzun menzilli silahlarla taciz etmek,
* PKK/YPG terör örgütüne geniş bir alanda hareket etme imkânı sağlamak,
* TSK'lerini bu bölgede meşgul etmek,
* Türkiye'yi Doğu Akdeniz'den tecrit etmek,
Türkiye oluşturulmak istenen terör koridorunu önlemek için hazırladığı planı üç aşamada uygulamıştır.
Birinci aşama 24 Ağustos 2016 Fırat Kalkanı Harekâtı. Bu harekât TSK'lerinin hava ve kara birliklerinin geniş katılımı ile icra edilmiştir. Fırat Kalkanı Harekâtı Suriye iç savaşının Türkiye için yarattığı olumsuz sonuçlarını en aza indirmesi bakımından kritik bir rol oynamıştır. Fırat Kalkanı Harekâtı ile terör tehdidinin önlenmesi, Türkiye'nin sadece ulusal güvenliğini değil Ortadoğu ve Akdeniz'deki uzun vadeli çıkarları açısından da hayati önem taşımaktadır.
Bu operasyon ile DEAŞ terör örgütünün bir balon olduğu gerçeği de ortaya çıkmıştır. Fırat Kalkanı Harekâtı ile CERABLUS ve ELBAB terörden temizlenmiş, bu bölgeden göç eden insanlar evlerine yurtlarına dönerek normal hayata başlamışlardır. Bu operasyonun bir özelliği de operasyonda sivil halka ve meskûn mahallere zarar vermeden icra edilmiş olmasıdır.
İkinci operasyon ise 2018 OCAK-ŞUBAT-MART aylarında icra edilen Zeytin Dalı Harekâtıdır. Bu operasyon ile bölgede oluşturulmak istenen terör koridoru için hayati öneme sahip olan AFRİN şehri başta olmak üzere Fırat nehrinin batısındaki kritik bölgeler, Türkiye'nin kontrolüne geçmiştir. 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişiminin ardından, Fırat Kalkanı ve Zeytin dalı Harekâtlarının gerçekleştirilmesi Türkiye'nin gücünü ve kararlılığını göstermesi bakımından çok önemlidir.
Barış Pınarı Harekâtı Türkiye'nin güney sınırları boyunca oluşturulmak istenen terör koridorunun önlenmesi için icra ettiği operasyonların üçüncü ayağını oluşturmuştur. 09 Ekim'de başlayan operasyon ile TSK'leri kısa sürede TELABYAD ve RESULAYN şehir merkezlerini ve kırsal alandaki kritik arazi kesimlerini ele geçirerek kontrol altına almıştır.
Barış Pınarı Harekâtı 22 Ekim'de Rusya ile yapılan görüşmelerle sona ermiştir. Barış Pınarı Harekâtı ile planlanan hedeflere büyük oranda ulaşılmıştır. Bu harekât ile terörist unsurlar sınırlarımızdan uzaklaştırılmıştır. Güney sınırımızda terörden temizlenen bu bölgede gerekli güvenlik önlemlerin alınması PKK/YPG terör örgütünün baskısı ile evlerini yurtlarını terk eden Kürt, Arap, Hıristiyan ve Türkmen nüfus, terk ettikleri yurtlarına dönerek, normal yaşantılarına başlamışlardır.
Barış Pınarı Harekâtı, PKK/YPG'nin işgali altında bulunan bölgenin özgürleştirilmesi bakımından, hayati önem taşımaktadır. PKK/YPG terör örgütü, kontrol ettiği bölgelerde, kendisi gibi düşünmeyen Araplara, Kürtlere, Hıristiyanlara ve Türkmenlere yaşama hakkı tanımamıştır. Bu insanların evlerini ve yurtlarını terk etmelerine sebep olmuştur. Çocuklarını ellerinden zorla alarak terör örgütüne katılmaya zorlamış, kabul etmeyenleri öldürmüştür.
Türkiye, askeri gücü, teknik donanımı ve operasyonel kapasitesi ile icra ettiği bu operasyonla Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması hususundaki kararlılığını ortaya koymuştur.
* Sınırlarında oluşturulmak istenen terör koridoruna asla izin vermeyeceğini, uluslararası güçlere ve kamuoyuna göstermiştir.
* Terörist yapının Akdeniz'e ulaşması önlenmiştir.
* Emperyalist devletlerin Türkiye'yi Ortadoğu'nun enerji kaynaklarından uzaklaştırma planı bozulmuştur.
* TSK'lerinin Suriye'deki etki ve ilgi alanı artmıştır. Ancak henüz her şey bitmemiştir.
*Stratejik hedeflerimizi unutmayalım.
Barış Pınarı Harekâtı ile sahada kazanılan başarının uluslararası kamuoyuna doğru anlatılmasını sağlayacak iletişim becerisinin eksik yapılmaması çok önemlidir. Aynı zamanda, YPG/PYD’nin Kürtleri temsil etmediğini, dünya kamuoyuna çok iyi anlatmalıyız. Çünkü YPG/PYD, PKK’nın Suriye’deki uzantısıdır.
ABD başta olmak üzere, bazı ülkeler, YPG/PYD terör örgütünün ismini kullanmak yerine, kasıtlı olarak Kürtler ifadesini kullanmaktadırlar. Bunların amacı, etnik bir kimliği kullanarak, YPG/PYD'nin bulaşmış olduğu kirli işleri ve yapmış olduğu katliamları gizlemektir.