Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Terörle Mücadele ve NATO

Mithat IŞIK
04 Ekim 2024 12:29
A-
A+

NATO’nun yeni Genel Sekreteri Mark Rutte, Jens Stoltenberg’ten resmen görevi devralırken terörle mücadelenin ittifak bağlamında ele alınması gerektiğini ve bu konuda Türkiye ile çalışmaya devam edeceklerini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a söylediğini ifade etti. Mark Rutte, Türkiye’nin terörle mücadele ve müttefikler arasında ambargoların kaldırılmasına yönelik beklentileriyle ilgili bir soruya müttefikler arasında silah satın alımlarında sınırlama olmaması gerektiğini de ifade etti ve bu konuda çalışmamız gerekir dedi.

Terör kavramı üzerinde tüm NATO üyeleri uzlaşmış değil. Türkiye, başta ABD olmak üzere NATO çatısı altındaki müttefikleriyle terörle mücadele konusunda önemli problemler yaşıyor. ABD ve bazı NATO üyeleri Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ve güvenliğini hedef alan PKK/YPG/PYD terör örgütüne açık veya örtülü destek veriyorlar. ABD, Suriye’de SDG güçleri maskesi altında PKK/YPG/PYD’den resmen silahlı bir ordu oluşturuyor. NATO, terörle mücadele konusunda ABD’nin istekleri doğrultusunda somut girişimlerde bulunuyor. Bunun en açık örneği 2000’lerin başında ABD’nin 11 Eylül saldırılarına maruz kalması sonucunda gerçekleşti. NATO üyeleri ittifak anlaşmasının beşinci maddesini işler hale getirdiler.

ABD hava sahasının korunması için oluşturulan “Operation Eagle Assist” kapsamında Mayıs 2002’ye kadar AXACS birlikleriyle ABD hava sahasının korunmasına destek verdiler. Afganistan’da yürütülen operasyonda ABD ve yakın müttefikleriyle NATO çatısı altında yürütülen bir terör operasyonuydu.

Kasım 2002’de Prag’da gerçekleştirilen NATO zirvesinde kabul edilen askeri konseptte terörizme karşı mücadele konusunda Washington istediğinde NATO'nun terörle mücadele konusunda harekete geçeceğinin ifade edilmesi çok yanlış ve kabul edilemez bir ifadedir.

Ocak 2015’te Fransa’da gerçekleştirilen Charlie Hebdo saldırısı sonrasında zamanın NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ittifak üyelerini teröre karşı mücadelede daha fazla işbirliğine davet etmişti. Benzer şekilde söz konusu terör DEAŞ olduğunda NATO üyesi ülkeler teröre karşı mücadele için oldukça geniş işbirliği kurmuşlar ve ABD öncülüğünde NATO üyeleri bu terör örgütüne karşı sayısız operasyon yapmışlardı.

Aynı NATO üyesi ülkeler başta ABD olmak üzere Türkiye’nin 1984’ten beri mücadele ettiği PKK terör örgütüne karşı her zaman duyarsız kalmışlardır, halen de duyarsızlıkları devam etmektedir. Türkiye ile birlikte mücadele etmedikleri gibi PKK/YPG/PYD terör örgütüne açık ve örtülü destek vermeye devam ediyorlar.

ABD Suriye’de S.D.G.leri maskesi altında PKK/YPG/PYD teröristlerinden Türkiye ile savaşmaları için ordu kuruyor. NATO’ya yön veren ülkeler başta ABD olmak üzere NATO’nun savunma yükümlülüğünü terörle mücadeleyi kapsayacak şekilde genişletmiş olsalardı, terörle mücadele eden ülkelere ayrım yapmaksızın destek vermek zorunda kalacaklardı. Ancak bu durum ABD’nin işine gelmiyor. Çünkü ABD işine gelene “terörist” diyor. İşine gelmediği zaman “müttefik” diyor. Tıpkı Suriye’de PYD/YPG’ye dediği gibi.

NATO üyesi ülkeler dahil terörist ve terörle mücadele konusunda anlaşmış değiller.

Umarız ki NATO’nun yeni Genel Sekreteri Mark Rutte, PYD/YPG’nin de terör örgütü olduğunu kabul eder ve açıklar. Çünkü bu terör örgütleri PKK’nın Suriye’deki temsilcileridir. Mark Rutte bu durumu kabul eder ve açıklarsa, NATO üyelerine kabul ettirirse o zaman inandırıcı olur. Aksi durumda inandırıcılığını yitirmiş olacaktır.