Mithat IŞIK

Tüm Yazıları

Trump'ın Stratejisi Ne Olacak?

20 Kasım 2024, Çar
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Trump'ın yeni dönemde uygulayacağı ana stratejileri genel olarak aşağıdaki başlıklar altında inceleyebiliriz:

-ABD'nin müesses nizamını değiştirmek

-Ukrayna-Rusya Savaşı'nı sonlandırmak

-İsrail-Filistin sorunu

-Çin’i çevrelemek

-Asya-Pasifik'e odaklanmak

-ABD-Körfez ülkeleri ilişkisi

-ABD-İran ilişkisi

-ABD-Türkiye ilişkileri

-ABD'nin müesses nizamını değiştirmek:

Trump ABD'nin müesses nizamını değiştireceğini söylüyordu. Ancak bu konuda başarılı olup olmayacağını zaman gösterecek. Seçtiği Bakanlara baktığımızda tamamının mevcut nizama karşı kişiler olduğunu görüyoruz. Ancak seçtiği kişilerin tecrübesiz ve donanımlarının yeterli olmadığını görüyoruz. Senato'nun bu kişilerin atanmalarında sıkıntı çıkaracağını da değerlendirmek gerekir. Senato atamaları onaylasa dahi ABD'deki mevcut nizam buna direnecek hatta bu bakanların başarılı olmalarını dahi önlemeye çalışacaktır. Kabinenin tamamı İsrail yanlısı, Netanyahu destekçisi ve Trump'a sadakatle bağlı kişilerden kurulu.

-Ukrayna-Rusya Savaşı:

Trump ve ekibi seçim kampanyasında Ukrayna Savaşı'nı sonlandıracağını anlattı. Muhtemelen ABD'nin Ukrayna'ya yaptığı yardımları çok azaltacak ve zamanla sonlandıracaktır. Ukrayna ABD'den ve AB’den destek almadan savaşı uzun süre devam ettirecek imkana sahip değil. Avrupa'da ABD gibi yardımları kesmeyi tercih edecektir. Savaşın bitmesi için Rusya'nın da savaşa son vermeye hazır olması gerekir. Her ne kadar Putin kabul etmese de Rusya'da bu savaşta ağır kayıplar verdi. Ekonomisi de Savaş nedeniyle büyük zarar gördü ve görmeye devam ediyor. Bu nedenle Rusya'da barışa yanaşacaktır. Bu durum Trump'ın Savaşı sonlandırmasını kolaylaştıracaktır. Savaşın son bulması Rusya Çin arasındaki yakınlaşmayı da etkileyecektir. ABD, Çin-Rusya arasındaki yakınlaşmadan rahatsızdı.

Trump Biden’ın uzun savaş stratejisini uygulamayacaktır. Avrupa'da pek çok ülke barış masasının kurulmasını istiyor.

-İsrail-Filistin sorunu:

Trump görevi devralmadan önce Netanyahu’dan mücadeleyi bir an önce bitirmesini isteyecektir. Netanyahu da bunun farkında. Lübnan’daki hedeflerini bir an önce tamamlamak istiyor. Muhtemel bir ateşkes için elini çabuk tutmaya çalışıyor. Trump iki devletli çözümden çok Arap-İsrail normalleşmesi zemininde bir çözümü taraflara kabul ettirmeye çalışacaktır.

-Asya Pasifik’e odaklanmak:

Trump'ın Ukrayna-Rusya Savaşı'nı sonlandırmak istemesinin amacı Asya-Pasifik’e yönelmek, Çin’i çevrelemektir.

Ukrayna-Rusya Savaşı'nı ve Filistin soykırımını önleyerek Asya- Pasifik’e daha fazla odaklanmayı istiyor. ABD'nin Çin’i çevrelemek istemesi iki ülke arasındaki gerginliği artıracaktır. Şi Jinping bu durumu Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi’nde ABD Başkanı Joe Biden’e söylemiştir.

ABD-Körfez ülkeleri ilişkisi:

Trump Başkanlığının ilk döneminde olduğu gibi Araplarla İsrail’i barıştırmaya zorlayacaktır. İsrail'in Gazze’de ve Lübnan’da ateşkesi kabul etmesi Trump'ın elini güçlendirecektir. Trump, Çin’in bölgedeki etkisini kırmak için başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri üzerinde gerekirse baskı dahi uygulayacaktır diye değerlendiriyorum. Ukrayna Rusya savaşının son bulması durumunda ABD'deki silah şirketleri Körfez ülkelerinin milyarlarca dolarına göz dikecek ve o ülkelere uçak dahil her türlü askeri malzemeyi satmak için Trump'ı zorlayacaklardır.

ABD-İran ilişkisi:

Trump döneminde ilişkilerin seyrinin nasıl gelişeceğini tahmin etmek biraz zor görünüyor. İran'daki iç karışıklıkları İran için bir zafiyet olarak değerlendiriyorum. Belki bir anlaşma zemini oluşabilir. Bu konuda bazı görüşmelerin yapıldığına dair basına sızan kulis bilgileri var.

ABD-Türkiye İlişkileri:

Trump'ın kabinesine baktığımızda hemen hemen tamamı Türkiye karşıtı kişilerden oluşuyor. Trump'ın birinci başkanlık döneminde iki ülke arasındaki ilişkiler inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Türkiye'nin Rusya'dan aldığı s-400'ler nedeniyle Türkiye F-35 projesinden çıkartılmış F-35 uçakları Türkiye'ye verilmemiştir.

Türkiye'ye CAATSA yaptırımları uygulanmış, Rahip Brunson'un iadesi bu dönemde olmuş, ABD askerleri Suriye'den çekilmemiş, YPG/PYD'ye ABD desteği devam etmiştir.

Türkiye'nin Suriye'deki operasyonları Trump döneminde sınırlandırılmış, Biden yönetimi de bu durumu devam ettirmiştir. Yeni dönemde de Pentagon ve Dışişleri gibi kurumlarla sorunların devam edeceğini değerlendiriyorum. Türkiye, Suriye'de PYD/YPG ve IŞİD'e karşı etkili bir mücadele yürüteceğine Trump'ı ikna ederse Türkiye'nin Suriye'de güvenli bölge oluşturmak için operasyon yapmasının önü açılabilir. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlığı bürokratlarına çok iş düşüyor.

Trump Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini biliyor. ABD'den sonra NATO'daki en büyük ve güçlü ordunun Türk Ordusu olduğunu da biliyor. Türkiye'nin stratejik konumunun ne kadar önemli olduğunun da farkında. ABD'nin dolayısıyla NATO'nun Asya-Pasifik'te caydırıcı olması için Ortadoğu’da gerilimin azaltılması, bölgenin başta PKK/YPG ve IŞİD olmak üzere bütün terör örgütlerinden temizlenmesi gereklidir. Bu nedenle ABD, PKK/YPG terör örgütüne verdiği desteği kesmelidir. Türkiye'nin IŞİD ve PKK/YPG teröristlerini imha etmek için Suriye'de yapacağı operasyona Suriye'de hava sahasını açmalıdır.

Türkiye'nin sınırları güvenliği NATO’yu daha güçlü ve ve caydırıcı kılacaktır.

 

Bu site içeriğinin telif hakları Stratejik Düşünce Enstitüsü’ne ait olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek kısmen yapılacak alıntılar dışında önceden izin alınmaksızın hiçbir şekilde kullanılamaz ve yeniden yayımlanamaz. Bu sitede yer alan SDE'nin kurumsal bilgileri ile SDE Akademik Personeli'nin çalışmaları dışındaki diğer görüş ve değerlendirmeler, yalnızca yazarının düşüncelerini yansıtmaktadır; SDE'nin kurumsal görüşünü temsil etmemektedir.

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA