Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Türkiye Karşıtı Cepheleşme

Mithat IŞIK
19 Nisan 2020 01:09
A-
A+

Bölgemizdeki Arap ülkeleri Türkiye karşıtı cepheyi güçlendiriyor. Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammet Bin Zait Al Nahyan 2011’de Suriye’de başlayan halk ayaklanmasından 1 yıl sonra Şam Büyükelçiliğini kapatmıştı. Ancak BAE Şam Büyükelçiliği’ni 2018’de yeniden açtı. Bu durum BAE’nin Suriye’ye olan gizli desteğinin açığa çıkması anlamına geliyordu. BAE Türkiye’ye karşı bir Arap cephesinin oluşması için gizli ve açık çalışmalarına devam ediyordu. Bu kapsamda sosyal medya platformlarındaki aktivitelere, TV kanallarına, internet sitelerine, Arap ve Avrupa ülkeleri ile ABD’deki Araştırma ve Medya kuruluşlarına büyük mali destek sağlıyor.

BAE Veliaht Prensi Nahyan Mart ayında Esad’ı telefonla arayarak Suriye halkı ile dayanışma içinde olduklarını söyledi. Aynı şekilde Suudi Arabistan, Bahreyn, Körfez Emirlikleri ve Mısır da Suriye’deki BAAS rejimine açık ve örtülü destek vererek Türkiye karşıtı bir cephede birleştiler. Bu ülkelerin devrimci BAAS rejimine destek vermeleri manidardır.

Yakın zamana kadar Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Körfez Emirlikleri Baas rejimini kendilerine bir tehdit olarak görüyorlardı. Esad rejimini devirmek için cihatçı örgütlere destek veriyorlardı. Ne oldu da Suriye rejiminin yanında Türkiye karşıtı bir cephede birleştiler. Arap ülkeleri Filistin konusunda dahi birliktelik sağlayamıyorlardı. Katar hariç bu ülkelerin Türkiye düşmanlığında kolayca birleşmeleri düşündürücüdür.

Ben bunun nedenlerini şu şekilde düşünüyorum.

  1. Rusya’nın desteği devam ettiği sürece Suriye’de rejim değişmeyecektir.
  2. Müslüman kardeşleri kendi rejimleri için bir tehdit olarak görmeleri ve Türkiye’nin bu örgüte destek verdiğini değerlendirmeleri.
  3. Türk Dışişleri’nin bu birleşmeyi önlemede geçmişte olduğu kadar etkili olamayışı.
  4. Türkiye’yi kendileri için bir tehdit olarak görmeleridir.

Bu ülkeler bir taraftan Suriye rejimi ile ilişkilerini geliştirirken diğer taraftan Türkiye’yi başka bir cephede sıkıştırmak için PKK/YPG terör örgütleri ile yakın temaslarını sürdürüyorlar.

Aynı zamanda BAE başta olmak üzere Libya’da Türkiye karşıtı isyancı General Hafter'e her türlü desteği veriyorlar. Şam’daki Libya Büyükelçiliği Hafter’in başında bulunduğu isyancı güçler tarafından devralınarak yeniden açıldı. Açılışta konuşan tarafların yetkilileri Türkiye’yi ortak düşman olarak ilan ettiler.

Türkiye karşıtı oluşan Arap cephesi Suriye’de PKK/YPG ile ilişkilerini geliştirirken Irak’ın kuzeyindeki Kürt partileri;

. Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK)

. Kürdistan Özgürlük Partisi (PUK)

terör örgütü PKK ile de yakın işbirliğini örtülü olarak yürütüyorlar.

Irak’ın kuzeyindeki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimini (IKBY) de Türkiye’ye karşı bir tutum almaları yönünde etkilemeye çalışıyorlar.

IKBY Başkanı Neçirvan Barzani zaman zaman PKK’yı ateşkes ilan etmeye çağırması ve Türkiye’nin operasyonlarını durdurması ı seslendirmesi enteresandır. Mart ayı sonunda IKBY’nin YPG’ye tıbbi malzeme vermesi de düşündürücüdür.

Sıkıştığı her konuda Türkiye den destek talep eden IKBY Başkanı Neçirvan Barzani’nin YPG ile olan bu ilişkisi de Türkiye tarafından değerlendirilecektir kanaatindeyim.

TSK Irak’ın kuzeyinde Zaho-Batufa-Begova-Kanimasi-Metina-Gara Dağı-Zap-Sidekan- Hakurk arasında kalan bölgede PKK terör örgütüne karşı yıllardır operasyon yapıyor. Türkiye’nin bu bölgelerde kalıcı üsleri var. TSK’nın güvenliğini sağladığı bu bölgelerdeki Iraklı Kürtler güven içerisinde yaşıyorlar. Tarlalarını bağ bahçelerini ekip biçebiliyorlar. Bu bölgedeki Kürtler TSK PKK terör örgütüne karşı koruyor. IKBY, Diyana-Hacı ümran hattının kuzeyine geçemiyor. PKK’nın bölgedeki Kürtler yaptığı zulmü en iyi Neçirvan Barzani biliyor. IKBY’nin PKK/YPG terör örgütleri ve Türkiye’ye düşmanca emeller besleyen Arap monarşilerinden uzak durması kendi güvenlikleri için en uygun hareket tarzıdır diye değerlendiriyorum.

Ortadoğu da Doğu Akdeniz'de Kuzey Afrika’daki çıkarlarımız karşısında aleyhimize oluşan Arap cephesini dağıtmak için gerekli önlemleri almalıyız.

Emperyalizmin kuklası olan bu cephenin amacı;

  • Kandilden Akdeniz'e kadar güney sınırımız boyunca oluşturulmak istenen terör koridoruna destek vermek
  • Fırat’ın doğusunda PKK/ YPG ile Türkiye arasındaki bölgeye Arap gücü yerleştirerek tampon bölge oluşturmak
  • Türkiye’nin bu bölgeye müdahalesini önlemek
  • YPG/PKK’ya bu bölgede örtülü ve açık destek vermek
  • Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den ve Güney komşularından tecrit etmek
  • Libya’da Türkiye’ye karşı olan isyancı General Hafter'e destek vererek Türkiye ile işbirliği içerisinde olan ve BM’nin tanıdığı ulusal Mutabakat Hükümetini devirmek
  • Türkiye-Libya işbirliğini önlemek
  • Yurt içerisinde (koronavirüs ile uğraşırken karşımızda oluşan bu tehditleri de iyi analiz ederek gerekli hazırlık ve planlarımızı yapmalıyız.
  • Dışişleri Bakanlığımızın daha önce olduğu gibi etkin bir politika uygulayarak Arap cephesinin bozulmasını sağlanmasının faydalı olacağını değerlendiriyorum.