Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Yeni Zelanda'da Terör ve Gizli Güçler

Mithat IŞIK
01 Nisan 2019 11:19
A-
A+

TERÖR

Cebir ve şiddet kullanarak baskı, korkutma, yıldırma, sindirme ve tehdit yöntemlerinden biriyle halkın otoriteye olan güvenini sarsmak, kamu düzenini bozmak, devlet otoritesini yıkmak ve ele geçirmek için bir örgüte mensup kişiler tarafından girişilen suç teşkil eden her türlü eylemdir.

Bugün dünyada bütün ülkelerin kabul ettiği bir terör tanımı yapılmamıştır. Bunun nedeni bir ülkenin terörist dediğine diğer bir ülkenin özgürlük savaşçısı diyebilmesidir. Dünyada şu anda terörün yaklaşık 102 değişik tanımı yapılmıştır.

Terörle etkili bir mücadele yapılabilmesi için bütün ülkelerin kabul edeceği bir terör tanımının yapılması ve bu tanım çerçevesinde mücadelenin yürütülmesi en doğru hareket tarzıdır.

TERÖRİZMİN AMACI:

- Bir davaya ve siyasal anlaşmazlığa dikkat çekmek,

- Toplumda “bizden olanlar” ve “bizden olmayanlar” diye ayrıştırma yapmak,

- İnsanları korkutarak tehdit ederek bir “taraf” olmaya zorlamak,

- Kitlelere karşı hedef göstermeksizin eylemler yaparak “halkı sindirmek,”

- Devletle toplum arasında “güvensizlik” yaratmak,

- “İnsanları yaşadıkları yerleri terk etmeye” zorlamak,

- Ülke içerisinde “kaos” yaratmak.

YENİ ZELENDA SALDIRISI

TERÖR YÖNÜNDEN İNCELENMESİ

Bu olay, bir terör saldırısıdır. Olayı gerçekleştiren görünürde bir kişi olsa da “arkasında güçlü bir örgütsel yapı mevcuttur.” İpuçları bize “bu olayın arkasında kiliselerin veya kiliselerle bağlantılı odakların olabileceğini çağrıştırmaktadır.”

Terörist Brenton Tarrant'ın silahının üzerinde ve şarjöründeki isimler, tarihler ve semboller  bilinçli bir şekilde seçilmiştir. Geçmişte Müslümanlara ve özellikle Türklere karşı mücadele etmiş tarihi şahsiyetler, Avrupa'daki önde gelen Neonazilerin isimleri yazılmıştır. Bu liste teröristin bu işi tek başına planlamadığını, arkasında bilgi bakımından donanımlı, İslam düşmanı, terörist bir ekibin olduğunu göstermektedir.

Bir teröristin, sekiz asır önce Selçuklu ordusunu hangi güçlü kral ve komutanın yendiğini biliyor olması manidardır.

1683 Viyana kuşatmasında Osmanlı ordusunu yenen ve ikinci, üçüncü derece rolü olan generallerin isimlerini, kullandığı silahlara ve şarjörlere yazdığı görülmektedir. Kıbrıs'ın fethinde esirleri öldürdüğü için idam edilen İtalyan generalin ismini de unutmamıştır.

Son yıllarda ırkçı, teröre bulaşmış ne kadar katil varsa tamamının ismini bilecek, silahına ve şarjörüne yazacak, aynı zamanda bu isimleri ait olduğu ülkelerin dillerinde; yani Gürcüyü Gürcüce, Ermeniyi Ermenice, Sırpı Kiril alfabesi ile yazacak kadar konuya hakim olduğu açıktır. Bunları herhangi birinin bilmesi mümkün değildir. Bu liste bir örgütün uzun ve ciddi bir şekilde çalışması neticesinde gerçekleştirilmiş bir iştir.  Bu da teröristin ırkını değil; dini yönünü öne çıkarmaktadır.

Bu teröristin arkasında Türk ve Müslüman düşmanlığı ile kinlenmiş bir teşkilat mevcuttur. Teröristin bu ilişkisi belki de internette şifreli bir site vasıtası ile sağlanmıştır.

Şarjörlerden birinin üzerinde 1877 - 1878 Osmanlı-Rus Savaşında en kanlı muharebelerin yaşandığı “ŞİPKA GEÇİDİ” bile unutulmamış yazılmıştır.

Hristiyan dünyasında, özellikle ABD ve AB ülkelerinde var olan İslam karşıtlığı 11 Eylül 2001 saldırıları sonunda daha da artmıştır. İslam karşıtlığının artması için belli servisler de açık ve gizli olarak çalışmışlardır. Son yıllarda ABD ve Avrupa’da önlenemeyen bir İslam düşmanlığı oluşmuştur.

NETİCE:

- Bu eylem dünyayı kutuplaştırmaya götürmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüştür. Başta, Türkiye olmak üzere bütün ülkelere önemli görevler düşmektedir.

- Dikkati ve metaneti elden bırakmadan dünyanın kutuplaşmasına izin vermeyecek mesajlarla konuya yaklaşmak mühimdir.

- Aksi taktirde; kutuplaştırıcı söylemler, bu tür olayları yaratanların değirmenine su taşımaktadır.    

- Bugünün dünyasını Ortaçağ Haçlı seferleri dönemine götürmek hemen hemen beyhude bir çabadır. Ancak, bu çaba çok sayıda insanın ölümüne sebep olabilmektedir.

- Menfur saldırganın kullandığı tarih, semboller ve söylemler itibarı ile hedef gösterdiği ülke Türkiye ve bütün Müslümanlardır.    

- Yapmamız gereken şey, teröristlerin yapmak istediği gibi dünyayı kutuplaşmaya götürmek değil, buna mani olmaktır.

- Bu eylem uyumakta olan devasa bir canavarın uyanmasına sebep olabilir.

- Bundan sonra benzer eylemlerin dünyanın başka ülkelerinde de gerçekleştirilme ihtimali çok yüksektir.

-  Çünkü Yeni Zelanda’daki bu alçak saldırıyı planlayanlar, devamını da planlamışlardır.

- Bu hususlarda tedbir alınmadığı takdirde dünyanın çok kanlı bir “Dinler Savaşına” sürüklenmesi mukadderdir.

Tedbir alması gerekenler ise Müslümanların, bulunduğu ülkelerde güvenli şekilde inançlarını yaşamalarını temin edemeyen ülkelerin yönetimleridir.

Bu konu, saldırı sonrası birtakım imaj çalışmaları ve masum gösterilerle unutturulamayacak ve örtülemeyecek kadar önemlidir.

YENİ ZELANDA SALDIRISININ ASKERİ DEĞERLENDİRMESİ VE EYLEMCİ SEÇİMİ

  1. Üç kişiden oluşan bir psikolog ekip (PDM: Psikolojik Değerlendirme Merkezi) oluşturulur. Bu ekip her biri 30 sorudan oluşan bir testi şahıs veya şahıslara uygulayarak en uygun olan kişiyi seçer ve ilgili birime bildirir.
  2. Silah ve atış eğitimi için 3 kişilik bir ekip seçilen şahsa çok iyi bir eğitim vererek şahsı test eder, atış ve silah konusunda eğitir. Teröristin silaha hakimiyetini ve ateş etme tekniğini incelediğimizde çok iyi silah ve atış eğitimi aldığı görülmektedir. Otomatik silahı en fazla üçlü darbelerle kullanmaktadır. Bu şekilde bir atış şeklini  silah ve atış eğitimi çok iyi olan bir kişi yapabilir. Olayın sonunda teröristin elinde silahla aracı çok rahat bir şekilde kullandığı görülmektedir. Silaha hakim olamayan ve bu konuda çok iyi bir eğitim almayan bir kişinin hem ateş edip hem de aracı bu kadar soğukkanlılıkla kullanması mümkün değildir. Teröristin ateş ettiği görüntüler incelendiğinde silahın sağa sola veya aşağı yukarı kayma yapmadığı görülmekte bu da teröristin iyi bir silah eğitimi aldığını kanıtlamaktadır.
  3. Beden geliştirme ve kendine güven kazandırma eğitimi veren 3 kişilik bir ekip ise seçilen şahsa çok iyi bir beden geliştirme eğitimi vererek kişinin kas ve beden gücünü arttırmaktadır. Teröristi incelediğimizde sportmen bir yapıda olduğunu görmekteyiz. Kas gücü çok gelişmiş olduğu için silaha çok iyi hakimiyet sağlayabildiği görülmektedir.
  4. Sorgu ve soruya mukavemet eğitimi veren 3 kişilik bir ekip teröristin eylemden önce ve eylemden sonra yakalanıp sorguya alındığında konuşmaması ve uygulayacağı hareket tarzlarına yönelik kendisine çok iyi bir eğitim verilir. Bu eğitimin içeriği açlığa susuzluğa dayanma, işkenceye dayanma vs. gibi konularda oluşturulmaktadır. Terörist bu konuda da muhtemelen eğitilmiştir.
  5. Tarihteki önemli olayları anlatarak kin ve düşmanlık aşılayan 3 kişilik bir ekip daha vardır. Bunlar geçmişte yaşanan önemli tarihi olayları, savaşları vs. anlatarak teröristin kin ve nefret duygusu ile hareket etmesini, acımasızca katliam yapmasını sağlamak amacıyla eğitim verirler. Teröristin silahına ve silahın şarjörüne yazdığı semboller ve isimler bu kişinin önemli bir tarih bilgisine sahip kişilerce eğitildiğini göstermektedir. Eylemin yapılması esnasında müziğin seçilmesinde iki kural vardır:
  • Bu müzik ya eğiticilerin ülkelerini temsil eden,
  • Ya da katliam yapılacak kitleyi çağrıştıracak bir müzik seçilir.
  1. İstihbarat sağlayan 3 kişilik bir istihbarat ekibi ise seçilmiş olan ülke ve o ülkede belirlenmiş şehir ve o şehirde seçilen kesin hedef hakkında en küçük ayrıntıya kadar istihbarat bilgisini toplar ve ilgili merkeze çok güvenli bir yoldan ulaştırır. İstihbarat ilgili birime eylem yapılacak kesin yer ve nokta ile ilgili ayrıntılı bilgileri kararı merkeze ulaştırır.

OPERASYON KARARININ ALINMASI VE İCRAASI

Operasyon kararını merkez alır ve emrini verir. Operasyonun tarihini, yerini, gününü ve uygulama saatini bildirir.

  1. Hedef Ülke Seçimi: Yeni Zelanda dünyanın en huzurlu ülkelerinden biridir. Ve kimsenin böyle bir eylemin olacağını tahmin etmediği bir ülkedir.
  2. Hedef Şehir: “Mesih Kilisesi” anlamını taşıyan bir şehirdir. Şehrin isminin enteresan olmasının yanı sıra burada bulunan bir caminin ve içinde namaz kılan Müslümanların hedef olarak seçilmesi düşündürücüdür. Şehrin ismi bile terörist için bir motivasyon sebebidir: “Mesih Kilisesi ve Cami”.
  3. Hedef Kitle: Mesih Kilisesi şehrinde yaşayan Müslümanlardır .
  4. Eylem Türü: Otomatik silahla camide öğle namazı kılan kişilerin tamamının silahla taranarak öldürülmesi şeklinde gerçekleştirilmiştir. Silahta sadece çelik çekirdekli merminin kullanılmasına izin verilmiş, izli ve yangın mermisinin kullanılmasına izin verilmemiştir. Çünkü camide yangın çıkması istenmemiştir. Yangın çıkması durumu eylemin açığa çıkmasına ve güvenlik güçlerinin bölgeye müdahale etmesine sebep olabileceğinden bu durumun eylemin başarısız olması riskini taşıyarak teröristin yakalanması ile sonuçlanabilirdi. Bu nedenle eylemde yangın çıkmaması için çelik çekirdekli mermi kullanılmıştır bu merminin seçimi bile teröristin ve onu kullanan arkasındaki gücün eylemi çok iyi planladığını göstermektedir. Teröristin ikinci sefer eylem yerine geldiğinde öldürdüğü kişilerin kafalarına tek tek uygun mesafeden ateş etmesi aldığı eğitimin, korkunun ve içindeki kinin dışarıya yansımasıdır. Katiller genellikle bu şekilde hareket ederler.
  5. Çekilme güzergahı: Eylemden sonra teröristin en emniyetli ve en kısa güzergahtan çekilmesi gerekirken ; terörist bu duruma uygun bir şekilde hareket etmemiştir. Terörist, eylemi yaptığı yerden çıkarken de ateş ederek güvenlik zafiyeti yaratmıştır. Bu durum teröristin aslında korkak fakat çok kinlenmiş bir ruh yapısında olduğunu göstermektedir. Eylem kararını veren merkezin, teröristin yakalanmasını isteme olasılığı da mümkündür. Eylemi gerçekleştirdikten sonra ateş ederek eylem bölgesinden uzaklaşmasının bir sebebinin de karar merkezinin isteğinin olduğunu düşünebiliriz. Terörist ateş ederek uzaklaşırken bölgeye müdahale edecek bir güvenlik gücü ile çatışmaya girerek ölü ele geçirilmesi de ilgili merkez tarafından istenmiş olabilir.