Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Nijer Ekonomisi ve Son Darbe

Bu yazı 31/07/2023 tarihinde yayınlanmıştır.

*Prof.Dr.Abuzer PINAR/SDE Ekonomi ve Finans Koordinatörü

 

Batı Afrika'da denize kıyısı olmayan bir ülke olan Nijer, potansiyeline rağmen, yoksulluk ve diğer ekonomik zorluklarla karşı karşıyadır. Bunun bir nedeni elbette coğrafi kısıtlarıdır. Bunun yanında geniş bir alanın çöl olması da özellikle gıda üretiminin önünde ciddi bir engel sayılabilir.

İşgücünün %80'inden fazlası tarımda çalışmaktadır. Ağırlıklı olarak darı, sorgum, börülce ve yer fıstığı üretilirken, düzensiz yağışlar, çölleşme ve tarım tekniklerinin yetersizliği nedeniyle verimlilik yüksek değildir. Son yıllarda Nijer devleti, uluslararası kuruluşların da desteğiyle verimliliği arttırmak için sulama sistemlerine, tarımsal eğitime, tohum ve gübre erişiminin iyileştirilmesine yatırım yapmaktadır.

Nijer’in küçümsenmeyecek maden rezervi bulunmaktadır. Altın, kömür, demir cevheri ve petrol yatakları bunlar arasında yer alır. Ancak muhtemelen Nijer’in ekonomik anlamda ve stratejik değerini arttıran en önemli kaynağı uranyumdur. Ülke, İhracat gelirlerine önemli ölçüde katkıda bulunan dünyanın en büyük uranyum üreticilerinden biridir. Uranyuma olan bağımlılık, Nijer ekonomisini küresel talep ve fiyatlardaki dalgalanmalara maruz bırakıyor. Madencilik sanayini geliştirmek ve çeşitlendirmek uzun vadeli ekonomik istikrar ve kalkınma açısından önemlidir.

Büyük ölçüde kırsaldan oluşan ülke, enerji ve altyapı geliştirmede önemli zorluklarla karşı karşıyadır. Özellikle kırsal alanlarda elektriğe erişim sınırlıdır. Hükümet, yabancı yatırımcılarla beraber, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmak için enerji şebekesini genişletmek ve yenilenebilir enerji kaynaklarını harekete geçirmek için çalışıyor. Ayrıca, uzak bölgeleri şehir merkezlerine bağlamak, ekonomik büyümeyi ve sosyal kalkınmayı desteklemek için ulaşım ve iletişim altyapısına yapılan yatırımlar da son yıllarda artmaktadır.

Ekonomideki payı nispeten küçük olan hizmet sektörü son yıllarda telekomünikasyon, bankacılık ve turizm gibi sektörlerin etkisiyle büyümektedir. İş ortamını iyileştirmek, yabancı yatırım çekmek ve ekonomiyi çeşitlendirmek için ciddi çaba sarf ediliyor. Turizm Tarihi Agadez şehri, W Ulusal Parkı ve Tenere Çölü gibi cazibe merkezleriyle dikkate değer bir potansiyele sahip. Ancak, güvenlik endişeleri ve sınırlı altyapı turizmin gelişimi önünde engel oluşturuyor.

Nijer’in ekonomik olarak kalkınması sürecinde bazı alanların ciddiye alınması gerekir. Nijerin nüfusu 25 milyonu geçmiş durumda ve ülke dünyada en yüksek nüfus artış oranlarından birine sahiptir. Büyük oranda genç olan nüfusa rağmen yatırım yetersizliği nedeniyle kişi başına gelir beklenen artışı göstermiyor ve sosyal hizmetlerin sunulmasında ciddi yetersizlik var. Nijer nüfusunun çoğunluğu yoksulluk içinde yaşıyor, gıda yetersizliği ve eğitim ve sağlık hizmetlerine sınırlı erişimle karşı karşıya. Gelirin artması ve yoksulluğu azaltma programları, yaşam standartlarının iyileştirilmesi için hayati öneme sahip.

Ülke, isyan ve bölgesel istikrarsızlık dahil olmak üzere güvenlik tehditleriyle boğuşuyor. Bu zorluklar yatırımcıları caydırıyor ve ekonomik ilerlemeyi engelliyor. İstikrar ve barışın sağlanması, yatırımları çekmek ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için şart. Son yıllarda Nijer de dahil Afrika’daki siyasal hareketliliği biraz da bu açıdan görmekte yarar var.

Hemen her Afrika ülkesi gibi Niger de siyasal olarak sömürgecilik, bağımsızlık mücadeleleri ve darbelerle anıldı. Avrupa sömürgeciliğinden önce Nijer, bölgede önemli bir ticaret ve öğrenim merkezi olan Songhai İmparatorluğu gibi çeşitli Afrika krallıklarına ve imparatorluklarına ev sahipliği yapıyordu. 19. yüzyılın sonlarında, Avrupalı ​​güçler Afrika'yı bölmeye başladı ve Nijer'in Fransa tarafından sömürgeleştirilmesine yol açtı. Fransızlar, ekonomik kazanç için kaynaklarını ve halkını sömürerek bölge üzerinde kontrol sağladı.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Nijer de dahil olmak üzere Afrika'da sömürge karşıtı çabalar hız kazandı. Nijerya halkı bağımsızlık talep etti ve 3 Ağustos 1960'ta ülke nihayet Fransa'dan bağımsızlığını kazandı. Hamani Diori, Nijer'in ilk Cumhurbaşkanı oldu ve partisi Nijer İlerici Partisi siyasette hakimiyeti ele geçirdi. Diori, Fransızlar tarafından desteklenen ve Fransız işgalcilerle iyi ilişkiler içinde olan bir liderdi. Hatta işbaşına gelmesi tamamen Fransızların oyunuyla oldu denilebilir. Bu yüzden de Fransız sömürgeciler Nijer'in bağımsızlığını tanımakla özünde bu ülkedeki çıkarlarından pek bir şey kaybetmediler. Diori'nin yönetimi, yolsuzluk, ekonomik sorunlar ve kötü yönetim ile anıldı.

Ülke müteakip yıllarda bir dizi askeri darbe ve siyasi istikrarsızlık yaşadı. 1974'te Diori, Seyni Kountché liderliğindeki bir askeri darbeyle devrildi. Kountché, 1987'deki ölümüne kadar hüküm sürdü ve kısa bir askeri liderlik döneminden sonra Ali Saibou iktidara geldi. 1990'ların başında, bir dizi protesto ve demokratik reformlar için artan talepler, Saibou'yu 1991'de bir Ulusal Konferans başlatmaya yöneltti. Bu konferans, çok partili demokrasiye geçişin yolunu açtı.

1993'te Nijer ilk çok partili seçimlerini yaptı ve Mahamane Ousmane ülkenin demokratik olarak seçilmiş ilk cumhurbaşkanı oldu. Bununla birlikte, siyasi istikrarsızlık devam etti ve ülke, etnik gerilimler, ekonomik zorluklar ve periyodik askeri müdahaleler dahil olmak üzere çok sayıda sorunla karşı karşıya kaldı. 1996, 1999 ve 2010'da gerçekleşen askeri darbeler ve darbe girişimleriyle bu karışıklık devam etti.

Son olarak bir grup askerin 26 Temmuz'da duyurduğu darbenin ardından General Abdourahmane Tchiani kendisini ülkenin yeni lideri ilan etti. İşi ehline bırakarak bu gelişmenin nereden ses getirdiğine bakmakla yetinelim. Fransa, darbenin liderini tanımadığını ve sadece devrik lider Mohamed Bazoum'u devlet başkanı olarak tanıyacağını söyledi. Ayrıca zamanında yapıldığı gibi uranyum kaynakları üzerinden spekülasyonlara da hazır olmamız gerekir.

Gelişmeleri izleyeceğiz elbette. Ancak bir ülkedeki istikrarsızlığı sadece siyasi söylemlerle geçiştirmek bir yere götürmez. Ülkedeki ekonomik yapıyı, refah bölüşümünü ve sosyal dinamikleri mutlaka iyi okumak gerekir. Siyasi başarının da başarısızlığın da şifreleri oradadır.