Orhan ALİMOĞLU
Tüm Yazıları‘‘Adaletsizlik Elbet Bir Gün Yok Olur ve Biz Burada Olmaya Devam Ederiz’’
Toprağın, coğrafyanın insandan bağımsız varlığı tartışmalı ve kuşku yüklüdür. Toprağa ve coğrafyaya bir varlık kazandıran insandır. Düz ve boş, anlamdan yoksun araziyi anlamla doldurarak yoğun ve köklü bir varlığa kavuşturan, ev kılan, vatan kılan, uğrunda ölünecek denli yüksek bir ideale dönüştüren insandır. Toprağı konuştuğumuzda, insandan bahsediyoruz aslında. Ve insanın üzerinde varlık kazandığı değerlerden; anneden mesela, çocuktan, sevgiden, evden, ahlaktan, adaletten, iyi olmaktan, göğün altında ve toprağın üzerinde özgürce yaşamaktan. Bütün bu büyük soyutlamalardan haberdar değildir toprak. Ona inatla kök salan, dişiyle tırnağıyla toprağı dönüştüren, anlam ve idealle dolduran, biçimleyen insan. İnsanın bu ameliyesi sonucu arazi de doğada olduğundan farklı biçimler kazanır, farklı detaylarla donanır, tepeler binyıllara köklenmiş bir hatıraya, dağlar ovalar insanlık muhayyilesinde capcanlı anılara, sınırlar nice ‘şehit’ kanı rağmına kutsallıklara, acılara imlenir.
Bir adam düşünün, hayatında değerli olan her şeyi, ailesini, evini, dostlarını, değer verdiği her şeyini yitirmiş bir adam. Daha yaşamın başında akıl zorlayan zulümlere maruz kalmış, aile fertlerinin tamamını, akrabalarını, çocuklarını elinden alan barbarlığa karşı yine de insan kalmayı başarabilmiş, her şeye rağmen dimdik ayakta durmuş, halkı ve vatanı için elinden gelenin en iyisini yapmak için çırpınan bir adam.
Dr. Abdullatif Al Haj ya da sevenlerinin, şehit oğlunun adıyla sesledikleri Abu Al-Majd, 1964 yılı Aralık ayında, Gazze’nin küçük bir köyü olan Kawkaba’da dünyaya geldi. Ancak daha el kadar çocukken ailesinin kök saldığı köy İsrail tarafından zorla boşaltıldı ve Aile Nusayrat Mülteci Kampı’na sürgün edildi. Zorluklarla dolu bu yeni hayat, Abu Al-Majd’e daha çocuk yaşta direnmek ve mücadele etmekten başka bir yol olmadığını acıyla öğretti. Evinize çökmeye gelmiş yersiz yurtsuz bir azgınlar sürüsüne karşı elden başka ne gelir ki.
Nusayrat mülteci kampındaki UNRWA okullarında İlk ve orta eğitimini tamamlayan Abu Al-Majd, 1982 yılında Halid bin Velid Lisesi’nden mezun oldu. Küçüklüğünden itibaren insanlara yardım etme arzusu ile dolu olan Abu Al-Majd, bu ideallerle tıp okumaya karar verdi. Bu hayalini gerçekleştirmek için Yemen’e giderek Aden Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaydoldu ve sıkı, başarılarla dolu bir eğitim sürecinin sonunda, 1989 yılında doktor oldu.
Mezuniyetinin ardından, Filistin’in yaşadığı acılara karşı sorumluluğunun farkında bir insan ve doktor olarak, İsrail terörüne karşı Filistin halkının başlattığı Birinci İntifada’nın ortasında Gazze’ye döndü. Döner dönmez halkın sağlık hizmetlerine erişimine destek olmak için Sağlık Bakım Komiteleri Birliği’nde koordinatör olarak görev aldı. Aynı süreçte, Gazze’deki Arap Hastanesi’nde cerrahi asistanı olarak 1995 yılına kadar hizmet etti. Ancak Dr. Al Majd, bu yoğunluk arasında kendini geliştirmekten, mesleki alanda yetkinleşmekten de geri durmadı. 1995’te Kudüs’teki Makassed Hastanesinde başladığı Genel Cerrahi İhtisasını 2000’de tamamlayarak Genel Cerrahi Uzmanı oldu. Kısa süre sonra Genel Cerrahi Uzmanı olduğu Gazze’deki Avrupa Hastanesinin Genel Müdürü olarak atandı. Yoğun baskılar ve mücadeleler arasında akademiden asla kopmayan Dr. Al Majd, 2003'te Japonya’da modern cerrahi teknikler üzerine bir eğitim sürecinden sonra doktorluğunun yanı sıra, Al-Quds ve İslam Üniversiteleri tıp fakültelerinde hocalık yapmaya başladı. Aynı süreçte Dr. Al Majd, Kudüs Üniversitesi’nde Sağlık Politikaları ve Yönetimi alanında yüksek lisans da yaparak mesleki yetkinliğini geliştirmeye devam etti.
Dr. Al Majd verdiği bir beyanatta şöyle diyor: ‘Hayatım boyunca yaşadığım sürgünler, savaşlar ve zorluklar beni asla yıldırmadı. Bir doktor olarak halkıma hizmet etmeye, sağlık hizmetlerini geliştirmeye ve geleceğin doktorlarını yetiştirmeye devam ediyorum. Çünkü biliyorum ki, her ameliyat, her tedavi edilen hasta, her yetiştirilen doktor Filistin’in geleceğine atılmış bir adımdır.’
Dr. Abdullatif Mohammed Alhaj
Cerrahi uzmanı Dr. Abu Almajd, Gazze Avrupa Hastanesi'nin uzun yıllar başhekimi ve Gazze soykırımı süresince Filistin Sağlık Bakanlığı’nda müsteşar yardımcısı olarak görev yaptı. İsrail işgal güçlerinin saldırısıyla birlikte, son derece zor şartlar altında, Gazze’deki hastaneler arasında adeta mekik dokuyarak, sürekli birinden diğerine geçerek acil servislerin çalışır halde tutulması için çabaladı. İdari yetki ve uzmanlığıyla hastanelerin altyapılarını güçlendirmeye, cerrah olarak sık sık acil vakalara müdahale etmeye çalıştı ve çok sayıda hastaya uzmanlığıyla kritik tedaviler sağladı.
Dr. Abu Almajd katıldığı bir podcast yayınında, şehitlerin ve yaralı sivillerin bitmek bilmeyen akınına tanıklık etmenin (hepsi de tamamen masum sivillerdi) yarattığı sarsıcı üzüntünün yanı sıra Gazze'deki sağlık çalışanlarının sürekli yaşadıkları bir korkuyu paylaştı; her meslektaşı gibi kendisinin de önüne gelen cansız bedenler arasında ailesiyle karşılaşmak korkusu.
Dr. Abu Almajd’in ailesi, İsrail işgal güçleri tarafından "güvenli bölge" ilan edilen El- Nuseirat kampında ikamet etmekteydi. Bu sırada tehditle evlerinden sürülen 58 aile üyesi ve akraba için Dr. Abu Almajd’ın evi bir sığınak haline gelmişti. 21 Kasım 2023'te Dr. Abu Almajd’in bahsettiği en büyük korkusu gerçeğe dönüştü; doktor olarak çalıştığı Nasser Tıp Kompleksi'nde yorgunluktan bitap halde bir odada dinlenirken bir meslektaşından acil bir çağrı aldı; El-Aksa Hastanesi'ne gitmesi gerektiği, evinin bir hava saldırısıyla vurulduğu bildirildi. Yaşamın doğal seyri, bir evladın, uzun bir yaşamdan sonra anne babasına veya büyükanne ve büyük babasına veda etmesidir ancak Dr. Abu Almajd trajik biçimde, parçalanmış kanlı kollarında 13 aylık torunu Sara’yı tutmuş olan büyük oğlu Majd’e veda etmek durumunda kaldı. Yanlarında oğlunun eşi, torunu Sara’nın annesi de vardı. En büyük kızı Dima[1] (Dünya Sağlık Örgütü çalışanıydı[2]), kocası ve beş aylık bebekleri de aynı yerde İsrail işgal güçleri tarafından öldürüldüler.[3] Babası Dr. Abu Almajd’in izinden giderek doktor olmayı hedefleyen lise son sınıf öğrencisi, en küçük oğlu Omar da şehitler arasındaydı.
Evdeki 58 aile üyesinden – bu ruhsuz bir sayı değil, her biri geleceğe dair hayallerle dopdolu, her biri rengarenk bir yaşam kurmuş gerçek insanlardı- sadece yedi kişi yararlı çıkarılabildi enkazdan, 51 kişi katledildi. Bunların arasında Sara’nın ciddi bir kafa travması geçirmiş olan iki haftalık kardeşi, yine Sara’nın kalçalarında ciddi kırıklar olan kardeşi Abdulrahman, Dr. Abu Almajd'ın karısı Aya Alhaj (Umm Almajd) ve en küçük kızı Lama da vardı. İsrail’in kasıtlı, planlı ve ani bir saldırısında, tüm aile zalimce hayattan koparıldı.
Saldırıyı değerlendiren Dr. Ebu Almajd, “Dünya Gazze’de yaşananların soykırım olup olmadığını tartışadursun, İsrail ordusunun 23’ü çocuk ve 15’i kadın olmak üzere 58 masum insanın barındığı bir evi yok etme yönündeki kasıtlı kararı, her anlamda bir soykırım eylemidir.” dedi.[4]
Dr. Abdullatif oğulları Majd, Omar (Qassam) ve torunları Sara ve Abdulrahman
Ailesine veda ettikten kısa bir süre sonra, bir gazeteci ona sağlık sektöründeki çalışmalarına devam edip etmeyeceğini sordu. Tereddüt etmeden; "Elbette! Siyonizm ve adaletsizlik elbet bir gün sona erecek ve biz burada olmaya devam edeceğiz" diyerek, yanıt verdi.
Büyük kaybına rağmen, Dr. Abu Almajd sağlık alanındaki çalışmalarına kararlılıkla devam etti ve kendini tamamen sağlık çalışmalarına adadı; sağlık sektörünü hem bir sığınak hem de kendi ailesi ve halkı için bir can simidi olarak gördü.
Ağır yaralı torunları Aya ve Abdulrahman'a bakma sorumluluğuyla karşı karşıya kaldığında, Gazze'den ayrılma ve tıbbi tedavi için onlara eşlik etme konusunda acı verici bir karar vermek zorunda kaldı. Memleketinden ayrılmak çok zor bir karar olsa da bir büyükbaba ve torunlarına bir baba olarak görevinin her şeyden önce geldiğinin farkındaydı.
Ancak, fiziksel olarak Gazze'yi terk etmesine rağmen, gittiği her yere Gazze’yi yüreğinde taşıyarak gitti. Aslında ne o Gazze’yi ne de Gazze onu terk etti. Nerede olursa olsun, halkına hizmet etmeye devam ediyor; Gazze'deki sağlık sektörünün vahim durumu hakkında farkındalık yaratıyor, kritik tıbbi ihtiyaçları analiz ediyor ve bu gerçekleri medya, önemli şahsiyetlerle toplantılar ve uluslararası konferanslar aracılığıyla dünyayla paylaşıyor. Toprağa ve insana karşı görev ve sorumluluk bilinci, ülkesini terk etmek zorunda kalmasına, bunca acı ve kayba rağmen asla kesilmiyor ve son nefesine kadar devam edeceğini ifade ediyor.
Dr. Abu Almajd, bu yüksek sorumluluk bilinciyle yaşamının her anını dolduran çabalarının yanı sıra, hastaları ve öğrencileri için gerçek bir ilham kaynağı. Sarsıcı acılar ve direnmeyle dolu hayatı ona derin bir bilgelik kazandırmış. Bir öğrencisi Dr. Abu Almajd’in üzerinde yarattığı etkiyi şöyle anlatıyor: “Yaralı Gazzelilerin barındırıldığı bir yerde Dr. Abu Almajd'le geçirdiğim kısa süre boyunca, onun insani değerlere, bilime ve vatana sarsılmaz bağlılığına ilk elden tanık oldum. Günün veya gecenin herhangi bir saatinde onu tıbbi konsültasyonlar için hep hazır halde bulurdunuz. Onu yan odada, ameliyathane önlüğüyle uyurken görmek, insanlığa olan derin bağlılığının, mesleğiyle kopmaz bağının ve Gazze’ye ebedi sadakatinin bir işaretiydi. Gazze soykırımında maruz kaldığımız hesapsız kötülüklerden sonra ümidimi kaybetmiş, devam etmek için tutunacak her dalı yitirmiş olduğum bir anda, Dr. Abu Almajd bana yaşamak için esaslı bir amaç, ateşli bir umut bahşetti. Dr. Abu Almajd’i tanıdığınızda, dokunduğu her insanı derinden etkileyen ilham verici kişiliğine, yaşama tutkusuna ve bunları bitmez bir şevkle başkalarına aktarmak için çırpınışına şahit olursunuz. Dr. Abu Almajd’la tanışmak, soykırımın getirdiği ağır umutsuzlukla başa çıkmamı, yaşama yeniden tutukluyla sarılmamı sağladı.”
Toprak işte böyle vatan oluyor. Majd’in kucağında sevgili Sara’sıyla paramparça uzandığı evin enkazı, sevgili Dima’nın ve beş aylık bebeğinin kanlarıyla sırlanmış, kutsanmış vatan. Yeryüzünde fesat çıkarmak için ateş harlayanlar, çocuk katledenler, tonlarca bombayla ve uydurulmuş masallarla toprağı vatan yapacaklarını düşüne dursunlar, Dima, Majd ve onlar gibi on binlerce şehit, kanlarıyla toprağa yeniden kök salıyor, yeniden toprağı değerle, sevgiyle, ahlakla ve idealle dolduruyor.
Dr. Abdullatif, insanın, bu lanetlenmiş ‘fesatla’ inatçı mücadelesinin sembol isimlerinden biridir. Yüreği acıyla dolu bir baba, bir büyükbaba, şefkatli bir öğretmen ve iyi yetişmiş bir tabip olarak Dr. Abu Almajd, hepimize, Gazze'mize ve dünyaya ilham kaynağı olmaya devam edecektir.
Tıp Fakültesi öğrencileri Ahmed Maher Abukhatro, Kerem Hüseyni, ve Gazeteci-Yazar Mustafa Ekici’ye katkılarından dolayı teşekkür ederim.
[1]Dima’nın İskoçya’da eğitimi sırasında yanında kaldığı aile ve dostları onun anısını yaşatıyor: https://www.youtube.com/watch?v=Qx5vei-kH0o
[2] Dünya Sağlık Örgütünün Dima’ya dair açıklaması: https://www.who.int/news/item/21-11-2023-who-staff-member-killed-in-gaza
[3] Dima’nın eğitim gördüğü Glasgow Üniversitesi, Dima’nın anısını yaşatmak için adına bir burs programı başlatmıştır: https://www.gla.ac.uk/scholarships/thedimaalhajscholarship/
[4] Çoğu çocuk ve kadın 58 kişinin bombalandığı Alhaj aile konutuna dair haberler: https://www.youtube.com/watch?si=uqAiSZktQpivOVAF&v=XrcnsF2PvNc&feature=youtu.be, https://www.instagram.com/israabuhaisi/reel/Cz58hFnMe2-/
Güncel Yazıları
Analiz: حامي الشرف - الدكتور همام محمود حسن الله
22 Nisan 2025
Analiz- الموت الخفي - الدكتور إياد الرنتيسي
07 Nisan 2025
The Surgeon Who Mended Wounds: Dr. Medhat Mahmoud Saidum
07 Nisan 2025
Yaraları Saran Cerrah Dr. Medhat Mahmoud Saidum
28 Mart 2025
Analiz- المثابر الرمز: د. محمد أبو سليمة
25 Mart 2025
An Enlightened Mother: Dr Serine Mohammed Al Attar
25 Mart 2025
Münevver Anne: Dr. Serine Mohammed Al Attar
20 Mart 2025
Analiz- فجر الأمل: الطبيب المتدرب خليل رفاء سكيك
15 Mart 2025
Doctor Mother: Dr. Du’aa Issam Ali Shamout
15 Mart 2025
First Health Loss- Dr. Saaed Maher Darabieh
12 Mart 2025
Doktor Anne: Dr. Du’aa Issam Ali Shamout
22 Şubat 2025
Analiz- حارس وجود الإنسان في غزة: د. عصام أبو عجوة
31 Ocak 2025
Two Medical Students from Classmate to Martyrdom: Nour Ra’fat Labed and Saja Al-Mashi..
31 Ocak 2025
A Dedicated Pathologist- Dr. Hosam Hamada
21 Ocak 2025
Analiz- الاستلذ الدكتور سفيان تايه مغامرة علمية ملهمة..
06 Ocak 2025