Orhan ALİMOĞLU

Orhan ALİMOĞLU

Tüm Yazıları

Sınıf Arkadaşlığından Şehitliğe İki Tıp Öğrencisi: Nour Ra'fat Labed ve Saja Al-Mashi

02 Ocak 2025
h4 { font-size: 24px !important; } Print Friendly and PDF

Gazze’de devam eden soykırıma dair kayıtlar, insanlık tarihine kazınan bu kapkara lekenin asla unutulmaması, bu ağır zulümlere maruz kalan insanların hatırlarına bir saygı ve minnet için eşsiz değerdedir. Her meslekten, her yaştan, bugün itibariyle 50.000 çocuk, kadın ve erkek barbarca yaşamdan koparıldı. Tam 450 günden beri, gece ve gündüz, zamanın bölündüğü bütün birimlerde, anda, dakikada, saatte 2.3 milyon insan bir sürek avında gibi daracık bir koridorda dünyanın en büyük ordusu, en yıkıcı silahlarıyla sürekli kovalanıyor, öldürülüyor, yakılıyor, parçalanıyor, aç bırakılıyor, açıkta bırakılıyor ve dünya seyretmeye devam ediyor.

Oysa hayattan koparılan, cenazelerine saygısızlık edilen, çoğuna bir kabir bile çok görülen ölüleri, haftalarca aç bırakılan, korkutulan, umutsuzluk içinde karanlık bir dehlize sürüklenen 2.3 milyon kadın, çocuk, erkek, yaşlı bu insanlar hepimiz gibi gerçek birer insandırlar. Her birinin bir hikayesi, bir ailesi, bir gelecek hayali var. Ve ellerinden alınan bu hayalleri, gelecekleri, hayatları aslında küredeki her insan teki için ağır bir utanç, başa çıkılması güç bir travmadır artık.

Bu yazıda sizleri, Gazze’den iki gencecik kızı tanımaya davet ediyorum.

İkisi de tıp fakültesi 3. Sınıf öğrencileriydi. Nour ve Saja, ikisi de Al Quds Üniversitesinde tıp öğrenimi görmekteydiler. İkisi de evleri İsrail işgal güçleri tarafından hedef alınarak, planlanarak, farkında olunarak katledildiler. 

Nour Ra'fat Labed

Nour Ra'fat Hassan Labed, 25 Haziran 2004'te doğdu. Al Quds Üniversitesi üçüncü sınıf tıp öğrencisi olan Nour, şehit Doktor Ra'fat Hassan Labed'in kızıydı. Allah ikisine de merhamet etsin.

Nour, 17 Kasım 2023'te, İsrail işgal güçlerinin evlerini doğrudan hedef alındığı saldırıda öldürüldü. Aynı saldırıda, Gazze’nin hayırsever ve fedakâr doktoru ve Nour’un babası Doktor Ra'fat Hassan Labed’de şehit oldu. Kardeşleri Suhad ve aileden başka kişiler de. Gazze’de İsrail işgal güçlerinin hep tekrarlanan, sonu gelmeyen, artık şaşırtmayan bu sürek avında, anlamsız, hedefsiz sadece şiddet ve kaos yaratmaya matuf bu saldırılarda her gün onlarca, sıklıkla yüzlerce masum sivil, çoğunlukla çocuk ve kadın katledilmektedir. İşte 17 Kasım 2023 günü gerçekleştirilen katliamın kurbanları da Labed ailesi oldu.

Dr. Ra'fat ve ailesi, öldürüldükleri gün de dahil olmak üzere, belki zaten yetersiz ve kasıtlı ambargodan gıdaya erişilmesi güç olduğundan, belki de bu vesileyle daralan ruhlarına biraz dinginlik gelsin ümidiyle bir haftadan beri oruç tutmaktaydılar. Dr. Ra'fat insanların sıkıntılarına çare olmaya, şifa dağıtmaya çabalarken ailesiyle birlikte hedef alındı. Gazze halkının, onun yardımına ve uzmanlığına en çok ihtiyaç duydukları bir zamanda saldırıya uğradı Dr. Ra’fat ve değerli yardımı, hayatı ve kızları Nour ve Suhad'ın hayatları da İsrail işgal güçlerinin hedefsiz, anlamsız bu barbarca saldırılarıyla çalındı. Tıpkı toprakları, vatanları, çocukları, hayalleri ve gelecekleri gibi.

Dünya çapında yüzlerce uzmanın dile getirdiği gibi İsrail işgal saldırıları, Gazze’de devam eden soykırımda bazı meslekleri ve bazı sektörleri, altyapıları özellikle hedef almaktadır. Bu meslek ve sektörlerin başında da sağlık ve eğitim gelmektedir. Gazze ve Filistin halkının gelecek umudunu yok etmeye ve insanlıktan çıkarmaya yönelik bu saldırılarda yüzlerce doktor belirli bir plan ve stratejiye uygun biçimde hedef alınmaktadır. Dr. Ra’fat ve ailesinin katledildiği saldırının kayıtları, ailenin yaşadığı evin özellikle hedef alındığı, işgalin sağlıkçıları hedef almasının yüzlerce örneğinden biri olduğunu ortaya koyuyor.

Nour'u arkadaşları hemen ışıldayan gülümsemesini anımsıyor. "Işık" anlamına gelen ismine uygun olarak, herkese sıcaklık ve nezaketle yaklaşırdı. Ailenin en büyük kız çocuğu olarak, onlar için neşe ve destek kaynağıydı. Bu nurlu ruhların ışıltısı, Nour ve Suhad'ın yedi ay on üç gün sonra bulunan cansız bedenlerinde bile ışımaya devam etmişti adeta, bedenlerinde, bu kadar uzun süre geçmesine rağmen kayda değer bir değişim meydana gelmemiş, belki de şehadetin bir mucizesi olarak, bulunduklarında yüzlerindeki ışıl ışıl tebessüm hala capcanlıydı.

Nour, akademik sorumluluklarını, ailesine olan derin bağlılığıyla dengeleyerek, eğitimin ağırlığına rağmen, kardeşlerine, ailesine adeta annelik etmekteydi. Lise son sınıfta okuyan kardeşi Aboud, onu sabırlı bir yardımcı, sıkıntılarını paylaştığı bir sırdaş olarak minnetle hatırlıyor hep.

Nour, aynı zamanda erken yaşta Um al-Dardaa Merkezi'nde eğitim alarak Kuran'ı hıfzetmişti. Kuran’ı sadece ezberlemekle kalmadı, aynı zamanda Kuran'ın öğretilerini eylemlerinde ve ahlakında da somutlaştırmıştı. Hayırseverlik çalışmalarına olan tutkusuyla bilinen Nour, iyilik ve yardım faaliyetlerinin her zaman en önde giden neferiydi adeta. Nour, illüstrasyona ve resime merakı, canlı kişiliğini yansıtan çizimleriyle sanata karşı derin bir sevgisi olan üretken bir gençti. Şehit babasının izinden giderek tıp alanında kariyer yapmayı seçti.

Nour, gurur ve onurla şehadete ulaştı. Mesleğine olan tutkusu, insana olan sevgisi, ışıl ışıl tebessümü ile göğümüzde parlamaya devam edecek. Allah rahmet eylesin.

Saja Al-Mashi

İsrail işgal güçlerinin hedef alarak katlettiği ikinci genç tıp öğrencisi, Nour’un sınıf arkadaşı Saja.

Saja Ra'fat Salem Al-Mashi de, Nour gibi, Al Quds Üniversitesi Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencisiydi. 7 Mart 2003'te doğdu ve 12 Haziran 2024'ün erken saatlerinde tüm ailesiyle birlikte, Gazze'nin merkezindeki El-Maghazi Kampı’ndaki yıkıcı bir hava saldırısında şehit oldu. Ailesinden hayatta kalan iki kişi, yurtdışında yaşayan erkek kardeşi ve o sırada evde olmayan evli kız kardeşiydi.

Saja son derece dirençli ve çalışkandı. Ailesinin yaşadığı ciddi zorluklarla rağmen yaşam enerjisinden bir şey yitirtmedi ve büyük bir gayretle tıp fakültesini kazanarak okumaya başladı. Babası ağır bir hastalıkla mücadele ediyordu ve çalışan tek kişi olarak annesi onları desteklemek için gecesini gündüzüne katıyordu. Saja oldukça başarılı bir öğrenciydi. Lise eğitimini 2021'de %99 gibi olağanüstü bir puanla tamamlayan Saja, ailesine yük olmamak için en iyi öğrencilere verilen bursu hedefleyerek, 99,7 puanla söz konusu bursa hak kazandı.

Saja, üniversitedeki birinci ve ikinci yıllarında başarısını devam ettirerek mükemmel bir akademik ortalama elde etti. O sadece bir öğrenci değildi; erdem ve nezaketin bir sembolüydü. Saja, liseyi bitirmeden önce, tıpkı sınıf arkadaşı Nour gibi Kuran'ı hıfzetti ve hayatında, amellerinde Kur’an’a bağlı kalmaya devam etti. Üniversitede ve sınıfında her yıl birinci oldu Saja.

Arkadaşları Saja’yı her zaman başkalarına gösterdiği saygı ve şefkatle anıyorlar, iyilik ve cömertliğini hatırlıyorlar. O, başta akademik eğitimi olmak üzere uğraştığı her işte mükemmelliği hedefledi, bunun için sıkı çalıştı ve dokunduğu, tanıştığı herkeste güzel izler bıraktı.

Saja, evet çok erken yaşta, hayatının baharında vahşice hayattan koparıldı, ama O zaten hep zirveleri hedeflemişti ve şehadetten daha büyük bir zirve var mıdır? Saja, düşmanlarının arzuladığının aksine, halkının ve hayallerinin hizmetinde şehit olarak hedefine varmıştır.  Saja Al-Mashi'nin hatırası, insanlığa bir miras olarak, düşmana teslim olmayı reddeden, umudun ve imanlı ruhunun bir kanıtı olarak yaşamaya devam edecek. Allah rahmet etsin.  

 

Alaa Abu Halime ve Gazeteci-Yazar Mustafa Ekici’ye katkılarından dolayı teşekkür ederim.

 

Prof. Dr. Orhan Alimoğlu,

İstanbul Medeniyet Üniversitesi

 

Tüm hakları SDE'ye aittir.
Yazılım & Tasarım OMEDYA