İsrail'in "ilhak" planından memnun görünmeyen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadelede iş birliği dahil her şekilde İsrail'le normalleşmeye giden yolun taşlarını döşüyor.
İsrail ile aralarında barış anlaşması olan Mısır ve Ürdün'ün dışındaki diğer Arap ülkelerinin bu ülkeyle ilan edilmiş resmi ilişkileri bulunmuyor. Ancak başta Körfez ülkeleri olmak üzere çoğu Arap ülkesi özellikle son yıllarda İsrail'le normalleşme konusunda hızlı adımlar atıyor.
İlhak planının bölgede şiddet ve çatışmaların fitilini ateşleyeceğini düşünen BAE yönetimi, bu girişimden memnun görünmese de İsrail'le ilişkilerini normalleştirmekte ısrarcı davranıyor.
Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayid Al Nahyan, 17 Haziran'da Ürdün Kralı 2. Abdullah'la bir telefon görüşmesi yaparak, BAE'nin İsrail'in hukuk dışı "ilhak" girişimine kesinlikle karşı olduğunu söyledi.
İsrail'in bu planını reddeden Abu Dabi, öte yandan aleni bir şekilde İsrail'le ilişkilerini normalleştirmek için çaba sarf ediyor.
Bir yandan Filistinlilerin hakkını savunduğu imajını vermeye çalışan BAE, diğer yandan İsrail'le ilişki kurmak için her fırsatı kollayarak bu yönde adım atmaktan geri durmuyor.
BAE, son yıllarda attığı birçok adımla normalleşme isteğini aleni bir şekilde ortaya koydu. Son olarak BAE'nin ABD'deki Büyükelçisi'nin İsrail basınına verdiği röportajla da niyetini açıkça göstermiş oldu.
"Abu Dabi İsrail'i bölgeye ve dünyaya bağlayacak açık kapı"
ABD'deki karar mercilerine yakınlığıyla bilinen BAE'nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe'nin, 12 Haziran'da İsrail'in Yedioth Ahronoth gazetesinde bir makalesi yayımlandı.
İsrail'in, ilhak planını hayata geçirecek olursa Arap ülkeleriyle normalleşmeyi beklememesi uyarısında bulunan Uteybe, Abu Dabi'nin İsrail'i bölgeye ve dünyaya bağlayacak açık kapı olabileceğini ifade etti.
BAE'nin ve Arap dünyasının çoğunluğunun, artık İsrail'i düşman değil "fırsat" olarak düşündüğünü aktaran Uteybe, Arap ülkelerinin İsrail'e karşı tutumunda değişiklik görüldüğünü, insanların İsrail'i eskiye nazaran daha fazla "kabullendiğini" savundu.
Uteybe, ayrıca BAE'nin Lübnan Hizbullahı'nı terör örgütü olarak sınıflandırması ve Hamas'ı kınamasıyla İsrail'e karşı açıkça olumlu yaklaşım sergilemekten geri durmadı.
Kovid-19 ilişkiler için fırsata dönüştürüldü
BAE, her türlü yolla İsrail'le ilişki kurmak için çaba sarf ederken, Kovid-19 salgını da ilişkiler için bir fırsat olarak değerlendirildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 25 Haziran'da yaptığı yazılı açıklamada, ülkesinin diplomatik ilişkilere sahip olmadığı BAE ile salgınla mücadelede iş birliği yapacağını duyurdu.
İsrail ile BAE arasında yapılacak söz konusu iş birliğinin "son aylardaki yoğun görüşmelerin" sonucu olduğunu kaydeden Netanyahu, "Bu iş birliği, tüm bölgenin sağlık güvenliğini artırmaya imkan sağlayacak araştırma, geliştirme ve teknoloji alanlarında yapılacak." ifadesini kullandı.
Bu açıklamaların ardından İsrail'den iki firma, BAE'li G42 firmasıyla Kovid-19'la mücadelede teknolojik çözümler geliştirmek amaçlı çalışmak üzere anlaşma yaptı.
İsrail ordu radyosu dün Rafael ve İsrail Havacılık ve Uzay Sanayi (İAİ) adlı iki devlet kuruluşunun BAE'de lider teknoloji firmalarından G42 ile anlaştığını duyurdu.
The Jerusalem Post gazetesi de anlaşmaları tarihi bir gelişme olarak nitelendirdi.
Abu Dabi yönetimi ise bunu İsrailli şirketlerle yalnızca salgınla mücadele için yapılan bir iş birliği şeklinde değerlendirerek, anlaşmanın "önemsiz" bir gelişme olduğu imajını vermeye çalıştı.
Çeşitli alanlarda ortak faaliyetler
Abu Dabi yönetimi kültür, spor ve askeri alanlarda da İsrail ile ortak faaliyetler yürütüyor.
BAE ordusu, 2016 yılında ABD'nin Nevada eyaletinde, Pakistan, İspanya ve İsrail hava kuvvetlerinin katılımıyla yapılan ortak askeri tatbikatta yer aldı.
Mart 2017'de ise BAE ordusu, ABD, Yunanistan, İtalya ve İsrail hava kuvvetleriyle ortak askeri tatbikata katıldı.
Kültür ve spor faaliyetleri
BAE yönetimi, Uluslararası Judo Federasyonu tarafından Ekim 2018'de Abu Dabi'de düzenlenen Judo Grand Slam Turnuvası'na İsrailli sporcuların kendi bayrakları altında yarışmasına izin verdi.
İsrailli bir judocunun final maçını kazanması sebebiyle 28 Ekim'de İsrail ulusal marşı, BAE'nin başkenti Abu Dabi'de ilk kez çalındı.
Turnuvayı izlemek için milli takımla Abu Dabi'ye gelen İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miri Regev, madalya töreninde ülkesinin ulusal marşının çalınması üzerine duygusal anlar yaşayarak, gözyaşı döktü.
Eski İsrail İletişim Bakanı Eyüb Kara da 30 Ekim 2018'de BAE'nin Dubai kentinde düzenlenen telekomünikasyon konferansına katılarak, konuşma yaptı.
Eski İsrail Dışişleri ve İstihbarat Bakanı Yisrael Katz, Temmuz 2019'da Birleşmiş Milletlerin düzenlediği çevre konulu konferansa katılmak için Abu Dabi'yi ziyaret etti.
BAE yönetimi, Expo 2020 Dubai'ye İsrailli firmaları da davet etti.
İlişkilerin temeli uzun yıllar önce atıldı
Aslında BAE'nin İsrail'le diplomatik olmayan kanallardan ilişkileri uzun yıllar önce başladı. Filistin'deki Fetih Hareketi'nden ihraç edilen Muhammed Dahlan'ın 2011'de Abu Dabi'ye gelişiyle de ivme kazandı.
BAE'nin "fiili hakimi" olarak görülen Veliaht Prens Muhammed bin Zayid Al Nahyan, hakkındaki "Filistin lideri Yasir Arafat'ı öldürdüğü ve görevi süresince zimmetine geçirdiği paralarla bir servet elde ettiği" iddiaları nedeniyle Batı Şeria'yı terk ederek ülkesine yerleşen Dahlan'ı güvenlik danışmanı olarak atadı.
Filistinli kesimler tarafından İsrail'e hizmet etmekle suçlanan Dahlan, BAE'nin gizli politikalarında rol oynadı. Dahlan'ın 2015'te Paris'te İsrail'in aşırı sağcı dönemin Savunma Bakanı Avigdor Liberman ile görüştüğü haberleri basına yansıdı.