Rıfik-Dost, “İran Sözlü Tarih" programına verdiği röportajda, Ghulamali Oveysî, Fereydûn Feruhzâd, Şâpûr Bahtiyâr ve Şehriyar Şefik’in (Aşraf Pehlevî’nin oğlu) öldürülmesinin İran rejimi tarafından planlandığını açıkladı.
Eski yetkili, bu suikastların bazılarının doğrudan kendi komutası altında gerçekleştiğini ve İran İslam Cumhuriyeti’nin yurt dışındaki rejim muhaliflerine yönelik suikastları sistematik olarak yürüttüğünü itiraf etti. Ayrıca, eski Devrim Muhafızları Komutanı Mohsen Rızâî’nin de bu operasyonlarda önemli bir rol oynadığını doğruladı.
İran’da Yolsuzluk Skandalı ve Kardeşi Hakkındaki İddialar
Mohsen Rıfik-Dost, röportajında ayrıca İran’daki büyük mali yolsuzluk skandallarına da değindi. Özellikle, 1995 yılında ortaya çıkan ve İran tarihindeki en büyük mali yolsuzluklardan biri olan 123 milyar tümenlik Bank-i Sadrat yolsuzluğu hakkında konuştu.
Bu skandalda, Rıfik-Dost’un kardeşi Murtazâ Rıfik-Dost da suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırılmıştı.
Devrim Muhafızları, Mohsen Rıfik-Dost’un Suikast İtiraflarını Yalanladı
İran Devrim Muhafızları, eski yetkili Mohsen Rıfik-Dost’un yaptığı açıklamaları yalanladı. Devrim Muhafızları tarafından yayımlanan açıklamada, Rıfik-Dost’un İran rejiminin yurt dışında muhaliflerine yönelik suikastlar düzenlediği yönündeki iddialarının kişisel görüşü olduğu belirtildi.
Açıklamada, Rıfik-Dost’un Devrim Muhafızları içinde hiçbir istihbarat, güvenlik veya operasyonel sorumluluğu olmadığı vurgulanarak, “Bu iddialar tamamen şahsi görüşlerdir ve gerçekleri yansıtmamaktadır” denildi.
Beyin Ameliyatı Gündeme Getirildi
Devrim Muhafızları’nın açıklamasında, Rıfik-Dost’un geçmişte beyin ameliyatı geçirdiği ve bu durumun hatırlama yetisini etkileyebileceği belirtildi.
Buna ek olarak, eski yetkilinin ofisi tarafından yapılan açıklamada, Rıfik-Dost’un beyin ameliyatı sonrası bazı anıları ve isimleri yanlış hatırlama ihtimali bulunmaktadır. Bu nedenle, yaptığı açıklamalar hukuki ve tarihi açıdan güvenilir kabul edilemez" denildi.
İran Rejiminin Yurt Dışındaki Suikastları
Rıfik-Dost’un açıklamaları, İranlı yetkililerden birinin ilk kez açıkça yurt dışında düzenlenen suikastları kabul etmesi açısından büyük önem taşıyor. İran rejimi, yıllardır muhalif isimlere yönelik saldırılarla suçlanıyordu, ancak bu itiraf, rejimin doğrudan bu olaylarda parmağı olduğunu gösteren nadir açıklamalardan biri olarak değerlendiriliyor.
Avrupa’nın özerkliğinin artırılmasını ve yerli sanayi üretiminin desteklenmesini uzun zamandır isteyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise, “harcamaların bir kez daha Avrupalı olmayan yeni hazır kitler için yapılmaması gerektiğini” söyledi.
Macron Avrupa’nın hava savunma, uzun menzilli saldırılar, istihbarat, keşif ve hedefleme gibi kritik kabiliyetlerindeki boşluklar için uygulanması gereken yöntemin, “sahip olduğumuz en iyi işadamlarını ve işletmeleri belirlemek” olacağını ekledi.
AB İçinde Yetki Tartışması
AB üye ülkeleri, Avrupa Komisyonu Başkanı’nın, Avrupa’daki ABD askeri varlığının azalmasıyla ortaya çıkan krizden faydalanarak Brüksel’in yetkilerini artırmaya çalışmasından ve ulusal hükümetler üzerindeki etkisini genişletmesinden endişe ediyor.
Finansman sıkıntısı yaşanıyor
Avrupa’daki savunma sanayi şirketleri ciddi finansman sıkıntısı yaşıyor. Kredi kuruluşlarının iç politikaları nedeniyle birçok banka, bu şirketlere finansman sağlamayı reddediyor. ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) standartları çerçevesinde silah üreticileri istenmeyen varlıklar kategorisine giriyor ve bu durum, şirketlerin finansmana erişimini zorlaştırıyor. Hatta bazı durumlarda, savunma sanayi şirketlerinin banka hesabı açması bile imkânsız hale geliyor.
Diğer İçerikler
Gazze’ye İnsani Yardımın Durdurulması Üzerine Husiler, İsrail Gemilerine Yasak Getird..
Filistin’i Tamamen Boşaltıp Gazze’yi Tatil Köyü Yapacağını Söyleyen Trump U Dönüşü Ya..
Hamas’ı Sürekli Savaşla Tehdit Eden İsrail Gazze Ateşkesinin 60 Gün Uzatılmasını Tekl..