Generaller, yeni Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve ekibinin, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümete tam bağlılık gösterdiğini ve bunun ordu tarihinde ilk kez bağımsızlığın kaybı anlamına gelebileceğini vurguladı.
Şark’ul Avsat haberine göre güvenlik politikalarına yönelik endişelerini dile getirmek için bir araya gelen 25 eski general, Zamir’in, önceki Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin çizgisinden saptığını ve hükümetin politikalarını tam anlamıyla benimsediğini ifade etti. Zamir’in, "Ordu, hükümetin talimatlarını uygulamak zorundadır, savaş veya barış kararını hükümet verir" anlayışıyla hareket ettiğine dikkat çeken generaller, bu yaklaşımın ordunun profesyonelliğini ve stratejik karar alma süreçlerini olumsuz etkileyebileceğini belirtti.
Generaller ayrıca, Zamir’in göreve başladığı 5 Mart’tan bu yana yaptığı bazı açıklamaların dikkat çekici olduğunu söyledi. Zamir’in, İsrail’in "varoluşsal bir savaş" içinde olduğunu söylemesi, bazı üst düzey askerler tarafından eleştirilirken, generaller şu soruyu gündeme getirdi: “İsrail’in varlığı gerçekten tehdit altında mı? Hamas küçük ve büyük darbeler almış bir örgüt değil mi? İsrail saldırılarından sonra ordusuz kalan Suriye ya da ağır kayıplar veren Hizbullah mı İsrail için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor?”
2025 Savaş Yılı mı Olacak?
Generaller, Zamir’in her subay toplantısında 2025’in savaş yılı olacağını vurgulamasının, esir takası ve ateşkes müzakerelerinin ciddiyeti konusunda soru işaretleri doğurduğunu dile getirdi. Yeni Güney Bölgesi Komutanı Yaniv Asur’un da Hamas’ın tamamen ortadan kaldırılmasını esirlerin iadesinden önce birinci öncelik olarak belirlemesi, generaller tarafından "esirler meselesini küçümseyen benzeri görülmemiş bir açıklama" olarak yorumlandı. Bu açıklamalar, esir yakınları arasında büyük endişeye yol açtı.
Yedek Asker Sayısında Büyük Düşüş
İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz, İsrail ordusundaki yedek asker kayıtlarında ciddi bir düşüş yaşandığını bildirdi. Savaşın ilk günlerinde yedek askerliğe katılım yüzde 90’ın üzerindeyken, bazı birliklerde bu oran yüzde 70’in altına düştü. Önümüzdeki dönemlerde bu oranın yüzde 50’nin altına inmesinden endişe ediliyor. Bu, İsrail ordusunun gücünün neredeyse yarısını kaybetmesi anlamına geliyor.
Haaretz’e göre, 7 Ekim 2023’te savaşın başlamasının ardından yedek kuvvetlere büyük bir katılım olmuştu. Ancak savaş devam ettikçe, ekonomik sıkıntılar, özel sektörün çökmesi, eğitim ve aile yükümlülükleri gibi nedenlerle birçok kişi tekrar yedek asker olarak görev yapmaktan kaçınıyor.
Bu düşüşü telafi etmek için ordu, gönüllü askerleri çekmek amacıyla ‘geleneksel olmayan’ yöntemlere başvurmaya başladı. Subaylar, sosyal medya gruplarında muharebe ve destek görevleri için gönüllü başvurularını yaygınlaştırıyor. Bazı askeri birlikler, gönüllüleri orduya çekmek için güvenlik görevlisi, temizlikçi ya da aşçı gibi savaş dışı pozisyonlarda istihdam etmeye başladı.