İran İstihbarat Bakanı İsmail Hatib, ülkesinin elinde Fransa, İsveç, İngiltere ve bazı ülkelerden casuslar bulunduğunu, bunlardan bazılarının idam cezasıyla karşı karşıya olduğunu ve bir kısmının, Tahran'ın karşılaştığı baskılara rağmen infaz edildiğini söyledi.
Hatib, yıllık konferanslarının üçüncü gününde Devrim Muhafızları liderlerine hitaben yaptığı konuşmada, önümüzdeki mart ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerine atıfta bulunarak ‘düşmanın ülkeyi istikrarsızlaştırma ve seçimlere katılımı azaltma’ yönündeki planlara karşı uyarıda bulundu. Hatib, bu planları ‘düşman planları’ olarak tanımladı.
İran Dini Lideri Ali Hamaney, Devrim Muhafızları liderlerinin yıllık konferansının açılışında ‘kriz kışkırtıcı’ ifadesini kullandı ve düşmanları İran'da ‘kriz çıkarmaya çalışmakla’ suçladı.
Hamaney’in açıklamalarını tekrarlayan Hatib şunları söyledi:
"Yeni koşullarda düşmanlar, Bahaileri, toplumsal hoşnutsuzluğu, sendika hareketlerini, fitne ve değişim eğilimlerini fısıldayan siyasi akımları kullanarak toplumsal nüfuzlarını genişletme ve toplumda krizler çıkarma yoluna girmeye çalışıyorlar."
Hatib, geçen yıl eylül ayında kadınlar tarafından gerçekleştirilen Mahsa Amini protestolarının patlak vermesinin yıl dönümüne işaretle sözleirni şöyle sürdürdü:
“Ayaklanmaların yıl dönümü için planları olsa da bu yılki asıl hedefleri seçimler. Tüm teşkilatlar, büyük bir güç göstermek ve zafer kazanmak için çabalarını birleştirmeli."
Hatib, protestolara ve ‘terörist eylemlere’ karşı Devrim Muhafızları, İstihbarat Bakanlığı ve kolluk güçleri arasındaki ortak operasyonları desteklediğini ifade etti. Ayrıca, "Düşmanların kriz çıkarma stratejisi terör ve casuslukla sınırlı değil. Bunu toplumsal arenada çeşitli biçimlerde göstermeye çalışıyor" dedi.
Hatib ülkesini ‘küresel düzeyde yükselen yeni güç’ olarak nitelendirdi ve 50'den fazla yabancı istihbarat teşkilatının İran'a karşı koymak için özel bir bölümü olduğunu öne sürdü.
200 DEAŞ Üyesi Tutuklandı
Hatib konuşmasının devamında ABD ve İsrail'i DEAŞ’ın ortaya çıkışının arkasında olmakla suçladı:
"Irak’ta Erbain gününde 200 DAEŞ militanı, ülke ve bölgede zararlı eylemlerde bulunmak ve istikrarı tehdit etmek amacıyla İran topraklarına girdi. Son tutuklamalardan sonra planların çoğu boşa çıkarıldı."
İranlı yetkililer, geçtiğimiz hafta Şiraz kentinde bir dini türbeye düzenlenen ve iki kişinin yaşamını yitirdiği, yedi kişinin de yaralandığı saldırıyı DEAŞ’ın üstlendiğini açıkladı. Yetkililer, lojistik görevlisini örgütün operasyonları ve ‘Horasan’daki DEAŞ’ ile ‘Suriye topraklarındaki DEAŞ’ arasındaki bağlantı noktası olması nedeniyle delil sunmadan tutukladıklarını kaydetti.
Hatib konuya dair "ABD gücü, Devrim Muhafızları ve cihatçılar (İran destekli milisler) tarafından mağlup edildi. Bu mağlubiyeti telafi etmenin yollarını arıyorlar" açıklamasında bulundu.
Yabancı Casuslar
Hatib, ISNA haber ajansının aktardığına göre İran istihbarat servislerinin performansını savunarak, ellerinde Fransa, İsveç, İngiltere ve diğer bazı ülkelerden casuslar olduğu bilgisini verdiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Batı ülkelerinin yaptıkları baskılara rağmen bir kısmı idam cezasına çarptırıldı ve cezalar infaz edildi. Güvenlik servisleriyle koordinasyon içindeyiz."
İran Devrim Muhafızları son yıllarda çoğu casusluk suçlamasıyla karşı karşıya kalan onlarca çift uyruklu ve yabancıyı tutukladı. Diğer yandan insan hakları aktivistleri, İran'ı diğer ülkeleri taviz vermeye zorlamak amacıyla çift uyrukluları ve yabancıları tutuklamakla suçluyor. Bazı Batılı başkentler şimdi tutuklu vatandaşlarını ‘devlet rehineleri’ olarak tanımlıyor.
İran geçtiğimiz ocak ayında, eski bir üst düzey yetkiliyi İngiltere için casusluk yaptığı suçlamasıyla idam etmişti.
Londra ile Tahran arasındaki gerilim, reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde eski İran Savunma Bakanı Ali Şamhani’nin Yardımcısı olarak görev yapan ve İngiltere'ye taşınmadan önce İran Ulusal Güvenlik Konseyi'nde görev yapan Ali Rıza Ekberi'nin idam edilmesinin ardından arttı.
İran, yargılamalarının adil olduğu konusunda ısrar ediyor. Ancak casusların destekçileri onların masum olduğunu savunuyor. İran çifte vatandaşlığı tanımıyor ve diğer milletlerden İranlı tutuklularla konsolosluk görüşmelerine izin vermiyor. Onları Batı'da tutulan İranlı mahkumlarla takas etmek için anlaşmalar yapma yolunu da kapatmıyor.
İran son protestolar sırasında çok sayıda yabancı turisti tutukladı ve casuslukla suçladı.
Tahran yönetimi bu yılın başlarında, İranlı diplomat Esadullah Esedi’nin serbest bırakıldığı bir mübadele anlaşmasının bir parçası olarak Belçikalı yardım görevlisi Olivier Vandecasteele'i, bir Danimarkalı ve iki Avusturyalıyı serbest bıraktı. Olivier Vandecasteele 2018'de düzenlenen bir İran muhalefet konferansını bombalamayı planlamaktan suçlu bulunduktan sonra 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İran bu ay ABD’li tutuklunun Tahran'daki Evin Hapishanesi’nden ev hapsine nakledilmesine izin verdi. Söz konusu şahıslar nlar halihazırda ev hapsinde olan beşinci tutukluya katıldı. Adım, Washington ile Tahran arasındaki bir esir takası anlaşması kapsamında atıldı ve Güney Kore'de dondurulan en az altı milyar dolarlık İran varlığının serbest bırakılmasını içeriyor.
Katar bankalarındaki İran banka hesaplarına aktarmadan önce Güney Kore'den Almanya'daki İsviçre banka hesaplarına para transferi yapılması gerektiğinden anlaşmanın haftalar sürmesi bekleniyor.
Beyaz Saray geçen hafta, İran'ın yaklaşan anlaşma kapsamında serbest bırakılacak herhangi bir fonla yapabileceklerinin sınırlanacağını vurguladı.
İç Anlaşmazlıklar
Diğer yandan Devrim Muhafızları komutanının baş danışmanı Hüseyin Taeb, ‘seçimler yaklaştıkça protestolar ve isyanların azaldığını’ söyledi. Ancak ülkedeki siyasi çatışmalar artıyor.
İran resmi haber ajansı ISNA haberinde "Düşmanın planları güvenliği istikrarsızlaştırmaktan siyasi istikrarı istikrarsızlaştırmaya doğru değişiyor" ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığı'na bağlı İran Seçim Komisyonu geçtiğimiz hafta parlamento seçimleri için aday kaydetme sürecini tamamladı. İran medyası, İran parlamentosunda 290 sandalye için ülke çapında 48 bin kişinin adaylık başvurusunda bulunduğunu aktardı.
İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi, milletvekilleri ve siyasetçilerin İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'ye yakın adayları desteklemekle suçlamasından sonra siyaset ve güvenlik işlerinden sorumlu yardımcısını değiştirmek zorunda kaldı.
Devrim Muhafızları istihbarat teşkilatı komutanlığı görevinden geçen yıl azledilen Taeb, ülkesinin ‘hibrit bir düşman savaşıyla karşı karşıya olduğuna’ dikkat çekerek, "Düşmanlar İran'ı değiştiremeyecekleri için, İslam Cumhuriyeti'nin imajını izole bir İran olarak resmetmeye çalıştılar" dedi.
Taeb, açıklamalarına şöyle devam etti:
"Batı cephesinin İran'ı istikrarsızlaştırma konusundaki başarısızlığı, onların İslam Cumhuriyeti'ni deviremeyeceklerini kabul etmelerine ve bölge ülkelerinin İran ile iş birliği yapmasına yol açtı. Çin, Rusya ve İran arasındaki iş birliği karşılığında Batı'da parçalanmanın arttığını görüyoruz. Ortadoğu'nun ABD’nin önceliklerinin dışına çıkması ve ABD’deki Siyonist lobinin zayıflamasıyla Amerika ve İsrail gittikçe parçalanıyor."
Mahsa Amini adlı genç kadının ahlak polisi tarafından kurallara uygun olmayan bir biçimde örtündüğü gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra ölmesiyle İran, ülkeyi aylarca sarsan ‘kadın, yaşam, özgürlük’ protestolarını şiddetle bastırdı.
Protestoculardan 500'den fazla kişi ve onlarca güvenlik mensubu yaşamını yitirdi. İranlı yetkililerin toplu olarak yabancı ülkeler tarafından desteklenen ‘isyan’ olarak değerlendirdiği eylemlerle bağlantılı olarak 20 binden fazla kişi tutuklandı.
İranlı yetkililer geçen yılın sonlarından bu yana, protestolar sırasında güvenlik güçlerine saldırma suçundan yedi kişiyi infaz etti.
Kaynak: Şarkul Avsat
Diğer İçerikler