Pakistanlı Kardeşlerimize Açık Mektup
Bu yazı 23/08/2023 tarihinde yayınlanmıştır.
*Alper TAN/SDE BAŞKAN YARDIMCISI
PAKİSTANLI KARDEŞLERİMİZE AÇIK MEKTUP
Üzerinde derin derin düşünmek ve bir çözüm bulmak için bu yazıda kardeş Pakistan’da hiç değişmeyen siyasi dramlara dikkat çekmek istiyoruz. Askeri darbeler, yüksek mahkemenin siyaseti tanzim etme girişimleri, sürgünler, karanlık siyasi cinayetler ve tabii ki devam eden siyasi, içtimaı ve iktisadi istikrarsızlıklar…
Nükleer silahlara sahip olan tek Müslüman ülke Pakistan. Pakistan siyaseti ve bu kardeş ülkede cumhurbaşkanlığı, başbakanlık gibi en üst düzey görev yapmış olanların akıbetleri her zaman dikkatimizi çekiyor. Bu hazin hikâyeyi daha kolay anlamak için Pakistan’ın siyasi figürlerine ve onların akıbetlerine kısaca göz atalım.
Pakistan'ın 76 yıllık tarihinde hiçbir başbakan 5 yıllık görev süresini tamamlayamadı. Pakistan’ın kuruluşundan bu yana 15 cumhurbaşkanı ve bazıları mükerrer olmak üzere 23 başbakan görev yaptı.
Ülke 1958-1971,1977-1988 ve 1999-2008 yılları aralarında ordu tarafından yönetildi.
Pakistan’ın bağımsızlığından bir gün sonra 15 Ağustos 1947'de Liyakat Ali Han, ülkenin ilk Başbakanı seçildi. Han, 5 yıllık görevini tamamlayamadan 16 Ekim 1951’de suikast sonucu hayatını kaybetti.
Liyakat Ali Han'dan boşalan koltuğa, Havaja Nazimuddin geldi ancak o da 2 yıldan az bir süre Başbakanlık yaparak Genel Vali Malik Gulam tarafından 17 Nisan 1953'te görevinden alındı. Nazimuddin'in görevden alınmasının ardından aynı gün Başbakanlığa gelen Muhammed Ali Bogra, Genel Vali Vekili İskender Mirza tarafından bölgesel meseleler ve Mecliste yeterince desteğe sahip olmadığı gerekçesiyle 12 Ağustos 1955’te azledildi.
Ülkede 13 yıl süren sıkıyönetimin ardından Nurul Emin, 7 Aralık 1971'de Yahya Han'ın yönetimi altında Başbakan olurken, 20 Aralık 1971'de görevden alındı. Emin, ülke tarihinde 13 gün görevde kalarak en kısa süreyle başbakanlık yapan ismi oldu.
Zülfikar Ali Butto ise 14 Ağustos 1973'te ülkenin Başbakanı oldu ama o da 1977'de General Ziya'ül Hak tarafından yapılan askeri darbeyle devrildi ve 1979'da çeşitli suçlamaların ardından hazin bir şekilde idam edildi.
Navaz Şerif, 1997'de yapılan seçimlerde Başbakan oldu ancak 12 Ekim 1999’da General Pervez Müşerref'in askeri müdahalesiyle devrildi
Ülkenin siyasi tarihinde 1989'da Benazir Butto ve 2006'da Şevket Aziz'e karşı güvensizlik oylaması yapılmış ancak her iki başbakan da bu oylamadan koltuklarını koruyarak çıkmıştı. Başbakan İmran Han, Pakistan'ın 76 yıllık tarihinde güvensizlik oylamasıyla karşı karşıya kalan üçüncü isim oldu. İmran Han'ın karşı karşıya kaldığı güvensizlik oylaması Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ve ardından Cumhurbaşkanı Arif Alvi, Başbakan Han'ın çağrısıyla Meclisi feshetmişti. Fakat devamındaki gelişmeler son derece rencide edici...
Buraya kadar çok kısa özetlediğimiz örnekler bile fazlasıyla üzücü. Ama genel tablo çok daha vahim ve aslında Pakistan gibi bir ülkeye hiç yakışmıyor. Yazının devamında Pakistanlı liderlerin siyasi dramlarını biraz daha geniş aktaracağız. Ancak sonunda söylememiz gerekeni şimdiden söylemek isteriz. Siyasetçiler elbette hata ve yanlış da yapabilirler. Bunlara yaptırımlar tabii ki olmalıdır. Demokratik ülkelerde en büyük yaptırım seçimlerdir. Ama bir ülkede siyasetin ve siyasi liderlerin acımasızca ve devamlı olarak yıpratılması, gözden düşürülmesi, aşağılanması o devletin rakiplerinin ve düşmanlarının işine yarar, vesayet odaklarının işlerini kolaylaştırır. Böyle bir ülkede siyasi, sosyal ve ekonomik gelişme olmaz.
Düşünebiliyor musunuz? Pakistan’a başbakan ve cumhurbaşkanı olmayı düşünen birinin, öldürülmeyi, idamı, sürgünü, bir adi suçlu gibi polis tarafından derdest edilmeyi, mahkeme tarafından azledilmeyi, cezaevine girmeyi ve Meclis tarafından düşürülmeyi mutlaka göze alarak yola çıkması gerekiyor.
Seçilmiş liderler devre dışı bırakılınca kimler fiilen ülkeyi yönetiyor ya da devlete yön veriyor? Ülke içinde halka hesap vermeyen işbirlikçiler ve çeşitli menfaat çevreleri ile ülkenin rakibi veya düşmanı olan ülkeler. Elbette siyasetçiler arasında da bu gruba girenler olabilir. Bunlar da göz önünde tutulmalıdır. Fakat bunun için daha farklı ve ülkeye/devlete zarar vermeden farklı hesap sorma mekanizmaları olmalıdır. Benzer süreçleri Türkiye de yaşadı. Bunların çoğu dış yönlendirmeli müdahalelerdi. Türkiye bunun mücadelesini yaptı ve başardıktan sonra uluslararası oyunları bozan, her yerde sözü dinlenen bir devlet oldu. Pakistan da öyle olsun istiyoruz.
Gönlümüz aynı iradeyi can kardeşimiz Pakistan’ın da göstermesini ve ülkenin istikrara kavuşmasını gönülden arzu ediyor.
1947’den bu yana Pakistan’ın şu siyasi dramına bakar mısınız lütfen…
Liyakat Ali Han
Liyakat Ali Han, büyük toprak sahibi bir ailenin oğluydu. Pakistan'ın ilk genel valisi olan Cinnah tarafından görevlendirilerek Pakistan’ın ilk başbakanı oldu. Bu görevi sırasında, Pakistan'ın izleyeceği iç ve dış politikanın temellerini atarak yeni devletin kuruluşunda önemli rol oynadı. Cinnah'ın ölümünden sonra milletin önderi ilan edildi. Hindistan'la ülkesi arasındaki anlaşmazlıkları barışçı yollardan çözme politikasına karşı çıkan çevreler tarafından 1951'de Ravalpindi'de bir suikast sonucu öldürüldüğü söyleniyor.
İskender Mirza
İskender Mirza 1955'te Genel Vali olarak görev yaptı. 1956'da yeni anayasaya göre Pakistan'ın ilk Cumhurbaşkanı oldu. Ancak, görevinden ayrılmak zorunda kaldı ve 1958'de hayatının geri kalan kısmı için yaşadığı Londra'ya sürgün edildi.
Muhammed Eyüb Han
Muhammed Eyüb Han, 1958'de ordu desteğiyle anayasayı fesheden devlet başkanı İskender Mirza tarafından sıkıyönetim başkomutanlığına atanmıştı. Muhammed Eyüb, kısa bir süre sonra kendini devlet başkanı ilan etti ve İskender Mirza sürgüne gönderildi. Yönetimi yeniden düzenledi. 1962'deki Çin-Hindistan anlaşmazlığı sırasında ABD Hindistan'ı yeniden silahlandırmaya başlayınca, Çin ile yakın ilişkiler kurdu; bu ülkeden önemli ölçüde askeri yardım aldı. Bu arada, Cemmu ve Keşmir konusunda Hindistan ile giderek kızışan anlaşmazlık, 1965'te savaşa yol açtı. Çıkan öğrenci olayları sonrası istifa etti.
Ağa Muhammed Yahya Han
1969-1971 yılları arasında Pakistan Cumhurbaşkanıydı. Şeyh Mucibur Rahman'ın liderliğindeki Doğu Pakistan Avami Birliği'nin özerklik için başlattığı genel grevi zor kullanarak bastırmaya çalıştı. Bunun devamındaki iç savaşta Hindistan'ın müdahalesiyle Doğu Pakistan Aralık 1971'te Bangladeş adıyla bağımsızlığını ilan edince devlet başkanlığından ayrılmak zorunda kaldı ve yerine geçen Zülfikar Ali Butto'nun emriyle göz hapsine alındı. Bir kalp krizi geçirerek felç olunca serbest bırakıldı ve siyasetten bütünüyle çekildi. 10 Ağustos 1980 tarihinde öldü.
Zülfikar Ali Butto
1973'ten 1977'ye kadar Pakistan'ın dokuzuncu Başbakanı, 1971'den 1973'e kadar Pakistan'ın dördüncü Cumhurbaşkanı olarak görev yapan Pakistanlı bir avukat ve politikacı. Aynı zamanda Pakistan Halk Partisi'nin (PPP) kurucusudur. 1979'da idam edilinceye kadar partinin başkanlığını üstlenmiştir.
Zülfikar Ali Butto’nun kurucusu olduğu Pakistan Halk Partisi 1977'de yapılan parlamento seçimlerinde rakibinin iki katı oy alarak kazandığı belirtilen seçimleri, muhalefetin “hile yapıldığı” iddiasıyla itiraz etmesi üzerine şiddet ülke çapına yayıldı. Aynı yıl 5 Temmuz'da Butto, ordu komutanı Muhammed Ziyâ ül Hak tarafından askeri bir darbeyle devrildi ve 1979'da Pakistan Yüksek Mahkemesi tarafından siyasi bir rakibin öldürülmesine izin verdiği gerekçesiyle tartışmalı bir şekilde yargılanıp idam edildi. Zülfikar Ali Butto‘nun kızı Benazir Butto daha sonra iki kez Başbakan seçilirken, damadı ve Benazir'in kocası Asıf Ali Zerdari de Pakistan’da cumhurbaşkanı olarak görev yaptı..
Benazir Butto
Benazir Butto’nun babası olan başbakan Zülfikar Ali Buttu, General Ziya ül Hak tarafından 1977’de devrilmişti. Benazir Butto, babasının tutuklanıp idam edilmesinden sonra bir süre ev hapsinde kaldı. 1984 yılında yurt dışına çıkmasına izin verilmesiyle, İngiltere’ye taşındı ve sürgünde babasının kurduğu muhalefet partisi olan Pakistan Halk Partisi'nin liderliğini yaptı.1987 yılında çimento fabrikatörü Asıf Ali Zerdari ile evlendi.
General Ziya ül Hak'ın 1988'de uçağının düş(ürül)mesi sonucu ölümünden sonra Pakistan'da, 1977 yılından beri ilk kez serbest seçimler yapıldı. 19 Kasım 1988’deki bu seçimleri kazanan Benazir Butto, ilk kez bir Müslüman ülkenin kadın başbakanı oldu ve iki kez başbakanlık yaptı.1999-2007 yılları arasında ise yurt dışında sürgünde yaşadı.
Benazir Butto, yönetimin itirazlarına rağmen 18 Ekim 2007 gecesi, 8 yıllık sürgünden sonra Pakistan'a geri döndü. Ancak taraftarlarının sevgi gösterileriyle karşılanan Butto aynı gün bombalı bir suikast girişimine hedef oldu. Karaçi yakınlarında gerçekleşen ve Benazir Butto'nun yara almadan kurtulduğu bu saldırıda 138 kişi öldü, 248 kişi de yaralandı.
Butto, ülkeye dönüşünden yaklaşık 70 gün sonra 27 Aralık 2007 tarihinde Ravalpindi’de düzenlediği seçim mitinginin ardından bir intihar saldırısıyla öldürüldü. Saldırıda en az 20 kişi öldü, çok sayıda kişi de yaralandı. Pakistan İçişleri Bakanlığı, suikastın sorumluluğunu El-Kaide’nin üstlendiğini açıklamıştı. Ancak birkaç gün sonra El-Kaide liderlerinden Beytullah Mahsud, suikastle ilgilerinin olmadığını açıkladı.
Yusuf Rıza Gilani
1993-1997 yılları arasında millet Meclisi başkanı olarak görev yapan Yusuf Rıza Gilani Pakistan Halk Partisi (PPP) Başkan Yardımcısı ve Pakistan’ın 17. Başbakanı. 24 Mart 2008’de Gillani, PML-Q Partisinden Chaudhry Pervaiz Elahi'yi yenerek Meclis tarafından Başbakan olarak seçildi.
Pakistan Yüksek Mahkemesi, 26 Nisan 2012’de aldığı kararla, Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari hakkındaki yolsuzluk davalarının yeniden açılması için İsviçre makamlarından talepte bulunmadığı gerekçesiyle Yusuf Rıza Gilani'yi "yargıyı aşağılamak “tan suçlu buldu ve 19 Haziran 2012 tarihinde başbakanlığını düşürdü.
Mian Muhammed Navaz Şerif
Üç kez Pakistan başbakanı seçildi, Başbakanlığının ilk dönemini 1 Kasım 1990-18 Temmuz 1993, ikinci dönemini 17 Şubat 1997 ile 12 Ekim 1999 arasında yapmış olan Navaz Şerif 5 Haziran 2013’te üçüncü kez başbakan oldu. Dünyaca tanınmasını sağlayan en önemli olay, 1998'de Hindistan'ın nükleer testlerine tepki olarak gerçekleştirdiği nükleer denemelerdi. 28 Temmuz 2017’de Pakistan Yüksek Mahkemesi tarafından “Panama Belgeleri” gerekçesiyle yapılan yolsuzluk suçlamaları ileri sürülerek görevden alındı ve ömür boyu siyasetten men edildi. Yüksek mahkeme tarafından suçlu bulunup görevden alınana değin 4 yıl 53 gün görevde kaldı ve ülkenin en uzun süre görev yapan Başbakanı unvanını elde etti.
Pervez Müşerref
1999-2002 yılları arasında Pakistan başbakanı ve 2001-2008 yılları arasında Pakistan cumhurbaşkanı olarak görev yaptı. Görevden azledilmesi ihtimali ortaya çıkınca 18 Ağustos 2008’de bir cumhurbaşkanının azledilmesinin Pakistan için iyi olmayacağını belirterek gelen baskılar üzerine istifa etti.
2008'de Dubai ve Londra'da kendi isteğiyle sürgün hayatı yaşamaya başladı. Mayıs 2013'te düzenlenecek genel seçimlerde aday olmak için Pakistan'a geri döndüyse de adaylığı mahkeme tarafından reddedildi. 19 Nisan 2013’de tutuklanarak mahkemeye çıkarıldı. Peşaver Yüksek Mahkemesi, Pakistan eski devlet başkanı Pervez Müşerref'i, yönetimi sırasında, ülkede iki defa anayasayı askıya aldığı gerekçesiyle siyasetten ömür boyu men etti.
Müşerref, organ yetmezliği teşhisi ile yakalandığı hastalık nedeniyle 5 Şubat 2023’te Dubai’de bir hastanede, gurbette ve hazin bir şekilde hayatını kaybetti.
İmran Han
İmran Han 20. yüzyılın son yirmi yılında Pakistan’ın en çok takip edilen ve ilgi çeken spor dallarından olan ulusal kriket oyuncusuydu.1996 yılında Pakistan Adalet Hareketi'ni kurdu ve ilk başkanı oldu. Kasım 2002 yılında Pakistan Parlamentosuna milletvekili seçildi. Meclis’teki görevi Ekim 2007’ye kadar devam etti.
25 Temmuz 2018 tarihinde yapılan seçimleri Pakistan Adalet Hareketi kazandı ve partinin lideri olan İmran Han 18 Ağustos 2018 tarihinde Pakistan Başbakanı olarak göreve başladı. Parlamentodaki rakiplerinin “güvensizlik önergesi” vermesi üzerine 10 Nisan 2022’de mecliste yapılan güvensizlik oylamasında çoğunluk sınırı olan 172 oyun altında kalınca hükûmet düştü ve İmran Han, başbakanlık görevinden alındı. Böylece Parlamentoda bir gensoru önergesi ile görevden alınan ilk başbakan oldu.
22 Ağustos 2022'de, Pakistan polisi tarafından terörle mücadele yasaları uyarınca suçlandı. Ayrıca 21 Ekim 2022'de, Pakistan Yüksek Seçim Komisyonu, Imran Han'a yabancı ülkelerin liderlerinden ve temsilcilerinden aldığı resmi hediyeleri yasa dışı bir şekilde sattığı gerekçesiyle 5 yıl boyunca siyasi yasak getirdi. 3 Kasım 2022 tarihinde ise silahlı saldırıya uğradı. Başbakan İmran Han'ın, Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki tarafsız tutumundan dolayı ABD tarafından istenmediği ileri sürüldü. Han hakkında devlete ait kendisine verilen hediyeleri satmak suçlamasından aldığı 3 yıl hapis cezası nedeniyle tutuklandı. Eski başbakan İmran Han 'ABD komplosuyla görevden alındığını' söylüyor.
Şahbaz Şerif
Eski Başbakan İmran Han’ın görevden alınması sonrası Pakistan Meclisi tarafından 11 Nisan 2022’de Pakistan başbakanı seçilmişti. Pakistan genel seçimlere hazırlanıyor ama bazı belirsizlikler var. Anayasa gereği seçime 90 gün kala seçim hükümeti kuruluyor ve geçici bir başbakan atanıyor. Buna uygun olarak Şahbaz Şerif görevi bıraktı ve seçim sonrası yeni hükümet kuruluncaya kadar geçici başbakanlığı Anvarul Hak Kakar yürütecek. Görevi 13 Ağustos 2023 tarihinde başladı.
Temenni ederiz ki bu seçimle birlikte istikrar olsun ve geçmişteki olumsuzluklar, dramlar tekrarlanmasın.
Kelime Ara
Konular
- Uluslararası İlişkiler
- Savunma-Güvenlik
- Teknoloji-Siber Güvenlik
- Enerji
- Ekonomi
- İklim-Çevre
- Sağlık
- Toplum
- İnsan Hakları
- Çatışma
Bölgeler
- Asya
- Afrika
- Avrupa
- Amerika
- Okyanusya
- Orta Doğu ve Mağrib
- Türkiye
- Rusya
- Körfez Ülkeleri
- Avustralya
- Kuzey Amerika
- Batı Afrika
- Batı Avrupa
- Kafkasya
- Merkez Asya
- Doğu Avrupa
- Doğu Afrika
- Latin Amerika ve Karayipler
- Yeni Zelanda
- Levant Bölgesi
- Kuzey Afrika (Mağrib)
- Diğer Okyanusya Ülkeleri
- Orta Afrika
- Balkanlar
- Doğu Asya
- Güney Afrika
- Çin
- Güney Asya
- İskandinav-Baltık Ülkeleri
- Güney Doğu Asya