Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr
Ortadoğu’da Türkiye Algısı: Mısır Örneği
Bu araştırma iki temel varsayımdan hareket etmektedir: 1) Siyasal faktörler, büyük ölçüde sosyal faktörlerden ortaya çıkmaktadırlar. 2) Mısır bölgedeki merkezi konumu yanında birkaç açıdan da yol ayrımında görülmektedir. Çünkü Mısır’da şimdiki liderin yaşı dolayısıyla yakında bir rejim değişikliği ihtimali, artan açık toplum talepleri ve İslamcı hareketlerin süregelen ağırlığı vardır. Bölgede birçok kültürel, sosyal ve siyasal eğilimlere de öncülük ettiği için de Mısır kritik öneme sahiptir. Türkiye ile ilgili konular hem tarihsel hem de güncel önemi yanında özellikle resmî ve elit görüşleri ile halkın algılaması arasında fark olacağı varsayılmaktadır. İçerik analizi temel araştırma yöntemi olarak seçilmiştir. Hem ders kitapları, gazete, dergi ve TV programlarının içeriklerinin hem de yüz yüze mülakatların değerlendirilmesinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Üç temel hipotez bu araştırmayı yönlendirmiştir: 1) Mısırlılar arasında Türkiye algılamaları farklı ve birbiriyle çelişkilidir.2) Genel anlamda Mısırlılar arasında Türkiye’ye bakışların çok farklı olması, süregelen siyasî konularda Mısır’ın yaklaşımları için Türkiye’nin başarılı bir model olma imkânın fazla olmadığına işaret etmektedir. 3) Türkiye algılamalarında (imajında) olumlu yönlerin görece artması, özelde Mısır ve genelde Arap dünyasındaki Türkiye’nin yumuşak gücüne katkıda bulunabilir. Araştırmamız sonucunda ortaya çıkan bulgular, öngördüğümüz gibi Mısır’da Türkiye algılamalarının oldukça farklı ve değişken olduğu görülmüştür. Ancak, Türkiye’ye bakış öngördüğümüzden çok daha olumlu çıkmıştır. Daha da ilginç olanı, Türkiye’nin Mısır’da model olarak algılanmasının pek mümkün olmadığını öngörmüştük. Fakat bulgularımız bazı karşıt fi kirlere rağmen, Türkiye’nin birçok açıdan Mısır’da bir model olarak algılandığını göstermiştir. Diğer hipotezimizde Türkiye’nin olumluya doğru dönen imajının Ortadoğu ve Mısır’da yumuşak gücüne katkısı olacağını öngörmüştük. Bu açıdan öngörümüze paralel bulgular ortaya çıkmış ve beklediğimiz güç artışı çok daha belirgin bir biçimde gerçekleşmektedir. Bu gelişmede son yıllarda Mısır ile gelişen ekonomik ilişkilerin yanında Türk hükümetinin Filistin meselesine desteği de önemli rol oynamaktadır. Türkiye’de İslamcı bir gelenekten gelen bir kadronun seçimle yönetime gelmesi, İslam ile demokrasinin, laiklik ile demokrasinin ve hatta İslam ve laikliğin dengelenebileceği algısına yol açmıştır. Türkiye’nin Ortadoğu’da tekrar öne çıkması, Filistin sorununa desteği, demokrasinin ve ekonomisinin oldukça gelişmiş görülmesi birçok gruba ilham kaynağı olduğu gibi -başta MK olmak üzere- muhalefet partileri ve hareketleri tarafından dikkatle izlenmektedir. Kötü yönetim ve ekonomik sorunlar yüzünden bölgesel liderliği gerileyen Mısır’daki Mübarek yönetiminin bu gelişmelerden rahatsız olduğu anlaşılmaktadır. Ancak rejimin meşruiyetini azaltmasına rağmen Mısır rejimi Türkiye modelinden rahatsızlığını genelde açıkça dile getirmekten kaçınmaktadır. Diğer taraftan, muhalif hareketler hemen her konuda yapılan tartışmada siyasî, ekonomik ve sosyal Türkiye deneyimlerini ve Türkiye modelini gündeme getirmektedir. Mısır’ın Türkiye modelini izlemesi gerektiğini söyleyenler bulunduğu gibi en azından birçok alandaki başarılı deneyimlerinden yararlanılabileceğini düşünenler de çoktur. Mısır Devrimi’nde öncülük eden Muhammed el-Baradey, MK, Kifaye Hareketi ve diğer siyasî hareketler olumlu biçimde sıkça Türkiye modeline atıfta bulunmakta ve Türkiye’deki gibi sivil ve demokratik bir yönetim istediklerini belirtmektedirler. Mısır’da din ve demokrasi konusu tartışılırken milliyetçi düşünür Muhammed Hasaneyn Heykel ve el-Baradey MK’in AK Parti gibi kendisini sivil-demokrat bir harekete dönüştürmesi gereğini dile getirmiştir. Ancak, Mübarek rejiminin baskıcı ve dışlayıcı tutumunun bu dönüşüme izin vermediği de belirtilmiştir. MK, özellikle AK Parti’nin 2007’de seçimlerini tekrar kazanmasıyla Türkiye modeline dayanarak, doğrudan şeriat talebi yerine demokrasi ve sivil hakların öne çıktığı bir reform paketi hazırlamıştır. Hatta bu reformu yeterli bulmayan bir grup İhvan’dan ayrılarak El-Vasat adında daha sivil ve demokrat bir parti kurmuştur. Mısır’ın önemli muhalefet partilerinden Vefd, Türk modelinde askerin önemli noktaları elinde tutarak demokrasiye izin verdiğini düşünüyordu. Mübarek rejiminin Mısır’ı “Ortadoğu’nun hasta adamı” haline getirdiğini ifade ederken Türkiye’nin son on yılda gerçekleştirdiği gelişmelere hayranlığını dile getiriyordu. Kifaye Hareketi, Türk tecrübesini bölgeye radikalizm ve fanatizmden uzak çok olumlu örnekler sunduğunu belirtiyordu. Türk deneyimi son yıllarda baskıcı yönetimler ve kötü ekonomik performans dolayısıyla, gençlerin kendi durumlarından şikâyetlerini gündemde tutarken, diğer taraftan daha iyisinin mümkün olduğu yönünde değişim umutlarını da artıran bir faktör olmuştur. Müslüman bir toplumun hem demokrasi hem de ekonomik gelişme sağlayabileceğini göstermesine vurgu yapılmıştır. Türkiye’deki değişim demokratik süreç içinde gerçekleştiği halde Tunus ve Mısır’da demokratik süreç tıkandığı için bu değişim devrimle gerçekleşmiştir. Tunus ve Mısır devrimlerini gerçekleştiren hareketlerin bundan sonra da demokrasisi, ekonomik kalkınması ve dış politikası ile Türkiye’yi modeli alacaklarını öngörmekteyim.
01 Nisan 2011 13:54