4 Eylül Sivas Kongresi Kararlarının Orijinal Metni
Umumi Kongre Heyeti, Sivas Kongresi’nde alınan kararları 11 Eylül 1919 tarihinde millete ve bütün dünyaya duyuran bir beyanname yayınlamıştır. Ancak, kaynaklarda, Sivas Kongresi Beyannamesi’nin tam ve orijinal metnine ulaşmak güçtür.
Halbuki, Cumhuriyetin kurucu belgelerinden olan Sivas Kongre Beyannamesi’nde yer verilen kavramlar, tanımlar ve konulan siyasi hedeflerin doğru bilinmesi ve tahrif edilmemesi bakımından beyannamenin orijinal metnine ulaşılması oldukça önem taşımaktadır.
Bir de, “Manda ve Himaye Kabul Edilemez” kararının kongre kararlarında yer alıp almadığı üzerinde en çok tartışılan konulardan olmuştur. Kongre kararlarının orijinal metni okunduğunda böyle bir kararın alınıp alınmadığı anlaşılacaktır.
Kazım Karabekir’in İstiklal Harbi hatıralarını ihtiva eden “İstiklal Harbimiz” isimli kitabının[i] 216 ve 217’inci sayfalarında, yine, Prof. Dr. Recep Toparlı tarafından hazırlanan “Sivas Kongresi’nin Tutanakları” isimli kitabın[ii] 257-259’uncu sayfalarında Sivas Kongresi kararlarının Latin alfabeli orijinal metni mevcuttur.
Aşağıda, Sivas Kongresi kararlarının Kazım Karabekir tarafından yayımlanan 10 maddelik metni her maddenin altında günümüz Türkçesine uyarlanmış haline (parantez içinde italik harflerle) yer verilmiştir.
Sivas, 11/9/1335
Umumi Kongre Beyannamesidir
Bütün milletlerce malûm olan mehaliki hariciye ve dahiliyenin tevlid etmiş olduğu (iç ve dış tehlikelerin doğurduğu) intibahı milliyeden (milli uyanıştan) doğan kongremiz mukarreratı (kararları) âtiyeyi ittihaz etmiştir.
1- Devleti Aliye-i Osmaniye ve Düvel-i İtilâfiye arasında mün’akit mütarekenamenin imza olunduğu 30 Teşrinievvel 334 tarihindeki hududumuz dâhilinde kalan ve her noktası İslâm ekseriyeti kahiresiyle meskûn olan memâliki Osmaniye aksamı yekdiğerinden ve camiai Osmaniye’den gayrı kabili tecezzî ve hiçbir sebeple iftirak etmez bir kül teşkil eder; Memâlik-i mezkûrede yaşayan bilcümle anâsırı islâmiye yekdiğerine karşı hürmeti mütekabile ve fedakârlık hissiyatıyla meşhun ve hukuku ırkiye ve içtimâiyeleriyle şerâiti muhitiyelerine tamamıyla riayetkâr öz kardeştirler.
(Osmanlı Devleti ile itilaf Devletleri arasında yapılan Ateşkes Anlaşması’nın imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırlarımız içinde kalan ve her noktasında çok büyük bir İslâm çoğunluğunun bulunduğu Osmanlı ülkesinin parçaları birbirinden ve Osmanlı topluluğundan parçalanamaz ve hiçbir sebeple ayrılmaz bir bütündür. Bu ülkede yaşayan bütün müslüman halklar, birbirine karşılıklı hürmet ve fedakârlık duygularıyla dolu, birbirlerinin ırkî ve sosyal haklarına saygılı, yaşadıkları muhitin şartlarına tam olarak riayetkâr özkardeştirler.)
2- Câmiayi Osmaniyenin tamamiyeti ve istiklâli millîmizin temini ve makam-ı muallâyı hilâfet ve saltanatın masuniyeti için Kuvayı milliye’yi âmil ve irâdei milliyeyi hâkim kılmak esastır.
(Osmanlı toplumunun bütünlüğü, milli istiklalimizin sağlanması, Hilâfet ve Saltanat yüce makamının dokunulmazlığı için Kuvayı milliye’yi etkili ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır.)
3- Memlâiki Osmaniyenin herhangi bir cüz’üne karşı vaki olacak müdahale ve işgale, ve bilhassa vatanımız dâhilinde müstakil birer Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine mâtuf harekâta karşı Aydın, Manisa, Balıkesir cephelerindemühâcedâtı milliyede olduğu gibi müttehiden müdafaa ve mukavemet esâsı meşruu kabul edilmiştir.
(Osmanlı topraklarının herhangi bir parçasına karşı yapılacak müdahale ve işgale ve özellikle vatanımız içinde müstakil birer Rumluk ve Ermenilik kurulmasına yönelik hareketlere karşı, Aydın, Manisa ve Balıkesir Cephelerindeki milli cihatlarda olduğu gibi, elbirliğiyle savunma ve direnme esası meşru kabul edilmiştir.)
4- Öteden beri aynı vatan içinde birlikte yaşadığımız bilcümle anâsırı gayrı müslimenin her türlü hukuku tabiiyetleri tamamıyla mahfuz olduğundan, anâsırı mezkûreye hâkimiyeti siyâsiye ve muvâzenet-i içtimâiyemizi ihlal edecek imtiyazat itâsı kabul edilmeyecektir.
(Öteden beri aynı vatan içinde birlikte yaşadığımız, bütün gayr-i müslim azınlıkların her türlü hakları bütünüyle mahfuz bulunduğundan, bu azınlıklara siyasî egemenlik ve toplumsal dengemizi bozacak imtiyazlar verilmesi kabul edilmeyecektir.)
5- Hükûmeti Osmaniye bir tazyîki hâricî karşısında memleketimizin herhangi bir cüz’ünü terk ve ihmal etmek ıztırarında bulunduğu takdirde makamı hilâfet ve saltanatla vatan ve milletin masuniyet ve tamamiyetini kâfil her türlü tedabir ve mukarrerat ittihaz olunmuştur.
(Osmanlı Hükümeti bir dış baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk ve ihmal etmek zorunda kalırsa, Hilafet ve Saltanat makamı ile vatan ve milletin dokunulmazlığını ve bütünlüğünü sağlayacak her türlü tedbir ve kararlar alınmıştır.)
6- Düveli itilâfiyece mütarekenâmenin imza olunduğu 30 Teşrinievvel sene 334 tarihindeki hududumuz dâhilinde kalıp azim ekseriyeti İslâmiyye ile meskûn olan ve harsî ve medenî faikiyeti müslümanlara ait bulunan vahdeti mülkiyemizin taksimi nazariyesinden bilkülliye feragatle bu topraklar üzerindeki hukuku târihiye, ırkiye, diniye ve coğrafyamıza riayet edilmesine ve buna mugayir teşebbüsatın iptaline ve bu suretle hak ve adle müstenit bir karar ittihaz olunmasına intizar ederiz.
(İtilaf Devletleri’nce Ateşkes Anlaşması’nın imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihindeki sınırlarımız içinde kalıp İslâm çoğunluğunun oturmakta olduğu, kültür ve medeniyet üstünlüğünün Müslümanlarda bulunduğu ve bir bütün teşkil eden vatan topraklarının taksimi görüşünden büsbütün vazgeçip, bu topraklar üzerindeki tarihi, ırki, dini ve coğrafi haklarımıza riayet edilmesine ve buna aykırı teşebbüslere son verilmesine ve böylece hakka ve adalete dayalı bir karar alınmasını bekleriz.)
7- Milletimiz insani, asri gayeleri tebcil ve fennî, sınai ve iktisadi hâlve ihtiyacımızı takdir eder. Binaenaleyh devlet ve milletimizin dâhilî ve haricî istiklali ve vatanımızın tamamiyeti mahfuz kalmak şartıyla altıncı maddede musarrah hudut dâhilinde milliyet esaslarına riayetkâr ve memleketimize karşı istila emeli beslemeyen herhangi devletin fennî, sınaî, iktisadi muavenetini memnuniyetle karşılarız. Ve şerâiti âdile ve insâniyeyi bir sulhün de acilen takarrürü selâmeti beşer ve sükûnu âlem namına âhzı âmâli milliyemizdir.
(Milletimiz insani, muasır (çağdaş) gayeleri yüceltir, teknik, sınaî ve ekonomik durumu ve ihtiyacımızı takdir eder. Böylece devlet ve milletimizin iç ve dış bağımsızlığı ve vatanımızın bütünlüğü saklı kalmak şartıyla, altıncı maddede yazılı sınırlar içinde, milliyet esaslarına saygılı olan ve memleketimize karşı istila emeli gütmeyen herhangi bir devletin teknik, sınaî, ekonomik yardımını memnuniyetle karşılarız. Bu adaletli ve insani şartların (gerçekleşmesi), bir barışın acilen kararlaştırılması, insanlığın selameti ve dünyanın esenliği adına, en has milli emelimizdir.)
8- Milletlerin kendi mukadderatını bizzat tâyin ettiği bu tarihî devirde hükûmeti merkeziyemizin de irade-i milliye tâbi olması zaruridir. Çünkü: irade-i milliyyeye gayri müstenit herhangi bir hey’eti hükûmetin indî ve şahsî mukarreratı ve milletçe mutâ olmadıktan başka, haricen de muteber olmadığı ve olamayacağı şimdiye kadar mesbuk ahval ve netayic ile sabit olmuştur. Binaenaleyh milletin içinde bulunduğu hali zecret ve endişeden kurtulmak çarelerine bizzat tevessüle hacet kalmadan hükûmeti merkeziyemizin meclisi milliyi hemen ve bilâ ifadeden toplaması ve bu suretle mukadderatı millet ve memleket hakkında ittihaz ettiği eyleyeceği bil cümle mukarreratı meclisi millinin murakabesine arz etmesi mecburidir.
(Milletlerin kendi geleceğini bizzat kendilerinin tayin ettiği bu tarihi dönemde İstanbul Hükümeti’nin de milli iradeye bağlı olması zaruridir. Çünkü milli iradeye dayanmayan herhangi bir hükümetin keyfi kararlarına milletçe baş eğilmediği gibi, böyle kararların dışta da muteber olmadığı ve olamayacağı, şimdiye kadar geçen olaylarla ve sonuçlarla ortaya çıkmıştır. Böylece, milletin içinde bulunduğu sıkıntı ve endişeden kurtulmak çarelerine bizzat başvurmasına gerek kalmadan, İstanbul Hükümeti’nin milli meclisi hemen ve hiç zaman yitirmeden toplaması ve böylece milletin, memleketin geleceği üzerinde alacağı bütün kararları milli meclisin denetimine sunması mecburidir.)
9- Vatan ve milletin mâruz olduğu mezalim ve âlam ile ve tamamen aynı gayeve maksatla vicdan-ı milliden doğan vatani ve milli cemiyetlerin ittihadından mütehassıl kitle-i umumiye bu kere “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” ünvanıyla tesmi olunmuştur. Bu cemiyet her türlü fırkacılık cereyanlarından ve ihtirasatı şahsiyeden külliyen müberra ve münezzehtir. Bilcümle Müslüman vatandaşlarımız bu cemiyetin azâyı tabiyesindendirler.
(Vatan ve milletimizin maruz kaldığı zulüm ve elemler ile ve hepsi aynı amaç ve maksatla milli vicdandan doğan vatansever ve milli cemiyetlerin birleşmesinden oluşan genel topluluk, bu kez “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adını almıştır. Bu cemiyet her türlü particilik akımlarından ve şahsi ihtiraslardan uzaktır ve arınmıştır. Bütün Müslüman vatandaşlarımız bu Cemiyet’in tabii üyeleridir.)
10- Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin 4/Eylül/1335 tarihinde Sivas şehrinde in’ikad eden umumî kongresi tarafından maksadı mukaddesi takip ile teşkilâtı umumiyeyi idare için bir (Hey’eti Temsiliye) intihab edilmiş ve köylerden vilâyet merkezlerine kadar bilcümle teşkilâtı milliye takviye ve tevhid olunmuştur.
(Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin 4 Eylül 1919 tarihinde Sivas’ta toplanan Genel Kongresi tarafından, mukaddes maksadı takip ve genel teşkilatı idare etmek için bir Heyet-i Temsiliye seçilmiş ve köylerden il merkezlerine kadar bütün milli teşkilatlar takviye edilmiş ve birleştirilmiştir.)
Umum Kongre Heyeti
Kaynaklar
[i] KARABEKİR, Kazım. İstiklal Harbimiz, Türkiye Yayınevi, İstanbul-1960, s. 216-217.
[ii] TOPARLI, Prof. Dr. Recep. Sivas Kongresi’nin Tutanakları, Sivas Valiliği Kültür Müdürlüğü Yayınları-2010, Ek.19, s. 291.
Yayına Hazırlayan: Melike Bayrak