SDE Başkan Yardımcısı Alper Tan sordu, SDE Savunma ve Güvenlik Kurulu Üyesi Tuğgeneral(E) İhsan Başbozkurt cevapladı. Libya ve Suriye'de son gelişmeler kapsamlı şekilde değerlendirildi.
“Libya’ya göz diken emperyalist güçler, onlara milli değerlerini ve ekonomik kaynaklarını kullandırmayan Muammer Kaddafi’ye odaklandı” diyen Tuğgeneral(E) İhsan Başbozkurt önemli değerlendirmelerde bulundu.
Başbozkurt, Kaddafi döneminde Libya halkının yokluk içinde yaşadığını ancak Kaddafi sonrası Libya’nın daha da fakirleştiğini ve şu anda hayatlarını devam ettirecek bir yer dahi bulamadıklarını söyledi. Bu durum karşısında, yüzlerce Libyalının başka ülkelere göç ettiğini ve birçoğunun göç yolunda çeşitli nedenlerle hayatlarını kaybettiğini söyledi.
Tuğgeneral (E) Başbozkurt, Libya’ya müdahalede NATO’nun aktif bir rol üstlenmediğini ve bölgede sadece 8 aylık süreçte NATO’nun Libya’da bulunduğunu belirtti. “Eğer NATO bölgeye müdahil olmuş olsaydı Hafter Libya’da aktör olamayacak, sahada BAE ve Mısır aktif kalamayacaktı” dedi. Başbozkurt, “Türkiye ise sahaya NATO çerçevesinde müdahale etti. Bu durum Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de söz sahibi olmasını sağladı ve böylece Türkiye Fransa’yı dizginledi” diye konuştu.
Öte yandan Başbozkurt, ABD’nin Libya’da çok aktif olmadığını, 2016’da DAEŞ ile Derne ve Tobruk’ta mücadele ettikten sonra bölgeden çekildiğini ifade etti ve ekledi: “Bu durum ise Rusya’nın sahada aktif olmasını sağladı. Trump yönetimi bu hareketiyle Avrupa Birliği’ni cezalandırdı.”
Başbozkurt, Fransa’nın son günlerde Doğu Akdeniz ve Libya’da siyasi çözüm ve diplomasiden yana açıklamalarda bulunmasını, “Fransa Libya’da askeri bir mücadeleye girişemez. Bunun nedeni ise AB’nin mülteci akınından korkmasıdır”diyerek değerlendirdi.
Başbozkurt, Sirte-Cufra hattının Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile Rusya arasında sınır oluşturduğunu, BAE ve Mısır’ın bu iki gücü bölgede karşı karşıya getirmeye çalıştığını ifade etti. Ancak Türkiye’nin ve Rusya’nın gerek Suriye’de gerekse Kafkasya’da birlikte hareket etmesinden dolayı karşı karşıya gelemeyeceğini ifade etti.
Suriye’deki gelişmelere de değinen Başbozkurt, Rusya’nın Suriye’ye bin 500 ilave asker gönderdiğini söyledi. Ayrıca Rusya’nın Kızıltepe’den Kamışlıya, Haseki’den Ayn İsa’ya ve Tel Rıfat’a askeri yığınak yaptığını belirtti. Moskova yönetiminin PYD idaresindeki alanlardan örgütü çıkarıp bölgeye Esad güçlerini yerleştirmek istediğini söyledi. Bu hattın stratejik önemine değinen Başbozkurt, bölgede petrol alanlarının PYD’nin elinde bulunduğunu, hatta bu alanla ilgili olarak ABD ile devlet statüsünde anlaşma imzaladığını da söyledi. “Bu anlaşma çerçevesinde bölgedeki petrol, ABD şirketleri tarafından çıkarılarak Esad’a satılıyor bu durum ise Esad’ın zoruna gidiyor” dedi. Ayrıca Başbozkurt, ABD’nin Ayn isa, Telrıfat, Haseki, Teltemuri, Resulayn üzerinden Erbil’deki askeri üssüne ve Suriye petrol bölgesi Deyrizor’a ulaştığını ifade etti.
Türkiye’nin Suriye politikasına da değinen Başbozkurt, bölgede Rusya, ABD ve Fransa ile mücadele halinde olduğunu söyledi. Türkiye’nin Teltemur’u Rusya’dan anlaşma yoluyla almak için çok çaba sarf ettiğini sözlerine ekledi. Türkiye’nin Rusya’ya baskı yaparak karşısında yabancı milislerin değil Esad gücünün olmasını istemesini söyledi.