Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Teknolojik Dönüşüm, Verimlilik ve İlgili Kavramlar

 

 Bu yazı 16.07.2024 tarihinde yayınlanmıştır.

*Mehmet YALBURDAK

 

Teknolojik Dönüşüm Neleri Kapsamalıdır?

Aşağıdaki tabloda da görülebileceği üzere teknolojik ve dijital dönüşüm çok geniş kavramdır. Eğitim, inovasyon, verimlilik, bütçe açığı, cari açık,  iç tasarruf oranı, yatırım, büyüme, enflasyon, kur, faiz, vergi, şeffaflık, demokrasi ve denetim gibi çok sayıda siyasi, sosyal ve ekonomik faktörü etkileyen ve bu faktörlerden etkilenen çok yönlü kavramlardır.

Ülkemiz, teknoloji üretimi ve ithalatı konusunda yeterli bir seviyede olmamakla beraber, toplumdaki genel kanının aksine bu noktaya gelmekten çok uzak da değildir. Doğru politikalar, teşvikler, destekler, yeni organizasyon ve kurumlar ve doğru düzenleme ve görevlendirmelerle önümüzdeki beş sene içinde çok ciddi ilerlemeler sağlanabilecektir.

Özellikle; dönüşüm konseyi, mükemmeliyet merkezleri, kamu yazılım merkezi gibi kurumların, ar-ge süreçlerine hâkim personel tarafından yapılması kaydıyla doğru denetimler altında tesis edilmesi halinde, teknoloji alanlarında gelişme çok hızlanabilecektir.

Tamamen milli teknoloji hedefi hayal olsa dahi önümüzdeki 10-15 sene içinde çok büyük gelişmeleri sağlamak, kısa-orta vadenin atlatılması ardından çok daha kolay olacaktır. Teknolojik dönüşümün başarılarak üretim ve ihracatının artırılmasının toplumsal ve ekonomik etkileri içinse, bu 10-15 senelik sürenin bile beklenmesine gerek yoktur. Kısa vadede yapılacak iyileştirmelerin, çok hızlı şekilde ekonomimize ve medeniyet seviyemize tesir edeceğini kestirmek zor değildir.

Tekrar etmek gerekirse, ülkemizin tüm hedeflerine ulaşması, ancak yukarıda belirtilen politikaların, yazılım, bilişim, donanım, mikro elektro-mekanik ve mikro işlemci alanlarında uygulanması ile dönüşümün hızlı ve doğru biçimde olması mümkün olacaktır.

Ancak bunun başarılabilmesi; ulusal, sektörel, işletme bazlarında, tutarlı plan, program ve projelerle mümkün olacak olup teşvik ve desteklerin rastgeleliğine son verilip, bahsedilen plan, program ve projelere uygun tutarlı bir disiplin içinde verilmesi şarttır.

Bahsedilen plan, program ve projelerin hedefi verimlilik ve üretimi artırmak hedefiyle yapılacağına göre, verimlilik kavramını da ulusal, sektörel ve işletmeler bazında bütün yönleriyle daha detaylı olarak izah etmekte fayda vardır.

Toplam Verimlilik

Çok basit anlatımıyla verimlilik = Toplam çıktı / Toplam girdi

Basit formülü; Verimlilik = Çıktı / Girdi

Kısmi faktör verimliliği (KFV) = üretilen çıktının, girdilerden sadece birine oranıdır.

Toplam faktör verimliliği (TFV) = toplam çıktının, girdilerin toplamına oranlanmasıdır.

Kısa olarak verimlilik; en az girdi ile en fazla çıktı elde etmektir.

Emek ya da işgücü verimliliği = Çıktı miktarı / Emek (işgücü) miktarı

Sermaye verimliliği = Çıktı miktarı / Üretimde kullanılan sermaye miktarı

Verimlilik; Doğru zamanda, doğru işleri, doğru biçimde ve ekonomik bir faaliyet ile gerçekleştirmeyi hedefleyen akılcı faaliyetler toplamıdır.

Verimlilik, gelişmeci bir düşünce ya da var olan her şeyde, özellikle insanda sürekli gelişimi hedefleyen bir düşüncedir. Verimlilik kavramında durağanlık yoktur, sürekli değişim ve gelişme olmalıdır. ‘’Bugün dünden, yarın da bugünden daha iyi olmalıdır’’ı savunan bir hedeftir.  Beşeri, ekonomik ve sosyal yaşamın sürekli değişen koşullara uyumlandırılmasıdır. Yeni teknik ve yöntemleri geliştirme ve gelişen yeni teknik ve yöntemleri uygulama çabasıdır. Hayatın her alanında sürekli gelişmeyi savunmaktır.

Daha geniş tarifle; üretimde kullanılan sermaye, hammadde, işgücü, makine, bina, enerji gibi kaynakların etkin kullanımını gerekli kılan bir kavramdır.

İşletme bazında verimlilik; “mümkün olan en düşük kaynak harcaması veya girdilerle en yüksek sonuca ulaşmaktır.”

Statik Verimlilik Oranı: Bu oranlar belli bir dönem için anlık görünüm veren kesit oranlarıdır. Belli Bir Dönem Girdisi / Belli Bir Dönem Çıktısı SVO = Girdi ( mayıs 2024) / Çıktı (mayıs 2024) SVO

Dinamik Verimlilik Oranları: Bu oranlar verimliliği dönemsel olarak ilişkilendiren, bir baz döneme ya da birbirini izleyen dönemlere göre verimlilikteki değişimleri gösteren oranlardır.

DVO=belli bir dönem için (çıktı / girdi) / baz (önceki) dönem için (çıktı / girdi),

DVO=SVO (mayıs 2024) / SVO(nisan 2004)

TVO=toplam üretim/toplam girdi

Çok Faktörlü VO=Çıktı/(İşgücü+Malzeme+Enerji)

Kısmi VO= Toplam çıktının ya da bir bölüm çıktının, ayrı ayrı her bir girdi türüne oranlanması ile elde edilir. Bu oranlar, bir girdi cinsinin birim miktarına düşen üretim miktarını gösterir.

İşgücü VO=Üretim Miktarı/Adam Saat

Malzeme VO=Çıktı(Ton)/Toplam Malzeme Ton

Sermaye-Makina VO=üretim (fiziksel-parasal değeri) / kullanılan makina saatleri

Enerji VO= üretim (fiziksel-parasal değeri) / kilowat saat

Üretimde israftan kaçınmak, işletme kaynaklarını etkin bir şekilde kullanmak, sürekli iyileştirme peşinde koşmak, perakende sektöründe ise  alan yönetiminde ve stok yönetimindeki iyileştirmelerdir.

Verimliliğin karne notu da uzun dönemdeki kârlılık oranlarıdır.

Daha fazla rekabet edebilir hale gelmeye, maliyetleri düşürmeye, daha ucuza daha kaliteli üretim yapmaya, daha az kaynakla daha fazla üretim yapmaya, birim üretim maliyetini ve karlılığını artırmaya,

Üretimdeki artışın, sadece emek ve sermaye artışı ile açıklanamayacağı, diğer belirleyicilere de ihtiyaç duyulması, TFV’ni gündeme getiriyor. Çünkü sermaye ve emek sürekli artırılamaz. Bunun için kârlılık artışının kalıcı olmasını sağlayacak tek yol TFV’dir.

TFV = Toplam üretim miktarı / Toplam girdi miktarı

Üretim faktörleri homojen bir nitelik göstermediğinden, yani aynı ölçü birimiyle ölçülemediğinden, genelde TPV parasal olarak hesaplanabilir.

Peki nedir bu belirleyiciler?

İlki beşeri sermayedir. Bilgi, beceri, yetkinlik ve nitelikler, yeni teknolojilerin uygulanmasını kolaylaştıracak ve de teknolojik inovasyonların oluşumunu hızlandırarak verimlilik artışı sağlayacaktır.

Beşeri sermayede; duygusal zeka, kişilik, yaratıcılık ve eğitim düzeyi Şirketlerin kâr oranını artıracak TFV unsurları için alt yapı teşkil edecektir. İşletmelerin verimlilik açısından güçlük çekmemesi beşeri sermaye ve mesleki eğitimde yeterliliğe bağlıdır.

OECD’ye göre, eğitimde geçirilen süredeki bir yıllık artış toplam verimliliği %5 artırmaktadır. Ancak eğitimin uygun ve doğru sistem ve metodlarla olması gereklidir. Bunun uygun sistem ve doğru metodlarla olduğu ve  doktora seviyesine kadar sürüdüğü düşünüldüğünde eğitimin verimlilik üzerindeki etkisi görülmektedir.

Ar-Ge faaliyetleri de TFV’ni artırır. Ar-Ge daha yüksek kalitede yeni ürün üretim oranını artırmayı mümkün kılmakta olup bu eğitim destekli inovasyonla olabilmektedir. Bu noktada üniversite sanayi işbirliğinin önemi ortaya çıkmaktadır.

Küreselleşmenin getirdiği dışa açılma; yurt dışındaki daha kaliteli üretimlerden faydalanmayı ve daha ucuz ve ileri teknolojiye ulaşma imkanını da artırır.

Verimlilik Nasıl Arttırılır?

Verimliliği arttırmak için yapılabilecek pek çok şey vardır. Bunların bazılarını sizler için maddeledik:

-Kurum içerisinde verimlilik arttırmaktan başlanmalıdır. Bunun için ise ilk adım çalışanlar olmalıdır. Çalışan personelin motivasyonunu arttıracak çalışmalar yapabilirsiniz.

-Kurum içinde çalışanlarınızın verimliliğini arttırmak için eğitimler düzenleyebilir ve onları bilinçlendirebilirsiniz.

-Maliyet tasarrufu veriminizi arttıracak bir diğer unsurdur. Gelir ve giderleriniz arasında dengesizlik varsa ve kârınız azalıyorsa maliyeti düşürmek en faydalı seçenek olacaktır.

-Maliyeti azaltmak kadar önemli olan bir diğer unsur da israfı önlemektir. Küçük gibi görünen veya göz ardı edilen pek çok kaynak aslında çıktılarınızı arttırmaktadır.

-Yardım almak veya iş bölümü yapmak. Pek çok alanda veya bir alanda hizmet verebilirsiniz. Ulaşım, nakliye, dağıtım, montaj, stok gibi ekstra maliyet  gerektiren işlerinizi uzman şirketlerle anlaşarak kolaylıkla yapabilirsiniz.

Endüstri 4.0

Endüstri 4.0 1970'lerin başında başlayan ve üretimde yüksek düzeyde bir otomasyon gerçekleştirmek için elektronik ve bilgi teknolojilerine dayanan üçüncü endüstriyel devrimi izlemektedir. Endüstri 4.0, dijital dönüşüm dinamiklerinden yola çıkarak geleceğin akıllı üretim ekonomisini ortaya koymaktadır. Geleceğin dünyasında küresel rekabette önde olmak isteyen işletmeler organizasyonu, üretim ve dağıtım süreçlerinde çalışacak akıllı robotlar, Ar-Ge, satış pazarlama ve yönetim süreçlerinde kullanılacak yapay zeka sistemleri ile bunların dış dünyayla bilgi alışverişlerini sağlayacak internet nesneleri ve tüm bu akıllı sistemlerin hep birlikte uyumla çalışmasını sağlayacak becerilere sahip tasarımcı, yazılımcı ve uygulayıcı uzmanlardan oluşan bir ekip ile başarabileceklerdir.

2020 yılında yaklaşık 50 milyar cihazın birbiriyle iletişim halinde olduğu tahmin edilmektedir. Akıllı üretim sistemlerinin, akıllı şehir, ev, lojistik, şebeke, cihaz unsurlarının sosyal ağlar ve e-ticaret ağlarıyla birleşmesi sonucu veriler, hizmetler, nesneler ve bireylerin internet ortamını kullanarak kuracağı ekosistemdeki ağın önümüzdeki çeyrek asırda küresel ticaret hacminin yaklaşık yüzde 50’sini geçeceği öngörülmektedir. Endüstri 4.0 dönüşümüyle dört önemli kategoride gelişme kaydedilmesi beklenmektedir: Bunlar verimlilik, büyüme, yatırım ve istihdam olarak sıralanabilir.

Türkiye açısından ise endüstri 4.0 yaklaşımı, üretim ekonomisinde rekabet gücü, sürdürülebilirlik, katma değeri yüksek ürün ve hizmet üretmek anlamına gelmektedir. Üretim sektörlerinin verimlilik artışının Türkiye’nin endüstri devrimleri arasındaki konumunu tespit etmek ve atılması gereken adımları belirlemek amacıyla  TÜBİTAK’ın yapmış olduğu çalışma, sanayimizin dijital olgunluk seviyesinin Endüstri 2.0 ile Endüstri 3.0 arasında olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin Endüstri 4.0 (d)evrimini yakalaması ve öncü ülkeler arasında yer alması için; tüm sanayi şirketlerinin dijital teknolojilere erişiminin kolaylaştırılması, dijital sanayi platformlarının oluşturulması, akıllı endüstrinin yaygınlaşması için uygun çözümlerin sunulması ve tüm paydaşların ortak bir ülke planı ve hedefi çevresinde odaklanarak çalışması gerekmektedir.

Endüstri 4.0’ı tetikleyen teknolojiler: Nesnelerin İnterneti, büyük veri analitiği, yapay zeka ve makine öğrenmesi, akıllı ve insanla beraber çalışabilen robotlar, bulut bilişim, yatay ve dikey yazılım bütünleşmesi, benzetim (simülasyon), artırılmış gerçeklik, 3 boyutlu yazılım (katmanlı üretim), siber güvenlik teknolojileri olarak sıralanmaktadır.

Dijital Dönüşümün Uygulama Alanları

Dijital dönüşüm, sadece büyük şirketlerde değil, küçük ve orta çaplı işletmelerde de doğru uygulandığı takdirde oldukça etkili sonuçlar ortaya koymaktadır. Bu manada KOBİ türü işletmelerin dijital dönüşümlerinin kamuca planlanıp, programlanıp, projelendirilip ve desteklenmesi büyük işletmelere göre daha fazla gerektiği bir gerçektir.

Doğru uygulanan dönüşüm planları neticesinde de büyük, küçük fark etmeksizin işletmeler geleceğe daha kolay ve daha hızlı bir şekilde uyum sağlayıp rakiplerinin önüne kolaylıkla geçebilmektedir. Dijital dönüşüme, özellikle gelişen ve değişen zamana ayak uydurabilmek için önem verilmektedir.

Dijital dönüşüm; Servis/ Satış Sonrası Süreç Yönetimi, Kaynak Yönetimi, Varlık Kullanımı, İnsan Kaynakları Süreçleri Yönetimi, Stok Yönetimi, Kalite Yönetimi, Arz/Talep Eşleşmesi, Pazara Sürme Süreçlerinde uygulanabiliyor ve firmalar için verimlilik artışı, rekabet avantajı, müşteriye hızlı cevap, kişiselleştirilmiş hizmet, karlılık, müşteri bağlılığı, yeni müşteri, farklılaşma, yeni gelir fırsatları, prestij, akıllı işletme ve yenilenen işgücü gibi çok önemli fırsatlar barındırıyor.

ISA95 mimarisi

İmalat Uygulama Sistemleri (MES: Manufacturing Execution Systems),  bilgi teknolojisi (IT) sistemleri, ERP sistemleri, DCS sistemleri, PLC sistemleri, SCADA sistemlerinin bir üretimde uyumlu olarak kullanılmasıyla arasındaki boşluğu doldurmak ve verimliliği tam olarak artırmak amacıyla artık ISA-95 standardı üzerinde durulmakta olup böylece zaman aylar, haftalar ile ölçülmekten çıkıp saat ve dakikalar ile ölçülmektedir.

Kritik Başarı Faktörleri

Dijital bir şirket olmak hem içeride hem dışarıda büyük bir dönüşüm anlamına gelir. Şirketlerin dijital çağda başarılı olabilmeleri için aşağıdaki bazı kilit kabiliyetlerini geliştirmeleri gerekir.

Dijital dönüşüm öncesi iyi çıkarılmış bir yol haritası oluşturulmalıdır.

Firma üst yönetimi dijital dönüşüm sürecine anlayıp önem vermeli, destek olmalıdır.

Dijital strateji, şirketin kurumsal stratejisi ve stratejik amaçlarıyla bütünleştirilmeli ve yeni iş modelleri geliştirilmelidir.

Dijitalleştirilmiş ürün ve hizmetler sunulmalı ve müşteriye yönelik faaliyetler yeniden yapılandırılmalıdır.

İç operasyonlar ve organizasyon içindeki ilişki ve iş birliği dijitalleştirilmelidir.

İnsan kaynakları konuyla ilgili eğitilmelidir.

Firma kültürü dijital dönüşüme uygun hale getirilmelidir.

Dijitalleşmenin Ekonomik Getirisi

Tüketici tercihlerinin sınır tanımadığı ve beklentilerin hızla yükseldiği bir dönemdeyiz ve bu eğilim artarak devam edecektir. Bu koşullarda verimlilik ve rekabet baskısı yenilikçi fikirlere yatırım yapmayı, ürün ve hizmetlerin tasarım, üretim ve sunumunda teknolojiyi odağa almayı gerektirmektedir. Kurumların dijitalleşmesi, gelecekte hayatta kalabilmeleri için yaşamsal ve en kritik konu haline gelmektedir.

Dijital dönüşüm sayesinde firmalar bugün rekabette sürdürülebilir avantajlar sağlarken, gelecekteki yeniliklerin getireceği değişime de kendilerini hazırlama imkânı elde ederler. Dijital dönüşüm maliyetinin geri dönüşünün birçok farklı alanda, oldukça kısa sürede sağlanabileceği aşağıdaki tabloda ifade edilmektedir.

Nesnelerin interneti, büyük veri, yapay zeka, bulut teknolojisi, artırılmış gerçeklik ve 3D yazıcılar

Büyük veri düzenli veya düzensiz olmak üzere, her gün yapılan çalışmaların işleyişini zorlaştıran büyük miktardaki veriyi tanımlar. Büyük verinin analizleri sonucunda, çalışmalar için daha iyi strateji ve karar verme olanağı sağlanmış olur. Fiziksel ortamlardan akarak gelen yüksek miktardaki sensör verilerinin (data), yapılan değerlendirmelerin ardından bilgi olarak operatörlere veya ilgili kişilere iletilmesi ya da verinin sistemler yardımıyla işlenerek bir faaliyet icra edilmesi sağlanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Nesnelerin internetinin Büyük Veri kavramları ve uygulamaları ile iç içe olduğu görülmektedir.

Nesnelerin interneti; fiziksel nesnelerin birbirleriyle veya daha büyük sistemlerle bağlantılı olduğu iletişim ağıdır. Nesnelerin interneti uygulamaları, sensörlerin tek tek erişilebilir olmasından başka, pek çok sensörün verisinin birleştirilerek değer üretilmesi amacıyla kullanılmaktadır.

Nesnelerin interneti, elektronik cihazların birbiriyle iletişim ve etkileşim sistemi içinde olmasıdır. Yazılım, duyar ve ağ bağlanabilirliği özellikleriyle birlikte objelerin bilgi alışverişi yapmasını sağlamaktadır. Nesnelerin interneti (IoT) şebeke alt yapılarının zarar görmesi halinde kontrol edilmesini ve bilgisayara uyarı göndermesini de sağlayabilecek beceriye sahiptir.

Bilişim teknolojilerinin hızlı gelişimi ve sonucunda yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesi, özel ve kamu kurumlarının dijital dönüşümleri, siber tehditlerin hedefli ve koordineli bir şekilde gelişimi sonucunda siber uzayın genişlemesine neden olmuş ve siber tehditler ulusal güvenliğimizi tehdit eder bir konuma gelmiştir.

Siber Güvenlik, bilgisayarları, sunucuları, servisleri ağları ve en önemlisi veriyi siber saldırılardan korumak için tasarlanmış teknolojiler, işlemler ve uygulamalarının bütününe verilen isimdir.

Siber güvenlik, bilgi güvenliğinden operasyon güvenliğine ve bilgisayar sistemlerinin güvenliğine kadar birçok farklı kavramı kapsar. Kurumlar açısından siber güvenlik, işle ilgili kritik öneme sahip işlevlerin kullanılabilir olmasını, operasyon ve bilgi güvenliği sayesinde gizli verilerin korunmasını sağlamak demektir.

Yapay zekâ, insan zekâsına özgü olan, algılama, öğrenme, çoğul kavramları bağlama, düşünme, fikir yürütme, sorun çözme, iletişim kurma, çıkarım yapma ve karar verme gibi yüksek bilişsel fonksiyonları veya otonom davranışları sergilemesi beklenen yapay bir işletim sistemidir. Bu sistem aynı zamanda düşüncelerinden tepkiler üretebilmeli (eyleyici yapay zekâ) ve bu tepkileri fiziksel olarak dışa vurabilmelidir.

Endüstri 4.0 devriminin üretime olan en büyük katkısı hiç şüphesiz ki zeki robotların verimli üretime imza atmasıdır. Ancak bununla sınırlı değildir. Örneğin karanlık ortamlarda bile üretim yapabilen makineler yani karanlık fabrikada üretim kavramı da ilk kez Endüstri 4.0 ve Yapay Zekâ ile konuşulmaya başladı. Endüstri 4.0 ve Yapay Zekâ teknolojisi ile birbirleriyle bilgi, belge ve veri alış verişi yapabilen akıllı makineler, karanlık ortamlarda da en verimli üretimi gerçekleştirebiliyor.

Günümüz teknolojisindeki mevcut cihazlarda kullanıcılar her geçen gün daha fazla kişisel veri ve data saklamak istediği için barındırma kapasitesi büyük sorunlara sebep olmaktadır. Bununla birlikte cihazların özellikleri, kapasiteleri gittikçe artıyor. Bilgisayar, notebook, netbook, ve taşınabilir akıllı cihazların teknoloji ve kapasitesinin artmasıyla orantılı olarak fiyatlar da yükseliyor. Tüm bu sorunlara çözüm olarak ortaya çıkan Bulut (Cloud) Teknolojisi, internet üzerinden, erişimde bulunulan yazılım uygulamaları, veri depolama hizmeti ve işlem kapasitesi olarak tanımlanmaktadır. En düşük kapasiteli cihazla bile istenilen yerden istenildiği zaman her tür bilgiye, kişisel veriye ulaşmayı sağlıyor. Tüm bu işlemler için, dijital bir ağ aracılığıyla çoklu sunucu bağlantısı gerçekleştiriyor. Bulut teknolojisi şirketler, üniversiteler vb. büyük kuruluşlar tarafından kurulur ve paylaşılır. Bu teknolojiyi kullanmak, kişisel bilgisayarların yükünü azaltır ve çeşitli sayıda uygulama, bulut sunucusu tarafından sağlanır. Genellikle, kullanıcılar uygulamaları bilgisayarına indirmek ve yüklemek istemezler. Tüm işlemeler ve depolamalar, bulut sistemi tarafından sağlanır. İnternet üzerinde barındırdığımız tüm uygulama, program ve verilerimizin sanal bir makine üzerinde yani en çok kullanılan adıyla bulutta depolanması ile birlikte internete bağlı olunan cihaz ile her lokasyon da bu bilgilere, programlara ve verilere kolaylıkla ulaşım sağlanabilir.

Artırılmış gerçeklik (AR) ses, video, grafik veya GPS verileri gibi bilgisayar tarafından üretilip duyusal girdi ile artırılıp canlandırılan elemanların fiziksel, gerçek dünya ortamıyla birleştirilmesiyle oluşturulan yeni bir algı ortamının canlı doğrudan ya da dolaylı bir görünümüdür. Artırılmış gerçeklikle insan duyusuna hitap edecek ve hislerini hareket geçirecek girdiler bilgisayar tarafından modifiye edilip zenginleştirilir ve ortaya çıkan yeni gerçeklik kullanıcının algısına sunulur. Zenginleştirme gerçek zamanlı gerçekleşir ve çevredeki ögeler ile etkileşim içindedir. Artırılmış gerçeklik ile kullanıcı gerçeklik ortamını oluşturan bilgiler ve diğer ögelerle etkileşime girebilir. Bulunulan çevreyle ilgili yapay bilgi ve ögeler gerçek dünyayla bağdaşabilir. Artırılmış gerçeklik olarak adlandırdığımız bu yeni teknoloji, bilgisayar evreni ve gerçek evren arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıp; görme, hissetme, dokunma, koklama, duyma duyularımızın oluşturulan yeni bir evrende harekete geçmesini sağlar.

3D yazıcı bilgisayar üzerinde tasarlanmış ve ya 3 boyutlu olarak taranmış modelleri, bir çok farklı malzeme kullanarak çok hızlı ve ekstra bir kalıp ya da fikstüre ihtiyaç duymadan üreten bir cihazdır.

FDM teknolojisi ile çalışan 3D yazıcılar genellikle ABS ve PLA gibi termoplastik polimer malzemeler kullanmaktadır. Filaman formundaki malzeme yüksek sıcaklığa sahip bir nozül yardımı ile eritilerek katmanlar halinde inşa edilir.

3D yazıcılar ile üretim yapabilmek için öncelikle bir 3 boyutlu modele ihtiyaç vardır. Bu alanda kullanılabilecek yazılımlardan bazıları, AutoCAD, SolidWorks, Google Sketchup, Rhino3D. Bu yazılımlar ile tasarlanan modeller STL dosyası olarak export edilerek 3D yazıcılar ile üretilebilmektedir.

Teknolojik ve Dijital Dönüşüm için Oluşturulması Gerekli Toplumsal Dönüşüm Faktörleri ve Bileşenleri

Ülkemiz ve toplumumuz; ekonomik, toplumsal, kültürel, dini, siyasi, hukuki, şeffaflık, denetim,  demokratiklik, kurumsal…  bakımdan uyumlu hale getirilmeden, kısaca  aşağıdaki tabloda sunduğumuz faktörlere akla, bilime, teknolojiye, hukuka, evrensel temel değerlere  toplumsal uyum olmadan yukarda izah etmeye çalıştığımız teknolojik gelişmelerin, verimliliği yükseltmenin, üretimi artırmanın, cari açığı kapatmanın, tam bağımsız saygın bir ülke olmanın başarı şansı yoktur, dünyadaki yeni gelişmelerin hızlı ve başarılı bir şekilde uygulamaya aktarılması mümkün değildir.