Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Terör Örgütüne Katılım En Düşük Seviyede

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, başlattıkları ikna çalışmalarıyla bu yıl 48 teröristin örgütten ayrılarak güvenlik güçlerine teslim olduğunu bildirdi.
SDE Editör
27 Şubat 2020 13:45
A+
A-

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, başlattıkları ikna çalışmalarıyla bu yıl 48 teröristin örgütten ayrılarak güvenlik güçlerine teslim olduğunu bildirdi.

Soylu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu. 

Terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın da hükümlü bulunduğu İmralı Adası'nda çıkan orman yangınına yönelik soru üzerine Soylu, konuyu sabah Bursa Valisi ile görüştüklerini belirterek "İmralı'daki cezaevinin çok ötesinde, çok uzağında köşede bir yerde yangın, risk söz konusu değil." bilgisini paylaştı.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile de temasa geçtiklerini, hemen bir helikopterin kalktığını, denizden yangın söndürmeyle ilgili gerekli çalışmaların da yapıldığını anlatan Soylu, "Bir lodos var ama zannediyorum yakın zamanda müdahale edilip söndürülür. Büyük bir yangın değil ama müdahalenin hemen yapılmasını teminen herkes gayret gösteriyor." ifadelerini kullandı. 

Soylu, yangının sebebinin henüz belli olmadığını ama Karadeniz'de de yangınların çıktığını belirterek "Mevsimlerde beklenmeyen birtakım sıcaklık koşullarının oluşturduğu süreçlerden de olabilir, başka bir etkenin olabilmesi de mümkün değil zaten." diye konuştu. 

"Kültürel terörizmle de mücadele ediyoruz" 

Bakan Soylu, dağa kaçırılan çocukları için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi yapan annelerin evlat nöbetinin 6'ncı ayına yaklaştığı ve şu ana kadar 11 annenin evlatlarına kavuştuğu anımsatılarak "Terörle mücadele operasyonlarında ikna çabalarının etkisi mi burada önemli? Bunun ana sebebi nedir? İkna çabaları örgütten kopuşları hızlandırdı mı? Örgüte katılım oranlarında azalmaya yönelik güncel rakamlar nelerdir?" sorusuna karşılık, Türkiye'nin teröre karşı büyük bir sınav verdiğini vurguladı. 

Türkiye'nin bir taraftan terör koridoruyla, bir taraftan DEAŞ'la, FETÖ'yle, PKK'yla mücadele ettiğine dikkati çeken Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir taraftan kafalarını hakikaten neredeyse tamamen eğdiğimiz aşırı sol terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. Onları desteklemeye, bir daha moral vermeye çalışanlarla da mücadele ediyoruz. Şunu ifade etmem gerekir; Türkiye özellikle çukur-barikat olaylarından sonra terörle mücadelede eksen değiştirdi. Bu da Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu süreçle alakalı. Yani olay sonrası operasyondan kesintisiz operasyona, terörü kaynağında kurutmaya geçti Türkiye. Bunların hepsi yeni konseptler ve yeni anlayışlar. Biz aslında sadece teröristle mücadele etmiyoruz. Kültürel terörizmle de mücadele ediyoruz." 

"Batı'yı kendilerine partner olarak bulmuşlar" 

Soylu, Türkiye'nin bir belleği, hafızası, zaferleri, tarihi bağlarının olduğunu ama kültürel terörizmin ülkenin inancını, geleneğini, göreneğini sıfırlamaya, bu toplumsal ve tarihsel bağı ortadan kaldırmaya, insanları birbirinden ayırmaya çalışan bir anlayış ortaya koyduğunu anlatarak şunları kaydetti:

"Dinsizleştirmek... PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin esas itibarıyla yaptıkları tamamen budur. Bunda da kendilerine Batı'yı partner olarak bulmuşlar. Batı ile nasıl bir entegre ortaya koyacaklar, ideolojilerini bunun arkasına gizleyecekler. Sözde kadın hakları, kadın özgürleştirmesi, sözde insan hakları, sözde barış ve sözde ekolojik çevre... Dört ana anlayışın Batı'yla böyle bir entegrasyonunu kuracaklar; 'biz kadın haklarını, temel insan haklarını, barışı, ekolojik savunuyoruz.' Bunların hepsi giydirilmiş, örtü haline getirilmiş ama esas itibarıyla yapmak istediklerini bütün milletimizin bildiği, yıllardan beri yaşadığı bir anlayışı buradaki insanlara dayatmaya çalışıyorlar. Dinini, milletini, ailesini, atasını, ana-baba sevgisini, bağlarını ortadan kaldırmaya çalışan bir kültürel terörizmle de karşı karşıyayız. Teröristi bitirirken bu kültürel terörizmi de ortadan kaldırmak lazım."

"PKK bir kadın örgütüdür, bunun üzerine konuşlanmıştır" 

Terör örgütü PKK'nın en çok kullandığı unsura ilişkin Bakan Soylu, "PKK bir kadın örgütüdür, bunun üzerine konuşlanmıştır. PKK'nın bugüne kadar tüm eylemlerinde kadınların bulunma oranı yüzde 56. Yani erkeklerden çok daha fazla kadınlar bulunmuş. Bunu tam anlamıyla bu noktaya taşıyabilmek ve Batı'dan bu konuda destek alabilmek için." açıklamasında bulundu. 

Büyükelçilerin Diyarbakır'da oturma eylemi yapan anneleri ziyaretinde, annelerin çocuklarının 13-14 yaşında dağa gittiğini belirttiğine dikkati çeken Soylu, "Bu tesadüf mü, hayır. Apo'nun bizatihi talimatı var. Diyor ki 'bana genç, yetişmiş, fikrini benimle tartıştıracak adama ihtiyaç yok. Bana 14 yaş altındaki çocuklar getirin.' Bana dediği terör örgütüne." dedi. 

BM'nin, terörist Ferhat Abdi Şahin ile "bundan sonra çocuk savaşçı bulundurmayacağız" diye, tarihinin en karanlık imzasını attığını anımsatan Soylu, hala Avrupa Birliği raporlarında çocuk terörist ve savaşçıların bulunduğu ve tespit edildiğinin ortada olduğuna vurgu yaptı.

"Terörü anaların cesareti bitirecek"

İçişleri Bakanı Soylu, "Diyarbakır anneleri şu anda 105 aile oldu. 9 aile evladına kavuşmuştu, bugün 2 aile daha evladına kavuşmuş olacak. PKK teröristiyle mücadeleyi elbette güvenlik güçlerimiz, devletimiz, tüm kurumlarımız büyük bir kararlılıkla sürdürüyorlar, sürdürmeye devam edecekler ama terörizmle mücadeleyi analar, onların cesareti bitirecek. Diyarbakır'da hangi sivil toplum örgütü gitti oturdu anaların yanında, hala çekiniyorlar ve korkuyorlar." şeklinde konuştu.

Buna karşın Doğu ve Güneydoğu'dan annelere destek vermek için giden kadınlar, sivil toplum örgütlerinin bulunduğuna işaret eden Soylu, "O baro konuşuyor, nerede insan hakları? Orada tabipler birliği konuşuyor, hani anneler? Oradaki annelerin taleplerine, isteklerine, arzularına, vicdanlarına niye dokunmuyorsunuz? Neden, korkuyorlar, PKK terör örgütünün baskısı ve tekeli altındalar, bunun için. Ama o kadınlar korkmuyorlar cesaretli bir şekilde, sonucunu da alıyorlar." değerlendirmesinde bulundu. 

İkna çalışmaları sonucu teslim olan terör örgütü mensupları

Bakan Soylu, dönen çocukların mahkemeye çıktıklarını ve birçoğunun herhangi bir eylem içerisinde bulunmadığının tespit edildiği için anneleriyle olduğunu söyleyerek herkesin "devlet annelerle birlikte, bu konuyu çözme iradesini ortaya koyuyor." dediğini aktardı. 

Dönenlerin aynı zamanda çevresindeki gençlere örnek olduğunu, artık dağa gitmenin, terör örgütüne katılmanın değil; tam anlamıyla birlikte gitmemenin esas olduğu bir iklim oluştuğunu ifade eden Soylu, annelerin tam anlamıyla bunu başardığının altını çizdi. 

Soylu, ikna çalışmaları sonucu teslim olan terör örgütü mensuplarına yönelik sayısal verilerin yer aldığı grafiği paylaşarak "2016'nın son çeyreğinde bir çalışma başlattık. Buna ikna çalışması diyoruz. Hem jandarmamız hem emniyetimiz, terör örgütüne gitmiş olanların aileleriyle direkt temasa geçti. Tam 3 yılı aşkın sürede defalarca gidildi ve terör örgütüne gidenlerin ailelerine telefon açtıklarında onlara 'şöyle yapın, çocuğunuzu getirin. Suç olabilir, biz adalete teslim edelim, adalet gerekli kararı versin. Siz merak etmeyin, biz size sahip çıkacağız.' dendi." ifadelerini kullandı.

İkna çalışmaları sonucu teslim olan terör örgütü mensuplarının oranlarının yıllar bazında 2016'da 49, 2017'de 135, 2018'de 165, 2019'da 273 olduğu bilgisini veren Süleyman Soylu, "2020'nin daha başındayız, şu anda 48. Bu sadece ikna, kendiliğinden gelip teslim olmaları buraya koymuyoruz. Sadece iknayla yapılan süreçlerdir." dedi. 

"Terör örgütünden ikna ettiğimiz 273, terör örgütünün götürebildiği 130 kişi" 

Bakan Soylu, terör örgütüne katılım oranlarının azaltılmasına ilişkin grafikte oranın 2014-2015'te biraz yüksek olduğunun görüldüğünün belirtilmesi üzerine, şunları kaydetti: 

"Burası çözüm sürecinin olduğu alan. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bu konudaki haklılığının belki de en önemli ispatı burasıdır. Neden ispatı vücut halidir; Türkiye Cumhuriyeti devleti silahların bırakılması hususunda çağrıda bulundu ve terör örgütü tam tersi kendini tahkim etmeye çalıştı. Buradan belediyeleri, belediyelerin yaptığı festivaller vasıtasıyla, HDP önündeki annelerin söylediği gibi, HDP'nin il, ilçe binaları, teşkilatları vasıtasıyla küçük çocukları aldılar, dağa, terörizme götürdüler. Netice itibarıyla devletimize, birliğimize tuzak kurmaya çalıştılar. Biz de bu tuzağa girmedik." 

Soylu, terör örgütüne katılımın zirve yaptığı 2014'te 5 bin 558 olduğunu ardından düşmeye başlayarak 2015'te 3 bin 884, 2016'da 703, 2017'de 161, 2018'de 136, 2019'da 130 ve şu anda da 5 olduğunu bildirdi. 

Bakan Soylu, "Burada önemli olan, bizim terör örgütünden ikna ettiğimiz 273 kişi, terör örgütünün bu iklimden ikna edip götürebildiği 130 kişi. Yani yarısından çok daha az. Bu bizim bir millet olarak terör örgütünün içerisine duhul etme, orayı ikna etme kabiliyetimizin terör örgütünün geçmiş yıllara nazaran ikna etme kabiliyetinden çok daha üstün, yüksek olduğunu ve burada doğru bir istikamette gittiğimizin belki de en önemli delilidir." değerlendirmesini yaptı. 

İçeriğe Yorum Yapabilirsiniz.