27 Mart 2022 tarihinde Millet İttifakı kapsamında yer alan 6 muhalefet lideri tekrar bir araya geldi. Cumhur İttifakının seçim düzenlemesi hakkında daha önce yapılan itirazvari açıklamaların tekrarının yanında vurgu yine (tekraren) güçlendirilmiş parlamenter sistem olarak belirtildi.
Aynı gün öğlen SP lideri Temel Karamollaoğlu, bir TV programına katıldı. Sunucu önce partinin (ruhunun) kurucu lideri rahmetli Erbakan’ın daha önce 1974’te CHP ile ittifak yaptığını, SP’nin bu gün böyle bir ittifak içinde (CHP’nin de olduğu Millet İttifakı) olmasından dolayı eleştirildiğini belirterek, “Rahmetli Erbakan bugün böyle bir ittifakın içinde olur muydu?” diye sordu. T. Karamollaoğlu hiç tereddüt etmeksizin “Kesinlikle olurdu” dedi. Hatta bugün izlenilen politikalarının daha da ilerilere götürüleceğini belirtti.
2001 yılında Fazilet Partisi’nin kapatılması sonrası başlayan yeni partileşme süreci, muhafazakâr kimlik referans alınarak nasıl bir siyaset yürütüleceğine dair yeni bir yol ayrımını ortaya çıkardı. Siyasetin yürütülme biçiminde referanslara (İslam, demokrasi, muhafazakârlık, ekonomik politika, AB’ye bakış vb.) verilen tonlama farklılığı partilerin yol haritalarını da belirledi. Benzer sosyolojik özellikleri temsil eden tabana sahip iki partide zaman içerisinde oldukça rijit (sert-katı) bir siyaset yürütme tarzı oluştu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin Ak Parti tarafından kaybedilmesini özellikle kendileri için bir zafer olarak açıklayan SP’liler, sert eleştirilerin hedefi oldular. Zaman zaman Karamollaoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir araya gelmeleri de benzer sosyolojik tabana sahip bu partileri bir araya getirmeye yetmedi.
TV sunucusunun verdiği örnek ve Karamollaoğlu’nun yaptığı izah üzerinde durmaya değer. Ecevitli CHP’nin Erbakanlı MSP ile 1974’te yaptığı koalisyonun ömrü 10 aydır. Hatta Ecevit’in Cumhurbaşkanına hükümetin istifasını sunduğu tarih olan 18 Eylül esas alınırsa, koalisyonun ömrü 8.5 aydır. CHP ve MSP koalisyonu 26.1.1974’de kurulmuş ve 17.11.1974 tarihinde sona ermiştir. Sona erme sebebi de malumdur: “Karaoğlan” efsanesi ile yıldızı parlayan Ecevit’in “Mücahit” Erbakan ve diğer partiler karşısında daha fazla oy alma isteği ya da hırsı. Ayrıca partilerin bağajlarında yer alan ideolojik tartışmalar da ayrı bir tartışma ve hükümetin nihayete erme sorunu olarak görülmelidir. Hülasa Temel Karamollaoğlu’nun geçmişe yaptığı referansın mutlu ve uyumlu bir koalisyon şeklinde yorumlanması çok da doğru bir okuma yapma gibi görünmüyor.
27 Mart 2022 siyasetin hareketli günlerinden demek ki, o gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski DTP (Demokrat Türkiye Partisi) genel başkanı Hüsamettin Cindoruk ile bir araya geldi ve şunları söyledi:
“Onların muvaffak olmaları için elimden gelen gayreti gösteriyorum. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi benim de partimdir, var mı diyeceğiniz!
CHP benim düşüncelerimi savunuyorsa, hayal kırıklıklarımı gidermek istiyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’ni tekrar teçhiz etmek istiyorsa o benim partimdir artık.”
Cindoruk kendisini eski Meclis Başkanı olarak takdim ediyor ancak siyasetteki asıl rolü, Refah-Yol hükümetini düşürmek için Demirel’in sinyal vermesiyle kurduğu DTP iledir. Erbakan’ın başbakan olduğu Refah-Yol hükümetini düşürmek için DYP içindeki milletvekillerinin bir kısmını çekerek DTP’yi 7 Ocak 1997 tarihinde kurar. Darbe sonrası yeni kurulacak hükümetin hazırlığıdır bu. DTP, 28 Şubat Postmodern darbesi sonrasında alınan kararları hayata geçirmek dışında başka hiçbir işlevi olmayan ANASOL-D hükümetinin yapıştırıcı unsurudur.
Siyasetin cilvesi, Refah-Yol Hükümetini düşüren Cindoruk, CHP’yi kendi partisi olarak görüyor ve Karamollaoğlu da rahmetli Erbakan’ın CHP ile onlardan (SPlilerden) daha da ileriye gidecek politikaya sahip olacağını söylüyor. Erbakan’a daha fazla ne yaptırabilir ki makosen mi giydirilecek?