31 Mart 2024 yerel seçimlerine giderken muhalefetin kendi içindeki dağınıklığı ve adı konulmamış iç çatışması seçimlere doğru siyasal ortamın hep Basra sıcakları içinde bunaltıcı şekilde devam edeceği hissini uyandırıyor. Buna muhalif parti liderlerinin yaptıkları köprüleri yakan açıklamalar da eşlik edince, ‘tamam artık muhalefet bitti’, ‘cumhur ittifakı yekpare olarak devam ediyor yerel seçimlerde muhalefet daha büyük bir hezimet yaşayacak’ anlayışı hakim oluyor. Durum gerçekten böyle mi olacak? Bakalım.
1-Yerel seçimler genel seçimler gibi “beka meselesi, ülkenin geleceği ne olacak? Dış güçlerin oyunu…” gibi slogan ve söylemlerin çok da etkili olmadığı seçimler. Belediyelerin etkinlik alanı belli; yol, su, ulaşım, kanalizasyon… Seçilecek belediye başkanının ne yapabileceği belli ayrıca terör örgütünün etkinlik alanı kırıldığı için HDP’li belediyelerin de etkinlik alanı artık belli. Haliyle yerel seçimlerde yabacı bir büyükelçi ile gizli bir yemek yenilmediği takdirde bu tür bir beka ve dış güçler tartışmasının tekrar başlaması ve seçimlerde oya tahvil etmesi pek mümkün görünmüyor.
2-Türkiye’de siyasi kültür parti liderini (hele bir de bu lider karizmatik ise daha da) ön plana çıkarıyor. Özellikle genel seçimlerde liderin karizması etkili olmakla birlikte yerel seçimlerde de bu etki zaman zaman görülebiliyor ancak 2019 seçimlerinde, karizmatik bir lider olarak Erdoğan’ın karizmasının Weber’ci anlamda rutinleştiği ve bu etkinin oy verme davranışına yerel seçimlerde yansımadığı İstanbul, Ankara, Adana, Antalya gibi büyük şehirlerin kaybedilmesi ve bir kere daha kaybedilmesiyle görüldü.
Yerel seçimlerde bizatihi adayın etkili olduğu birçok örnek var. Partisinin aday göstermediği adayın partisine kızıp bağımsız aday olarak seçimi kazanmasından, aday gösterildiği yerde çalışma yapmayan popüler isimlerin seçimleri kaybetmesine ya da o şehirle bağlantısı olmayan birinin aday gösterilmesinden dolayı seçmenin tepki göstererek seçimlerin kaybedilmesine yol açtığı birçok örnek var. Öyleyse yerel seçimler hem genel seçimlerden daha farklı hem de karizmatik liderin etkisi yerelde tek başına belirleyici değil.
3-Yerel seçimlerde ülkenin bekası, milli güvenlik meselesi HDP’li belediyeler bir kenara bırakıldığında bu seçimde ciddi bir tartışma konusu olmayacak ancak beka ve milli güvenlik meselesi konuşulmayacağı için “tencere teorisi” bir kere daha gündeme gelecek ama bu kez çok daha etkili biçimde gelecek. 14 Mayıs genel seçimlerinde ekonomik sorunları güvenlik ve beka endişesiyle göğüsleyen milliyetçi muhafazakâr seçmen yerel seçimlerde aynı sloganlar olmayacağı ve ekonomik krizi sınıfsal pozisyonu nedeniyle daha şiddetli hissettiği-hissedeceği için oy tercihini bir anlamda mevcut iktidarın hem ekonomik politikalarını hem de gelir dağılımı politikalarını cezalandırmak için kullanacak ve oyunu diğer milliyetçi muhafazakar ya da muhalefet adaylarına verebilecektir, tıpkı 2019 seçimlerinde yaptığı gibi ya da eğer tercih etmediği bir aday varsa oy vermeye gitmeyerek dolaylı olarak muhalefeti desteklemiş olacaktır. Bu nedenle seçime doğru hükümetin ekonomiyi biraz daha rahatlatmaya yönelik politikalarıyla karşılaşılması mukadder.
4-Hükümetin 14 Mayıs öncesi Zafer Partisinin oylarının yükselmesi ve ilk turda cumhurbaşkanlığı seçimini alamamasından dolayı biraz daha ciddiye almaya başladığı düzensiz göçmen ve geçici koruma statüsündeki Suriyeliler problemi “muhacir ensar” söylemini sulandırıp itibarsızlaştırıyor şeklinde yorumlanabiliyor. Meselenin ne kadar ciddi olduğunu anlayıp birkaç tutuklama ya da geri gönderme dışında soruna ciddi biçimde eğilme gerçekleşmedi. Göç yönetimi planlandığı ya da arzu edildiği gibi gerçekleşmeyince kendi gettolarını oluşturan Suriyeliler ve diğerlerinin entegrasyon sorunu ve süreci uzadıkça uzadı. Suriye’de güvenli ve uçuşa yasak bölgenin oluşturulamaması bu süreci daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Ne Rusya ne Amerika ile bu konuda bir anlaşma yapılamadı. Böyle olunca da gönüllü geri dönüş süreci hep aksadı. Bu aksama kendi içine kapalı ve uyum sorunu yaşayan Suriyeliler üzerinden politika geliştiren muhalefet partilerinin elini güçlendirdi. Bir yandan adi suçları içeren asayiş sorunu diğer yandan ülke için güvenlik sorunu ve onlara yönelik harcamaların ekonomik boyutu birkaç farklı alanda ciddi sorun yaşanmasına ve bu sorunların politik dili üzerinden hükümetin suçlanmasına neden oldu. Oyların azalmadığı dönemlerde hükümet yetkilileri onları (Suriyelileri) asla göndermeyeceklerini belirten açıklamalar yaparken 14-28 Mayıs arasında, İdlib bölgesinde Katar’dan sağlanan fonla birlikte konut yapımına başlandığı ve ilk etapta 500 bin Suriyelinin gönderileceği açıklaması yapılmaya başlandı. Anlaşılan o ki geçici koruma statüsündeki Suriyeliler ve düzensiz göçmenlerin durumunun oy kaybına neden olduğu anlaşılmıştı. Hâlihazırda güvenlik ve asayiş meselesi olarak önemsenmediğine dair bir algı seçmenin, özellikle kadın ve genç seçmenin oy tercihini etkileyecektir. Bu tepki oylarının hangi yönde kullanılacağı açık.
5-Günlük hayatımızda derin etki bırakan bazı olaylar oy verme davranışı üzerinde tek başına etkili olmayabilir. Örneğin tecavüz suçlularına ya da onlarca kez hırsızlık yapmasına rağmen salıverilen suçlulara verilen komik cezalar. Ancak şurası kesin ki suç ve ceza arasındaki bu tür uyumsuzlukların faturası iktidara çıkartılır. Bir de covid bahanesi ya da şartlı salıverme gibi suçluyu elinde tutmak istemeyen politikalar yüzünden masum bireyleri ve mağdurları bir kere daha mağdur etmeye yönelik uygulamalar genel seçimlerde belki oy verme davranışı üzerinde daha az etkilidir ama yerel seçimlerde iktidara abanmak için önemli bir gerekçe sunabilir.
6-Son olarak doğrudan yere yönetimlerin ilgi alanlarına giren ancak onlarca çocuğumuzu ve insanımızı kurban verdiğimiz sokak köpeği çetelerine karşı duyarsız politikalar da yerel seçimlerde insanların yastıklarının altında biriktirdiği bir hınç malzemesi olabilir. Meselenin çözümsüz gibi durması sorun karşısında bir milim bile ilerlenememesi, meselenin sadece sokak köpeği çeteleriyle değil onlarla bağlantılı mama çetelerinin ne kadar etkili olduğunu göstermektedir. Bu basit sorunu bile bırakın ulusal sorun olmayı uluslararası güvenlik meselesi haline getirmek de doğrusu zor başarılan bir husus. Türkiye’ye gelen turistler artık Türkiye’deki başıboş sokak köpeklerinin saldırıları konusunda uyarılıyorlar. Ülke tanıtımına bir katkı daha. Sokak köpeği çetesi meselesini bu kadar çözümsüz hale getirenin ne olduğunu bilen var mı gerçekten?
Yerel seçimlere yaklaştıkça köprüleri yakan muhalefet partilerinin aslında tekrar bir araya gelirken diğerlerine karşı ellerini güçlendirmenin yollarını aradıkları için sert açıklamalar yaptıkları görülecek ve muhalefet seçime doğru tekrar bir araya gelecektir. Siyasetin amacı iktidar olmaktır, iktidarın doğası, kendisiyle beraber diğerlerine de kaybettirmek değil diğerleriyle beraber ama öncelikle kendisinin kazanmasını yani iktidar olmasını sağlamaktır. Bu nedenle muhalefet liderleri kendi aralarında büyükşehir, il ve ilçe paylaşımı yaparak en güçlü olan kimse o bölgede onu iktidar karşısında desteklemeyi yine bir görev olarak bilecek ve böylece seçime hazırlanacaklardır. Bu nedenle daha şimdiden yerel seçimlerin sonuçlarına dair iyimser tahminler yapmak zor ve aynı zamanda işi hafife aldığı için tehlikeli bir tercih ve yorum.