Tevfik ERDEM
Tüm YazılarıPutin’in NATO ve Batı kışkırtıcılığını gerekçe göstererek Ukrayna’yı işgali tüm dünyada ama özellikle eski SSCB ülkeleri ve düşmanları arasında “acaba devamı gelir mi?” endişesini de beraberinde getirdi. Çünkü eski SSCB ve şimdi bağımsız bir çok devlette hatırı sayılır bir Rus nüfusun varlığı gözlerden kaçmıyor. Bu Rus nüfus üzerinden kışkırtılacak bir self determinasyon talebi ile durgun sular kolayca bulanıklaştırılabilir. Sadece bu değil, söz konusu ülkelerin sahip olduğu bağımsızlığın Rusya’nın (SSCB’nin) ekonomik ve siyasi olarak yorgun olduğu bir durumda (1991) “SSCB tarafından bahşedilmesi” sanki mevcut yönetim tarafından daha güçlü bir Rusya ortaya çıktığında geri alınabilecek bir ödül olarak da okunabiliyor. Bu yüzden de Ukrayna işgali yeni bir Rus çarı ve çarlığı ile acaba bir Rus risorgimentosu (dirilişi /yeniden yükselişi) olarak okunabilir mi? diye sormak mümkün.
Bu tür bir yorum hemen Rusların milliyetçilik yapmadığı, yetmiş yıllık komünist bir rejimin bu tür milliyetçilik üretmesinin mümkün olmadığı varsayımı üzerine kurulu. İşte tam da burada hata yapılıyor gibi çünkü Rusya, Ukrayna’ya saldırırken önemli bir gerekçe olarak oradaki Rus vatandaşların haklarının ihlal edildiği ve Neonazilerin saldırılarına maruz kaldıklarını dile getirerek işgali meşrulaştıran (aslında mantığa bürüyen) bir açıklama yaptı. Ukrayna’da ultra milliyetçiliğin varlığı inkar edilen bir olgu değil lâkin sadece bunun üzerinden tüm Ukrayna halkını şeytanlaştırmak da bir o kadar doğru değil. Rusya (=Putin), işgal için Neonazileri gerekçe gösterirken bir yandan Avrupa ve dünya kamuoyuna işgali meşrulaştıran bir gerekçe gösterdiğini düşünüyor. II. Dünya Savaşı, Nazi tehdidi, Yahudi soykırımı vb. mesajları veriyor. Oysa bu mesajların Batı ya da dünya kamuoyunda bir karşılığı görünmüyor. Nazi tehdidi Yahudi soykırımı ile anılıyor ancak ilginçtir, soykırımı endüstriye dönüştüren İsrail Ukrayna’yı destekliyor. Bu arada Rusya’daki Yahudi pogromlarını da hatırlamak gerekiyor.
Ukrayna işgalini Neonazi gerekçesi ile meşrulaştıran Rusya tüm işgalciler gibi farklı meşrulaştırma gerekçelerini de ileri sürdü. Bunlardan biri Irak’ın Amerika tarafından işgalini hatırlattı çünkü Rus askeri yetkili yaptığı açıklamada, Donbass’ın Ukrayna tarafında işgal edileceğini gösteren, işgal planlarını ele geçirdiklerini söyledi. Donbass’ın 2014’den beri bir savaş alanı olduğu herkes tarafından biliniyor, bu nedenle yapılan açıklama makul bir gerekçe değil. Kaldı ki, bölge zaten Ukrayna’nın egemenlik alanı içinde, devletin idari ve resmi bir parçası, bir devletin kendi ülke sınırları içinde yer alan bölgeyi işgal etmesinden söz etmek ne derece mantıklı.
Ukrayna’ya yönelik Neonazi suçlamasının arkasında Rus milliyetçiliği, yayılmacılığı, dirilişi ya da yeniden doğuşu düşüncesi yani Rus Risorgimentosunu meşrulaştırma olamaz mı? Ultra milliyetçilik, Neonazilik neden sadece Ukrayna’ya ait bir sıfat? Aslında Rusya’nın yaptığı da bir tür “banal milliyetçilik” değil mi? En ağırından Rus yayılmacılığını maskelemeye yarayan bir söylem üretmesi bir yana diğer yandan askeri ekipmanlarında kullandığı ve Z harfi bile bu banal milliyetçiliğin tipik sembolü oldu. Spor müsabakasında ödül alan Rus sporcu Z yazılı kıyafetle ödülünü alırken bu banal milliyetçiliğin örneğini sergiledi. Çünkü Rus (Kiril) alfabesinde olmayan Z harfi artık Rus işgaline verilen desteğin sembolü. Bu sembol artık Rusların hayatlarının sıradan bir parçası halini almaya başladı, sokaklarda, duraklarda, siyasetçilerin kıyafetlerinde, araçlarda kısacası bu harfe Rusya’da her yerde rastlanıyor artık. Yeni Rus kimliğinin sembolü gibi Z harfi. Ancak bu harfin anlamını bir işgal hareketinde bulduğu düşünüldüğünde söz konusu kimliğe yüklenen misyonun ne olduğunun da sorgulanması gerekiyor. Ruslar bu yeni kimlikle milliyetçilik yapan Ukraynalılara karşı savaşıyorlar, işte banal milliyetçilik.
Güncel Yazıları
“Onlara Ait Her Şeyi Tümüyle Yok Et… Hepsini Öldür” Tevrat: Yasanın Tekrarı (Tesniye)..
30 Ekim 2023
Almanların Nazi/Faşizm Sevdasının Faturasını Müslümanlar Ödemek Zorunda Mı?
27 Ekim 2023
“Emperyalizmin En Ölümcül Silahı: Demokrasi Yalanı”
20 Ekim 2023
Mutlak Kötülük ve Zorba Devlet
14 Ekim 2023
Öğrenilmiş Acziyet, “Aksa Tufanı” ve Şu Bizim Ezik Aydınımsılar
09 Ekim 2023
12 Eylül ve NATO (ya da ABD)
12 Eylül 2023
Bale ve Opera ile AK Parti’yi Terbiye Etmek
24 Ağustos 2023
Muhalefet Dağınık, Yerel Seçimler Çantada Keklik (mi?)
22 Ağustos 2023
Ekrem Nereye Koşuyor?
18 Ağustos 2023
CHP İçindeki Kaostan İyi Parti’nin Kendi Sahasında Top Çevirmesine
14 Ağustos 2023
Suç ve Ceza İlişkisizliği : Esenyurt Saldırısı ve Diğerleri
01 Ağustos 2023
Zihni Batının İşgalinde Olanların Arap Düşmanlığı
26 Temmuz 2023
Bir İşgal Operasyonu: 15 Temmuz Başarısız Darbe Girişimi
14 Temmuz 2023
Konser İptallerini Karşı Devrim Olarak Okumak
12 Temmuz 2023
CHP Kabuk Değiştirebilecek mi?
05 Temmuz 2023