Tekirdağ Belediyesi ve Diğer Tefecilerin Bizi İnsan Olduğumuzdan Utandırması Üzerine
“Karşılık bekleyerek yardım yapan kişi tefecidir,” diyor rahmetli Cemil Meriç. 14 Mayıs 2023 seçimleri sonrasında sırf CHP’ye (Millet İttifakına) oy vermediler diye depremzedelere yaptıkları yardımları onların yüzlerine vurarak bizi insanlığımızdan bir kere daha utandıran mahlukların durumunu bu söz çok iyi ifade ediyor.
Ha, bu arada bu sözde yardımların bir kısmı da Ahbap ya da Babala hesaplarının tweetlerini like’lama ya da retweet etme. Bu zevat elindeki cep telefonuyla bunları yapmayı büyük bir deprem yardımı olarak görecek bir zekâ seviyesine sahip.
Bir kısmı topladıkları yardımdan arta kalan parayı artık hak etmedikleri daha doğrusu itaat etmedikleri için hayvanlara yem olarak vereceğini yazabiliyor. Sizlere afiyet olsun, bol bol yemlenin.
Yani bunlarını insanlık anlayışı bu, “eğer benim dediğimi yaparsan eğer benim gibi inanırsan benim gibi oy verirsen yardımı hak ediyorsun.”
Diktatörlük te totalitarizm de bu değil mi zaten. 21 yıldır sözde şikâyet ettikleri şeyi daha muhalefetteyken hayata geçiriyorlar ve en insanlık dışı biçimde. Eğer bu akıl (!) iktidara gelirse varın düşünün biz vatandaşların başına neler gelecek.
Bunların münferit olaylar olduğunu düşünürken o kadar çok kötü örnekle karşı karşıya kaldık ki bunlar örneğin, PKK’ya destek veren HDP’li milletvekilleri ve yöneticileri için hiç seslerini çıkarmıyorlar. Onların aldıkları hazine yardımı, “bu devlet yıkılmalı!” derken, aldıkları milletvekili maaşları hakkında hiçbir açıklama yapmıyorlar. Çünkü onlar ilerici devrimci, aydınlık (!) Türkiye için bunu yapıyorlar.
CHP’li Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi de seçim sonuçlarından hiç memnun olmamış ki hemen seçimden bir gün sonra konaklama hizmeti verdiği depremzedeleri apar topar dışarı atıyor. Şimdi bu zihniyetin iktidar olduğunu düşünsenize. “Sen sakallı! sen başörtülü! ne Tekirdağ dışı yallah Arabistan’a” derler.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçimlerden önce her kesimle barışacağını şiddet dilini sona erdireceğini, barış ve sevgi dilini hayata geçireceklerini sempatik görünen tavırlarıyla reverans yaparak anlatıp duruyordu. Seçimden sonra al sana sevgi dili!
“Sevgi de bir yere kadar canım. Bize oy vermezseniz, sizi nereye kadar sevelim. Nereye kadar besleyelim!”
Kılıçdaroğlu 2024 yerel seçimlerinde artık deprem bölgesine giderek seçimlerden önce günah çıkartır ve tüm depremzedelerden özür dilediğini söyler, gülücükler dağıtarak.
Şimdi diyeceksiniz ki, seçimlerden sonra Kılıçdaroğlu hâlâ partinin başında kalır mı? Kalır. Kılıçdaroğlu depremzedeye küfür eden, hakaret eden, taciz eden ve bizi insanlığımızdan utandıran güruh için bile çok fazla. Hem bu soğanla patatesin artan fiyatı için endişeli kitleye mutfaktan yayın yaparak onlara hitap edecek başka lider var mı?
Herhangi bir afetten sonra yaptığı yardımı afetzedenin suratına vuracak insan müsveddelerinin yaratacağı krizi önlemek için “afet yardımı etik ilkeler seti” hazırlanmalı. Yardım yapanlara bu yardım etiği beyanı imzalatılmalı. Afetzede diyet derdi içinde olmamalı. Yardım yapan da sonradan çemkirmemeli.
Ülkeyi bileştireceğini, ülkeye barış ve kardeşlik hukuku getireceğini iddia eden bir kitle tam da millet olma bilincine en çok eriştiğimiz deprem üzerinden birliğimizi ve beraberliğimizi bozan bir söylem geliştirdi. Allah korusun bir afet yaşadığımız zaman insanlar şimdi hangi motivasyonla hareket edecekler. “Bu bölge bizim partiden bu sokaktan bize oy çıkmadı, bu dairede şu partiler yaşıyor mu?” diyecek. Tam bir milli parçalanma. Hakikaten bunlar bir milli güvenlik sorunu.