Tevfik ERDEM
Tüm Yazıları15 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelanda’nın Christchurc şehrinde Cuma namazındaki Müslümanlara yönelik saldırılarda 51 Müslüman şehit edilmiş ve 46 Müslüman yaralanmıştı. Bu saldırı sonrası her zamanki gibi Batılı ülkelerin haklarının ve yöneticilerinin baskın duyarsızlıklarıyla karşı karşıya kalacağımızı düşündük. Çünkü bu saldırıların sorumlusu, terörü alevlendiren dünyanın değişik bölgelerindeki İslam kimliğiyle ortaya terör örgütlerinin eylemleriyle ilişkilendirilirdi. Hülasa Müslümanlara yönelik saldırıda bile müsebbibler Müslümanlar olarak sunulurdu. Ayrıca Müslümanların gönlünü almak, şöyle dursun bu saldırılardan Müslümanların ders çıkararak geldikleri yerlere bir an önce dönmeleri ima edilirdi, çünkü onlar Batı medeniyetine ait değillerdi. Artan nüfusları bir tehdit olarak görülüyor, kılık kıyafetlerinden yaşam tarzlarına kadar tüm kamusal görünürlükleri istenilmeyen, içerilmek istenmeyen bir dünyaya ait oldukları hissi veriyordu.
Ancak bu saldırı sonrası pek de alışık olmadığımız bir seri durumla karşı karşıya kaldık;
Bu gelişmelerden çıkarılacak bazı sonuçlar şöyle sıralanabilir:
Saldırı bir terör saldırısıdır ve ilk andan itibaren Ardern tarafından terör saldırısı olarak tanımlanmıştır. Bunun nedenlerini şu şekilde sıralamak mümkün; saldırı siyasi ve dini bir nedenle ve siyasi dini amacın alanını genişletme amacıyla yapılmıştır. Kişilerin can ve mülkiyetlerine karşı ciddi bir şiddet içermektedir. Terör saldırısıdır çünkü elde edilmesi hedeflenen siyasi hedefler için başkalarının hayatına saldırı yapılmıştır. İnsanları yıldırmak için (göç etmelerini engellemek, burada yaşayanları tekrar geldikleri yere gitmelerini sağlamak için) zorlamak, onlara yönelik beklenmedik bir saldırı gerçekleştirildiği için terör eylemidir. Bu ifadelerin her birisi gerçekte sosyal bilim literatüründe terör tanımı olarak ileri sürülür. Resmi terör tanımları ise Gus Martin’in Terörizm (2017:32, Adres Yayınları) adlı eserinde şöyledir:
“İngiltere terörü “Bir siyasi, dini veya ideolojik nedeni ilerletme amacıyla, herhangi bir kişiye ya da mülkiyete karşı, ciddi şiddet içeren eylemde veya eylem tehdidinde bulunmak” olarak tanımlamıştır. Almanya’da terörizm, “elde edilmesi amaçlanan siyasal hedefler için, başkalarının yaşam ve mülkleri üzerine, özellikle şiddetli suçlar yoluyla saldırılarda bulunarak sürdürülen mücadele” şeklinde tanımlanır.”
Bu tanımlardan hareketle saldırının terörist bir saldırı olarak tanımlanmama sebebi şarkıcı Ricky Martin’in ifadesiyle açıklanabilir: “Bir adam namaz kılan 40’tan fazla insanı öldürüp 20 tanesini de yaraladı. Tüm uluslararası medya onu terörist olarak değil saldırgan ya da radikal olarak nitelendirdi. Neden? Çünkü Müslüman değil.”
Bu terör saldırısı sonrası Yeni Zelanda hükümeti ve vatandaşlarının yaptıkları ile Müslümanlar bu ülkenin asli vatandaşları olduklarını hissettiler. Hem Ardern hem de Yeni Zelandalılar Müslümanların yüreklerine dokunuyordu. Saldırı sonrası ilk Cuma hutbesinde imam Cemal Fuda, sevginin ve önemsemenin ne olduğunu tüm dünyaya gösterdikleri için Yeni Zelandalılara teşekkür etti, cümlesine şöyle devam etti: “Teşekkür ederim Yeni Zelanda hükümetine ve diğer tüm müthiş insanlara, bizleri önemli gördüğünüz ve unutmadığınız için.” Zaten Ardern şöyle demişti: “Sizin kederinizi tahmin bile edemeyiz ama her aşamada yanınızda olabiliriz.” Müslümanlar anlaşılan o ki, her aşamada yanlarında birileri olduğunu hissetmişler. Güvende olduklarını, önemsendiklerini hissetmişler. Bir ülkenin vatandaşı olarak zaten hissetmeleri gereken şeyleri hissetmeleri bize ne kadar olağanüstü ve gerçekleşmesi ne kadar uzakmış gibi görünüyor.
Müslümanlar yalnız olmadıklarını o ülkenin ve toplumun bir parçası olduklarını yanlarında duran farklı inançlara mensup insanların varlıklarıyla hissettiler. Çokkültürlülüğün mükemmel bir örneğiydi yaşanan. Yani farklılıkları bir tehdit değil bir zenginlik olarak gören bakış açısıydı bu. Modern demokrasi tanımı dillendirilirken sürekli vurgulanan, “demokrasi farklı kültürleri zenginlik olarak görüp onlara yaşama şansı vermek ve hatta desteklemektir” ifadesi burada tecelli ediyordu. Bu bağlamda başörtüsü takarak Müslümanlara destek vermeye çalışan ve sosyal medya üzerinden iletişim kuran Yeni Zelandalı kadınların hareketlerine verdikleri başlık bile ne kadar içselleştirici ve özgeci bir başlık: “Uyum İçin Başörtüsü.” Sizin farklılığınız bizim bir parçamız, biz sizi sizin farklılıklarınızla birlikte kabul ediyoruz, işte çokkültürlülük bu… farklı olanı tehdit değil bir zenginlik olarak görmek. Aynı zamanda etnosentrik bakış açısını değil kültürel göreceliği esas almak yani farklı kültürleri, kültürel kodları yabancı görüp küçümsemek (etnosentrizm) yerine onları anlamaya çalışmak, o sembol ve davranışları o kültür ekseninde anlamaya çalışmak yani kültürel göreci bir bakış açısına sahip olmak, tam da bu, şahit olduğumuz sosyolojik durum.
Nobel Barış ödülü, farklı uluslar arasındaki çatışmaları çözmeyi, barışa doğru adım atmayı, silahlanmayı azaltmayı, toplumsal huzur ve barışı tesis etmeyi hedefleyen insanlara verilen bir ödül. 51 Müslümanın sapkın bir beyaz Hristiyan tarafından şehit edildiği bir olaydan sonra, bu ödülü kim hak ediyor diye İslam dünyasına sorulsa cevabın ne çıkacağını tahmin ediyorsunuz?
Güncel Yazıları
“Onlara Ait Her Şeyi Tümüyle Yok Et… Hepsini Öldür” Tevrat: Yasanın Tekrarı (Tesniye)..
30 Ekim 2023
Almanların Nazi/Faşizm Sevdasının Faturasını Müslümanlar Ödemek Zorunda Mı?
27 Ekim 2023
“Emperyalizmin En Ölümcül Silahı: Demokrasi Yalanı”
20 Ekim 2023
Mutlak Kötülük ve Zorba Devlet
14 Ekim 2023
Öğrenilmiş Acziyet, “Aksa Tufanı” ve Şu Bizim Ezik Aydınımsılar
09 Ekim 2023
12 Eylül ve NATO (ya da ABD)
12 Eylül 2023
Bale ve Opera ile AK Parti’yi Terbiye Etmek
24 Ağustos 2023
Muhalefet Dağınık, Yerel Seçimler Çantada Keklik (mi?)
22 Ağustos 2023
Ekrem Nereye Koşuyor?
18 Ağustos 2023
CHP İçindeki Kaostan İyi Parti’nin Kendi Sahasında Top Çevirmesine
14 Ağustos 2023
Suç ve Ceza İlişkisizliği : Esenyurt Saldırısı ve Diğerleri
01 Ağustos 2023
Zihni Batının İşgalinde Olanların Arap Düşmanlığı
26 Temmuz 2023
Bir İşgal Operasyonu: 15 Temmuz Başarısız Darbe Girişimi
14 Temmuz 2023
Konser İptallerini Karşı Devrim Olarak Okumak
12 Temmuz 2023
CHP Kabuk Değiştirebilecek mi?
05 Temmuz 2023