Tevfik ERDEM
Tüm YazılarıYüzyıllar bazen bir ülkenin o döneme damga vurmasından dolayı o ülkeyle anılır örneğin 18. yüzyıl Hollanda, 19. yüzyıl İngiltere ve 20. yüzyılın Amerikan yüzyılı olarak anılması gibi. Türkiye Yüzyılı ile de bence hem Cumhuriyetin ikinci yüzyılına dair hem de artık bir çevre ülkesi ve içine kapalı bir ülke olmaktan çıkıp, bölgesel ve hatta küresel güç dengelerini değiştirebilecek güç olma sinyalleri veren Türkiye’nin gücüne etkisine ve yapabilirliğine dair bir gönderme vardır. Türkiye ve Erdoğan “Dünya beşten büyüktür” söylemiyle mevcut küresel sistemin eşitsizliğine yönelik eleştiriyi uzunca bir süredir yapmaktaydı. SDE olarak biz de, mevcut uluslararası sistemin eşit ve adil olmayan bir işleyişe sahip olduğu ve bunun Türkiye’nin karşı çıkışı ve öncülüğünde değiştirilebileceği ve değiştirilmesi gerektiğine dair bir iddiayı uzunca bir süredir dillendiriyorduk. Bu iddia ve söylem artık en yüksek sesle ve sloganla dile getirilmekte.
Türkiye’nin eşitsiz ve adil olmayan sisteme karşı çıkışının karşılık bulabilmesi için bunun muhataplarında olgusal bir karşılığının olması gerekir. Bunlar var mı? Evet. Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Karabağ’da, Ukrayna işgalinde Türkiye’nin mevcut durumu nasıl değiştirebildiğinin işaretleri ortaya çıktı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türkiye’nin nasıl bağımsız ve bölge sınırlarını aşan bir etkiye sahip olduğu ortaya çıktı. Türkiye artık terör örgütleriyle zayıflatılamayacak bir ülke halini aldı. Kötü komşu insanı mal sahibi yapar, sözünün tipik bir karşılığı bu durum. Çeşitli gerekçelerle Türkiye’ye terörle mücadele sürecinde silah satmayan ülkeler şimdi nasıl bir hata yaptıklarını tek tek itiraf ediyorlar(!).
Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılına girişinin arefesinde Türkiye Yüzyılı söylemi ve içeriği, Cumhuriyetin ilk yüzyılına ve geleceğe dair yorum ve beklentiler, Türkiye’nin ikinci yüzyılda II. Cumhuriyet söylemiyle şenleneceğini gösteriyor. II. Cumhuriyet tartışmaları 1990’ların meşhur söylemiydi, bununla kastedilen, devletin kuruluş dönemindeki küskünleriyle ve kenarda kalmışlarla barışmasıydı. Müslümanlar, Kürtler, Aleviler artık merkezin içinde yer alıp, birinci sınıf vatandaşlar olacaklardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Terör, şiddet ve nefret suçları gibi istisnalar dışında 85 milyonun her birinin birinci sınıf vatandaşlığını güçlendirmenin sözü için bir araya geldik” ifadesi 90’ların II. Cumhuriyet söyleminin bir tekrarı. Ancak bu söylem 90’larda şiddetli bir tartışmanın ötesinde çok fazla tutmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından çıkarılacak sonuçlardan biri, cumhuriyetin birinci yüzyılında yaşanan baskı ve vesayet odaklarının sona erdirileceği ve cumhuriyetin (Kılıçdaroğlu’nun da çok dillendirdiği) demokrasiyle taçlanma zamanının geldiği. Aslında “cumhuriyetin demokrasiyle taçlanma zamanı” ifadesi de doğrudan doğruya II. Cumhuriyet söylemine ait. Cumhuriyetin tek başına yetmediği onun demokrasiyle taçlandırılması gerektiği, dönemin önemli tekerlemelerindendi yani bunu yeni bir söylem olarak görmek mümkün değil.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışın yapılacağı salonun dışında bekleyen kalabalığa hitap ederken “karşımda Kızılelma’yı görüyorum” diye başladı. Sözlerine üretilen silahların adını sıralayarak devam etse de, başlı başına bu sembolik ifade bile yeni dönem yani Türkiye Yüzyılı için ayrı bir öneme sahip. Salonda ilk hitap ettiği kişi Devlet Bahçeli idi, devlet protokol listesindeki sıraya uymadı sıra dışı lider. Çünkü Yeni Türkiye yüzyılının en önemli destekçisi ve yardımcısı kesinlikle Sayın Devlet Bahçeli idi.
Bir hususu hatırlamak lazım. Nasıl ki Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal, “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti” diyerek farklı etnik kökenlere mensup olanları da bu milletin içinde dahil ettiyse Türkiye Yüzyılı söylemi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin kendisinde bir parça bulduğu söylemi oluşturmakta gibi.
Türkiye Yüzyılı söylemi, Kızılelma ile başlayan ve hem Cumhur İttifakına hem de Türkiye halkına yeni bir ruh vermeyi hedefliyor gibi. Yeni Türkiye için çizilen tabloda, birlik, bütünleşme, kucaklama ve sevgi temaları var. Bu kucaklaşmada, “yanlışa yanlış doğruya doğru diyecek herkes” yer alıyor.
Türkiye Yüzyılı geçmişten çıkarılan dersleri de beraberinde taşıyor ve aslında bu çıkışın bir meydan okuma olduğu da açık. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan iç ve dış vesayet odaklarıyla nasıl mücadele ettiklerinden söz etti. Birinci Cumhuriyette, cumhuriyetin ilk asrının eksikliklerini giderecek politikalar geliştirdiklerini belirterek, darbelere zemin hazırlayan şartları ortadan kaldırdıklarını belirtti. Dış vesayet için ise, Ayasofya’nın açılışını örnek verdi, “Ayasofya açılışı küresel vesayete meydan okumadır!”.
Türkiye Yüzyılı programı Cumhuriyetin arefesinde (28 Ekim) cumhuriyetin değerleriyle barışık olunduğunu ve onun ilelebet payidar olacağını gösteren bir açılışla gerçekleşti. Bu açılış millete bir ruh verme ve bir meydan okuma edasındaydı. Kalkınma ve özgürlükler üzerinden işleyen tüm konuşma Türkiye’nin önünün açık olduğunun işaretiydi. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına yani II. Cumhuriyet dönemine girilirken 29 Ekim tarihinde, yerli araba TOOG ilk kez banttan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözleriyle karaya ayakbastı: “Türkiye Yüzyılı’nın ilk fotoğrafı işte burada hizmete açtığımız tesis ve yerli otomobil TOGG’dur.”
Güncel Yazıları
“Onlara Ait Her Şeyi Tümüyle Yok Et… Hepsini Öldür” Tevrat: Yasanın Tekrarı (Tesniye)..
30 Ekim 2023
Almanların Nazi/Faşizm Sevdasının Faturasını Müslümanlar Ödemek Zorunda Mı?
27 Ekim 2023
“Emperyalizmin En Ölümcül Silahı: Demokrasi Yalanı”
20 Ekim 2023
Mutlak Kötülük ve Zorba Devlet
14 Ekim 2023
Öğrenilmiş Acziyet, “Aksa Tufanı” ve Şu Bizim Ezik Aydınımsılar
09 Ekim 2023
12 Eylül ve NATO (ya da ABD)
12 Eylül 2023
Bale ve Opera ile AK Parti’yi Terbiye Etmek
24 Ağustos 2023
Muhalefet Dağınık, Yerel Seçimler Çantada Keklik (mi?)
22 Ağustos 2023
Ekrem Nereye Koşuyor?
18 Ağustos 2023
CHP İçindeki Kaostan İyi Parti’nin Kendi Sahasında Top Çevirmesine
14 Ağustos 2023
Suç ve Ceza İlişkisizliği : Esenyurt Saldırısı ve Diğerleri
01 Ağustos 2023
Zihni Batının İşgalinde Olanların Arap Düşmanlığı
26 Temmuz 2023
Bir İşgal Operasyonu: 15 Temmuz Başarısız Darbe Girişimi
14 Temmuz 2023
Konser İptallerini Karşı Devrim Olarak Okumak
12 Temmuz 2023
CHP Kabuk Değiştirebilecek mi?
05 Temmuz 2023