Yayına hazırlayanlar: Zeynep Defne YAVUZ - Burak SIRAKAYA
*Aydın Ünal
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki görevim sırasında da Filistin meselesiyle yakından ilgilendim. Türkiye'deki her birey gibi, özellikle muhafazakar dindar birey gibi biz de bu meselenin içinde yaşıyoruz. Bu konuyla ilgili belki de çok ihmal ettiğimiz bir boyut var. Gazze'ye veya Batı Şeria’ya İsrail operasyon yapmadığı zamanlarda biz çok fazla Filistin meselesiyle ilgilenmiyoruz. 40 yıldır sürekli orada yapılan katliamları, işkenceleri ve akan göz yaşlarını izliyoruz. Bir süre sonra böyle bir çaresizlik yerini yorgunluğa bırakıyor. Hamas’ın direnişini, sivillere saldıran bir örgüt gibi değerlendirmenin çok yanlış olduğunu vurgulamak istiyorum.
Birincisi, İsrail’in Gazze’de acımasızca saldırılarının sonrasında boykot başladı. Bu boykot Müslüman ülkelerle başlayıp bütün dünyaya yayıldı ve küresel bir boyut kazandı. İlk defa bir boykotun bu kadar yaygın ve bu kadar etkili olduğunu görüyorum. Başta Starbucks ve McDonald's olmak üzere büyük markaların zorluk yaşamaya başladıklarını görüyoruz. Starbucks, kısa bir süre önce açıklama yaparak bu meselede tarafsız durduklarını söylemek zorunda kaldı. İsrail’i desteklediklerini tabiki de biliyoruz. McDonald’s aynı şekilde bir açıklama yaparak bu meselede taraf olmadığını söyledi. Ama özellikle ilk günlerde, İsrail askerlerinin elinde McDonald’s tarafından gönderilen kumanyalar vardı. Dünya çapında gelişen boykot çok etkili oldu ve küresel şirketleri dize getirmeye başladı.
Siyonizm algısının çok değiştiğini görüyorum. Türkiye dahil olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde yayınlanan siyah beyaz yayın döneminde de yabancı filmlerin neredeyse üçte biri Almanya'daki Yahudi soykırımını anlatıyordu. Müslümanlara yönelik, Müslümanları kötüleyen propagandalar vardı. 7 Ekim operasyonu sonrasında İsrail'in bütün bu yatırımlarının boş olduğunu gördük. Filistin neredeyse bir kuruş harcamadan, dünyada İsrail'den çok daha başarılı propagandası yapılan bir ülke konumuna yükseldi.
Epstein davası da oldukça önemlidir. Bu süreçte yeniden gündeme gelmiştir. Mossad’ın ne kadar işin içinde olduğunu gördük ve ne büyük bir şantaj şebekesi kurduğunu fark ettik. Önümüzdeki yıllarda da çok konuşulacak. İsrail'in kendi arka bahçesini veya kendisini güvenlik altına almak için ne tür şantajlara giriştiğini böylece dünya halkları da fark etmiş oldu.
ABD ve Avrupa’nın yoğun şekilde İsrail'e destek vermesi çok tartışılıyor ve bundan dolayı Amerika ve Avrupa’nın artık ciddi sıkıntıya girmeye başladıklarını görüyoruz. Alttan gelen protestolar ile ABD dahil birçok ülke yumuşamaya ve İsrail'e baskı kurmaya başlamış durumdalar. Bu durumun önümüzdeki günlerde daha da artacağını görüyoruz.
Lahey Adalet Divanı’nda İsrail’in itirazının reddedilmesiyle artık İsrail'e karşı dünyada ciddi bir tepki oluştuğunu görüyoruz.
İran ve Türkiye meselesi var. İran’ın her zaman olduğu gibi mesele hakkında sadece konuştuğunu gördük. Belki Lübnan üzerinden birkaç girişimde bulundu ama kendisine yönelik saldırılarla, terör saldırılarıyla birlikte biraz daha geri planda kaldı. Çoğu kışkırtıcı olmak üzere çeşitli açıklamalar yaptı.
Türkiye'ye özel bir parantez açmak isterim. Türkiye bu süreçte çok şey yaptı. Özellikle kitleler sokaktalardı. Türkiye boykot konusunda ciddi destek gösterdi. Her zaman olduğu gibi Filistin'in yanındaydı. İktidarda Ak Parti'nin olması nedeniyle büyük gösteriler gerçekleşmemiş olabilir. Çünkü halk kendisinin iktidar tarafından temsil edildiğini, bir şey yapılacaksa bunu iktidarın yapacağını düşünerek böyle dönemlerde sokağa pek fazla çıkmıyor. Ama Filistin'i destekledi. İktidarın biraz mesafeli durduğunu görüyorum. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Dışişleri Bakanımızın açıklamalarından yola çıkarak temkinli durduklarını görüyoruz. Perde arkasındaki girişimlerle Türkiye yine bu konuda üzerine düşeni yaptı. Kalıcı ateşkesten sonra da bölgeye en büyük yardımı ulaştıran, destek veren ülke Türkiye olacaktır.
Özetle Hamas dünyada bir uyanışa sebep oldu. Sadece İslam dünyasında değil bütün dünyanın hem Siyonizme hem İsrail'e bakış açısında uyanışa sebep oldu. İsrail zulmünü gözler önüne serdi. Allah Gazze’deki kardeşlerimizin yardımcısı olsun, çok zor durumdalar. Ama her şerde bir hayır vardır. Müslümanların ve Filistin'in lehine bir sonuç çıkacağını tahmin ediyorum. Önümüzdeki günlerde yenilememiş bir Filistin ve yenilememiş bir Hamas, bölgedeki en güçlü denklemlerden birisi olmaya devam edecektir.
*Yazar
Lisans;
ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü ve Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi
İngiliz Dili Öğretmenliği Bölümü
Görev Yaptığı Yerler ve Pozisyonlar;
Yenişafak Gazetesi Yazarı
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı Danışmanlığı
Başbakanlık Müşavirliği
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı
25. ve 26. Dönemler Ankara Milletvekilliği
TBMM Filistin ve Lübnan Dostluk Grubu Başkanlığı
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyeliği
TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Üyeliği
NATO PA Üyelikleri
TÜBİTAK Yönetim Kurulu Üyeliği