Trump’un Sanço’su Macron
Bu yazı 6.06.2018 tarihinde yayınlanmıştır
Sinan TAVUKCU
Emmanuel Macron, Fransa’da gittikçe yükselen ve iktidara doğru yönelen sağ ve sol popülizme karşı iş çevreleri tarafından geleceğin Fransa cumhurbaşkanı olarak üretilmiş bir siyasi figür olarak 2016’da sahneye çıkarıldı.
Onu keşfedip geleceğe siyasi bir lider olarak hazırlayan, 1981-1991 yılları arasında dönemin cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın özel danışmanlığını yapan siyonist Attali, yıllar sonra “Macron’u ben yarattım, ben icat ettim, tamamen” diyerek övünecekti.
Macron, Attali aracılığıyla ünü Rotschild iş bankasına geçti. Performansı ile orada olağanüstü hızlı yükseldi. İş dünyasının önemli isimleriyle bu dönemde tanıştı. Macron yine Atalli aracılığı ile siyasete girdi. Fransa cumhurbaşkanı François Hollande, Macron’u 2011 yılında “ekonomi danışmanı” olarak yanına aldı, 2012 yılında cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından cumhurbaşkanlığı genel sekreter yardımcılığı görevine getirdi. Ağustos 2014’te Ekonomi ve Sanayi Bakanı olarak atadı. Genç Macron hiçbir seçimde aday olmaksızın sihirli ellerin dokunmasıyla bakanlığa kadar yükselmişti.
François Hollande’ın 2017 cumhurbaşkanlığı seçiminde başarılı olamayacağı anlaşılınca, liberal iş dünyası ve AB lobisi, AB karşıtı popülist muhalefete karşı yeni bir siyasi figür yaratmaya karar verdi. Macron geleceğin lideri olarak hazırlanmaya başladı.
Genç lider 2016 yılında “En Marche!” (Yürüyüş) adlı siyasi bir hareketi kurdu. Hareket bilinçli olarak siyasi parti olmadı. Kendisini diğer siyasi partilerden farklı göstermek ve “ne sağ ne sol” mesajı vermek istiyordu. Kısa sürede genç, okumuş, kazanmak isteyen, geleneksel siyasetten usanmış kent burjuvazisini kendine çekmeyi başardı. Macron ve ekibi büyük kentlerin banliyölerinde yaşayan, yeni teknolojileri seven, toplumda dışlanmaktan bıkmış çoğu Afrika kökenli gençliği de kucakladı. Bu kitle bugüne kadar üzerine yeterince durulmamış bir oy rezerviydi. Macron kendi ekibine bu gençlerden çok sayıda ismi de kattı.
Macron Ağustos 2016 tarihinde bakanlıktan istifa edip, Kasım 2016’da cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan etti. Fransız halkının pek tanımadığı 39 yaşındaki Macron 2017’de Fransa cumhurbaşkanı seçildi.
Emmanuel Macron cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Avrupa Maliye Bakanlığı ve Avrupa Para Fonu oluşturulması, güvenlik ve dış politika konularında AB çatısı altında daha sıkı işbirliği yapılması, Avrupa üniversiteleri kurulması, ortak bir göç ve mülteci siyaseti belirlenmesi söylemleriye öne çıktı.
"Yeni bir Avrupa vizyonu" oluşturduğu ve "Avrupa projesini yeniden canlandırdığı" için Macron 2018 Uluslararası Şarlman Ödülü'ne layık görüldü. Mayıs ayında, Berlin’de Macron’a ödülünü veren Almanya Başbakanı Angela Merkel konuşmasında, Macron'un "Avrupa'ya heyecan verme yeteneğine" sahip bir siyasetçi olduğunu ifade etti ve "Fransa ile birlikte Avrupa'nın yeni bir başlangıca ihtiyacı" olduğunu vurguladı.
Brexit’ten sonra Avrupa birliğinin sürdürülemeyeceğinin farkında olan Almanya’nın, finansal yükünü çektiği Avrupa Birliği’nin siyasi sorumluluğunu Fransa’ya yükleyip, kendi ulusal çıkarları çerçevesinde Çin, Rusya, Türkiye ve diğer devletlerle birebir ilişki kurmaya yönelik politikalar izlemeye yöneleceği anlaşılıyor. Fransa cumhurbaşkanı Macron’u AB lideri olarak parlatmasında bu niyetin rolü olabilir.
Güçten düşmüş bulunan ve sömürgelerinin çoğunu kaybeden Fransa emperyalizmi, Macron ile Avrupa Birliği liderliğine soyunup güç tazelemek istiyor. Bu liderlik rolüyle Afrika’da zayıflayan nüfuzunu tahkim etmek istiyor. Muhtemelen, NATO içinde giderek daha aktif roller üstenecek olan Fransa, Trump Amerikası ile de uluslar arası politikalarında işbirliği yaparak ABD’nin gölgesinden yürümeye çalışacak görünüyor.
Nitekim, Macron Nisan ayında yaptığı açıklamada “Trump 10 gün önce 'ABD Suriye'den çekilmelidir' demişti. Biz, ABD'nin Suriye'de uzun süreli bir çözüm amacıyla kalması için Trump'ı ikna ettik" sözleriyle ABD ile işbirliği içinde olacaklarını ifade etmiş ve ABD ile İngiltere’nin 14 Nisan’da Suriye’ye karşı gerçekleştirdiği saldırıda yer alarak aktif destek vermişti. Bu işbirliğini bir adım daha öteye taşıyan Fransa, ABD’nin kollayıp techiz ettiği YPG’ye destek vermek üzere yüzlerce Fransız komandosunu da Suriye’nin kuzeyine göndermişti. Grev ve boykotlarla boğuşan Fransa, iç istikrarını sağlamaktan acizken Avrupa Birliği liderliğini nasıl taşıyacak, soru işretleri ile dolu.
Devrimizin Don Kişot’u Trump’un seyisliğine soyunan Emmanuel Macron’un Fransa’sı, Avrupa Birliği’ni ayağa mı kaldıracak, yoksa Atlantikçi politikaları ile dağılma sürecini mi hızlandıracak, zaman gösterecek..
Kaynak:
http://www.dw.com/tr/emmanuel-macron-kimdir/a-38741971
06.06.2018
Kelime Ara
Konular
- Uluslararası İlişkiler
- Savunma-Güvenlik
- Teknoloji-Siber Güvenlik
- Enerji
- Ekonomi
- İklim-Çevre
- Sağlık
- Toplum
- İnsan Hakları
- Çatışma
Bölgeler
- Asya
- Afrika
- Avrupa
- Amerika
- Okyanusya
- Orta Doğu ve Mağrib
- Türkiye
- Rusya
- Körfez Ülkeleri
- Avustralya
- Kuzey Amerika
- Batı Afrika
- Batı Avrupa
- Kafkasya
- Merkez Asya
- Doğu Avrupa
- Doğu Afrika
- Latin Amerika ve Karayipler
- Yeni Zelanda
- Levant Bölgesi
- Kuzey Afrika (Mağrib)
- Diğer Okyanusya Ülkeleri
- Orta Afrika
- Balkanlar
- Doğu Asya
- Güney Afrika
- Çin
- Güney Asya
- İskandinav-Baltık Ülkeleri
- Güney Doğu Asya