Bakan Şimşek’ten Önemli Açıklama “Önemli Eşiği Aştık”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye'nin avantajları, güçlü yönleri çok daha baskın. Sadece yapmamız gereken biraz daha sabretmek. Önemli eşiği aştık, hakikaten zorlu bir süreci geride bıraktık. Sabredersek önümüzdeki birkaç ay bu programın sonuçlarını çok daha iyi bir şekilde göreceğiz, hissedeceğiz.” dedi.
İstanbul Finans Merkezi Ziraat Bankası Genel Müdürlük Oditoryumu'nda, Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) 67. Genel Kurulu gerçekleştirildi.
Kurulda konuşan Şimşek, bankacılık sektörünün Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın programına çok güçlü destek verdiğini ifade ederek, bu gerçek destekten dolayı müteşekkir olduklarını dile getirdi.
Makroekonomik finansal istikrarı sağladıklarında ve bu program başarılı olduğunda bankacılık sektörünün bundan olumlu etkileneceğini belirten Bakan Şimşek, bankacılık sektörünün düzenlemelerde sadeleşme beklediğini, kendilerinin de sadeleşme sürecine devam edeceklerini söyledi.
Bakan, son bir yıldır uyguladıkları programın nihai amacının sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımı olduğunu ifade ederek, büyümenin kaliteli, dengeli ve sürdürülebilir olmasını amaçladıklarını belirtti.
Son bir yıldır uyguladıkları program sayesinde ihracatın büyümeye net katkısının pozitif seyrettiğini aktaran Bakan Şimşek, Türkiye'nin ana pazarlarındaki toparlanma sayesinde bu katkının devam edeceğinin altını çizdi.
Şimşek, sürdürülebilir cari açığa verdikleri öneme vurgu yaparak şunları söyledi:
"Cari açığı kalıcı bir şekilde milli gelire oranla yüzde 2,5'in altına çekeceğiz. Yarın mayıs ayı rakamları açıklanacak. Arkadaşların dış ticaret rakamları üzerinden yaptıkları tahminlere göre çok büyük ihtimalle yarın yıllıklandırılmış yani 12 aylık cari açığın milli gelire oranı yüzde 2,5'in altına düşecek. Bu yılı ümit ediyorum ki yüzde 2 civarında kapatacağız. Aslında yani yakın coğrafyamızdaki jeopolitik gerginlikler, savaşlar, çatışmalar olmasaydı çok büyük ihtimalle bu sene cari açığın milli gelire oranı yüzde 1,5 civarında olacaktı. Ancak yüzde 2 veya yüzde 2'nin biraz altındaki cari açık bizim öngörümüz. Bu, beraberinde bize kalıcı rezerv birikimine imkân sağlayacak."
Şimşek, rezerv birikiminin en önemli kaynağının vatandaşların portföy tercihi olduğunun altını çizdi ve ekledi:
"Vatandaşlarımızın ve şirketlerimizin lira tercihi beraberinde rezerv birikimini getirmiştir. Ana kalem budur. Diğer kalem özellikle bankacılık sektörümüzün aynı zamanda reel sektörümüzün, şirketlerimizin küresel piyasalardan daha fazla kaynak devşirmesine imkân sağlamıştır. Yine bir miktar portföy girişi var. Ancak şunu tekrar ifade etmek istiyorum: Programımız, bazılarının iddia ettiği gibi sıcak paraya sırtını dayamış bir program değildir, asla olmayacaktır."
Bakan, örtülü veya açık bir kur hedeflerinin bulunmadığını belirterek, "Biz çok net bir şekilde şunun altını çizmek istiyoruz: Programı kalıcı dönüşümle başarıya ulaştıracağız." dedi.
Şimşek, mali disiplini güçlü bir şekilde tesis etme hedeflerinden bahsetti. Bütçe açığını 20 yıl boyunca milli gelire oranla yüzde 2 civarında tutmanın büyük başarı olduğunu, bu sayede Türkiye'nin kamu borçlarının düşük seyrettiğini, buradan sağlanan tasarrufla sağlıkta, altyapıda, eğitimde, tarımda muhteşem yatırımlar yapıldığını ifade etti.
Bir süre önce açıklanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi'nden bahseden Şimşek, bu sayede yeşil ve dijital dönüşüm için mali alan yaratılabileceğini, sürdürülebilir cari açık kamu tasarruflarının önemli olduğunu vurguladı.
Şimşek, uyguladıkları programın Türkiye'nin brüt ve net rezervlerine etkisine işaret ederek, uzun sürebilecek iyileşmeyi son bir yılda yakaladıklarını, net rezervlerin neredeyse 80 milyar dolar civarında arttığını söyledi.
"Rezerv konusunu bir endişe kaynağı olmaktan çıkarttık. Bu anlamda rezerv yeterliliğini yakaladık." diyen Şimşek, kur korumalı mevduattan çıkış sürecinin devam ettiğini, bunun dezenflasyonist süreç için önemli olduğunu dile getirdi.
Şimşek, toplam mevduat içerisindeki liranın payının yüzde 50'nin üzerine çıkmasının önemli bir kazanım olduğunu ancak daha katedecekleri mesafe olduğunu belirterek, vergi avantajını kaldırdıkları için temmuz itibarıyla kur korumalı mevduattan çıkışın hızlanmasını beklediklerini kaydetti.
Bakan Şimşek, Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk priminde (CDS) yaşanan düşüşe dikkat çekerek, "Bu programı uygulayarak gelecek yıl bu vakitlerde çok rahat bir şekilde 200'lerin altını görmek istiyoruz. Çünkü Türkiye'nin şu anda bilançosu giderek iyileşiyor. İyileşen bilançoyu yansıtan bir risk primi bunun çok altında olmalı." dedi.
Bakan, bankacılık sektörünün yurt dışında 4,7 milyar dolarlık sermaye benzeri kaynak sağladığını, yurt dışı borçlanmalarda artık çok daha uygun vadelerle ve faiz oranlarıyla borçlanılabildiğini kaydederek, "Küresel piyasalardan yaklaşık 5 milyar dolarlık uzun vadeli ve sermaye benzeri kaynağı makul maliyetlerle Türkiye'ye çekebildiyseniz bu, sektörün sağlamlığını ve güvenilirliğini yansıtıyor. Bu programın getirdiği birtakım maliyetler, ağırlıklar, yükler var, farkındayım ama ben inanıyorum ki bu programın sonucunda bu tür kanallardan çok daha güçlü destek bulabileceksiniz." değerlendirmesini yaptı.
Bakan ayrıca, OECD bünyesindeki Mali Eylem Görev Gücü'nün (FATF) Türkiye'yi gri listeden çıkarttığını, genel kurulda hiçbir ülkenin itiraz etmediğini ve kararın oy birliğiyle alındığını, herkesin bu kararı alkışladığını ve Türkiye'nin kredi notundaki artışların devam edeceğini hatırlattı.
Dezenflasyonist sürecin başında olduklarını söyleyen Şimşek: "Haziran ayında ilk yıllık bazda enflasyonda düşüşü gördük. Bu düşüş temmuzda, ağustosta, eylülde hızlanarak devam edecek. Yılın sonunda Merkez Bankamızın hedefi tabii yüzde 38 ama bandın üst kısmı yüzde 42. Biz buraya yakınsayacağımıza, bu hedefleri yakalayacağımıza inanıyoruz. Buraya geldiğimizde ben inanıyorum ki piyasaların bir sonraki yıla ilişkin hedeflere yönelik temkinli yaklaşımı bir miktar azalacak. Yani piyasa beklentileriyle bizim hedefler arasındaki fark azalacak. Bu da beraberinde yeni imkânlar getirecek. Bir taraftan dezenflasyon, Türkiye'ye dışarıdan gelen kaynağın vadesi uzar çok büyük ihtimal, bankacılık sektörünün değerlemesi yükselir, bilançosu iyileşir. Oraya doğru gideceğimize inanıyoruz. Beklentilerde iyileşme var. Enflasyon düştükçe bu beklentilerdeki iyileşme devam edecek." dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, sabit gelirlileri enflasyona ezdirmek istemediklerini ve daha adil gelir dağılımı hedeflediklerini dile getirerek, "Yani sabit gelirlileri, asgari ücretlilerden tutun da emeklilerimize kadar bütün çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek..." ifadesini kullandı.
Bakan, enflasyonun sabit gelirliler için olumsuzluklarından bahsederek, "Bundan dolayı enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneye, sonra da düşük tek haneye indirmeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla daha adil gelir dağılımı için tabii ki sadece enflasyonu indirmek yetmez. Aynı zamanda vergi politikaları ele almak gerekiyor. Nitekim şu anda üzerinde çalıştığımız vergi politikalarında amacımız büyük oranda adaleti sağlamak, vergide etkinliği sağlamaktır. Büyümemiz güçlü, geçici olarak biraz yavaşlayacağız. Ama ülkemizin potansiyeline inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Kayıt dışılıkla mücadele konusundaki çalışmalara ilişkin konuşan Bakan Şimşek, "Şunun altını tekrar çizmek istiyorum. Amacımız Türkiye'de refah artışını sağlayacak yapısal dönüşümlere katkı için mali disiplini güçlü bir şekilde yeniden tesis etmek." dedi.
Bakan, yapay zekâ, tedarik zincirleri, eğitimde kalite ve beceri programlarının artırılması, beşeri sermayenin güçlendirilmesi gibi konulardaki çalışmaları paylaştı. Ayrıca yeşil dönüşümü sağlayacaklarını ve bankacılık sektörünün bu alana daha fazla kaynak ayırması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin demografik ve coğrafi açıdan avantajlarından bahseden Şimşek, Türkiye'nin küresel ticaretteki parçalanmadan en az etkilenecek ülkeler arasında yer alacağını söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, negatif olmak için hiçbir sebep bulunmadığını belirterek, konuşmasını, "Türkiye'nin avantajları, güçlü yönleri çok daha baskın. Sadece yapmamız gereken biraz daha sabretmek. Şu programla yapısal birtakım dengesizlikleri gidereceğiz. Önemli eşiği aştık, hakikaten zorlu bir süreci geride bıraktık. Sabredersek önümüzdeki birkaç ay bu programın sonuçlarını çok daha iyi bir şekilde göreceğiz, hissedeceğiz." ifadeleriyle tamamladı.