Milli savaş gemisi satışında sona yaklaşılıyor
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, yerli ve milli imkanlarla üretilecek dört savaş gemisinin satışına yönelik görüşmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Türkiye'nin sınır ötesindeki başarılı operasyonlarını kendi imkan ve kabiliyetleriyle yapabilir hale getirdiğini belirten Canikli, şunları söyledi:
"Zeytin Dalı Harekatı'nı, yüzde 91 yerli ve milli imkanlarla geliştirilen ve üretilen kara mühimmatıyla gerçekleştirdik. Kara harekatında kullanılan mühimmatın yüzde 97'sini, hava harekatında kullanılan mühimmatın yüzde 98'ini milli imkanlarımızla üretme kapasitesine sahibiz. Özellikle mühimmatlarda kullanılan birkaç kritik malzeme var yurt dışından tedarik ettiğimiz. Onların da yerli imkanlarla üretilmesi noktasında yoğun çalışmalarımız var. Son aşamaya geldik. İnşallah gelecek yılın temmuz ayına kadar o kritik, hassas malzemeleri de yerli imkanlarla, kendi insanımızın kapasitesiyle üretmiş olacağız."
Canikli, Milli Gemi (MİLGEM) Projesi kapsamında hayata geçirilen yerli tasarım gemilere de dikkati çekerek, "Şu anda dördü havuzlandı, beşincisinin inşaatı devam ediyor, altı, yedi ve sekizin de inşaatına önümüzdeki günlerde başlanacak." diye konuştu.
Türkiye'nin savunma sanayisi alanında artık sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla kalmadığının altını çizen Canikli, şöyle konuştu:
"Dünyanın birçok ülkesine anahtar teslim MİLGEM üretebiliyoruz. Birkaç tanesi hariç bütün silah sistemleri ve komuta kontrol yazılımlar dahil olmak üzere hepsini yerli ve milli imkanlarla sağlayıp anahtar teslim olarak satabiliyoruz, başka ülkelere gönderebiliyoruz. Hem ciddi bir gelir sağlıyor hem de yeni ürünlerin geliştirilmesi için ciddi bir finansman altyapısı oluşturuyoruz. Bundan sonra genel olarak başka ülkelerin savunma sistemlerine bağımlılığımız büyük oranda ortadan kaldırılmıştır. Daha çok yapacak şeylerimiz var ama 15-20 yıl öncesine kıyasla Türkiye bu anlamda gerçekten bir devrim yaptı. 2002 öncesinde sahip olduğumuz silah, sistem ve mühimmatı yan yana koyduğunuzda üçü, beşi geçmez, onlar da çok teknoloji içermeyen ürünlerdi ama bugün Türkiye'nin birçok ürünü dünyada talep ediliyor. Mesela insansız hava araçları... Dünyanın sahip olduğu teknolojiyi bu alanda yakalamış durumdayız ve birçok ülke bunları bizden satın almak istiyor. Satın almak için zaman zaman bizden arabulucu olmamızı da talep ediyorlar. Yurt dışına yaptığımız gezilerde bunu gördük."
Fırtına satışına Almanya engeli
Savunma sanayisinin bir diğer yerli ürünü Fırtına obüslerine dikkati çeken Bakan Canikli, söz konusu obüslerin Zeytin Dalı Harekatı'nda başarıyla görev yaptığını hatırlattı.
Fırtına obüslerinin tüm aksamlarının, sistemlerinin yerli, sadece motorlarının Alman menşeli olduğunu belirten Canikli, "Onun üçüncü ülkeye ihracatı gündeme geldi ama Almanya, motoru kendisi ürettiği için ihracatına izin vermedi. Bu nedenle biz Fırtına obüsünü üçüncü ülkelere satamadık, ihracatını yapamadık. Şimdi ama az kaldı. Önümüzdeki kısa zaman içinde motorunu da yerli ve milli imkanlarla üreteceğiz, bu alandaki dışa bağımlılığımızı büyük oranda ortadan kaldıracağız." ifadelerini kullandı.
Canikli, en kritik parçalar başta olmak üzere tüm kara, deniz ve hava sistemlerinin yerli ve milli imkanlarla üretilmesinin zorunluluğunu dile getirerek, "En son geliştirdiğimiz seyir füzesi var SOM, 250 kilometre menzilli. Bir sonraki hedefimiz 800 kilometre menzilli olanı üretmek. Onunla ilgili çalışmalar devam ediyor." dedi.
"Son aşamaya gelindi"
SOM seyir füzesine de ciddi talebin olduğunu vurgulayan Canikli, savunma sanayisi ürünlerinin ekonomiye önemli girdisinin olduğunu söyledi.
Canikli, "Şimdi bir ülkeyle görüşmelerimiz var, son aşamaya geldi. 4 anahtar teslim MİLGEM korveti üretimi ve satışı için. İnşallah gerçekleştiğinde Türkiye'nin tek kalemde en büyük savunma ürün ihracatı olacak. Fiyatı, Türkiye'nin toplam tarım ürünleri ihracatının neredeyse yüzde 25'ine tekabül ediyor." diye konuştu.
Türkiye'nin stratejik önemine dikkati çeken Nurettin Canikli, "Bizim amacımız sadece insanımızın huzur, mutluluk içinde müreffeh ortamda yaşamalarını sağlamak. Bütün bunları kendimizi savunmak için yapıyoruz. Başka bir amacımız yok. Hiçbir şekilde ne başka bir ülkenin toprağında, menfaatinde gözümüz var ne de öyle yayılmacı bir amacımız var. Sadece kendi topraklarımızda Türk milletinin huzur, barış içinde yaşamasını temin etmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.