Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. (Suriye meselesi) Bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Eğer Türkiye’de muhalefet olayı böyle bir noktaya taşıyorsa bu muhalefetin hem kalitesini hem de gramını ortaya koyar. Bunların belli bölümünü Ruslarla beraber yaparken belli bölümünü de kendi askerimizle, güvenlik güçlerimizle yürütüyoruz. Hep söylüyorum, demokraside en önemli hasletlerden bir tanesi güçlü muhalefettir. Tabii bizim güçlü bir muhalefetimiz yok. Sıkıntı burada.
(ABD’nin PKK yardımı) ABD şunu söyleyemez, ‘Ben terörü beslemedim.’ diyemez. Terörü Suriye’de birinci derecede besleyen ABD ve koalisyon güçleridir, bunu acımasız yapmışlardır ve hala da yapıyorlar. İşte şu anda Kamışlı’daki kalitesiz petrolü çıkartan teröristler. Peki kim alıyor bunu? Rejim alıyor. Para kaynağı rejimde. Bunlar alıyor. Bütün bu gerçekler ortada. Bir diğer taraftan da sürekli olarak buralarda İran’ın hesapları var. Bu hesaplar da önümüzde. Biz istiyoruz ki buradaki süreci daha fazla uzatmayalım. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok çünkü Suriye’nin halkı bizim kardeşlerimiz. Orada bizim öyle bir derdimiz yok. Onların topraklarının bütünlüğü bizim için önem arz ediyor. Rejim bunun idraki içinde olmalı.
İpliklede Olsa Bağı Koparmayın
(Şam’la yeni dönem olur mu?) Şunu bir defa bilmemiz, kabullenmemiz gerekir. Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var, ‘İplikle de olsa bağı koparmayın, o bağ devam etsin. Gün olur lazım olur.’ Şimdi biz mesela bölgede Mısır’la alt düzeyde, bakanlarımız seviyesinde temaslarımızı devam ettiriyoruz. Bu ilişkiler durup dururken olmuyor. Diplomasiyi tamamen devre dışı bırakamazsınız. Diplomasiye ne denli ihtiyacımız olduğunu bütün dünya gördü. Biz her zaman çözümün parçası olduk. Suriye sorununu çözmekle ilgili elimizi taşın altına biz koyduk. Hedefimiz, bölgesel barış oldu, ülkemizi bu krizin ağır tehditlerinden risklerinden korumak oldu.”
Mısır Halkıyla Dargın Olmamız Mümkün Değil
Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’le normalleşme süreci sorulan Erdoğan şunları kaydetti: Yani siyasetin gereği bu. Mesela Mısır’la şu anda üst düzeyde, istenilen yerde değil ama biz şimdi Mısır’la da arkadaşlarla alt düzeyde yani bakanlar seviyesinde bu işi sürdürelim ve ardından da temenni ederiz ki üst düzeyde de bu adımı en güzel şekilde atalım. Çünkü Mısır halkı bizim kardeşlerimiz. Bizim Mısır halkıyla dargın olmamız mümkün değil. Onun için de bir an önce orayla da bu barışı bizim temin etmemiz gerekiyor. Suriye ile daha ileri seviyede adımları temin etmemiz gerekiyor. Bu adımları atmak suretiyle, tüm bölgede yani İslam dünyasının bizim komşularımızla olan bu bölgesinde inşallah birçok oyunu biz bozarız.”
"Esad ile Görüşme Bir Devlet Meselesidir"
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Tokat Belediyesi Hıdırlık Sosyal Tesisleri'nde basın mensupları ile bir araya geldi. Suriyelilerin geri dönüşü noktasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bir görüşme yapılıp yapılmayacağı soruları üzerine, “Bu bir devlet meselesidir.Bu konuyla ilgili her aklına gelen her istediği şeyi söylemez. Bu sorunun ortadan kaldırılması için objektif çözümler üzerinde duruyoruz. En başında da biz orada ne diyoruz somut olarak, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız. Yani Suriye'nin bir terör devleti oluşturulmasına Türkiye müsaade etmez” dedi.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, İsrail'le normalleşme sürecine değinerek, “Kudüs ve Mescid-i Aksa bizim Türk milleti olarak kırmızı çizgimizdir. Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın mahremiyetini ortadan kaldıracak hiçbir konunun Türkiye tarafından, aziz milletimiz tarafından kabul edilmesi mümkün değildir. Tabii ki bölgedeki sorunların çözülmesi, aşılması ve bu anlamda aradaki sorunların ortadan kaldırılması bizim de talebimizdir. Ama bundan sonra normalleşme sürecinin, nasıl normalleşeceğini tayin edecek, tespit edecek olan taraf İsrail'dir, İsrail hükümetidir. Ve İsrail hükümeti bu süreçte atacağı adımlarla gerçekten bölgede barıştan, bölgede normalleşmeden orada insan haklarına saygıdan, Birleşmiş Milletler kararlarına saygıdan yana olup olmadığını ortaya koyacak olan taraftır” dedi.
Kaynak: Yeni Şafak
Diğer İçerikler