Şehit aileleriyle dün iftar programında bir araya gelen Cumhurbaşkanı önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında;
"Barış ve huzur içinde yaşamayı ne kadar seviyorsak, mukaddesatımız bildiğimiz değerlerimize, ezanımızla sembolleşen inancımıza, bayrağımızla sembolleşen vatanımıza, tarihimizin en değerli mirası devletimize, hele hele vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğine yönelik en küçük bir saldırıya veya tacize de o derece tavizsiziz.
Elbette meselelerimizin çözümünde önceliği görüşmeye, konuşmaya ve uzlaşmaya veririz, veriyoruz. Bundan sonra da nefret dili, kavga ve gerilim yerine karşılıklı saygıyı, hoşgörüyü ve diyaloğu gözetmeye devam edeceğiz fakat uzattığımız elin havada bırakılması veya ısırılması hâlinde de demir yumruğumuzu daima hazır tutuyoruz. Geçmişte darbecilerden FETÖ'ye ve diğer terör örgütlerine kadar emperyalistlerin ülkemiz içindeki maşalarından gelen saldırılarda gereken refleksleri gösterememiş olabiliriz ama artık böyle bir Türkiye yok. Tam tersine bugün her alanda güçlü, kudretli, müessir ve kolu uzun bir Türkiye var." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, sınırları içinde ve dışında terörle mücadele konusunda sadece bölgemizin değil, dünyanın en güçlü, kabiliyetli ve dirayetli ülkesidir. Şayet verilen sözler tutulmaz, süreç bir şekilde oyalama, savsaklama, göz boyama, isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa günah bizden gider. Hâlen devam eden operasyonlarımızı, gerekiyorsa taş üstüne taş, omuz üstünde baş bırakmadan son teröristi bertaraf edene kadar sürdürürüz." açıklamasında bulundu.
“Olayları artık tribünden seyretmiyor, binlerce yıllık kadim devlet aklının rehberliğinde ülkemiz lehine olacak şekilde yönlendiriyoruz”
Çok daha iyi yerlere geleceklerini, çok daha güçlü olacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörle mücadelede özellikle son 10 yılda elde ettiğimiz büyük başarıların gerisinde işte bu gerçekler bulunuyor. Güvenlik birimlerimizin terörle mücadelede dünya literatürüne geçen başarılarının verdiği cesaretle meselelerimizin suhuletle çözümü için tarihî adımlar atma öz güvenine kavuştuk. Olayları artık tribünden seyretmiyor, binlerce yıllık kadim devlet aklının rehberliğinde ülkemiz lehine olacak şekilde yönlendiriyoruz. Başkalarının gündemlerine hapsolmadan kendi önceliklerimize göre tarihin akışını değiştiren politikaları kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Hangi adımı atıyorsak, Türkiye'nin ve Türk milletinin istikbali için atıyoruz. Ne yapıyorsak, ülkemizin kalkınması için, ekonomik, siyasi ve sosyal olarak ilerlemesine engel olan zincirlerinden kurtulması için yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletinden, bilhassa da şehit yakınları ve gazilerden son dönemde yaşanan gelişmeleri bu perspektiften değerlendirmelerini istediğini belirterek, "Ülkemize 40 yıldır ağır insani ve ekonomik maliyeti olan bir sorunu suhuletle çözme imkânını görmezden gelmek, yok saymak veya bir avuç fanatiğin güdümünde kalmak Türkiye gibi bir ülkeye asla yakışmaz. Şundan hiç kimsenin şüphesi ve endişesi olmasın, Türkiye, sınırları içinde ve dışında terörle mücadele konusunda sadece bölgemizin değil, dünyanın en güçlü, kabiliyetli ve dirayetli ülkesidir. Şayet verilen sözler tutulmaz, süreç bir şekilde oyalama, savsaklama, göz boyama, isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa günah bizden gider. Hâlen devam eden operasyonlarımızı, gerekiyorsa taş üstüne taş, omuz üstünde baş bırakmadan son teröristi bertaraf edene kadar sürdürürüz." diye konuştu.
“Ülkenin ve milletin menfaatleri her türlü hesabın üstündedir”
Kendilerinin bu bölgenin hancısı, terör örgütlerini destekleyen emperyalist güçlerin ise yolcu olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz binlerce yıldır buradaydık, inşallah ilanihaye burada olacağız. Yarın terör örgütlerini destekleyen güçlerin çıkarları değişip bölgeden çekildikleri zaman baş başa kalacağımızı kimse unutmasın. Bölgemizde 200 yıldır oynanan oyunu bozma fırsatını heba edenler, zayi ve sabote edenler muhakkak bunun hesabını vereceklerdir. Millî meselelerde unutmayın, millî duruş esastır. Ülkenin ve milletin menfaatleri her türlü hesabın üstündedir. Sizlerin de gördüğü gibi birtakım marjinal gruplar hariç 'Terörsüz Türkiye' girişimi milletin ve siyasetin kahir ekseriyeti tarafından müspet karşılanmış, sahiplenilmiş, desteklenmiştir. Bunu ülkemiz adına kıymetli bir kazanım olarak görüyoruz. Asırlık eksikleri tamamlayarak, ülkemize son 22 yılda eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma her alanda çağ atlattık. Geriye kalan sorun başlıklarının en önemlisi olan terörü yurt içinde zaten bitme noktasına getirdik. Yeni süreçte sınırlarımızın ötesindeki yapılanmaları da tasfiye ederek demokrasinin, hukukun, refahın, kalkınmanın ve hepsinden öte kardeşliğin asrı olacak Türkiye Yüzyılı'na güçlü bir başlangıç yapmayı hedefliyoruz."
“Şehit yakınlarımıza diyorum ki bu girişimin içinde şehitlerimizin aziz ruhlarını muazzep edecek, sizleri üzecek, başınızı yere eğdirecek hiçbir şey yoktur, asla olmayacaktır."
Ülke sınırları içinde gerçekleştiremediklerini sınırların dışında başararak Türkiye'ye diz çöktürmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakacaklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kandan, kargaşadan ve gözyaşından beslenen kaos tüccarlarına kazın ayağının hiç de öyle olmadığını göstereceğiz. Terörsüz Türkiye hedefimizi inşallah tüm unsurlarıyla kuvveden fiile çıkardığımızda bu ülkenin önünde artık kimse duramayacak. Altını çizerek tekrar ifade etmek isterim ki yıllardır bu milletin iliğini kemirenler kaybedecek, kazanan 85 milyon olacak, demokrasimiz olacak, ekonomimiz olacak, kardeşliğimiz olacak. Kazanan, pasaportunu taşımaktan her zaman şeref duyduğumuz Türkiye Cumhuriyeti olacak. Kazanan, aydınlık yarınlarımızın teminatı pırıl pırıl evlatlarımız olacak. Bunun için şehit yakınlarımıza diyorum ki bu girişimin içinde şehitlerimizin aziz ruhlarını muazzep edecek, sizleri üzecek, başınızı yere eğdirecek hiçbir şey yoktur, asla olmayacaktır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarım asra yaklaşan siyasi hayatlarının hiçbir aşamasında siyasi ikbal kaygısıyla hareket etmediklerini ve etmeyeceklerini dile getirdi.
Her zaman bu ülkenin ve milletin yüksek çıkarlarını, istikbalini, huzurunu, refahını, dirliğini, birliğini ve bekasını düşündüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mesele Türkiye olduğunda, Türkiye'nin geleceği olduğunda ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaktan asla çekinmedik. Sizlerden, provokatörlere prim vermemenizi, devletinize ve hükûmetinize güvenmeye devam etmenizi özellikle rica ediyorum. Şehit yakınlarımıza ve gazilerimize sağladığımız imkânların en yakın şahidi sizlersiniz. İstihdamdan eğitime, indirim ve teşviklerden sosyal desteklere kadar onlarca ayrı başlık altında yürütülen çalışmaları burada teker teker saymayacağım. Tek söyleyeceğim; ne kadar uğraşırsak uğraşalım sizlerin hakkını, şehit ve gazilerimizin fedakârlığını ödeyemeyeceğimizdir." diye konuştu.
Millet olarak, göğüslerini vatanları, toprakları için siper etmiş olanlara minnet duyduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şehitlerimiz şehadet şerbetini içene kadar sizlerin çocukları veya eşleriydi. Bugün sizlerin olduğu kadar artık bizim de evlatlarımızdır. Artık bu aziz milletin de evlatlarıdır. Milletimizin de canından birer parçadır. Şehitlerimizin geride bıraktığı siz aileleri, yetimleri ve öksüzleri de aynı şekilde bize ve milletimize emanettir. Bugüne kadar bu emanetlere samimiyetle sahip çıktık. Yarın da şehitlerimizin emanetlerini ve uğruna feda-i can eyledikleri mukaddes değerleri baş tacı etmeyi sürdüreceğiz. Bu duygularla konuşmamı tamamlamadan önce bugün Hatay'da meydana gelen elim trafik kazasında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum." dedi.
Ramazan ayının mübarek olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ay boyunca tutulacak oruçların, yapılacak ibadetlerin Hakk katında kabul olmasını temenni etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitleri rahmetle yâd ederek, gazilere de şükranlarını sundu.
Diğer İçerikler