Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: Türkiye Bölgesel Savaşa Hazır Olmalı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, dün katıldığı Haber Global canlı yayınında gündemi değerlendirdi ve soruları yanıtladı.
Bakana yöneltilen bir soruda, İran ile İsrail arasında olası bir savaşın söz konusu olup olmadığı soruldu. Bakan Fidan bu soruya, böyle bir durumu yüksek bir ihtimal olarak değerlendirmek gerektiğini belirterek yanıt verdi. Hem Türkiye hem de bölge devletleri açısından bu olasılığın ciddiyetle ele alınmasının en doğru yaklaşım olduğunu ifade etti. Ancak, savaşın yaygınlaşması ve istikrarsızlık alanlarının tetiklenmesi, Türkiye'nin arzu etmediği bir durum olduğunu vurguladı.
Son 20 yıldır, özellikle 11 Eylül’den sonra, Ortadoğu'da yaşanan büyük savaşlar ve yıkımların ardından Türkiye'nin var gücüyle bölgesel diplomasiye odaklandığını belirten Bakan, dost ülkelerle normalleşme ve genel barışın sağlanmasına yönelik çabalarının yoğun olduğunu ifade etti. Bu çabaların, bölge halklarının ekonomik kalkınma, refah, istikrar ve güvenliği için hayati önemde olduğuna dikkat çekti.
Fidan, İran ile yaşanabilecek herhangi bir çatışmanın savaşa dönüşmesine kesinlikle karşı olduklarını, ancak İran’ın meşru müdafaa hakkını da tanıdıklarını belirtti.
Canlı yayında son konu olarak Azerbaycan ve Ermenistan meselesi de ele alındı. Bakana yöneltilen bir soruda, Güney Kafkasya’da kalıcı barış için etkin rol aldığımızın vurgulandığı ve Azerbaycan ile Ermenistan dışişleri bakanlarıyla üçlü formatta yakın zamanda bir görüşme planlanıp planlanmadığı soruldu.
Bu soruya cevap veren Dışişleri Bakanı, İstanbul’da 3+3 formatında Güney Kafkasya platformunda Rusya, İran, Ermenistan, Azerbaycan ve Türkiye’nin bir araya geleceğini belirtti. Gürcistan davetli olmasına rağmen katılamayacak. Görüşmede Azerbaycan-Ermenistan meselesi dışında, Kafkasya'nın genel durumu ele alınacak. Türkiye’nin bölgesel sahiplenme anlayışını vurgulayan Bakan, bölge ülkelerinin kendi sorunlarına çözüm bulmaları gerektiğini ifade etti.
Bakan Fidan, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki konunun, Kafkasya’daki genel barış ortamı çerçevesinde yakından değerlendirdiğimiz bir mesele olduğunu da belirtti. Azerbaycan ile Türkiye’nin "tek millet, iki devlet" anlayışıyla hareket ettiğine dikkat çekti. İki devletin pek çok noktada adeta tek bir yapı gibi çalıştığını, hassas kurumlar arasında olağanüstü bir koordinasyon bulunduğunu vurguladı. Ekonomilerinin birbirine yakın hareket ettiğini, stratejik hedeflerinin ve menfaat tanımlarının büyük ölçüde örtüştüğünü ifade etti.