Hakan Fidan: Ben Bir Savaştayım, Hislerimi Gösterme Lüksüm Yok
Dışişleri Bakanı Fidan, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırımın cezasız kalmasının, daha büyük bir savaş ve öngörülemeyen kitlesel sorunlara yol açabileceğine dikkat çekti.
Gazze'deki olaylar karşısında kişisel hisleri sorulduğunda ise Fidan "Ben bir savaştayım. Hislerimi gösterme lüksüm yok" yanıtını vererek duruma karşı gösterdiği kararlılığı vurguladı.
"Trump sözünün arkasında durmalı"
Fidan, Trump’ın İsrail yanlısı olduğunu süperiz olmadığını belirterek "Demokratların iktidar olduğu dönemde biz Gazze'de açıktan soykırımın işlendiğine şahit olduk. Daha kötü ne olabilir ki? Dolayısıyla Cumhuriyetçilerin olacağı dönemde de İsrail'le ilgili bir takım negatif gelişmelerin olacağını varsayıyoruz. Umarız, Sayın Trump, bu konuda kendi tabanına, Amerikan halkına ve dünya kamuoyuna vermiş olduğu, 'ben yeni savaşlar çıkartmayacağım, buna engel olacağım' sözünün arkasında durur ve bu konuyu da özellikle Filistin coğrafyasını da bu meselenin bir parçası yapar." diye konuştu.
“ABD'ye yüklenmemiz gereken konular var”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD ile ilişkiler ve küresel politikadaki gelişmelere ilişkin “ABD'nin reflekslerini görmede bir problemimiz olmayacak. Cumhurbaşkanımızın Trump ile iyi ilişkileri var. ABD'ye yüklenmemiz gereken konular var. Sorunları yönetmeye hep beraber gayret edeceğiz. Trump yönetimi dış politikada ne yapacak? Bu küresel dünyanın merak ettiği bir konu. Avrupa ve Asya'daki faktörler buna göre pozisyon almaya çalışıyor. Bizim de ilgili birimlerimiz bir araya gelerek süper güçlerin duruma göre senaryoları oluşturuyor.” şeklinde konuştu.
Suriye ile ilişkiler
Bakan Fidan, Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşmesine ilişkin soruya da, geldikleri noktada Suriye'de iç savaşın donduğunu, daha fazla yüksek sayıda insanın hayatını kaybetmediğini ve yerinden edilmenin yaşanmadığını, bunların büyük ölçüde azaldığını açıkladı.
"Ama daha iyi bir çözümün mümkün olması için gerekli adımların atılmadığını görüyoruz." diyen Fidan, Suriye rejiminin yurt dışındaki 10 milyon civarında Suriyeliyi tekrar Suriye'ye getirme konusunda bir tercih yapması gerektiğini belirtti.
Fidan, Suriye rejiminin, İsrail'in bölgedeki yayılmacılığının etkileriyle daha önce hiç olmadığı kadar baş başa kaldığına dikkati çekerek, "Son 3 yıldır esas itibariyle biz çok sistematik şekilde İsrail Hava Kuvvetlerinin İranlı milisleri sistemli şekilde vurduğunu hep görüyorduk. Yani haftada 1-2 bazen 3 operasyon yaparak. Ruslarla koordineli götürüyorlardı bunları. Şimdi Gazze Savaşı'ndan sonra bunun daha da arttığını görüyoruz." şeklinde konuştu.
Fidan, Rusya'nın Türkiye-Suriye normalleşmesinde herhangi bir rolü olup olamayacağına ilişkin, "Eğer Şam yönetimi belli kritik konularda adım atmak isterse Rusların ben buna hayır diyeceğini düşünmüyorum. Ama Rusların, (Şam yönetiminin) bu adımları atması için çok yoğun bir baskı yapacağını da düşünmüyorum ve görmüyorum da zaten. Bu konuda biraz nötr duruyorlar açıkçası." ifadelerine yer verdi.
"Türkiye her türlü senaryoya hazır"
ABD'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) için silah ambargosunu kaldırması, Rum yönetimiyle mutabakat imzalaması ve üs kurma girişimlerinde bulunmasına dair Fidan, güvenliğe ilişkin denge değiştirici hareketleri çok yakından takip ettiklerini ifade etti.
Fidan, Kıbrıs adasında yeni bir askeri hareketliliğe ihtiyaç olmadığını belirterek, "Bizim varlığımızdan başka türden bir tehdit üreten, tehdit algılayan ve bu tehdidi bahane edip kendi silahlanmasını gerçekleştirme politikası, bu başka bir alan. Orada başka bir niyet olabilir. Benim gördüğüm, herkes bizim her türlü senaryoya hazır olduğumuzu biliyor. Bize Kıbrıs çok yakın. Anavatan olarak bizim mobilizasyon kabiliyetlerimiz de çok fazla." diye söyledi.
Her iki tarafın da diplomatik arayışlara ilişkin niyetlerinin sürdürdüğünü kaydeden Fidan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'in iki tarafı bir araya getirdiğini ve ileride Guterres'in ev sahipliğinde Türkiye'nin de dahil olduğu dörtlü ya da beşli görüşmelerin olabileceğini ifade etti.