Adres :
Aşağı Öveçler Çetin Emeç Bul. 1330. Cad. No:12, 06460 Çankaya - Ankara Telefon : +90 312 473 80 41 - +90 530 926 41 13 Faks : +90 312 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr

Uluslararası Sistem ve Deprem

 Bu yazı 16/02/2023 tarihinde yayınlanmıştır.

*Doç.Dr. Güray ALPAR / SDE Başkanı

 

06 Nisan 2023 günü sabaha karşı, Doğu Akdeniz Fay Hattı (DAF) üzerinde gerçekleşen ve toplamda 25 milyondan fazla kişiyi doğrudan etkileyen 7,7 şiddetindeki deprem, başta Türkiye ve Suriye olmak üzere; Mısır, Lübnan, Irak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Kıbrıs Türk Devleti’nde hissedilmiştir. Kurtarma çalışmaları devam ederken meydana gelen 7,6 şiddetindeki ikinci bir deprem ise yıkımı daha da artırmıştır. Konuyla ilgili açıklama yapan Oxford Üniversitesi Tektonik Profesörü Richard Walker, bu depremin boyutu ve yüzeye yakınlığı bakımından dünyadaki en büyük kara depremlerinden birisi olduğunu söylemiştir.

Yaşanan acı büyüktür. Acıyı tüm Türkiye paylaşmış; küçüğünden büyüğüne, fakirinden zenginine tüm halk hep birlik olarak elinden geldiğince afete maruz kalan bölgeye ve bu bölgedeki insanlara destek olmaya çalışmıştır/çalışmaktadır. Özellikle geçlerin ve çocukların yardım etmek için çırpındığı görüntüleri unutmak mümkün değildir. Bunun dışında dikkat çeken bir başka husus ise deprem felaketi sonrası tüm dünyanın arama kurtarma ekiplerinin afet bölgesine yardıma koştuğunun görülmesidir.

Bu kapsamda: ABD, Almanya, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, BAE, Bangladeş, Belarus, Birleşik Krallık, Bosna Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Cezayir, Çekya, Çin, El Salvador, Ermenistan, Estonya, Filistin, Finlandiya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Gürcistan, Hırvatistan, Hindistan, Hollanda, Hong Kong, Irak, İran, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Karadağ, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, KKTC, Kosova, Kuveyt, Libya, Litvanya, Lübnan, Macaristan, Malezya, Malta, Meksika, Moğolistan, Moldova, Özbekistan, Pakistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovakya, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tayvan, Tunus, Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün, Venezuela ve Yunanistan'dan ekiplerin ilk etapta deprem bölgesinde arama kurtarma çalışmalarına katıldığı (Daha sonra 20’den fazla ülkenin daha girişimde bulunduğu bilinmektedir) ve bunun dışında da onlarca ülkenin de yardım malzemesi göndermek için Türkiye’ye başvurduğu görülmüştür. Bunların arasında Afganistan gibi savaştan çıkmış ülke insanlarının yanında, Ukrayna gibi savaş halindeki ülkeler de bulunmaktadır. Tüm Türk dünyası bu zor günlerinde ilk andan itibaren Türkiye’nin yanında olmuştur. Ayrıca medyaya yansıyan görüntülerden; Somali ve Sudan’dan başlayarak birçok Afrika ve Asya ülkesinden insanların Türkiye için dua ettikleri görülmüş, Pakistanlı Bakanlar birer maaşını, Pakistanlı bütün memurlar ise maaşlarının bir kısmını depremden zarar gören kardeşlerine göndermiştir. Buna benzer yüzlerce örneği ve ülke insanını ilave edebiliriz. Şüphesiz Latin Amerika kıtasından, Afrika, Avrupa, Asya ve Avustralya kıtasına kadar dünyanın hemen hemen her yerinden Türkiye’ye uzanan bu desteklerin ayrı bir anlamı vardır. Bu bugüne kadar Türkiye’nin hiçbir karşılık gözetmeden ve din, dil, ırk ayırımı yapmadan dünyanın her yerinde zor durumdaki insanlara yapmış olduğu insani yardım ve insani dış politikasının anlaşılması ile de ilgili ve bunun yarattığı gönül coğrafyası kavramının bir sonucu olarak değerlendirilebilir.

Bu kenetleniş, belki de tüm dünyanın uzun zamandan beri arzuladığı insanı merkeze alan değerlerin yayılmasına vesile olacak ve yeni güvenlik mimarisi için bir başlangıcı oluşturacaktır. Umudumuz, ihtiyaç duyulan dönüşümleri gerçekleştirerek, uluslararası sistemde insanlığa bugüne kadar acı ve gözyaşından başka bir şey vermeyen mevcut sistemsel bunalımdan çıkmak ve “yaşatılan bir çocuk, yayılmayan bir hastalık, patlamayan etnik bir gerilim ve ezilmemiş bir insan ruhu” olarak belirlenen insan güvenliği kavramına bir an önce ulaşmaktır.