Uzun Savaş Stratejisi

Bu yazı 04/03/2024 tarihinde yayınlanmıştır.

*Mithat IŞIK/SDE Savunma ve Güvenlik Koordinatörü

Savaşta askeri gücün önemi kadar stratejinin de büyük önemi vardır. Liderler zaman zaman uzun savaş stratejisinden bahsederler. Uzun savaş stratejisi ilk defa küresel terörle mücadelede kullanıldı.

Bu stratejinin amacı hasmın ekonomik, askeri ve siyasi olarak yıpratılmasıdır. Ukrayna-Rusya Savaşı'nın kazanan tarafının kim olacağının bilinememesinin nedeni de uzun savaş strateji döneminin başlamasının sonucudur. Avrupa ülkeleri ve ABD'nin amacı Rusya'nın yıpratılmasıdır. Ülkeler için yanlış olan bu tür savaşlara girmektir. Bu tür savaşlarda ülkelerin maddi ve manevi kayıpları çok yüksektir.

Rusya'nın Ukrayna'yı tamamen işgal ederek ele geçirmesi mümkün değildir. Ukrayna ve Rusya'nın barış yapmaktan başka bir çözüm yolu yoktur.

Diğer olasılık ise Rusya'nın bu çatışmayı uzun yıllar devam ettirmesidir. Ancak bu çok yıpratıcı bir hareket tarzıdır. Bu durum, ABD'nin kendi askerini kullanmadan savaşı kazanması için tercih ettiği bir stratejidir. ABD'nin amacı Rusya'nın uzun süre Ukrayna bataklığında kalarak yıpranmasıdır. Rusya'nın yıpranması ABD'nin, AB'nin hatta Çin'in de işine gelmektedir. Rusya'nın Ukrayna'daki emellerini gerçekleştirmesi için tek şansı vardır o da yönetimi ele geçirmektir. Ukrayna yönetimi, işgale uğrayan topraklarını haklı savunurken, büyük güçlerin hedefine hizmet etmekten de uzak durmalıdır.

Savaşın her iki tarafa verdiği hasar çok büyüktür. Ukrayna'da Harkow, Mariupol başta olmak üzere birçok şehir yerle bir olmuş durumda. Milyonlarca insan Ukrayna'dan kaçmak zorunda kaldı. Yüzbinlerce insan ülke içinde yer değiştirdi. Hastaneler, altyapı, kültürel miras evler ve sanayi merkezleri tahrip edildi. Dünyada enerji ve gıda piyasasında sıkıntılara yol açtı. Küresel piyasalarda şoklar yaşandı. Rusya'nın nükleer silah kullanma olasılığını bilinçli olarak yükseltti. Rusya açısından temel amaç Batılı müttefikleri Ukrayna'ya destek vermekten caydırmak ve karar mekanizmalarına korku salmaktı. Her ne kadar birçok uzman nükleer silah kullanma riskinin düşük olduğunu savunsa da böyle bir tehdit varlığını sürdürmektedir.

Ukrayna'nın Rusya saldırılarına karşı koyması Ukrayna'ya verilecek geliştirilmiş uçaklar, silah sistemleri ve geliştirilmiş mühimmatlarla mümkün olacaktır. Ukrayna'nın karşı taarruz yaparak kaybettiği toprakları geri alması kısa vadede mümkün görülmemektedir. Savaş şu anda daha çok siyasi alanda devam ediyor. Batıdaki bölünmeler ve Ukrayna konusundaki tereddütler Putin'e siyasi alanda avantajlar sağlıyor. ABD'nin desteğini çekmesi ve Ukrayna'nın düşmesi durumunda kıtanın güvenliğinin nasıl sağlanacağından endişe eden Avrupa Birliği, son aylarda Ukrayna'ya yardımları artırdı. Rusya'nın müzakere masasına oturmak için tek şartı Ukrayna'nın teslim olması. Zelenski ise Rusya'ya direneceklerini, asla teslim olmayacaklarını ifade ediyor. Şu an için bir ateşkes yok.

Bu durum ABD'nin yıpratma ve uzun savaş stratejisinin gereğidir. Bu savaş senelerce devam edecek gibi bir görünüm arz ediyor. Cephe sayısı arttığında yıpratma savaşı devam ederken, zaman zaman füzelerle ve SİHA'larla hareketlenen meskun mahal savaşlarına da şahit olacağız. Bu savaşta ateşkes olsa dahi anlaşma olmayacaktır. Donmuş ihtilaflar devam edecektir. Savaşın kaderini belirleyecek temel unsur Batıdan ve özellikle de ABD'den Ukrayna'ya gönderilecek yardımlardır. Bu yardımlar gelmezse durum Rusya lehine gelişecektir. ABD, NATO'yu Türkiye dahil belli ülkeleri Ukrayna konusunda daha aktif bir konum almaya zorluyor. ABD Ukrayna'nın tek başına Rusya'ya karşı başarılı olamayacağını biliyor. ABD'nin uzun savaş stratejisini sürdürmesi için NATO üyelerinin daha aktif olması gerekiyor.

ABD, İngiltere G7 ve AB ülkeleri kadar Çin de Rusya'nın daha çok yıpranmasını ve savaşın bir süre daha uzamasını istiyor. Ukrayna yönetimi büyük güçlerin çıkarına hizmet ederken halkını perişan ediyor.

Türkiye, 15 Şubat 2024’te Avrupa Gökyüzü Kalkanı'na üye oldu. Avrupa Gökyüzü Kalkanı, Avrupa tarafından Montrö'yü delmenin bir yolu olarak görülüyor olabilir. O nedenle Türkiye dikkatli olmalıdır.